Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

GVK 166 – Gelir Vergisi Genel Tebliği Seri No:166

Gelir Vergisi Tebliği 166

10 Mart 1991 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 20810

Maliye Bakanlığından:

Bilindiği gibi, 20 Aralık 1990 günlü ve 20731 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3689 sayılı Kanunla, Gelir Vergisi Kanununun bazı maddeleri yeniden düzenlenmiş ve Kanuna bazı geçici maddeler eklenmiştir. Ayrıca, 30 Ocak 1991 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 91/1372 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile de 1 Ocak 1991 tarihinden geçerli olan özel indirim tutarları yeniden tespit edilmiştir. 3689 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen vergi tarifeleri ile ücretlerin vergilendirilmesinde uygulanacak özel indirim tutarları hakkında aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.

1. YENİDEN DÜZENLENEN GENEL VERGİ TARİFESİ VE UYGULAMASI:

3689 sayılı Kanunun 5 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesindeki vergi tarifesi, gelir dilimleri genişletilmek suretiyle yeniden düzenlenmiştir. Ayrıca, maddenin, vergi oranlarını indirme konusunda Bakanlar Kuruluna tanıdığı yetkiye ilişkin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Kanunun yürürlükle ilgili 13/c maddesinde de yeniden düzenlenen genel vergi tarifesinin 1.1.1991 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Yeniden düzenlenen vergi tarifesi aşağıdadır.

Gelir vergisine tabi gelirler;

12.000.000 liraya kadar % 25,
24.000.000 liranın 12.000.000 lirası için 3.000.000 lira, fazlası % 30,
48.000.000 liranın 24.000.000 lirası için 6.600.000 lira, fazlası % 35,
96.000.000 liranın 48.000.000 lirası için 15.000.000 lira, fazlası % 40,
192.000.000 liranın 96.000.000 lirası için 34.200.000 lira, fazlası % 45,
192.000.000 liradan fazlasının 192.000.000 lirası için,
77.400.000 lira, fazlası % 50,

nispetinde vergilendirilir

a) Kalkınmada Öncelikli Yöreler Dışında Kalan Yerlerde Çalışan Hizmet Erbabının Ücretlerine Yeni Vergi Tarifesinin Uygulanması:

Kalkınmada Öncelikli yöreler dışında kalan yerlerde çalışan hizmet erbabının 1 Ocak 1991 tarihinden itibaren elde edecekleri ücretleri, Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan yukarıdaki vergi tarifesi esas alınarak vergilendirilecektir.

Hizmet erbabına her ne ad altında olursa olsun 31 Aralık 1990 tarihine kadar ödenecek ücretlere, 89/14913 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen vergi tarifesi; 1 0cak 1991 tarihinden itibaren yapılan ücret ödemelerine (15 Aralık-14 Ocak dönemine ait olup, 14 Ocak’ta ödenen ücretler dahil) ise yukarıdaki vergi tarifesi uygulanacaktır.

Hizmet erbabına çeşitli ödeme dönemleri itibariyle, çeşitli adlar altında ücret ödemeleri yapıldığı gözönünde bulundurularak, vergilendirmede basitliğin sağlanabilmesi amacıyla; hizmet erbabına takvim yılı başından itibaren yapılan her türlü ücret ödemelerinin vergi matrahına vergi tarifesinin aynı gelir dilimi içinde kaldığı sürece o dilime ait vergi nispeti, aşması halinde ise aşan kısmına, sonra gelen dilime ait vergi nispeti uygulanacaktır.

Öte yandan, işverenlerin ücret ödemelerine ilişkin olarak düzenleyecekleri ücret bordrolarında, hizmet erbabına o takvim yılı içinde daha önce yaptıkları ücret ödemelerinin vergi matrahları toplamını da göstermeleri zorunludur.

b) Kalkınmada Öncelikli Yöreler Dışında Kalan Yörelerde Diğer Gelirlere Uygulanacak Vergi Tarifesi:

Yukarıda belirtilen tarife, 1.1.1991 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanacak; 1990 takvim yılına ait olup, 1991 yılı Mart ayında verilecek yıllık gelir vergisi beyannameleri ile beyan edilecek gelirlere uygulanmayacaktır. Bu gelirlere, 30.12.1989 gün ve 20388 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 89/14913 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile düzenlenen vergi tarifesi uygulanacaktır.

c) Kalkınmada Öncelikli Yörelerde Elde Edilen ve Ücret Dışında Kalan Diğer Kazanç ve İratlara Uygulanacak Vergi Tarifesi :

Gelir Vergisi Kanununun geçici 37 nci maddesi ile düzenlenen vergi tarifeleri, münhasıran kalkınmada öncelikli yörelerde fiilen ve sürekli olarak çalışanların ücret gelirlerine uygulanacak, diğer gelirlere uygulanmayacaktır.

