Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

GVK 149 – Gelir Vergisi Genel Tebliği Seri No: 149

GVK 149

Gelir Vergisi Genel Tebliği Seri No: 149

18/03/1986 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 19051

Bilindiği üzere, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun bazı hükümlerinde 4.12.1985 tarih ve 3239 Sayılı Kanunla değişiklikler yapılmış ve bu değişikliklerden “Ücretlerin vergilendirilmesi”ne ait hususlar 147 Seri No.lu, “dahili tevkifat”a ilişkin hususlar da 148 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğlerinde açıklanmış bulunmaktadır.

Gelir Vergisi Kanununda 3239 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerden, yukarıda belirtilen tebliğlerde yapılan açıklamalar dışında kalan hususlarla ilgili olarak aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.

I _ SERBEST MESLEK KAZANÇLARINDA İSTİSNA :

Gelir Vergisi Kanununun serbest meslek kazançlarında istisnaya ilişin 18 nci maddesinde 3239 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile müellif, mütercim, heykeltıraş, ressam ve bestekârlar ile mucitlerin yanısıra hattatlar da istisna kapsamına alınmıştır. Belirtilen kimselerin istisnaya konu faaliyetleri içerisine; bilimsel araştırma ve incelemeler ile fotoğraf ve video band halindeki eserleri de dahil edilmiştir. Ayrıca, maddede yer alan istisna ile ilgili hadler kaldırılarak, eserlerin sahipleri veya kanuni mirasçıları tarafından satılması veya kiraya verilmesi karşılığında elde edilen gelirlerin tamamının herhangi bir miktarla sınırlı olmaksızın vergidan istisna edilmesi esası getirilmiştir.

Sözü edilen maddede yer alan istisnanın uygulanabilmesi için;

a) Elde edilen gelirin serbest meslek kazancı olması gerekir. Sözlü veya yazılı bir hizmet sözleşmesi ile herhangi bir işverene bağlı olan kişilere, 18 inci maddede belirtilen faaliyetleri dolayısıyla işverenler tarafından yapılan ödemeler, serbest meslek kazancı olmayıp, ücret geliri sayılacağından, bu gelire istisna uygulanmayacaktır.

b) Söz konusu serbest meslek kazancı; müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr ve mucitler veya bunların kanuni mirasçıları tarafından elde edilmiş olacaktır.

c) Kazanç bu kişilerin;

_ Şiir, hikâye, roman, makale, bilimsel araştırma ve inceleme, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserleri ile hattatların hat sanatı çerçevesinde değerlendirilen yazılarının gazete, dergi, radyo, televizyon ve videoda yayınlanması,

_ Kitap, resim, heykel ve nota halindeki eserler ile ihtira beratlarının satılması veya bunlar üzerindeki mevcut hakların devir ve temlik edilmesi veya kiralanması,

karşılığında elde edilmiş olacaktır.

d) Yukarıda sözü edilen eserlerin 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Hakkında Kanun hükümlerine göre eser niteliğinde olması ve ihtira beratlarının da tescil edilmiş bulunması gerekmektedir. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Hakkında Kanunun 1 nci maddesine göre, eser; “Sahibinin hususiyetini taşıyan ve kanun uyarınca ilim, edebiyat, musiki, güzel sanatlar ve sinema eserleri sayılan her nev’i fikir ve sanat mahsulleri” olarak tanımlanmıştır. Bu kanun kapsamına giren eserler, ilim ve edebiyat eserleri ile musiki eserleri, güzel sanat ve sinema eserleri olmak üzere dört grup halinde sayılmıştır.

Diğer taraftan, ihtira beratlarına konu olan buluşların ticari veya sınai bir işletmeye dahil iken satılması, devir ve temliki veya kiralanması yada ihtira beratına konu olan buluşun üretilerek satılması hallerinde elde edilen kazanç, serbest meslek kazancı kapsamına girmeyeceğinden, bu kazançlara söz konusu istisna uygulanmayacaktır.

Ayrıca, istisna kapsamına yeni alınan video bant halindeki eserlerin sahipleri veya kanuni mirasçıları dışında kalan kimseler tarafından (video kulüpleri gibi) satılması veya kiralanmasından elde edilen gelirlere bu istisna uygulanmayacaktır.

Söz konusu eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi veya bu kazançların arızi olarak elde edilmesi halinde de istisna uygulanacaktır. Ancak, bu istisna hükmü elde edilen hasılat üzerinden 94 üncü madde uyarınca tevkif yoluyla alınacak vergiyi kapsamıyacaktır.

Bu durumda, Gelir Vergisi Kanununun değişik 94 üncü maddesinin (A) fıkrasının 3/a bendi hükmüne göre, vergi tevkifatı yapmakla yükümlü olanlar tarafından 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek kazançları dolayısıyla hak sahiplerine yapılacak ödemelerden, ödemenin miktarına bakılmaksızın gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.

II _ TİCARİ KAZANCA AİT DEĞİŞİKLİKLER :

A _ Bir İşyeri Açmaksızın Gezici Olarak Milli Piyango Bileti Satanlar:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “esnaf muaflığı”na ilişkin 9 uncu maddesinin sonuna 3239 sayılı Kanunun 39 uncu maddesi ile eklenen fıkrada, “Bir işyeri açmaksızın münhasıran gezici olarak milli piyango bileti satanlar yukarıdaki şartlarla sınırlı olmaksızın gelir vergisinden muaftır. Bu muaflığı 94 üncü madde uyarınca, tevkif suretiyle ödenen vergiye şumulü yoktur.” denilmiştir.

Bu hükme göre, bir işyeri açmaksızın münhasıran gezici olarak milli piyango bileti satanlar, başka bir ifade ile seyyar milli piyango bayiliği yapanlar, esnaf muaflığı ile ilgili diğer şartları taşıyip taşımadıklarına bakılmaksızın, bu faaliyetleri nedeniyle 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren gelir vergisinden muaf tutulacaklardır.

Ancak, bu muaflıktan yararlanan kimselere ödenen komisyon bedeli üzerinden, Milli Piyango İdaresince veya bu İdare adına ödemeyi yapanlarca Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesine göre % 25 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.

B _ Ticari Kazancın Tespitinde İndirilecek Gelirler :

3239 sayılı Kanunun 138 inci maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 39 uncu maddesinin son fıkrası, 75 inci maddesinin 11 numaralı bendi; 77 nci maddesi ve mükerrer 122 nci maddesi, 3239 sayılı Kanunun 74 üncü maddesi ile de 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 8 nci maddesinin 1 numaralı bendi 1 Ocak 1981 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun yukarıda zikredilen maddelerinde yer alan; ticari bilançoya dahil olup iratları vergiden müstesna bulunan menkul kıymetlerin, iratlarının ticari kazançtan indirilmesi esasının, gelir vergisi sistemimizde yer alan vergi alacağı müessesesinin ve Kurumlar Vergisi Kanununda yer alan iştirak kazançları ile ilgili istisnanın 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmasına paralel olarak, 3239 sayılı Kanununun 47 nci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununa mükerrer 39 uncu madde eklenmiş ve bu madde ile “Ticari kazancın tespitinde indirilecek gelirler” yeniden düzenlenmiş bulunmaktadır.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin bir ve ikinci fıkralarında, hangi gelirlerin menkul sermaye iradı olduğu açıklanmış, maddenin üçüncü fıkrasında da, maddede belirtilen iratların, bunları sağlayan sermaye sahibinin ticari faaliyetine bağlı bulunması halinde, ticari kazancın tespitinde nazara alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre, ticari bir işletmeye dahil olup iratları vergiden müstesna bulunan menkul kıymetlerin iratları, kurumlardan elde edilen kurumlar vergisine tabi tutulmuş veya kurumlar vergisinden muaf veya müstesna olması nedeniyle Gelir Vergisi Kanununun 94/8 nci maddesi gereğince üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmiş kâr payları ile hazine bonosu ve devlet tahvil faiz gelirleri ticari kazanç olarak dikkate alınmaktadır.

Gelir Vergisi Kanununa 3239 Sayılı Kanunla eklenen mükerrer 39 uncu maddede de “Ticari işletmeye dahil olup iratları vergiden müstesna bulunan menkul kıymetlerin iratları, kurumlardan elde edilen kurumlar vergisine tabi tutulmuş veya üzerinden vergi tevkifatı yapılmış kâr payları ile hazine bonosu ve devlet tahvil faizleri ticari kazançtan indirilir” hükmü yer almıştır.

Bu hükme göre, gelir vergisi mükellefleri ile adi ortaklıklar, kollektif şirketler, adi komandit şirketler ve kurumlar vergisine tabi kurumların ticari bilançolarına dahil olup; iratları vergiden müstesna bulunan menkul kıymetlerin iratları, kurumlardan elde edilen ve kurumlar vergisine tabi tutulmuş kâr payları, kurumlar vergisinden muaf veya müstesna olması nedeniyle üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmış kâr payları ile hazine bonosu ve Devlet tahvil faizleri, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren vergiye tabi tutulacak kazancın tespitinde, ticari kazançtan indirilecektir.

