Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Tahsilat Genel Tebliği Seri No:390

17 Ocak 1996 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 22526

Bilindiği gibi, 1 Temmuz 1995 tarih ve 22330 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 387 Seri No’lu Tahsilat Genel Tebliğinin, Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu başlıklı (I) numaralı bölümünde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinde amme borçlusu sayılan kanuni temsilciler, “gerçek yada tüzel kişileri veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri kanunen temsil etmeye yetkili olan kişiler” şeklinde tarif edilmiş ve bu kişilerin kimler olduğu ve sorumluluklarının şeklinin Türk Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve İlgili diğer mevzuatta belirtildiği ifade edilerek, asıl amme borçlusunun borçlarından dolayı kanuni temsilciler hakkında takip yapılabilmesi için gerekli şartlar, yapılacak takipte dikkat edilecek hususlar açıklanmıştır.

Bakanlığımıza intikal eden olaylardan anonim, şirket şeklinde örgütlenmiş tüzel kişilerin kanuni temsilcilerinin belirlenmesi ve takibinde bazı tereddütler olduğu anlaşıldığından uygulamaya açıklık kazandırılması gerekli görülmüştür.

I _ TÜRK TİCARET KANUNUNUN İLGİLİ HÜKÜMLERİ:

6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 317 nci maddesinde; “Anonim şirket idare meclisi tarafından idare ve temsil olunur.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre anonim şirketin kanuni temsilcisi idare meclisi, bir diğer ifade ile yönetim kuruludur.

Kanunun 317 nci maddesi hükmü genel kuralı belirtmekte, ancak vazifelerin azalar arasında ne şekilde taksim olunacağı 319 uncu maddede düzenlenmektedir.

Anılan maddede, “Esas mukavelede idare ve temsil işlerinin idare meclisi azaları arasında taksim edilip edilmeyeceği ve taksim edilecekse bunun nasıl yapılacağı tespit olunur. İdare meclisinin en az bir azasına şirketi temsil salâhiyeti verilir.

Esas mukavele ile temsil salâhiyetinin ve idare işlerinin hepsini veya bazılarını idare meclisi azası olan murahhaslara veya pay sahibi olmaları zaruri bulunmayan müdürlere bırakabilmek için umumi heyete veya idare meclisine salâhiyet verilebilir. Bu gibi kayıtlar bulunmadığı takdirde 317 nci madde hükmü tatbik olunur.” denilmektedir.

319 uncu madde hükmü, yönetim kuruluna ait olan şirketi temsil ve idare yetkisinin; esas sözleşme ile yönetim kurulu üyelerinden en az biri veya birden fazlasına veya esas sözleşmede genel kurula veya yönetim kuruluna verilecek yetki ile yönetim kurulu üyesi olmaları şartıyla murahhas üyelere veya şirkette pay sahibi olmasalar bile sorumlu müdürlere devredilebileceğine ilişkindir.

Buna göre, 6183 sayılı Kanunun Mükerrer 35 inci maddesi uygulamasında kanuni temsilci, şirket esas sözleşmesi ile temsile yetkilendirilmiş veya kaynağını esas sözleşmeden alan yetki ile idare meclisi ya da genel kurulca temsil salâhiyeti verilmiş kişi veya kişiler olacaktır.

Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus da idare ve temsil salâhiyeti verilen kişi ya da kişilerden birinin mutlak surette yönetim kurulu üyelerinden birisi olmasıdır.

Öte yandan, Kanunun 323 üncü maddesinde, idare meclisinin şirketi temsile salâhiyetli kimseleri tescil edilmek üzere ticaret siciline bildireceği, temsil salâhiyetine müteallik kararın noterlikçe tasdik edilmiş suretinin de sicil memuruna verilmesinin şart olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu hükme göre;

_ Temsil salâhiyetine ilişkin noter tasdikli yetkili organ (yönetim kurulu veya genel kurul) kararı,

_ Şirketi temsil salâhiyeti verilen kişilerin kimler olduğu,

hususlarının ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmiş olması gerekmektedir.

Aynı Kanunun 38 inci maddesi gereğince de bu tescilin ilan tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği tabiidir.

Kanunun 321 inci maddesinde de, “Temsile salâhiyetli olanlar şirketin maksat ve mevzuuna dahil olan her nevi işleri ve hukuki muameleleri şirket adına yapmak ve şirket unvanını kullanmak hakkını haizdirler.

Temsil salâhiyetinin tahdidi, hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı hüküm ifade etmez. Ancak temsil salâhiyetinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerine hasrolunduğuna veya müştereken kullanılmasına dair tescil ve ilan edilen tahditler muteberdir.

……” denilmektedir.

Bu madde ile temsil salâhiyetinin kapsamına işaret edilerek, temsile salâhiyetli olanların şirketin maksat ve mevzuuna dahil olan tüm işleri ve tüm hukuki muameleleri şirket adına yapmaları gerektiği ve bu salâhiyetin kapsam olarak sınırlandırılamıyacağı ifade edilmektedir.