Bu nedenle, kalkınmada öncelikli yöreler dışında kalan ve beyan edilecek diğer kazanç ve iratlara ait vergiler ile götürü usule tabi mükelleflerin vergileri, Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan genel vergi tarifesi esas alınarak hesaplanacaktır.

ÖRNEK :

Kalkınmada öncelikli yörelerden olan Kars İlinde götürü usulde vergi mükellefi bulunan bir ticari kazanç sahibinin 1991 yılı Nisan ayında adına tarh edilecek vergi, Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesindeki genel vergi tarifesi dikkate alınarak hesaplanacaktır.

2. KALKINMADA ÖNCELİKLİ YÖRELERDE ÇALIŞAN HİZMET ERBABININ ÜCRETLERİNE UYGULANACAK VERGİ TARİFELERİ :

3689 sayılı Kanunun 7 nci maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 37 nci madde ile Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan genel vergi tarifesinden ayrı olarak, 1.1.1991-31.12.2000 tarihleri arasında, münhasıran kalkınmada öncelikli yörelerde çalışan hizmet erbabının ücretlerine uygulanmak üzere, iki ayrı vergi tarifesi daha düzenlenmiştir.

Buna göre; kalkınmada öncelikli yörelerde çalışan hizmet erbabının ücretlerine uygulanacak vergi tarifeleri aşağıda açıklanmıştır.

a) Kalkınmada Birinci Derecede Öncelikli Yörelerde Çalışan Hizmet Erbabının Ücretlerine Uygulanacak Vergi Tarifesi :

3689 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 37 nci maddenin 2 nci fıkrasına göre, münhasıran kalkınmada birinci derecede öncelikli yörelerde fiilen ve sürekli olarak çalışan hizmet erbabının ücretlerine;

_ 48.000.000 liraya kadar % 20,
_ 48.000.000 liradan fazlasının 48.000.000 lirası için 9.600.000 lira,
fazlasına % 30,

vergi oranı uygulanacaktır.

KALKINMADA BİRİNCİ DERECEDE ÖNCELİKLİ İLLER ŞUNLARDIR :

1) ADIYAMAN 6) BİTLİS 11) MARDİN
2) AĞRI 7) DİYARBAKIR 12) MUŞ
3) BATMAN 8) GÜMÜŞHANE 13) SİİRT
4) BAYBURT 9) HAKKARİ 14) ŞIRNAK
5) BİNGÖL 10) KARS 15) TUNCELİ
16) VAN

Yukarıda yer alan vergi tarifesi, münhasıran bu illerin sınırları için de sürekli olarak ve fiilen çalışan, ücret gelirinin tamamını bu yerlerde elde eden hizmet erbabının ücretlerine uygulanacaktır.

Yıl içinde kalkınmada birinci derecedeki öncelikli yöreler dışındaki bir yerden, bu yöreye tayin edilen hizmet erbabının, fiilen ve sürekli olarak bu yörelerde çalışmaya başlaması halinde, bu yöredeki sürekli göreve fiilen başladığı tarihe kadar elde ettiği ücretlerinin, daha önce bulunduğu yörede uygulanan vergi tarifesine göre, kalkınmada birinci derecedeki öncelikli yörede elde ettiği ücretlerinin ise, bu vergi tarifesine göre vergilendirilmesi gerekmektedir.