C _ İşletmeye Dahil Taşıtların Giderleri :

Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin 5 numaralı bendinde 3239 Sayılı Kanunla yapılan değişikliğe göre, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren işletmeye dahil taşıtların aynı zamanda zati veya ailevi ihtiyaçlar için de kullanılması halinde, bu taşıtların giderlerinin yarısının ticari kazancın safi tutarının tespitinde gider yazılması mümkün bulunmaktadır.

İşletmeye kayıtlı taşıtlar, zati veya ailevi ihtiyaçlar için kullanılmayıp sadece işletmede kullanıldığı takdirde, bu taşıtlara ait giderlerin tamamının ticari kazancın safi tutarının tespitinde gider olarak nazara alınacağı tabiidir.

Öteyandan, işletmeye kayıtlı olan taşıtların zati veya ailevi ihtiyaçlar için kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın, bu taşıtlar için ayrılan amortismanların tamamının gider olarak dikkate alınması gerekmektedir.

D _ İşverenlerce Ödenen Sendika Aidatları:

Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesine 3239 Sayılı Kanunla eklenen 8 numaralı bent hükmü ile, işverenlerce Sendikalar Kanunu hükümlerine göre bağlı oldukları sendikalara ödenen sendika aidatlarının gider yazılması esası getirilmiştir.

Bu hükme göre, işverenlerin 2821 sayılı Sendikalar Kanunu hükümlerine göre, sendikalara bir ayda ödedikleri aidatın tutarının, işverene bağlı işyerlerinde çalışan işçilere bir günde ödenen çıplak ücretin bir günlük toplamını aşmaması gerekmektedir. İşverenlerce sendikalara ödenen aidatın, belirtilen bu miktarı aşması halinde, aşan kısmın ticari kazancın tespitinde gider olarak nazara alınması mümkün değildir.

Sendika aidatının, işverenler tarafından gider yazılabilmesi için, aidatın ilgili bulunduğu yılda sendikaya ödenmesi gerekir. İlgili bulunduğu yılda ödenmeyen sendika aidatları, daha sonraki yıllara ait ticari kazancın tespitinde gider olarak nazara alınmayacaktır.

E _ PTT Acentaları İle Dayıbaşıların Vergilendirilmesi :

Daha önce gerçek usulde vergilendirilen PTT acentaları ile dayıbaşıların, Gelir Vergisi Kanununun 51 nci maddesinin 8 numaralı bendine 3239 sayılı Kanunla eklenen parantez içi hükümle, götürü usule tabi olmanın şartlarını taşımaları kaydıyla götürü usulde vergilendirilmelerine imkân tanınmıştır.

Buna göre, P.T.T. Acentalığı işiyle iştigal edenler ile çiftçilere işçi temin ederek bu işleri nedeniyle komisyoncu durumunda olan dayıbaşıların (elçilerin), götürü usule tabi olmanın şartlarını taşımaları kaydıyla, bu kazançları 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren götürü usulde tespit edilebilecektir.

F _ Kazançları Götürü Usulde Tespit Edilen Ticaret ve Serbest Meslek Erbabına Artırılmış Safi Kazanç Tutarlarının Uygulanması :

3239 Sayılı Kanunun 49 uncu maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesinde yer alan safi kazanç tutarları bir kat arttırılmış bulunmaktadır.

Buna göre; 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren kazançları götürü usulde tespit edilen ticaret ve serbest meslek erbabının safi kazançları beşinci derece için 100.000._liradan aşağı olamayacak ve birinci derece için de 450.000._lira olarak dikkate alınacaktır.

Öte yandan, 3239 sayılı Kanunun Geçici 1 nci maddesinin (a) fıkrası hükmü uyarınca, götürü usulde vergiye tabi ticaret ve serbest meslek erbabı için 1984, 1985 ve 1986 yıllarında uygulanmak üzere takdir komisyonlarınca takdir edilmiş bulunan safi kazanç tutarları, 1986 yılı tarhiyatlarında 1/3 nisbetinde arttırılmak suretiyle uygulanacaktır.

ÖRNEK :

Kundura tamircisi olan ve ticari kazancı götürü usulde tespit edilen (X) mükellefinin intibak ettirildiği sınıf ve derecenin safi kazanç tutarı 90.000._TL. dir. Bu mükellefin 1986 yılı tarhiyatına esas alınacak safi kazancı, vergi karnesinde yazılı 90.000 _TL. olmayacak, 90.000 _TL.nin 1/3 oranında artırılmış tutarı olan (90.000 X 1/3+90.000=) 120,000._TL. olacaktır.

III _ GAYRİMENKUL SERMAYE İRADINA AİT DEĞİŞİKLİKLER :

A _ Gayrimenkul Sermaye İradının Tanımında Yapılan Değişiklikler :

1. Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendine 3239 Sayılı Kanunun 55 inci maddesi ile eklenen parantez içi hüküm ile, ihtira beratının mucitleri veya kanuni mirasçıları tarafından kiralanmasından elde edilen kazancın, gayrimenkul sermaye iradı sayılmayacağı ve bu kazançların serbest meslek kazancı sayılacağı hususuna açıklık getirilmiştir.

Bu hüküm uyarınca, ihtira beratının mucitleri veya kanuni mirasçıları tarafından kiralanmasından elde edilen gelirler serbest meslek kazancı, bunlar dışında kalan kimseler tarafından kiralanmasından elde edilen gelirler de gayrimenkul sermaye iradı sayılarak vergiye tabi tutulacaktır.

2. 70 inci maddenin birinci fıkrasının 8 numaralı bendinde, 3239 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, motorlu nakil ve cer vasıtaları ile her türlü motorlu araç, makina ve tesisatın yanısıra, bunların eklentilerinin kiraya verilmesinden elde edilen gelirlerin de gayrimenkul sermaye iradı olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu hükme göre, motorlu nakil ve cer vasıtaları ile her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunların eklentilerinin kiraya verilmesinden elde edilen gelirler, gayrimenkul sermaye iradı olarak vergiye tabi tutulacaktır.

ÖRNEK :

Traktörün eklentisi durumunda olan römorkun veya çekicinin eklentisi durumunda olan dorsenin kiraya verilmesinden elde edilen gelir; gayrimenkul sermaye iradı kabul edilerek, bu esasa göre vergilendirilecektir.

3. 70 inci maddenin 2 ve 3 üncü fıkralarında 3239 sayılı Kanunla yapılan degişiklik ile, ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunan mal ve hakların kiraya verilmesinden elde edilen gelirin, ticari veya zirai kazancın tespitine mütaallik hükümlere göre hesaplanacağı, tüccarlara ait olsa dahi ticari işletmeye dahil buunmayan gayrimenkuller ve haklar hakkında gayrimenkul sermaye iradına ilişkin hükümlerin uygulanacağı açıklıkla belirtilmiştir

Buna göre, Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde yazılı mallar ve hakların gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerin işletmesine dahil bulunması halinde, bu mal ve hakların kiraya verilmesinden sağlanan gelirler, ticari veya zirai kazancın tespitine ait hükümlere göre vergilendirilecektir. Ayrıca, sözü edilen mal ve hakların, ticari bir işletmeye dahil bulunması halinde, bu mal ve hakların kiralanmasından elde edilen gelirin ticari kazanç olarak vergiye tabi tutulması nedeniyle, bu kiralamalarla ilgili olarak kira ödemelerinden gelir vergisi tevkifatı da yapılmayacaktır.

B _ Emsal Kira Bedeli Esası:

Gelir Vergisi Kanununun 73 üncü maddesinin birinci fıkrasında 3239 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile, bina ve arazi için mahkemelerce tespit edilen kiranın da emsal kira bedeli olarak kabul edilmesi esası getirilmiş ve yetkili özel merciler veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kira bedelinin mevcut olmaması halinde, bina ve arazinin Vergi Usul Kanununa göre belirlenen vergi değerine uygulanan % 7 oranı % 5’e indirilerek, vergi değerine % 5 oranının uygulanması suretiyle, emsal kira bedelinin tespit edileceği hükme bağlanmıştır.

Bu hükme göre, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren bina ve arazi için mahkemelerce tespit edilmiş kira mevcut ise, tespit edilen bu kira tutarı emsal kira bedeli olarak esas alınacaktır. Ancak, bina ve arazi için yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse, bina ve arazinin vergi değerinin % 5’i emsal kira bedeli olarak nazara alınacaktır.

Maddenin ikinci fıkrasının 2 numaralı bendinde yapılan değişiklik ile de, binaların, mal sahiplerinin usûl ve fürûlarının yanısıra kardeşlerinin de ikametine tahsis edilmesi halinde, emsal kira bedelinin uygulanmaması esası getirilmiştir. Ancak, usûl, füru veya kardeşlerden herbirinin ikametine birden fazla konut tahsis edilmiş ise, bu konutların yalnız birisi hakkında emsal kira bedeli hesaplanmıyacaktır. Şu kadar ki, kardeşler evli ise, eşlerden yalnız birisine tahsis edilen konut için emsal kira bedeli uygulanmıyacak, diğer eşe tahsis edilen konut için, emsal kira bedeli uygulanacaktır.