Bu durumda, 6183 sayılı Kanunun Mükerrer 35 inci maddesinin uygulanmasında, 319 uncu madde hükmüne göre temsil salâhiyeti verilen kişi ya da kişilerin kanuni temsilci kabul edilebilmesi için, şirketin maksat ve mevzuuna dahil olan tüm muamelelerde tam yetkili olmaları zorunludur.

II _ KANUNİ TEMSİLCİLERİN BELİRLENMESİ:

(I) inci bölümde yer alan Kanun hükümleri ve bu hükümlerin açıklamaları dikkate alınarak, bir anonim şirketin kanuni temsilcileri;

1. Öncelikle şirket esas sözleşmesinde yönetim kurulu üyelerinden birinin veya birden fazlasının şirketi temsile yetkili kılınıp kılınmadığı,

2. Esas sözleşmede şirketi temsile yetkili üye belirlenmemiş ise sözleşmede yönetim kurulu veya genel kurula yönetim kurulu üyesi olması şartıyla murahhas üyeleri veya şirkette pay sahibi olmayan sorumlu müdürleri temsilci olarak belirleme konusunda yetki verilip verilmediği,

3. Esas sözleşmede temsilci belirleme konusunda yetkisi bulunan organ tarafından bu yetki çerçevesinde temsil salâhiyetinin; yönetim kurulu üyelerinden biri veya birkaçına ya da yönetim kurulu üyelerinden en az biri ile birlikte şirketin sorumlu müdürü veya müdürlerine devredilip devredilmediği,

hususları tescil ve ilanın yapıldığı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesine bakılarak belirlencektir.

Türk Ticaret Kanununun 319 ve müteakip maddelerine göre temsil salâhiyeti murahhas azalara veya pay sahibi olmaları zaruri bulunmayan müdürlere bırakılmamış ise yönetim kurulu üyeleri kanuni temsilci sıfatını taşımaktadır.

Yapılan bu açıklamalara göre, kamu alacağının anonim şirket şeklinde örgütlenmiş tüzel kişiliğin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde tüzel kişiliğin kanuni temsilcisi konumundaki yönetim kurulu üyelerinin şahsi malvarlıklarından takip ve tahsili cihetine gidilmeden önce, şirket esas sözleşmesinin tetkik olunması, temsil salâhiyetinin aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olan murahhas bir veya bir kaç üyeye veya şirkette pay sahibi olmayan müdürlere bırakılmış olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.

Yapılacak tespit sonucunda; şirketi temsil salâhiyetinin murahhas üye veya üyeler ile şirkette pay sahibi olmayan müdürlere bırakıldığının anlaşılması halinde kamu alacağının bunlardan takip ve tahsiline gidilmesi, bu durumda diğer yönetim kurulu üyeleri hakkında işlem yapılmaması icap etmektedir.

Şirket esas sözleşmesinde bu şekilde bir görevlendirmeye ilişkin herhangi bir kayıt bulunmaması halinde, Türk Tİcaret Kanununun 317 nci maddesi hükmü gözönüne alınacak, yönetimde bulunan tüm üyelerin müşterek ve müteselsil sorumlulukları dikkate alınarak haklarında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun Mükerrer 35 inci maddesi uyarınca işlem yapılacaktır.

III _ BİLGİ VERME MECBURİYETİ :

6183 sayılı Kanunun Mükerrer 35 inci maddesi uygulamasında; 387 Seri No’lu Tahsilat Genel Tebliği ve bu Tebliğde yapılan açıklamalar uyarınca vergi dairelerince kanuni temsilcilerin takibi işlemlerinde, herhangi bir yanlışlığa meydan verilmemesi açısından, anonim şirketlerin kanuni temsilcilerinin bilinmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148 ve 149 uncu maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, anonim şirketlere; şirketin halihazırda kanuni temsilcisi olan kişilerin ad ve soyadları ile ikametgah adreslerinin tescil ve ilan edildiği Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin bir örneğini tebliğin yayımını izleyen ayın başından itibaren 1 ay içerisinde, kanuni temsilcilerin sonradan değişmesi halinde ise değişikliğin, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi örneği de eklenmek suretiyle, değişikliğin tescil ve ilan edildiği ayı izleyen ayın başından itibaren 1 ay içerisinde, bir yazı ile bağlı bulundukları vergi dairelerine bildirme mecburiyeti getirilmiştir.

Bu bilgi verme mecburiyetini yerine getirmeyen mükellefler hakkında aynı Kanunun Mükerrer 355 ve 361 inci maddeleri uyarınca gerekli işlemler yapılacaktır.

IV _ DİĞER HUSUSLAR :

Kanuni temsilciler hakkında takip işlemlerine başlanılmadan önce yapılması gereken iş ve işlemler 387 Seri No’lu Tahsilat Genel Tebliği ile bu Tebliğde açıklanmış olup, bu konudaki açıklamalara da titizlikle uyulması gerekmektedir.

Tebliğ olunur.

Exit mobile version