Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Sıra No: 167 (VUK 167)

VUK 167

31 Aralık 1985 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 18975

Maliye Bakanlığından

Bilindiği üzere, 1l Aralık 1985 tarih ve 18955 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 4.12.1985 tarih ve 3239 sayılı Kanunun Birinci Bölümü 2l3 sayılı Vergi Usul Kanunu ile ilgili değişiklikleri ihtiva etmektedir.

Bu Genel Tebliğde, 3239 sayılı Kanunla, Vergi Usul Kanununun mükellefin bildirim, defter tutma ve belge düzenleme ödevlerine ilişkin hükümlerinde yapılan değişiklikler açıklanmıştır.

1. 3239 sayılı Kanunun 15 inci maddesi ile Vergi Usul Kanununun 168 inci maıddesinin birinci fıkrasının l numaralı bendi değiştirilerek mükelleflere, işe başlamadan önce bildirim esası getirilmiştir.

Değişiklikten önceki hükme göre, işe başlama bildirmelerinin olayın vukuu tarihinden itibaren I ay içinde yapılması mümkün bulunmakta idi. Yapılan değişiklikle bundan böyle mükellefler, işe başlamadan önce ilgili vergi, dairelerine işe başlama dilekçelerini vererek bildirimde bulunacaklardır.

İşi bırakma ve değişiklik bildirmeleri ise eskiden olduğu gibi olayın vukuundan itibaren 1 ay içinde yapılacaktır.

2. Aynı Kanunun 37 nci maddesi ile, Vergi Usul Kanunu’nun iş hacmi bakımından tüccar sınırlarını belirleyen 177 nci maddesinin l, 2 ve 3 numaralı bentlerinde yer alan hadler artırılmıştır. Yeni düzenlemeye göre yıllık alımların tutarı 100.000.000._ liraya, satışların tutarı 120.000.000.- liraya, alım – satım işleri dışındaki gayrisafi iş hasılatı 50.000.000.- liraya, belirtilen işlerin birlikte yapılması halinde ise, ikinci bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 100.000.000.- liraya yükselmiştir.

3239 sayılı Kanunun 38 inci maddesi ile Vergi Usul Kanununa eklenen geçici 13 üncü maddede de “Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinde yer alan ve bu Kanunla artırılan hadler, önceki yılların hadlerine bağlı olmaksızın, 1986 yılında tutulacak defterler içinde uygulanır.” denilmiştir.

Bu durumda, tüccar sınıfının tayini ve 1986 yılında tutacakları defterler bakımından mükellefler, Vergi Usul Kanununun sınıf değişikliğine ilişkin 179 ve 180 inci maddelerine bağlı olmaksızın, sadece 1985 yılı iş hacimlerini esas alacaklardır. Mesela;

a) Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan tüccarlardan, 1985 yılı alımlarının tutarı 100.000.000,_ lirayı veya satışların tutarı l20.000.000,- lirayı aşanlar;

b) Yukarıda yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşan ve 1985 yılı içinde elde ettikleri gayrisafi iş hasılatı 50.000.000,- lirayı aşanlar;

c) Alım – satım ile bunların dışındaki işlerin birlikte yapılması halinde, 1985 yılındaki alım – satım dışında kalan iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 100.000.000,- lirayı aşanlar;

Birinci sınıf tüccar sayılarak 1986 yılında bilanço esasına güre defter tutacaklar, 1985 yılı iş hacimleri yukarıda belirtilen hadlerin altında kalanlar ise, ikinci sınıf tüccar sayılarak işletme hesabı esasına göre defter tutacaklardır:

Diğer bir ifadeyle, ikinci sınıf tüccar olarak işletme hesabı esasında defter tutmakta olan bir mükellef, 1985 yılındaki alımlarının tutarı 180.000.000,- lirayı veya satışlarının tutarı 19.800.000,- lirayı aşmış olsa dahi yeni hadleri (Alımların tutarı 100.000.000,- lira, satışların tutarı 120.000.000,- lira) aşmadığı takdirde, 1986 yılında işletme hesabı esasına göre defter tutmaya devam edebilecektir.

Birinci sınıf tüccar olarak bilanço esasında defter tutmakta olan bir mükellef ise 1985 yılında yeni hadleri aşmamış olması halinde, ikinci sınıfa geçerek 1986 yılında işletme hesabı esasında defter tutabilecektir.