ÖRNEK :

Hasan Günebakan evli olup, kardeşi Hüseyin Günebakan tarafından kendisine bedelsiz olarak tahsis edilen konutta ikamet etmektedir. Hasan Günebakan’ın eşi Oya Günebakan’a da kardeşi Ali Mert tarafından bedelsiz yazlık bir ev tahsis edilmiştir.

Bu örnekte yer alan evli eşlere, kardeşleri tarafından iki tane bedelsiz konut tahsis edilmiş olup, emsal kira bedeli vergi değeri yüksek olana uygulanmayacak, diğer konut için uygulanacaktır.

73 üncü maddeye 3239 sayılı Kanununla eklenen 4 numaralı bentte de “Genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan kiralamalarda” emsal kira bedeli esasının uygulanmayacağı hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm uyarınca, genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan kira ödemeleri ve bunlar tarafından (mal sahibi olarak) kiraya verilen gayrimenkullerle ilgili olarak emsal kira bedeli esası uygulanmayacaktır.

IV _ MENKUL SERMAYE İRADINA AİT DEĞİŞİKLİKLER :

A _ Menkul Sermaye İradının Tanımında Yapılan Değişiklikler :

Gelir Vergisi Kanununun menkul sermaye iradının tanımına ilişkin 75 inci maddesinde 3239 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle ;

1. İş ortaklıkları Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamına alındığından, iş ortaklıklarının gerçek kişi ortaklarının ortaklıktan elde ettikleri gelirler menkul sermaye iradı sayılacaktır.

2. Maddenin ikinci fıkrasının 4 numaralı bendinde yapılan değişiklik ile Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yıllık beyanname veren dar mükellefiyete tabi kurumların ticari bilançolarına göre doğan kârdan, yabancı ulaştırma kurumları ile özel beyanname veren dar mükellefiyete tabi kurumların, kurumlar vergisine matrah olan kurum kazancından kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısmın menkul sermaye iradı olduğu hususuna açıklık getirilmiştir.

3. Maddenin ikinci fıkrasının 5 numaralı bendinde yapılan değişiklik ile de daha önce aynı maddenin 6 numaralı bendinde yer alan hazine tahvili ve bonoları faizlerinin tevkif suretiyle vergilendirilmesini sağlamak amacıyla bu iratlar 5 numaralı bent kapsamına alınmıştır. Ayrıca, 2983 Sayılı Tasarrufların Teşviki ve Kamu Yatırımlarının Hızlandırılması Hakkında Kanunla kamu kurum ve kuruluşlarına ait alt yapı tesislerinin gelirlerine hakiki ve hükmü şahısların ortak olması için çıkarılan ve aynı Kanunla tahvil niteliğinde olduğu belirtilen gelir ortaklığı senetleri de 5 numaralı bent kapsamına alınmak suretiyle gelir ortaklığı senedi karşılığı sağlanan gelirlerin de menkul sermaye iradı olduğu açıkça hükme bağlanmış ve 94 üncü madde ile de bu iratlar tevkifat kapsamına alınmıştır.

Ancak, Gelir Vergisi Kanununun 3239 Sayılı Kanunla değişik 94 üncü maddesinin (A) fıkrasının Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan ve 26.12.1985 gün ve 18970 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 20.12.1985 gün ve 10175 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile gelir ortaklığı senetlerinden sağlanan gelirlerden yapılacak gelir vergisi tevkifatı “0” (sıfır) olarak belirlenmiş bulunduğundan, ayrıca 2983 sayılı Kanunun hükümleri de dikkate alınarak, gelir ortaklığı senetlerinden sağlanan gelirlerden gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır.

4. Maddenin ikinci fıkrasının 12 numaralı bendi, 3239 sayılı Kanunla, “Faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr payları ile kâr ve zarar ortaklığı Belgesi Karşılığı ödenen kâr payları ve özel finans kurumlarınca kâr ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları” şeklinde yeniden düzenlenmiştir. Buna göre, faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr paylarına ilaveten 2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 1 ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulunun 84/8224 sayılı kararı ile yürürlüğe konulan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 30 Sayılı Kararın ek maddesine istinaden anonim şirketlerin çıkarmış oldukları kâr ve zarara katılma hakkı veren menkul değerler (kâr ve zarar ortaklığı belgeleri) karşılığı ödenen kâr payları ve özel finans kurumlarınca kâr ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları da menkul sermaye iradı sayılmıştır.

B _ Vergi Alacağı :

Gelir Vergisi Kanununun vergi alacağına ilişkin 75 inci maddesinin 11 numaralı bendi, 77 nci maddesi ve mükerrer 122 nci maddesi hükümleri 3239 sayılı Kanunla 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.

Bu nedenle 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren elde edilecek kâr payları ve iştirak hisseleri için vergi alacağı hesaplanmayacaktır.

Diğer taraftan, 3239 Sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin (f) fıkrasında, “Gelir Vergisi Kanununun 24.12.1980 tarih ve 2361 sayılı ve 31.12.1981 tarih ve 2574 Sayılı Kanunlarla değişik 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının 1, 2, 3 ve 11 numaralı bentlerinde yazılı olan ve 1985 takvim yılı içinde elde edilen iratlar için, bu kanunla ytürürlükten kaldırılan 77 ve mükerrer 122 nci maddeleri hükümleri uygulanır” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre, 1985 takvim yılı içinde elde edilen her nevi hisse senetlerinin kâr payları, iştirak hisselerinden doğan kazançlar, kurumların idare meclisi başkanı ve üyelerine verilen kâr payları ve bu kâr payları üzerinden hesaplanan vergi alacağı ile ilgili olarak Gelir Vergisi Kanununun yürürlükten kaldırılan 77 ve mükerrer 122 nci maddeleri hükümleri uygulanacaktır.

C _ Menkul Sermaye İratlarında İstisna :

3239 Sayılı Kanunun 138 nci maddesinin (b) fıkrası ile Gelir Vergisi Kanununun 22 nci maddesinde yer alan menkul sermaye iratlarına ilişkin istisna hükmü 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmış, diğer taraftan sözkonusu Kanunun 70 inci maddesiyle Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 23 üncü maddede de 1 Ocak 1986 tarihinden önce açtırılan döviz tevdiat hesapları için ödenecek faizler ile bu tarihten önce ihraç edilen ve Özel Kanunlar veya Devletin, kanunların verdiği yetkiye dayanılarak akdettiği mukavelelerle her türlü vergiden istisna edilmiş olan menkul kıymetlerin faiz, kâr payı ve ikramiyelerinin vergiden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren açılacak olan döviz tevdiat hesapları ile 1 Ocak 1986 tarihinden önce açılmakla birlikte, vadesinin dolması nedeniyle bu tarihten sonra vadesi yenilenen hesaplara yürütülecek faizlere istisna uygulanmayacaktır. Ancak, 1 Ocak 1986 tarihinden önce açtırılıp da vadesi bu tarihden sonra dolan hesaplara vade tarihine kadar tahakkuk ettirilecek faizler vergiden istisna edilecektir.

Öteyandan, 1 Ocak 1986 tarihinden önce ihraç edilen ve özel kanunlar veya Devletin, kanunların verdiği yetkiye dayanılarak akdettiği mukavelelerle her türlü vergiden istisna edilmiş olan menkul kıymetlerin faiz, kâr payı ve ikramiyelerinin vergiden istisna edilmesine devam edilecektir.

V _ DEĞER ARTIŞI KAZANÇLARINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER :

3239 Sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralı bendinde yapılan değişiklikle, borsada kayıtlı olanlar ve ivazsız olarak iktisap edilenler hariç olmak üzere, menkul kıymetlerin iktisap tarihinden başlıyarak bir yıl içinde veya iktisaptan evvel elden çıkarılmasından sağlanan kazançların, bir takvim yılındaki tutarının 100.000 lirayı aşan kısmının, değer artışı kazancı olarak vergilendirilmesi hükme bağlanmıştır.

Bu hükme göre, borsada kayıtlı olan menkul kıymetler ile ivazsız olarak iktisap edilen menkul kıymetlerin elden çıkartılmasından sağlanan gelirler hiç bir şarta tabi olmadan, bunlar dışında kalan menkul kıymetlerin de iktisap tarihinden itibaren bir yıl geçtikten sonra elden çıkartılmasından sağlanan gelirler değer artışı kazancı sayılmayacaktır.

Borsada kayıtlı olmayan ve bir ivaz mukabili iktisap edilen menkul kıymetlerin iktisap tarihinden başlıyarak bir yıl içinde veya iktisaptan evvel elden çıkarılmasından sağlanan kazançların, bir takvim yılındaki tutarının 100.000._lirayı aşması halinde, aşan kısmın değer artışı kazancı olarak vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

Öteyandan, mükerrer 80 nci maddeye 3239 sayılı Kanunla eklenen 7 numaralı bentde, “İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70 nci maddenin birinci fıkrasının 1,2,4 ve 7 numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tabi çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak bir yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar (Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyle tahsis ettikleri gayrimenkuller, tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır.)” hükmü yer almıştır.