Ancak, kalkınmada birinci derecede öncelikli yöreler dışında kalan yerlerde vergilendirilen ücretlerin vergi matrahı toplamının, bu yörede elde edilen ücretlerin vergi matrahına eklenmek suretiyle bulunan toplam vergi matrahı, 48 milyon lirayı aşmadığı sürece, bu yörede elde edilen ücretler % 20 oranı üzerinden, bu miktarı aşması halinde de aşan kısım % 30 oranı üzerinden vergilendirilecektir.

b) Kalkınmada İkinci Derecede Öncelikli Yörelerde Çalışan Hizmet Erbabının Ücretlerine Uygulanacak Vergi Tarifesi :

3689 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 37 nci maddenin 3 üncü fıkrasına göre, münhasıran kalkınmada ikinci derecede öncelikli yörelerde fiilen ve sürekli olarak çalışan hizmet erbabının ücretlerine;

12.000.000 liraya kadar % 20,
24.000.000 liranın 12.000.000 lirası için 2.400.000 lira, fazlası % 25,
48..000.000 liranın 24.000.000 lirası için 5.400.000 lira, fazlası % 30,
96.000.000 liranın 48.000.000 lirası için 12.600.000 lira, fazlası % 35,
96..000.000 liradan fazlasının 96.000.000 lirası için,
29.400.000 lira fazlası % 40,

vergi oranı uygulanacaktır.

KALKINMADA İKİNCİ DERECEDE ÖNCELİKLİ İLLER ŞUNLARDIR :

1) AMASYA 7) ERZURUM 13) TOKAT
2) ARTVİN 8) KASTAMONU 14) ŞANLIURFA
3) ÇANKIRI 9) MALATYA 15) YOZGAT
4) ÇORUM 10) KAHRAMANMARAŞ 16) ZONGULDAK
5) ELAZIĞ 11) SİNOP Merkez İlçe ve
6) ERZİNCAN 12) SİVAS Çaycuma İlçesi)

Yukarıda yer alan vergi tarifesi, münhasıran bu illerin sınırları içinde sürekli olarak ve fiilen çalışan, ücret gelirinin tamamını bu yerlerde elde eden hizmet erbabının ücretlerine uygulanacaktır.

Yıl içinde kalkınmada ikinci derecede öncelikli yöreler dışındaki bir yerden, bu yöreye tayin edilen hizmet erbabının, fiilen ve sürekli olarak bu yörelerde çalışmaya başlaması halinde, bu yöredeki sürekli göreve fiilen başladığı tarihe kadar elde ettiği ücretlerinin, daha önce bulunduğu yörede uygulanan vergi tarifesine göre, kalkınmada ikinci derecede öncelikli yörede elde ettiği ücretlerinin ise, bu vergi tarifesine göre vergilendirilmesi gerekmektedir.

Ancak, kalkınmada ikinci derecede öncelikli yöreler dışında kalan yerlerde vergilendirilen ücretlerin vergi matrahı toplamının, bu yörede elde edilen ücretlerin vergi matrahına eklenmek suretiyle bulunan toplam vergi matrahı, 12 milyon lirayı aşmadığı sürece, bu yörede elde edilen ücretler % 20 oranı üzerinden, bu miktarı aşması halinde de aşan kısım, sonraki gelir dilimlerinin vergi oranı üzerinden vergilendirilecektir.

ÖRNEK 1:

Gaziantep’te Devlet memuru olarak çalışan ve ücretinin aylık vergi matrahı 900.000 lira olan bir hizmet erbabı, 15 Temmuz 1991 tarihinden itibaren kalkınmada birinci derecede öncelikli illerden olan Şırnak’ta sürekli olarak çalışacağı bir göreve başlamıştır. Bu hizmet erbabının, 15 Temmuz 1991 tarihinden itibaren elde edeceği ücretleri bu yörede uygulanan vergi tarifesi esas alınarak vergilendirilecektir.

ÖRNEK 2:

Kalkınmada birinci derecede öncelikli illerden Bingöl’de Devlet memuru olarak çalışan ve ücretinin aylık vergi matrahı 1.200.000 lira olan bir hizmet erbabı, Ankara’da bir göreve naklen atanmış ve 15 Nisan 1991 tarihinde de görevine başlamıştır. Bu memurun ücretleri daha önce % 20 nispetinde vergilendirilirken, Ankara da göreve başladığı tarihten itibaren elde ettiği ücretleri, Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan genel vergi tarifesi esas alınarak vergilendirilecektir. 1 Ocak 1991 tarihinden itibaren elde edilen ücretlerin vergi matrahı toplamı 12 milyon lirayı aştığı tarihten itibaren de bu ücretlerin vergisi, bir üst dilimin vergi nispeti esas alınarak hesaplanacaktır.