Yeni artırılan hadlerin ilk uygulama yılı olan 1986 yılından sonra, tüccar sınıflarının tayini ve tutulacak defterler bakımından ise, Vergi Usul Kanununun sınıf değişikliğine ilişkin l79 ve 180 inci maddelerinin uygulanacağı tabiidir. Buna göre 1986 yılı sonu itibariyle ve müteakip yıllarda;

İş hacmi bakımından birinci sınıfa dahil olan tüccarlar;

– Bir hesap döneminin iş hacmi 177 nci maddede yazılı hadlerden % 20’yi aşan bir nispette düşük olursa, veya;

– Arka arkaya üç dönemin iş hacmi 177 nci maddede yazılı hadlere nazaran % 20’ye kadar bir düşüklük gösterirse :

Bu şartların tahakkukunu takip eden hesap döneminden başlıyarak, ikinci sınıfa geçebilirler.

İş hacmi bakımından ikinci sınıfa dahil olan tüccarlar;

– Bir hesap döneminin iş hacmi 177 nci maddede yazılı hadlerin % 20′ yi aşan bir nispette fazla olursa veya;

– Arka arkaya iki dönemin iş hacmi 177 nci maddede yazılı hadlere nazaran % 20’ye kadar bir fazlalık gösterirse;

Bu şartların tahakkukunu takip eden hesap döneminden başlıyarak birinci sınıfa geçerler.

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin 4, 5 ve 6 numaralı bentleri hükümlerine göre, her türlü ticaret şirketleri, Kurumlar Vergisine tabi olan diğer tüzel kişiler ile ihtiyari olarak bilanço esasına göre defter tutmayı tercih edenler, iş hacimlerine bakılmaksızın kanunen birinci sınıf tüccar sayıldıklarından bilanço esasına göre defter tutmaya devam edeceklerdir.

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink” icon_fontawesome=”fa fa-gg”]

Alomaliye.com Personel Programı
Avans | İcra | İzin | Rapor Takibi | Teşvikler | Puantaj Hesaplama | SGK e-İşlem | e-Beyan [/vc_message][vc_column_text]

3. Kanunun 16 ncı maddesi ile Vergi Usul Kanununun 183 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrası birleştirilerek yeniden düzenlenmiştir.

Değişiklikten önceki fıkralarda, işleri ciltli yevmiye defteri tutulmasına imkan vermeyecek derecede geniş olan büyük mali, sınai ve ticari müesseselerin müteharrik yapraklı yevmiye defteri kullanmalarına Maliye Bakanlığınca müsaade olunabileceği, tutulması mecburi diğer defterler için de aynı müsaadenin verilebileceği hükümleri yer almakta idi.

Söz konusu fıkralarda yapılan değişiklikle, vergi mükellefleri diledikleri takdirde, Bakanlık iznine tabi olmadan yevmiye defteri ve tutulması zorunlu diğer defterlerini müteharrik yapraklı olarak kullanabileceklerdir. Bu değişiklik 1986 yılında tutulacak defterler için de geçerli bulunmaktadır.

Defterlerin tasdik şekline ilişkin 225 inci maddede herhangi bir değişiklik olmadığından, halen uygulandığı gibi, müteharrik yapraklı defter kullanacak mükellefler, bir yıl içinde kullanacaklarını tahmin ettikleri sayıda yaprakların her sayfasını teker teker tasdik makamının resmi mühürü ile mühürleteceklerdir. Sayfalar sıra numarasıyla teselsül edecek ve tasdikli yapraklar bittiği takdirde, yeni yapraklar kullanılmadan önce tasdik ettirilecektir.

Ayrıca, 165 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtildiği gibi, müteharrik yapraklı defter sayfalarının noterlerce tasdik işlemleri yapılırken verilen “tasdik numarası”nın mühürle birlikte her sayfada yer alması gerekmektedir.

4. Kanunun 17 nci maddesi ile Vergi Usul Kanununun 221 inci maddesinin 3 numaralı bendi değiştirilmiştir.

Değişiklikten önceki 3 üncü bent hükmüne göre, yeniden işe başlayanların, sınıf değiştirenlerin, vergi muafiyetleri kalkanların veya yeni bir mükellefiyete girenlerin bu durumlarının meydana geldiği tarihten itibaren bir ay içinde deftetlerini tasdik ettirmeleri gerekmekte idi.

Değiştirilen 3 üncü bent hükmüne göre ise, yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler; işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muafiyeti kaybetme tarihinden itibaren on gün içinde defterlerini tasdik ettirmek mecburiyetindedirler.

5. Kanunun 18 inci maddesi ile Vergi Usul Kanununun 223 üncü maddesine birinci fıkraya takiben bir fıkra eklenmiştir.

Eklenen bu fıkra hükmüne göre, tasdik makamı, Vergi Usul Kanununa göre tasdik edilmek üzere getirilen defterleri sosyal güvenlik ile ilgili kuruluşların mevzuat hükümlerine bağlı kalmaksızın tasdik edecektir.