Bu hükme göre, Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde yer alan; bina, arazi, maden suları, memba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatı ile gayrimenkul olarak tescil edilen haklar, voli mahalleri ve dalyanlar, gemi ve gemi payları ile bilumum motorlu tahmil ve tahliye vasıtalarının, iktisap tarihinden başlayarak bir yıl içinde elden çıkartılmasından doğan kazançlar, değer artışı kazancı sayılarak gelir vergisine tabi tutulacaktır. Ancak, ivazsız olarak iktisap edilen sözkonusu mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar, hiç bir şarta tabi olmaksızın değer artışı kazancı sayılmayacaktır .

Bu hükmün uygulanmasında, kooperatiflerin ortaklarına tahsis ettikleri gayrimenkuller, tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılacaktır.

Diğer taraftan; 3239 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesi değiştirilerek, değer artışı kazançlarında “safi değer artışı” yeniden düzenlenmiştir.

Yeni düzenleme ile, değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, maliyet bedeli ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderler ve ödenen vergi ve harçlar indirilmek suretiyle bulunacaktır.

Hasılatın ayın ve menfaat olarak sağlanılması halinde, bu ayin ve menfaatin tutarı, Vergi Usul Kanununun değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayin ve tespit edilecektir.

VI _ GELİRLERIN TOPLANMASI VE BEYAN EDILMESİ :

A _ Hiçbir Şarta Bağlı Olmaksızın Beyan Edilmeyecek veya Verilen Yıllık Beyannameye Dahil Edilmeyecek Gelirler :

Gelir Vergisi Kanununun 85 inci maddesinde 3239 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle hiçbir şarta tabi olmaksızın beyan edilmeyecek veya diğer gelirler nedeniyle verilen beyannameye ithal edilmeyecek olan, istisna hadleri içinde kalan kazanç ve iratların yanısıra, Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının;

_ 1 numaralı bendinde yer alan her nevi hisse senetlerinin kâr payları,

_ 2 numaralı bendinde yer alan iştirak hisselerinden doğan kazançlar (adi komandit şirketlerde komanditerlerin kâr payları hariç),

_ 3 numaralı bendinde yer alan kurumların idare meclisi başkanı ve üyelerine verilen kâr payları,

_ 5 numaralı bendinde yer alan her nevi tahvil faizleri ve hazine bonosu faizleri ile gelir ortaklığı senetlerinden sağlanan gelirler,

_ 7 numaralı bendinde yer alan mevduat faizleri,

_ 12 numaralı bendinde yer alan faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr payları ile kâr ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kâr payları ve özel finans kurumlarınca kâr ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları,

için de yıllık beyanname verilmeyeceği ve diğer gelirler nedeniyle verilen beyannameye, bu gelirlerin dahil edilmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Bu hüküm uyarınca, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren elde edilecek yukarıda belirtilen gelirler için; yıllık beyanname verilmeyecek veya diğer gelirler nedeniyle verilen yıllık beyannameye sözkonusu gelirler dahil edilmeyecektir.

Ancak, Gelir Vergisi Kanununun 85 nci maddesinde 3239 sayılı Kanunla yapılan bu değişiklik, 1 Ocak I986 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş olup, gelirlerin ait olduğu dönemde yürürlükte olan hükümlere göre vergilendirilmeleri esas prensip olduğundan, 1985 yılında elde edilip 1986 yılı Mart ayında beyan edilecek gelirlere, Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişmeden önceki 85 inci maddesi hükmünün uygulanacağı tabiidir.

Diğer taraftan, 3239 Sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin (f) fıkrasında, “Gelir Vergisi Kanununun 24.12.1980 tarih ve 2361 sayılı ve 31.12.1981 tarih ve 2574 Sayılı Kanunlarla değişik 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının 1, 2, 3 ve 11 numaralı bentlerinde yazılı olan ve 1985 takvim yılı içinde elde edilen iratlar için, bu kanunla yürürlükten kaldırılan 77 ve mükerrer 122 nci maddeleri hükümleri uygulanır” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre; 1985 takvim yılı içinde elde edilen her nevi hisse senetlerinin kâr payları, iştirak hisselerinden doğan kazançlar, kurumların idare meclisi başkanı ve üyelerine verilen kâr payları ve bu kâr payları üzerinden heşaplanan vergi alacağı ile ilgili olarak Gelir Vergisi Kanununun yürürlükten kaldırılan 77 ve mükerrer 122 nci maddeleri hükümleri uygulanacaktır.

Bu nedenle 1985 takvim yılında kâr payı elde eden gerçek kişiler, bu kâr paylarına vergi alacağını da ilave ederek, kâr payı ve vergi alacağının toplamını bulacaklar ve bu toplamı Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişmeden önceki 86 ve 87 nci maddeleri hükümlerini de dikkate alarak yıllık beyanname ile beyan edeceklerdir. 1985 takvim yılında elde etmiş oldukları gelirler sadece kâr payından ibaret olan mükelleflerin, bu kâr payları ile vergi alacağı toplamı 3.000.000._lirayı aşmadığı takdirde, yıllık beyanname vermeyecekleri tabiidir.

B _ Toplama Yapılmayacak Haller :

Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişik 86 ncı maddesinin (a) bendine göre, tam mükellefiyete tabi gerçek kişilerin bir takvim yılı içinde elde ettikleri gelir;

1. Birden fazla işverenden ücret alınması ve bu ücretlerin yıllık gayrisafi tutarları toplamı dokuz milyon lirayı aşması hali hariç, sadece ücret gelirinden,

2. Tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş bulunan ve gayrisafi tutarları toplamı dokuz milyon lirayı aşmayan gayrimenkul sermaye iratlarından,

3. Götürü usulde tespit edilen ticari ve mesleki kazançlardan veya bu kazançlarla yukarıda sayılanların birkaçından yahut tamamından,

ibaret olması halinde bu gelirler için yıllık beyanname verilmeyecektir,

Bu durumda, birden fazla işverenden ücret alanların, bu ücretlerinin yıllık gayrisafi tutarları toplamının dokuz milyon lirayı aşması veya elde edilen gelirin tevkif suretiyle vergilendirilmiş bulunan ve gayrisâfi tutarı dokuz milyon lirayı aşan gayrimenkul sermaye iradından oluşması halinde bunlar yıllık beyanname vereceklerdir Ayrıca, Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinde yer alan ve değişik 85 inci maddede belirtilen menkul sermaye iratları dışında kalan, üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmamış bulunan menkul sermaye iratlarının (meselâ alacak faizlerinin) yıllık beyanname ile beyan edileceği tabiidir.

Birden fazla işverenden ücret alanların, bu üretlerinin yıllık gayrisafi tutarları toplamının hesabında; bu tebliğin (VII/A) bölümünde belirtilen tiyatrolarda çalışan tiyatro sanatçılarının gerek bu işyerlerinden ve gerekse aynı sanatçıların radyo ve televizyon yapımlarında çalışmaları karşılığında aldıkları ücretler ile sporculara ödenen transfer ücretleri ve tam mükellefiyete tabi kişilerin yanında çalışan gemi adamlarına sadece uluslararası sularda geçen hizmetleri karşılığı ödenen ve vergisi tevkif yoluyla alınmış ücretler, dokuz milyon liralık haddin hesabında dikkate alınmayacaktır.

Gelirin birden fazla işverenden alınan ücretler ile vergisi tevkif suretiyle ödenmiş bulunan gayrimenkul sermaye iratlarından teşekkül etmesi halinde, sözkonusu ücret ve iratlar ayrı ayrı nazara alınarak herbirinin dokuz milyon liralık haddi aşıp aşmadığına bakılacaktır.

Ancak, götürü usulde tespit edilen ticari ve mesleki kazançlar ve ücretler ile tevkif suretiyle vergilendirilmiş bulunan ve sadece bir işverenden alınan ücretler, yukarıda yer alan dokuz milyon liralık hadlerin hesabında nazara alınmayacaktır.

Ayrıca, birden fazla işverenden ücret alınması ve alınan bu ücretlerin gayrisafi tutarları toplamının da dokuz milyon lirayı aşması halinde, sözkonusu ücretler için yıllık beyanname verileceği tabiidir.

C _ İhtiyari Toplama ve Beyan :

Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişik 87 nci maddesi hükmüne göre, gerçek usulde vergilendirilen ticari, zirai ve mesleki kazanç sahipleri dışında kalan ve gelirlerini, yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olan tam mükelleflerin, elde ettikleri kazanç ve iratların yıllık gayrisafi tutarları toplamının, dokuz milyon lirayı aşmaması halinde, bu kazanç ve iratlarındân tevkif suretiyle vergilendirilmiş bulunan ücret ve gayrimenkul sermaye iratları ile götürü usulde vergilendirilmiş bulunan ticari, mesleki kazançlarını ve ücretlerini, verecekleri yıllık beyannamelerine ithal etmeleri ihtiyaridir.

Ticari, zirai (götürü gider usulüne göre tespit edilen zirai kazançları için beyanname verenler hâriç) veya mesleki kazançları dolayısıyle yıllık beyanname vermek mecburiyetinde olan mükellefler, ihtiyari toplama hakkından faydalanamadıklarından, elde ettikleri tüm gelirlerini (değişik 85 inci maddede yazılı ve yıllık beyanname ile beyan edilmeyecek gelirler hariç) beyannamelerinde toplamak zorundadırlar.