ÖRNEK 3:

Kalkınmada ikinci derecede öncelikli illerden Zonguldak İli merkez ilçesinde çalışan ve ücretinin aylık vergi matrahı 1.100.000 lira olan bir hizmet erbabı, kalkınmada birinci derecede öncelikli illerden Mardin’de bir göreve atanmış ve 15 Nisan 1991 tarihinde de buradaki görevine başlamıştır. Bu memurun, 15 Nisan 1991 tarihinden itibaren elde edeceği ücretler, bu yöreler için belirlenen, vergi tarifesi esas alınarak vergilendirilecektir. Ancak, bu hizmet erbabının gerek kalkınmada ikinci derecede öncelikli yörede ve gerekse bu yörede elde ettiği ücretlerinin vergi matrahları toplamı 48 milyon lirayı aşmadığı sürece, buı yörede elde edeceği ücretleri % 20 oranı üzerinden vergilendirilecektir.

c) Kalkınmada Birinci Derecede Öncelikli Yörelerde Çalışan Bir Hizmet Erbabının Aynı Zamanda veya Birbirini Takip Eden Vergilendirme Dönemlerinde İkinci Derecede Öncelikli Yörelerde de Çalışması Halinde Uygulanacak Vergi Tarifesi :

Bilindiği gibi, ücretlerin vergilendirilmesinde, ücretin ödeme dönemi esas alınmaktadır Bir ücret, günlük dönemler itibariyle hesaplanarak günlük dönemler itibariyle ödenmekte ise, bu ücretin vergilendirme dönemi günlüktür. Ücret ödemesi aylık dönemler itibariyle hesaplanarak ödenmekte ise, bu ücret ödemesinin dönemi de aylıktır: Aylık dönemler halinde ödenen ücretlerin, günlük olarak hesaplanması, tahakkukunun ve ödemesinin aylık olarak yapılması kaydıyla, aylık vergilendirme dönemini etkilememektedir.

Buna göre, kalkınmada birinci derecede öncelikli yörelerde sürekli olarak ve fiilen çalışan bir hizmet erbabının, aynı vergilendirme döneminde ve aynı zamanda, kalkınmada ikinci derecede öncelikli yörelerde de çalışması ve bu yörede de ücret geliri elde etmesi halinde, bu hizmet erbabının gerek kalkınmada birinci derecede öncelikli yörede ve gerekse ikinci derecede öncelikli yörede elde edeceği ücretlerinin tamamına kalkınmada ikinci derecede öncelikli yörelere ait vergi tarifesi uygulanacaktır.

Öte yandan, kalkınmada birinci derecede öncelikli yörede sürekli olarak ve fiilen çalışan bir hizmet erbabının, bu yöredeki görevi devam etmekle birlikte, birbirini takip eden vergilendirme dönemlerinde kalkınmada ikinci derecede öncelikli yörelerde de çalışması halinde, bu hizmet erbabının ücretlerine de kalkınmada ikinci derecede öncelikli yörelere ait vergi tarifesi uygulanacaktır.

ÖRNEK :

Kalkınmada birinci derecede öncelikli yörelerde olan Adıyaman İlinde sürekli olarak ve fiilen çalışan bir hizmet erbabı, işverenin talimatı ile kalkınmada ikinci derecede öncelikli illerden olan Şanlıurfa İlinde 3 aylık süre ile ve geçici bir görevle görevlendirilmiştir. Bu hizmet erbabının kalkınmada ikinci derecede öncelikli yörede elde edeceği ücretlerine, kalkınmada ikinci derecede öncelikli yörelere ait vergi tarifesi uygulanacaktır.

d) Kalkınmada Öncelikli Yörelerde Geçici Görevle Görevlendirilenlerin Ücretlerinin Vergilendirilmesi :

3689 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 37 nci maddenin 1 inci fıkrasına göre, kalkınmada öncelikli yörelerde çalışan hizmet erbabının ücretlerine, bu yörelere ait vergi tarifelerinin uygulanabilmesi için, hizmet erbabının bu yörelerde sürekli olarak ve fiilen çalışması gerekmektedir.

Sürekli olarak ve fiilen bu yörelerde çalışmayan; geçici bir görevle veya geçici bir süre için bu yörelerde görevlendirilen hizmet erbabının ücretlerine, bu yörelere ait vergi tarifeleri uygulanmayacaktır.