1.1.1986 tarihinden itibaren noterlerce defter tasdiki sırasında, vergi mükelleflerinden, sosyal güvenlik ile ilgili bir kuruluşa kayıtlı olduğunu gösterir belge ibrazı istenilmeyecek, sadece Vergi Usul Kanunu ile bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak yayınlanan Yönetmelik hükümlerine ve Genel Tebliğlerde yer alan esaslara bağlı kalınacaktır.

6. Kanunun 19 uncu maddesi ile Vergi Usul Kanununun 230 uncu maddesinin 5 numaralı bendi değiştirilerek, fatura bulunsun veya bulunmasın mal harekatının mutlaka sevk irsaliyesine bağlanması mecburiyeti getirilmiştir.

Değişiklikten önceki bentte ise, “faturanın bulunduğu hallerde ayrıca sevk irsaliyesi aranmaz” hükmü yer almakta idi.

Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanununun faturanın şekline ilişkin 230 uncu maddesinde, “Faturada en az aşağıdaki bilgiler bulunur;” denilmekte ve bu bilgiler beş bent halinde sayılmaktadır. Sadece 5 numaralı bentte değişiklik yapılmış olup, diğer bentlerde bir değişiklik yapılmamıştır.

Söz konusu değişikliğe göre satılan malın teslim tarihinden sonra yeni teslimi anında düzenlenmiş olsa dahi faturada, malın teslim tarihi ve irsaliye numarası yer alacak ve ayrıca, sevk irsaliyesi de düzenlenecektir.

Diğer taraftan, sevk irsaliyesinin kimler tarafından ve ne şekilde düzenleneceğine ilişkin esaslar da 5 inci bentte hüküm altına alınmıştır. Buna göre;

a) Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının;

b) Teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta bulundurulması şarttır.

Malın bir mükellefin birden çok iş yerleri ve şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncu veya diğer bir aracıya gönderildiği hallerde de malın gönderen tarafından sevk irsaliyesine bağlanması gereklidir.

Sevk irsaliyeleri hakkında, fiyat ve bedel ile ilgili bilgiler hariç olmak üzere, Vergi Usul Kanununun 230 ve 231 inci madde hükümleri uygulanır. İrsaliyelerde malın nereye ve kime gönderildiği ayrıca belirtilir.

Ancak, 230 uncu maddenin son fıkra hükmü uyarınca, nihai tüketicilerin tüketim amacıyla perakende olarak satın aldıkları malları kendilerinin taşıması veya taşıttırılması halinde bu mallara ait fatura veya perakende satış fişinin bulunması şartıyla sevk irsali-yesi aranmayacaktır.

7. Kanunun 20 nci maddesi ile Vergi Usul Kanununun 231 inci maddesinin beş numaralı bendi değiştirilmiş ve bunu takiben altı numaralı bent eklenmiştir.

Değişiklikten önceki beş numaralı bentte, faturanın malın teslim tarihinden itibaren on gün içinde düzenleneceği hükmü yer almış ancak, mal satışı dışında iş veya hizmet ifası hallerinde fatura düzenleme süresi yönünden bir hüküm yer almamıştı.

Yeni 5 inci bend hükmü ile bir hizmet yapılması halinde de fatura düzenlemesi, mal tesliminde olduğu gibi on günlük süreye bağlanmıştır.

Ayrıca, belirtilen süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükmü konulmak suretiyle uygulanacak müeyyide yönünden konuya açıklık getirilmiştir.

Eklenen altı numaralı bentte ise aynen; “Bu Kanunun 232 nci maddesinin birinci fıkrasına göre fatura düzenlemek zorunda olanlar, müşterinin adı ve soyadı ile bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarasının doğruluğundan sorumludur. (Ancak bu sorumluluk, aynı maddenin 2 nci fıkrasının uygulandığı halleri kapsamaz.) Fatura düzenleyenin istemesi halinde müşteri kimliğini ve vergi dairesi hesap numarasını gösterir belgeyi ibraz etmek zorudadır.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre, Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinin birinci fıkrası uyarırıca birinci ve ikinci sinıf tüccarlarla defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler;

a) Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

b) Serbest meslek erbabına;

c) Kazançları götürü usulde tespit olunan tüccarlara;

d) Defter tutmak mecburiyetinde olan.çiftçilere;

e) Vergiden muaf olan esnafa;

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura düzenlemeleri sırasında, müşterinin adı ve soyadı ile bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarasının doğruluğundan sorumlu olacaklardır. Faturayı düzenleyen müşterinin kimliğini ve vergi dairesi hesap numarasını gösterir belge isteyebilecek, müşteri de bu belgeyi ibraz etmek zorunda olacaktır.