Diğer taraftan, ihtiyari toplama ve beyanla ilgili dokuz milyon liralık haddin hesabında;

_ Bir işverenden alınan veya birden fazla işverenden alınmakla birlikte yıllık gayrisafi tutarları toplamı dokuz milyon lirayı aşmayan ücretler,

_ Götürü usulde tespit olunan ticari ve mesleki kazançlar,

_ Kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısımları,

_ Her nevi hisse senetlerinin kâr payları,

_ İştirak hisselerinden doğan kazançlar (adi komandit şirketlerde komanditerlerin kâr payları hariç)

_ Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kâr payları,

_ Her nevi tahvil faizleri ve hazine bonosu faizleri ile gelir ortaklığı senetlerinden sağlanan gelirler,

_ Mevduat faizleri,

_ Faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr payları ile kâr ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kâr payları ve özel finans kurumlarınca kâr ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları,

dikkate alınmayacaktır.

Öteyandan, bu tebliğin (VII/A) bölümünde belirtilen tiyatrolarda çalışan tiyatro sanatçılarının gerek bu işyerlerinden ve gerekse aynı sanatçıların radyo ve televizyon yapımlarında çalışmaları karşılığında aldıkları ücretler ile sporculara ödenen transfer ücretleri ve tam mükellefiyete tabi kişilerin yanında çalışan gemi adamlarına sadece uluslararası sularda geçen hizmetleri karşılığı ödenen ücretlerin, tevkif suretiyle vergiye tabi tutulmuş olmaları kaydıyla yukarıda yer alan şartlarla sınırlı olmaksızın beyan edilmesi veya diğer gelirler nedeniyle verilecek yıllık beyannameye dahil edilmesi mükelleflerin ihtiyarına bırakılmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun 86 ve 87 nci maddelerinde yer alan gelirlerin toplanmaması ve ihtiyari toplama ve beyana ilişkin söz konusu değişiklikler 1 Ocak l986 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, gelirlerin ait oldukları dönemde yürürlükte olan hükümlere göre vergilendirilmeleri esas prensip olduğundan, 1985 yılında elde edilip 1986 yılı Mart ayında beyan edilecek gelirlere, Gelir Vergisi Kanununun 3239 Sayılı Kanunla değişmeden önceki 86 ve 87 nci maddeleri hükümlerinin uygulanacağı tabiidir.

Ancak, 3239 sayılı Kanunun Geçici 1 inci maddesinin (d) fıkrasında, l93 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 86 ve 87 nci maddelerinin bu kanun ile değiştirilen hükümlerinin, 1985 yılında elde edilen ve münhasıran ücretten ibaret olan gelirler hakkında da uygulanacağı hükme bağlandığından, gelirleri münhasıran ücretten ibaret olup da birden fazla işverenden ücret alan ve bu ücretlerinin yıllık gayri safi tutarları toplamı üç milyonu aşmakla birlikte dokuz milyon lirayı aşmayan mükellefler, bu ücretleri nedeniyle yıllık beyanname vermiyeceklerdir.

Diğer taraftan 1985 takvim yılında birden fazla işverenden ücret alan ve ücretlerinin gayrisafi tutarları toplamı üç milyon lirayı aşmakla beraber, dokuz milyon lirayı aşmayan ve ücret geliri yanında başkaca kazanç ve iradı olan mükellefler, ücretlerinin toplamı 3.000.000._liralık haddi aşması nedeniyle, ücretlerini ve yıllık beyannameye dahil etmeleri gereken diğer gelirlerini yıllık beyanname ile beyan etmek zorundadırlar.

VII _ VERGİ TEVKİFATI :

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun vergi tevkifat nispetlerini gösteren 105 inci maddesi 3239 Sayılı Kanununun 138 nci maddesinin (a) fıkrası ile 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmış ve buna paralel olarak yine 3239 sayılı Kanunun 65 inci maddesi ile vergi tevkifatına tabi ücret, kazanç ve iratlar ile vergi tevkifat nispetleri Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde yeniden düzenlenmiş, ayrıca maddede yer alan ödemelerden % 25 oranında vergi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır,

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun değişiK 94 üncü maddesinin (A) fıkrasının Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan ve 26.12.1985 gün ve 18970 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 20.12.1985 gün ve 85/10175 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile de vergi tevkifat nispetleri yeniden tespit edilmiştir.

Yapılan bu düzenlemelere göre; kazanç, ücret, menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarından vergi tevkifatının ne şekilde ve hangi oranlarda yapılacağı aşağıda açıklanmıştır.

A _ Ücret Ödemelerinden Yapılacak Vergi Tevkifatı :

1. Tiyatro Sanatçılarının Ücretlerinden Yapılacak Vergi Tevkifatı:

Kültür ve Turizm Bakanlığının görüşü alınarak, herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olarak profesyonel müzikli ve müziksiz özel tiyatrolarda bilfiil çalışan aşağıda ünvanları belirtilen tiyatro sanatçılarının münhasıran bu işyerlerindeki çalışmaları karşılığı aldıkları ücretler ile bu sanatçıların radyo ve televizyon yapımlarında çalışmaları karşılığı aldıkları ücretler üzerinden % 10 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması uygun görülmüştür. Bu faaliyetleri nedeniyle ücretleri üzerinden % 10 oranında vergi tevkifatı yapılacak özel tiyatrolarda çalışan sanatçılar;

_ Sanatçı Yöneticiler

_ Başrejisör

_ Rejisörler

_ Aktör ve Aktrisler

_ Reji Asistanları

_ Tiyatro Müzik İşleri Yöneticisi

_ Müzikli Tiyatro Başkorrepetitörü

_ Müzikli Tiyatro Orkestrası İcracıları

_ Müzikli Tiyatro Korosu İcracıları

_ Müzikli Tiyatro Balesi İcracıları

_ Tiyatro Sanat Teknik Müdürü

_ Tiyatro Dekoratörleri

_ Tiyatro Kostüm Kreatörleridir.

Ünvanı yukarıda belirtilenlerden olmakla beraber, herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olmayan sanatçılar ile profesyonel özel tiyatrolarda çalışmayan sanatçıların ve yukarıda sayılanlar dışında kalan ve özel tiyatrolarda çalışan sanatçıların ücretlerine % 10 oranı uygulanmayacaktır. Bu kimseler ile kamu kurumu niteliğinde olan tiyatro, opera ve balelerle belediyeler bünyesinde kurulu tiyatro, opera ve balelerde çalışan sanatçıların ücretleri, Gelir Vergisi Kanunun 103 üncü maddesinde belirtilen vergi nispetlerine göre vergi tevkifatına tabi tutulacaktır.

2. Sporculara Ödenen Transfer Ücretleri :

Sporculara transfer ücreti olarak yapılan ödemelerden de % 10 oranında vergi tevkifatı yapılacaktır.

3. Gemi Adamlarına Ödenen Ücretler :

Tam mükellefiyete tabi kişilerin yanında çalışan gemi adamlarına münhasıran uluslararası sularda geçen hizmetleri karşılığı yapılan ücret ödemelerinden de % 10 vergi tevkifatı yapılacaktır.

Ücretlerinden % 10 vergi tevkifatı yapılacak personelin, münhasıran 854 sayılı Kanun kapsamına giren gemi adamı olması ve uluslararası sularda hizmet görmesi esastır. 854 sayılı Kanun kapsamına girmeyen personel ile 854 sayılı Kanun kapsamına girmekle beraber uluslararası sularda hizmet ifa etmeyen personelin ücretlerinden % 10 oranı üzerinden vergi tevkifatı yapılmayıp, Gelir Vergisi Kanununun 103 ncü maddesine göre, vergi tevkifatı yapılacaktır.

Öteyandan, uygulamada kolaylık sağlanması açısından kalkış limanının Türkiye içinde olması, varış limanının ise Türkiye içinde olmaması halinde, geminin kalkış tarihinden itibaren, Türkiye’deki bir limana dönüşüne kadar geçen sürenin uluslararası sularda geçen süre olarak kabul edilmesi uygun görülmüştür. Ancak, Türkiye’deki bir limandan kalkmakla beraber varış limanı Türkiye içinde olmayan bir geminin, aynı zamanda Türkiye içinde bir veya birden fazla limana uğrayarak yükleme veya boşaltma yapması halinde, Türkiye’deki ilk limandan kalktığı tarihten itibaren Türkiye içinde olan bir limana dönüşüne kadar geçen süre uluslararası sularda geçen süre olarak kabul edilecektir.

Ücretler gemi adamına çeşitli adlar altında; bazıları aylık ücretle birlikte ve sürekli (makam tazminatı, çocuk yardımı, hafta tatili ücreti gibi), bazıları yapılan fazla çalışma veya görev gereği (fazla mesai, seyir primi, tehlike primi, tanker primi, görev dışı ücretler gibi) ve bazıları da sosyal yardım (ölüm yardımı, doğum yardımı, evlilik yardımı gibi) olarak ödenmektedir.