3. KALKINMADA ÖNCELİKLİ YÖRELERDE ÜCRET GELiRİNİN DİĞER GELiRLERLE BİRLİKTE BEYAN EDİLMESİ HALİNDE UYGULANACAK VERGİ TARİFESİ :

a) Ücret Gelirinin Beyan Edilmesinin İhtiyari Olması Hali :

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 87 nci maddesinde ihtiyari toplama ve beyan müessesesi düzenlenmiştir.

Buna göre, kalkınmada öncelikli yörelerde sürekli olarak ve fiilen çalışan hizmet erbabının 1.1.1991 tarihinden sonraki dönemlerde aynı zamanda, menkul ve gayrimenkul sermaye iradı, sair kazanç ve irat ile götürü gider usulüne göre tespit edilen zirai kazancının olması ve bu kazanç ve iratlarının tutarının 36 milyon lirayı aşmaması, ayrıca ücretlerinin de tek işverenden elde edilmiş olması halinde; sözü edilen kazanç ve iratlar için verilecek beyannameye ücret gelirlerinin dahil edilip edilmemesi ihtiyaridir. Birden fazla işverenden ücret geliri elde eden mükelleflerin de ücretleri ile yukarıda belirtilen kazanç ve iratlarının yıllık gayrisafi tutarları toplamının da ayrı ayrı 1991 yılında 36 milyon lirayı aşmaması halinde, ihtiyari toplama hakkı bulunmaktadır.

Öte yandan, kalkınmada öncelikli yörelerde çalışan ücretlilerin, diğer gelirleri için verdikleri yıllık beyannameye, ücretlerini dahil etmeleri halinde, bu şekilde beyan edilen gelire, Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan genel vergi tarifesi esas alınarak, beyan edilen toplam matrahın vergisi hesaplanacaktır. Ancak, mükelleflerin ihtiyari toplama ve beyana ilişkin haklarını kendi aleyhlerine kullanabilecekleri düşünülemez. Çünkü, yıl içinde ücretlerin vergileri oranları % 20’den başlayan daha düşük vergi yükünü ihtiva eden vergi tarifelerine göre hesaplanmıştır. Bu ücretlerin vergilerinin, Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan genel vergi tarifesine göre hesaplanması halinde, bu ücretlerin vergileri daha fazla olarak ortaya çıkacaktır.

Bu bakımdan, kalkınmada öncelikli yörelerde ücret geliri elde eden mükelleflerin, ücret dışındaki gelirleri için yıllık beyanname vermeleri ve beyannamelerine ücretlerini dahil etmeme haklarının bulunması (ihtiyari beyan hakkı) halinde, bu mükelleflerin yukarıda belirtilen hususları da gözönünde bulundurmaları gerekmektedir.

ÖRNEK :

Kalkınmada öncelikli yörelerden olan Çankırı Devlet Hastanesinde Diş Hekimi olarak görev yapan (A)’nın bir işverenden 1991 yılında aldığı ücretlerinin gayrisafi tutarı 30 milyon lira olup, bu hekim ayrıca, 1991 yılında mesken olarak kiraya verdiği gayrimenkulden de 8 milyon lira kira geliri elde etmiştir. Bu diş hekiminin kira geliri için vereceği beyannameye ücretlerini dahil etmesi ihtiyarı olduğundan, mükellef ihtiyarilik hakkını beyannamesine ücretlerini dahil etmemek yönünde kullanacaktır.

Dolayısıyla, mükellef yıllık beyannamesinde kira gelirini beyan edeceğinden, bu geliri Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı genel vergi tarifesi esas alınarak vergilendirilecektir.

b) İhtiyarilik Hakkının Olmaması Hali :

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 85, 86 ve 87 nci maddelerine göre;

_ Ticari ve mesleki kazançlarını yıllık beyanname ile bildirmek zorunda olanlar,

_ Zirai kazancını defter tutmak (işletme hesabı esası veya bilanço esasına göre) suretiyle tespit edenler,

_ Birden fazla işverenden ücret geliri elde edip.de, bu ücretlerinin gayrisafi tutarları toplamı 1991 yılında 36 milyon lirayı aşanlar,

_ Tamamı tevkif yolu ile vergilendirilen gayrimenkul sermaye iradı elde edip de, bu iratlarının gayrisafi tutarları toplamı 36 milyon lirayı aşanlar,