Ancak, 6 ncı bendin parantez içi hükmü uyarınca, yukarıda sayılanların dışındaki kimselere yapılan (mesela; nihai tüketiciye) satış veya işler için düzenlenecek faturalarda, müşterinin belge ibrazı ve fatura düzenleyenin sorumluluğu söz konusu olmayacaktır.

Diğer taraftan, vergiden muaf esnafın vergi dairesi ve hesap numarası bulunmayacağına göre, sadece adı ve soyadı ile adresinin doğruluğu yeterli olacaktır.

8. Kanunun 37 nci maddesi ile, Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan on bin lira, yüz bin liraya yükseltilmiştir.

Buna göre, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin nihai tüketiciye yaptıkları emtia satışı veya yaptıkları iş bedelinin yüz bin lirayı aşması halinde mutlaka fatura, aşmaması halinde ise perakende satış fişi düzenlemeleri gerekmektedir.

Ancak, nihai tüketiciler tarafından fatura istenilmesi halinde, yüz bin liralık hadde bakılmaksızın fatura verilmesi; satılan emtia veya yapılan iş bedelinin yüz bin liranın altında olması ve müşteri (nihai tüketici) tarafından fatura istenilmemesi halinde ise, perakende satış fışi verilmesi zorunludur.

Diğer taraftan, 232 nci maddenin bir ve ikinci fıkra hükümleri uyarınca, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin;

– Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

– Serbest meslek erbabına;

– Kazançları götürü usulde tespit olunan tüccarlara;

– Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

– Vergiden muaf esnafa;

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için, satılan emtianın veya yapılan işin bedeli ne olursa olsun fatura vermeleri emtiayı satın alan veya hizmeti yaptıran bu kimselerin de fatura istemeleri ve almaları mecburidir. Bunlar için perakende satış fişi geçerli değildir.

9. Kanunun 21 inci maddesi ile Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrası değiştirilmiştir.

Bilindiği üzere, Maliye ve Gümrük Bakanlığına, vergi mükellefleri tarafından kullanılan defter ve düzenlenen belgeler konusunda düzenlemeler yapmaya yetki veren mükerrer 257 nci madde daha önce de Vergi Usul Kanununda yer almakta idi.

Bu defa, daha önceki yetkilere ilaveten, mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etme, Vergi Usul Kanununa göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin kullanılmasını kaldırma; vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili olarak levha kullandırma ve asma mecburiyeti getirmeye ve kaldırmaya da yetki tanınmıştır.

Bu madde hükmüne dayanılarak daha önce Bakanlığımızca yapılan düzenlemeler muhtelif genel tebliğlerde ve yönetmelikte açıklanmıştır. Gerekli görüldüğünde yapılacak yeni düzenlemeler ayrıca açıklanacaktır.

Bu Genel Tebliğimizle de aşağıda belirtilen yetkiler kullanılmaktadır.

a) Sabit işyeri bulunmayan nakliyecilerin Günlük Perakende Satış ve Hasılat Defteri ile Kasa Defteri;

b) İkinci sınıf tüccar olup satışlarının tamamı toptan ve faturalı olan mükelleflerin Günlük Perakende Satış ve Hasılat Defteri;

c) İkinci sınıf tüccarlardan 3100 sayılı Kanuna göre Yazar Kasa makinesi kullanan mükelleflerin Günlük Perakende Satış ve Hasılat Defteri;

Kullanmaları mecburiyeti 1.1.1986 tarihinden itibaren kaldırılmıştır.

d) Perakende satış fişlerinin (3100 sayılı Kanuna göre verilen yazar kasa fişleri hariç) düzenlenmesi sırasında, toplam bedelin ayrıca yazı ile de belirtilmesi ve rakamla yazılan toplamın her iki tarafının çift çizgi (=) ile kapatılması zorunludur. (Ekteki örnekte görüldüğü gibi)

Öte yandan, akaryakıt bayilerinin, pompalardan yaptıkları yüzbin liranın altındaki akaryakıt satışlarında (isteyenlere fatura veya perakende satış fişi verme mecburiyeti saklı kalmak şartıyla) günlük toplam hasılatı pompa totalizatörlerinden tespit etmeleri ve her günkü toplam satış için totalizatör rakamlarını da yazmak şartıyla defter kayıtlarında göstermeleri uygun görülmüştür.

Tebliğ olunur.

Exit mobile version