Sözü edilen ücret ödemelerinden; asli ücrete bağımlı veya asli ücretle birlikte verilen ücretler ile yapılan ek çalışma ücretleri veya görevin niteliği itibariyle verilen ücretlerin, uluslararası sularda geçen hizmetlere tekabül kısımlarının % 10 oranı uygulanarak vergiye tabi tutulması, bu ücretlerin uluslararası sularda geçmeyen hizmetlere tekabül eden kısmının da Gelir Vergisi Kanunun 103 ncü maddesinde yer alan oranlar uygulanarak vergiye tabi tutulması gerekir.

Gelir Vergisi Kanununun 36 ncı maddesinde, “Muhtelif yerlerden ücret alan hizmet erbabı için 31 nci maddede yazılı indirimler, bunlardan en yüksek olan ücretin vergisine uygulanır. Hizmet erbabının vergi karnesi varsa indirimin uygulanacağı ücret bu karneyi muhafaza eden işverenden aldığı ücrettir. Vergi Usul Kanunu ile karne almaktan muaf tutulmuş olanlarda indirimin uygulanacağı ücret, aile durumu sual varakasını muhafaza eden işverenden aldığı ücrettir.” hükmü yer almıştır.

Bu hükürn uyarınca, yukarıda açıklanan esaslar dahilinde % 10 vergi oranının uygulanacağı ücretin tutarı, diğer ücretlerden yüksek ise özel indirimin bu ücrete uygulanması, diğer ücretlerin % 10 oranı üzerinden vergiye tabi tutulacak ücretlerden yüksek olması halinde ise, özel indirimin diğer ücretlere uygulanması gerekmektedir.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 98 nci maddesine göre, bir aya ait yapılan ücret ödemelerine ait muhtasar beyanname müteakip ayın 20 nci günü akşamına kadar verilebilmektedir. Bu hüküm uyarınca, gemi adamının ücretlerinin peşin ödenmesi durumunda, % 10 oranı üzerinden vergiye tabi tutulacak ücretlerin puantajının yapılması sonunda, ücretin tutarında bir farklılık olması halinde bu ücretlere ait vergilendirmenin muhtasar beyanname verilmeden evvel ve aynı dönem içinde olması kaydıyla düzeltilmesi ve düzeltilmiş tutarlar esas alınarak muhtasar beyannamenin verilmesi mümkün bulunmaktadır.

4. Diğer Ücret Ödemelerinde :

Hizmet erbabına yukarıda belirtilen ödemeler ile vergiden istisna edilen ödemeler dışında kalan ücret ödemelerinden ve ücret sayılan ödemelerden Gelir Vergisi Kanununun 103 ve 104 üncü maddelerine göre 147 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan esaslar uyarınca gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır .

B _ Serbest Meslek Kazancı Ödemelerinden Yapılacak Vergi Tevkifatı :

Yapmış oldukları serbest meslek işleri dolayısıyle bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden aşağıda belirtilen oranlarda vergi tevkifatı yapılacak olup, kazançları götürü usulde tespit edilen serbest meslek erbabı ile noterlere serbest meslek faaliyetleri ile ilgili olarak yapılan ödemelerden ise vergi tevkifatı yapılmayacaktır.

_ Gelir Vergisi Kanununun 18 nci maddesi kapsamına giren serbest meslek kazançları dolayısıyle hak sahiplerine yapılacak ödemelerden % 10,

_ 18 nci madde kapsamı dışında kalan diğer serbest meslek işlerini yapan mükelleflere yapılan ödemelerden de tam ve dar mükellef ayrımı yapılmaksızın % 15,

oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.

C _ Senelere Sari İnşaat ve Onarma İşlerinde İstihkak Bedellerinden Yapılacak Vergi Tevkifatı :

Senelere sari inşaat ve onarma işlerini yapanlara (kurumlar dahil) ödenen istihkak bedellerinden ötedenberi olduğu gibi % 5 oranında vergi tevkifatı yapılacaktır.

D _ Dar Mükelleflere Telif ve Patent Haklarının Satışı Dolayısıyle Yapılan Ödemelere Vergi Tevkifatı :

Dar mükellefiyete tabi olanlara telif ve patent haklarının satışı dolayısıyle yapılan ödemelerde tevkifat nispeti % 35’den % 25’e indirilmiş bulunmaktadır. 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren dar mükellefiyete tabi olanlara telif ve patent haklarının satışı dolayısıyle yapılacak ödemelerden, % 25 oranında vergi tevkifatı yapılacaktır.

E _ Gayrimenkul Sermaye İradı Ödemelerinde Yapılacak Vergi Tevkifatı :

Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde yer alan mal ve hakların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemelerinden yapılacak vergi tevkifat nispeti % 25’den % 20’ye indirilmiş bulunmaktadır. Bu nedenle, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yapılacek kira ödemeleri üzerinden % 20 oranında vergi tevkifatı yapılacaktır.

Diğer taraftan, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ait gayrimenkuller hariç olmak üzere, vakıf ve derneklere ait gayrimenkullerin vergi tevkifatı yapmak mecburiyetinde olan gerçek veya tüzel kişiler tarafından kiralanması halinde, bunlar tarafından dernek ve vakıflara ödenecek kira bedeli üzerinden de vergi tevkifatı yapılması esası getirilmiş bulunmaktadır. Bu nedenle, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar dışında kalan vakıflar ile derneklere yapılacak kira ödemelerinden % 10 oranında vergi tevkifatı yapılacaktır.

F _ Dar Mükellef Kurumların Kurumlar Vergisi Düşüldükten Sonra Kalan ve Menkul Sermaye İradı Sayılan Kazançları İle Dar Mükelleflerin Kâr Payları Üzerinden Yapılacak Vergi Tevkifatı :

Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (A) fıkrasının 7 numaralı bendi hükmü ile, Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişik 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının 4 numaralı bendinde yer alan ve Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yıllık beyanname veren dar mükellefiyete tabi kurumların, ticari bilançolarına göre doğan kârdan, yabancı ulaştırma kurumları ile özel beyanname veren dar mükellefiyete tabi kurumların, kurumlar vergisine matrah olan kurum kazancından kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısım üzerinden ve dar mükellefiyete tabi gerçek kişilerle Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcisi bulunmayan ve kurumlar dışında kalan tüzel kişilere ödenen kâr paylarından vergi tevkifatı yapılması esası getirilmiştir. Ancak, 20.12.1985 tarih ve 85/10175 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında, yapılacak vergi tevkifatı oranı “0” (sıfır) olarak öngörüldüğünden sözkonusu iratlar üzerinden 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren (Bakanlar Kurulunca yeniden bir tespit yapılmadığı sürece) gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır.

Diğer taraftan, 3239 Sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen geçici 12 nci maddede, Kurumtar Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişik 25 inci maddesinde yazılı vergi nispetinin, kurumların 1985 takvim yılına ilişkin olup, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren beyanı gereken kazançlar hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, kurumların 1985 yılına ilişkin olup, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren beyanı gereken kazançları hakkında kurumlar vergisi oranı % 46 olarak uygulanacağından, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (A) fıkrasının 7 numaralı bendinde yer alan ve kurum bünyesinde % 46 oranında kurumlar vergisine tabi tutulması gereken sözkonusu menkul sermaye iratları için vergi tevkifatı yapılmayacaktır.

G _ Kurumlar Vergisinden Muaf Veya Müstesna Tutulan Kazançlar Üzerinden Yapılacak Vergi Tevkifatı :

94 üncü maddenin (A) fıkrasının 8 numaralı bendinde, “Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin 11 ve 16 numaralı bentlerinde yazılı kurumlara, kurumlar vergisinden muaf veya müstesna tutulan kazançlar üzerinden sermayeye iştirak nispetinde hesaplanan kâr payları hariç olmak üzere, dağıtılsın veya dağıtılmasın kurumlar vergisine tabi kurumların Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin 2,3, 11 ve 16 numaralı bentleri dışında kalan kurumlar vergisinden muaf veya müstesna kazanç ve iratlarından (Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin 12 numaralı bendine göre vergiden müstesna tutulan kazançlar üzerinden yapılacak tevkifat sırasında bu kazanç tutarına isabet eden giderler tevkifat matrahından indirilir).” vergi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmış ve 20.12.1985 tarih ve 85/10175 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 7.3.1986 tarih ve 19040 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 27.2.1986 tarih ve 86/10415 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 1 nci maddesinin 7 numaralı bendinde, anılan bentte yazılı kazanç ve iratlardan % 10 oranında gelir vergisi tevkifatının yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanunun 8 nci maddesinin 11 numaralı bendinde, safi kurum kazancından, gelirlerinin tamamını Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmeye tahsis eden vakıflardan Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınanlara sermayeye iştirak nispetinde ödenecek miktarlar ve yine Kurumlar Vergisi Kanununun 8 nci maddesine 3239 sayılı Kanunla eklenen 16 numaralı bent ile de kurumların safi kurum kazançlarından T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur gibi Kanunla kurulan emekli ve yardım sandıkları ile Ordu Yardımlaşma Kurumu ve 2983 sayılı Kanunla Kurulan Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığına sermayeye iştirak nispetinde isabet eden kısmın yarısının (kurum yetkili organlarınca kâr dağıtım kararı alınmış olması şartıyla) kurumlar vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmış ve bu kâr payları Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (A) fıkrasının 8 numaralı bendi ile de vergi tevkifatı kapsamı dışında tutulmuştur. Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (A) fıkrasının anılan bendinde ayrıca, kurumların, kurumlar vergisinden muaf veya müstesna tutulan kazanç ve iratları üzerinden, sözü edilen kurumlara sermayeye iştirak nispetinde hesaplanan kâr payları üzerinden de vergi tevkifatı yapılmayacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, gelirlerinin tamamını Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmeye tahsis eden vakıflardan Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınanlara, kurumlar vergisine tabi tutulan kazançlar ile kurumlar vergisinden muaf veya müstesna kazançlar üzerinden sermayeye iştirak nispetinde hesaplanan kar payları, gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmayacaktır. Öteyandan, T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur gibi Kanunla kurulan emekli ve yardım sandıkları ile Ordu Yardımlaşma Kurumu ve 2983 sayılı Kanunla Kurulan Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığına sermayeye iştirak nispetinde kurumlar vergisine tabi kazançlar üzerinden hesaplanan kâr payının yarısı ile sözü edilen kurumlara kurumlar vergisinden muaf veya müstesna tutulan kazançlar üzerinden sermayeye iştirak nispetinde hesaplanan kâr payları vergi tevkifatına tabi tutulmayacaktır.

Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun 8 nci maddesi uyarınca, kurumlar vergisinden muaf veya müstesna tutulan;

_ Kooperatiflerin ortakları için hesapladıkları risturnlardan,

_ Türkiye’ye döviz olarak getirildiğinin tevsik edilmesi Kaydıyle Türkiye’de işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran dar mükellefiyete tabi Kurumların yurt dışı faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlardan,

_ Eğitim, öğretim ve sağlık hizmet işletmelerinden elde edilen kazançlardan,

Ayrıca, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 39 uncu maddesine göre, ticari kazancın tespitinde indirilecek gelirler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır.

Belirtilen bu kazançlar dışında kalan ve kurumlar vergisinden muaf veya müstesna kazanç ve iratlar üzerinden, kazanç ve iradın dağıtılıp dağıtılmayacağına bakılmaksızın % 10 oranında vergi tevkifatı yapılacaktır.

Ayrıca, kurumların yabancı memleketlerde yaptığı inşaat, onarma ve montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağladığı ve kambiyo mevzuatı gereğince döviz olarak Türkiye’ye getirildiği tevsik edilen kazançlar, kurumlar vergisinden müstesna olup, sözkonusu kazançlar üzerinden de 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren % 10 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.

Öteyandan, 3239 Sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen geçici 12 nci maddede, Kurumlar Vergisi Kanununun 3239 sayılı kanunla değişik 25 inci maddesinde yazılı vergi nispetinin, kurumların 1985 takvim yılı kazançlarına ilişkin olup, 1986 yılında beyanı gereken kazançları hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır. Buna göre, Kurumların 1985 yılına ilişkin olup, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren beyanı gereken kazançları hakkında uygulanacak % 46 kurumlar vergisi oranına paralel olarak, kurumlar vergisinden muaf veya müstesna kazanç ve iratları üzerinden de Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (A) fıkrasının 8 numaralı bendinde yer alan ve 20.12.1985 gün ve 1985/10175 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 27.2.1986 tarih ve 86/10415 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik I/7 nci maddesi ile yeniden tespit edilen % 10 oranındaki tevkifat nispeti uygulanacaktır.

Yukarda belirtilen kazanç ve iratlar üzerinden kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresi içinde sözkonusu vergi tevkifatı yapılarak ertesi ayın 20 inci günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile beyan edilecektir. Bu kazanç ve iratlar üzerinden yapılan vergi tevkifatı, kazanç ve iratların dağıtılmaması halinde Gelir Vergisi Kanununun 119 ncu maddesi hükmü gereği, biri muhtasar beyannamenin verilme süresinde, diğerleri Kurumlar vergisinin ikinci ve üçüncü taksitleri ile birlikte olmak üzere üç eşit taksitte ödenecektir. Sözkonusu kazanç ve iratların dağıtılması halinde ise, tevkif edilen vergi muhtasar beyanname verilme süresi içerisinde ödenecektir.

Bu açıklamalara göre, üzerinden vergi tevkifatı yapılan kurum kazancından kâr payı alanlara, tevkif suretiyle alınan verginin red ve iadesi yapılmayacaktır.

H _ Kurumların 1985 Takvim Yılında Elde Ettiği İştirak Kazançları Üzerinden Yapılacak Vergı Tevkifatı :

3239 Sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin (c) fıkrasında, 1985 takvim yılı kazançlarına ilişkin olarak 1986 takvim yılı içinde kurumlar vergisi beyannamesi veren kurumların 1985 takvim yılında elde ettikleri ve iştirak kazançları istisnası kapsamına giren kazançları üzerinden kurumlar vergisi beyannamesi verme süresi içinde % 10 gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hükme göre, kurumların 1985 yılında elde ettikleri ve 3239 Sayılı Kanunla yapılan değiğikliklerden önceki hükümlere göre vergiden istisna edilen iştirak kazançları üzerinden, kurumlar vergisi beyannamesi verilme süresi içinde % 10 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılarak ertesi ayın 20 nci günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile beyan edilecek ve aynı süre içerisinde ödenecektir.

I _ Tahvilat ve Mevduat Faizlerinden ve Faizsiz Olarak Kredi Verenlere Öenen Kâr Payları İle Kâr ve Zarar Ortaklığı Belgesi Karşılığı Ödenen Kâr Payları Üzerinden Yapılacak Vergi Tevkifatı :

Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (A) fıkrasının 9, 10 ve 11 numaralı bentlerinde yer alan ödemelerden yapılacak vergi tevkifatı, 20.12.1985 tarih ve 85/10175 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı hükümlerine göre aşağıda açıklanmıştır.

1. Gelir Vergisi Kanununun 75 nci maddesinin 5 numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratlarından (2499 Sayılı Kanuna göre kurulan menkul kıymet yatırım fonları dışındaki tam mükellef kurumlara ödenenler dahil);

_ Devlet tahvili ve Hazine bonosu faizlerinden % 3,

_ Gelir ortaklığı senetlerinden “0” (sıfır),

_ Nama yazılı tahvil faizlerinden % 10,

_ Hamiline yazılı tahvil faizlerinden % 10,

_ Diğerlerinden % 10,

oranında vergi tevkifatı yapılacaktır.

2. Mevduat faizlerinden;

_ Döviz tevdiat hesaplarına yürütülen faizler ile özel finans kurumlarınca dövize katılma hesaplarına ödenen kâr paylarından % 1,

_ Nama yazılı mevduat hesaplarına yürütülen faizlerden % 10,

_ Sırdaş hesaplara yürütülen faizlerden % 10,

_ Diğerlerinden % 10,

oranında vergi tevkifatı yapılacaktır,

3. Faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr payları ile kâr ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı, ödenen kâr payları ve özel finans kurumlarınca kâr ve zarara katılma hesabı karşılığı ödenen kâr paylarından % 10 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.

Buna güre, tam mükellefiyete tabi kurumlara ödenenler de dahil olmak üzere, Hazine bonoları ve Devlet tahvilleri dışında kalan tahvil faizlerinden eskiden olduğu gibi % 10 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır. Ancak, bu menkul kıymetlerin gelirlerinin 2499 Sayılı Kanuna göre kurulan Menkul Kıymetler Yatırım Fonlarına ödenmesi halinde, bu gelirler üzerinden ve gelir ortaklığı senetlerine sağlanan gelirlerden gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır.

Diğer taraftan, 1 0cak 1986 tarihinden itibaren döviz tevdiat hesaplarına yürütülen faizler ile özel finans kurumlarınca döviz katılma hesaplarına ödenen kâr paylarından % 1, diğer mevduat faizlerinden ve faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr payları ile kâr ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kâr payları ve özel finans kurumlarınca kâr ve zarara katılma hesabı karşılığı ödenen kâr paylarından eskiden olduğu gibi % 10 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.

Söz edilen Bakanlar Kurulu Kararının (II) nci maddesinde de belirtildiği üzere, söz konusu tevkifat nispetleri, 1 Ocak 1986 tarihinden sonra yapılacak ödemelere uygulanacaktır.

J _ Çiftçilere Yapılan Ödemelerde Vergi Tevkifatı :

94 üncü maddenin (A) fıkrasının 13 numaralı bendi ve söz konusu Bakanlar kurulu Kararına göre, çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılacak ödemelerden 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren;

1. Hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için % 3 oranında,

2. Diğer zirai mahsuller için % 7 oranında,

vergi tevkifatı yapılacaktır.(*)

K _ Gezici Milli Piyango Bileti Satanlara Yapılan Komisyon Bedeli Üzerinden Yapılacak Vergi Tevkifatı :

94 üncü maddeye yeni getirilen 12 numaralı bent hükmü ile bir işyeri açmaksızın münhasıran gezici olarak milli piyango bileti satanlara ödenen komisyon bedeli üzerinden tevkifat yapılması esası getirilmiş bulunmaktadır. Sözkonusu bent hükmüne göre, bir işyeri açmaksızın münhasıran gezici olarak milli piyango bileti satanlara, gerek Milli Piyango İdaresince gerekse aracı kıldığı kuruluşlarca, bilet satışları nedeniyle yapılacak komisyon bedeli üzerinden % 25 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.