_ Gayrimenkul sermaye iradı, götürü usulde tespit edilen zirai kazanç, ile 75 inci maddenin ikinci fıkasının 1, 2 (adi komandit şirketlerde komanditerlerin kâr payları hariç), 3, 5, 7 ve 12 numaralı bentleri dışında kalan menkul sermaye iratları ile sair kazanç ve iratlarının gayrisafi tutarları toplamı 1991 yılında 36 milyon lirayı aşanlar,

ihtiyari toplama va beyan hakkından yararlanamayacaklardır. Bu mükellefler verecekleri yıllık beyannamelerinde ücretleri dahil olmak üzere tüm kazanç ve iratlarını da beyan etmek zorundadırlar. Dolayısıyla, bu mükellefler ücretlerini de yıllık beyannamelerine dahil edecekler ve vergileri de Kanunun 103 üncü maddesinde belirtilen genel vergi tarifesi esas alınmak suretiyle hesaplanacaktır.

ÖRNEK :

Erzurum Devlet Hastanesinde görevli Doktor (A) nın, 1991 yılında elde ettiği ücretlerin vergi matrahı 34 milyon liradır. Bu doktorun ayrıca, 18 milyon lira da özel muayenehanesinden elde ettiği serbest meslek kazancı bulunmaktadır.

Bu örnekte yer alan doktor, serbest meslek kazancı nedeniyle 1992 yılının Mart ayında vereceği yıllık gelir vergisi beyannamesine ücretlerini de dahil edecek, dolayısıyla toplam geliri; Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan genel vergi tarifesi esas alınarak vergilendirilecektir.

4. YENİDEN TESPİT EDİLEN ÖZEL İNDİRİM TUTARLARI :

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişik 31 inci maddesinde özel indirim tutarları; günde (200), ayda (6.000), yılda. (72.000) lira olarak hükme bağlanmıştı. Aynı maddenin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak bu tutarlar, Bakanlar Kurulunca Çeşitli defalar artırılmış ve son olarak da 27.12.1989 tarih ve 89/14913 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1.1.1990 tarihinden itibaren ugulanmak üzere, kalkınmada öncelikli yöreler dışında kalan yerlerde; günde, (1.200), ayda (36.000) ve yılda (432.000) lira olarak tespit edilmiştir. Aynı Kararla, kalkınmada öncelikli yörelerde uygulanacak özel indirim tutarları ise, ücretlinin çalıştığı yöre ve teşvik belgeli yatırımlarda çalışıp çalışmadığına göre, aylık en düşük 48.000 lira ile en yüksek 78.000 lira arasında belirlenmişti.

Öte yandan, Gelir Vergisi kanununun 31 inci maddesinde yer alan özel indirim tutarları, 3689 sayılı Kanunla yapılan .değişiklik ile; günlük (1.200), aylık (36.000) ve yıllık da (432.000) liraya yükseltilmiş ve bu tutarların 1.1.1991 tarihinden itibaren uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 89/14913 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kalkınmada öncelikli yöreler dışında kalan yerler için tespit edilen özel indirim tutarları, 1.1.1991 tarihinden itibaren 3689 sayılı Kanunla, Kanun hükmü haline getirilmiştir.

Ayrıca, 30.1.1991 gün ve 20771 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 91/1372 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Karar’da, 1 Ocak 1991 tarihinden itibaren uygulanacak özel indirim tutarları; kalkınmada öncelikli yöreler dışında kalan yerler için ayda 54.000 lira, kalkınmada öncelikli yöreler için ise, ayda 60.000 lira ile 90.000 lira arasında değişen tutarlarda olmak üzere yeniden tespit edilmiştir.

Bu nedenle, 1 Ocak 1991 tarihinden itibaren 91/1372 sayılı Kararname ile artırılarak yeniden tespit edilen tutarlar uygulanacaktır.

5. MEMUR VE İŞÇİ OLARAK ÇALIŞAN ÜCRETLİLERE 15 ARALIK – 14 OCAK DÖNEMİ İTİBARİYLE YAPILAN ÖDEMELERE UYGULANAN ÖZEL İNDİRİM VE VERGİ TARİFESİ :

Bilindiği üzere; özel indirimin ne şekilde uygulanacağı, 9.2.1986 gün ve 19012 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 147 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde açıklanmıştır.

Anılan Tebliğde yer alan açıklamalara göre, indirimlerin uygulanmasında esas prensip, ücretin ödeme dönemidir. Ücret, günlük dönemler itibariyle ödenmekte ise indirimlerin günlük tutarlarıyla, ücret aylık dönemler itibariyle ödenmekte ise indirimlerin aylık tutarlarıyla uygulanması gerekmektedir.

Ayrıca; 10.9.1987 tarih ve 19570 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 289 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu personelinden; ücretlerini çalışmadan peşin olarak alanlar için “ay başı” her ayın 15’i ücretlerini çalıştıktan sonra alanlar için “ay sonu” her ayın 14’ü olarak değiştirilmiştir. Bu konuda uyulacak esaslar ise 29.9.1987 gün ve 19589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 100 Seri No.lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmış bulunmaktadır.

Öte yandan, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin ücretlerinin ödeme zamanının anılan Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilmesinin, Gelir Vergisi Kanununun uygulanması açısından bir önemi bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 19 uncu maddesinde, “Vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu hukukî durumun tekemmülü ile doğar.

Vergi alacağı mükellef bakımından vergi borcunu teşkil eder.” hükmü yer almıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 96 ncı maddesinde, vergi tevkifatının, 94 üncü madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanacağı belirtilmiş, hesaben ödeme ise, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemler olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 98 inci maddesinde de, “94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri kârlar ve iratlar ve bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın 20’nci günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar…” hükmü yer almıştır

Bu hükümlere göre, 15 Aralık-14 Ocak dönemi için 15 Aralık 1990 tarihinde peşin olarak ödenen kamu personeli memur aylıklarının 1990 yılı geliri sayılması ve 1990 yılındaki esaslara göre, 15 Aralık-14 Ocak dönemi için işlenmiş olarak 14 Ocak 1991 tarihinde ödenen işçi ücretlerinin ise 1991 yılı geliri sayılarak, 1.1.1991 tarihinden geçerli olan vergi tarifesinin ve özel indirim tutarlarının uygulanarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, memurlara 1-14 Ocak 1991 dönemi için ödenen maaş farklarının tahakkuk ve ödemesi, 1 Ocak 1991 tarihinden sonra yapıldığı için, fark ödemelerine yeni vergi tarifesinin uygulanması gerekir.


ÖZELGE – 15 Aralık 14 Ocak Ücret Ödemelerinin Hangi Yıl Vergi Matrahına Dahil Edileceği


6. TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ İLE ESKİYE YÖNELİK OLARAK ÖDENEN ÜCRET FARKLARININ VERGİLENDİRİLMESİ :

Bilindiği gibi, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde ücretin tanımı yapılmış, 94 üncü maddesinde ise yaptıkları ödemelerden vergi tevkifatı yapmak zorunda olan vergi sorumluları belirtilmiştir. Aynı Kanunun 98 inci maddesinde de, “94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri kârlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın 20’nci günü akşamına kadar bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar ..” denilmiştir. Kanunun 96 ncı maddesinde ise, vergi tevkifatının nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanacağı, hesaben ödeme deyiminin de vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade edeceği belirtilmiştir.

Buna göre, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uzaması ve sözleşmenin sonraki takvim yılında imzalanması veya sözleşme aynı yılda imzalanmakla beraber sözleşmeden doğan farkların müteakip takvim yılında tahakkuk ettirilerek ödenmesi halinde, toplu sözleşmeden doğan farklar, tahakkuk ve ödemesinin yapıldığı yılın ücreti olarak kabul edilmek suretiyle vergilendirilecektir.

ÖRNEK :

25 işçi çalıştıran (A) Anonim Şirketi 1 Ekim 1990 tarihinde (B) Sendikası ile toplu sözleşme görüşmelerine başlamış ve sözleşme l0 Ocak 1991 tarihinde brüt % 50 artışla imzalanmıştır.

Şirket, toplu sözleşmeden doğan ücret farklarını 20 Ocak 1991 tarihinde tahakkuk ettirerek ödemiştir. 1990 yılının Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ait ücret farkı ödemesi tahakkuk ve ödemenin yapıldığı 1991 yılına ait ücret olarak vergilendirilecektir.

Eskiye dönük ücret faklarının vergilendirilmesi konusunda 1.3.1973 gün ve 109 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği yürürlükten kaldırılmıştır.

Tebliğ olunur.

Exit mobile version