Sözkonusu tevkifatın, milli piyango bilet bedeli üzerinden yapılmayıp, sadece bu biletlerin satışı nedeniyle ilgililere ödenen komisyon bedeli üzerinden yapılması gerekmektedir.

Bir işyeri açmak suretiyle milli piyango bileti satanlara ödenen komisyon üzerinden vergi tevkifatı yapılmayacaktır.

VIII _ HAYAT STANDARDI ESASININ UYGULANMASI :

3239 Sayılı Kanunun 68 inci maddesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 116 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temel gösterge tutarlarından 90.000._liralık had 450.000._liraya, 120.000._liralık had 800.000._liraya yükseltilmiş, aynı fıkranın hayat standardı göstergelerine ilişkin lira karşılığı tutarlar bir kat artırılmış, ayrıca birinci fıkranın sonuna (Hayat standardı gösterge tablosundan önce gelmek üzere) “Şu kadar ki; ticari, zirai ve mesleki kazanç sahiplerinin bu faaliyetleri dolayısıyle hayat standardı esasına göre vergi tarhına esas alınacak geliri, yukardaki tutarlardan aşağı olamaz.” hükmü ilave edilmiştir.

Diğer taraftan, aynı Kanunun geçici 1 inci maddesinin (e) fıkrasında, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişik mükerrer 116 ncı maddesinin, ticari, zirai ve mesleki kazançlarından dolayı 1985 yılında gerçek usulde vergilendirilen mükellefler hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, gerçek usulde vergilendirilen ticari, zirai ve mesleki kazanç sahiplerinin 1985 ve müteakip yıllarda gelirlerinin (Bakanlar Kurulunca yeniden tespit yapılmadıği sürece) hayat standardı esasına göre tespitinde;

_ İkinci sınıf tacirler (işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler) ile gerçek usulde vergilendiriten (İşletme hesabı veya bilanço esasına göre defter tutan) çiftçiler 450.000._lirayı,

_ Birinci sınıf tacirler (Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler) ile gerçek usulde vergilendirilen serbest meslek erbabı 800.000._lirayı,

temel gösterge tutarı olarak dikkate alacaklardır.

Bu mükellefler yukarıda belirtilen asgari miktarlara, artırılmış bulunan hayat standardı göstergelerinden kendi durumlarına uyan gösterge tutarlarını ayrıca ekliyecekler ve bu suretle hayat standardı esasına göre beyan edecekleri geliri hesaplıyacaklardır.

Ayrıca, 3239 sayılı Kanunla, Vergi Usul Kanununa eklenen geçici 13 ncü madde ile de Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinde yer alan ve 3239 sayılı Kanunla artırılmış bulunan hadlerin önceki yıllar hadlerine bakılmaksızın 1986 yılında tutulacak defterler hakkında uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre, 1985 takvim yılında bilanço esasına göre defter tutan bir mükellef defter tutma ile ilgili yeni hadleri aşmaması halinde 1986 yılı içinde işletme hesabı esasına göre defter tutabilecektir. Bu dürumda olan mükellefler 1985 takvim yılında bilanço esasına göre defter tutmuş olmaları nedeniyle 1985 yılına ait gelirlerinin hayat standardı esasına göre tespitinde temel gösterge tutarı olarak 800.000._lirayı esas alacaklardır.

Öteyandan, 3239 sayılı Kanunla mükerrer 116 ncı maddenin birinci fıkrasına eklenen hüküm uyarınca hayat standardı esasına göre gelirin tespitinde her bir mükellefin ticari, zirai ve mesleki kazancı için durumuna uyan temel gösterge tutarlarından yalnız bir tanesi ve yüksek olanı dikkate alınacaktır. Bir mükellefin aynı zamanda birden fazla ticari faaliyetinin olması halinde, bu mükellefler hakkında temel gösterge tutarı bir defa nazara alınacak olup, her bir faaliyet için ayrı ayrı uygulanmayacaktır.

Diğer taraftan, 140 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde de açıklandığı üzere, hayat standardı esasına göre tespit edilen gelirden daha düşük, gelir beyan eden mükellefler adına hayat standardı esasına göre bulunan gelir üzerinden tarhiyat yapılacaktır. Ancak, mükellefler kendilerine, eşlerine, çocuklarına ve bakmakla yükümlü olduğu diğer kimselere ait olup, verdikleri yıllık beyannamede toplanması gerekmiyen vergiye tabi gelirlerinin bulunduğunu belgelendirmek suretiyle tarhiyatın düzeltilmesini isteyebilirler.

Hayat standardı esasına ilişkin olarak, bu açıklamaların dışında kalan hususlar hakkında, daha önce yayınlanmış olan 140 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği hükümleri uygulanacaktır.

IX _ DİĞER HUSUSLAR :

A _ Yıllık Beyanname İle Beyan Edilen Gelir Üzerinden İndirilecek Şahıs Sigorta Primleri :

3239 sayılı Kanunla Gelir Vergisi kanununun 89 uncu maddesinin 1 numaralı bendinde yapılan değişiklik ile beyan edilen gelirin % 5’ini ve herbir kişi için asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla, mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigortaları primlerinin, yıllık beyanname ile beyan edilen gelirin matrahının tespitinde indirim olarak nazara alınması esası getirilmiştir.

Bu hüküm uyarınca, mükellefin kendisine, eşine ve çocuklarına ait şahıs sigorta primlerinin beyan edilen gelirden indirilebilmesi için;

_ Sigortanın Türkiye’de kâin ve merkezi Türkiye’de bulunan bir sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması,

_ Gelirin elde edildiği yılda ödenmiş bulunması,

_ Yıllık beyannameye ithal edilmiş ücretler mevcut ise bu ücretlerin safi tutarının tespitinde indirilmemiş olması,

_ Ayrıca, herbir kişi için ödenen primin beyan edilen gelirin ilgili bulunduğu dönemde yürürlükte olan asgari ücretin yıllık tutarını ve beyan edilen gelirin de % 5’ini aşmaması,

şartları topluca aranılacaktır.

Tam mükellefiyete tabi olan kimseler, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren, bu şartlar dahilinde ödedikleri şahıs sigorta primlerini gelirlerinden indirebileceklerdir.

Öteyandan; eşlerin ve çocukların kendi gelirleri için, Gelir Vergisi Kanununun 93 üncü maddesine göre, ayrı ayrı yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeleri halinde, bunlara ait sigorta primleri aile reisi gelirinden indirilmeyecek kendilerine ait beyan ettikleri gelirden indirilecektir.

B _ Çocuk Tabiri :

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “çocuk tâbirine” ilişkin 33 üncü maddesi 3239 sayılı Kanunla 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren kaldırılmış ve aynı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 93 ancü maddesinin son fıkrası değiştirilerek, çocuk tanımı bu fıkrada yapılmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun 93 üncü maddesinin değişik son fıkrasında, “Çocuk tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka, verilmek suretiyle bakılanlar dahil) 18 yaşını doldurmamış evlatları ifade eder.” hükmü yer almıştır.

Bu hükme göre, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren aile reisi beyanı uygulamasında, ötedenberi uygulana geldiği üzere, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan 18 yaşını doldurmamış evlatlar çocuk sayılacak ve bunların yıllık beyanname ile beyanı gereken ve aile reisi beyanına dahil edilmesi zorunlu olan gelirleri aile reisi tarafından beyan edilecektir. 18 yaşını aşmamış nafaka verilmek suretiyle bakılan evlatlar da çocuk sayılacaktır.

Öteyandan, ayrılmış olan eşlerin çocuklarına, nafaka eşlerden hangisi tarafından verilmekte ise, çocuğun geliri nafaka veren eş tarafından; nafaka anne ve baba tarafından birlikte karşılanmakta ise, çocuğun geliri birlikte oturduğu anne veya babası tarafından beyan edilecektir.

C _ 1985 Takvim Yılı Gelirlerine Uygulanacak Vergi Tarifesi :

Gelir Vergisi Kanununun 103 ncü maddesi 3239 sayılı Kanunun 66 ncı maddesi ile değiştirilerek, vergi tarifesi yeniden düzenlenmiştir.

Gelir Vergisi Kanununun değişik 103 ncü maddesinde, “Gelir Vergisine tabi gelirler”in gelir dilimlerinin hizalarında yazılı vergi nispetleri uygulanarak vergilendirileceği belirtilmiştir.

3239 sayılı Kanunun 144 üncü maddesinin 5 numaralı fıkrasında da,” Bu Kanunun diğer hükümleri 1 Ocak 1986 tarihinde yürürlüğe girer.” hükmü yer almış ve buna göre 3239 sayılı Kanunun 66 ncı maddesi de 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.

Bu hükümler uyarınca, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere yeni vergi tarifesi, 1985 yılına ait olup 1986 yılı Mart ayında beyan edilecek gelirlere de Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değışmeden önceki 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi uygulanacaktır.

Tebliğ olunur.

(*) Güncelliği kalmamıştır.

Exit mobile version