Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Kayıtdışı Varlık Temininin İşletmelere Sakıncaları

Kayıtdışı Varlık Temininin İşletmelere Sakıncaları

Emrah AYGÜL
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

GİRİŞ

Kayıtdışı ekonomi, ekonomik birimlerin işlem ve faaliyetlerinin belgelendirilmemesi, resmi kayıtlarda gösterilmemesi ve devletin bilgi ve kontrolü dışında kalmış olması şeklinde tanımlanabilir. Kimine göre kayıt dışı ekonomi büyümeyi hızlandırdığı, istihdamı artırdığı, kayıtlı ekonomiyi ayakta tuttuğu ve sosyal patlamayı engellediği için yararlı varsayılırken, kimine göre devlet yönetimine, sosyal güvenlik müesseselerine, hukuk devleti anlayışına olumsuz etkileri sebebiyle zararlı olarak kabul edilmektedir ( Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için bakınız. AYDEMİR, Şinasi; “Türkiye’de Kayıtdışı Ekonomi” Maliye Hesap Uzmanları Derneği, İstanbul –1995).

Kayıtdışılık oranı ülkemiz için maalesef yüksek ifade edilmektedir. Kimine göre %45 (OECD), kimine göre ekonominin yarısı, kimine göre ise korkulacak oranlar.

Kayıtdışı ekonomi sorunu tüm ekonomik birimleri kapsamaktadır. Her ne kadar kayıtdışı ekonominin sadece küçük ve orta ölçekli işletmelerde yaygın olduğu ifade edilmekte ise de, gerçekte tüm işletmeler bir şekilde kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin içerisinde yer almaktadır. Ayrıca tamamen kayıtdışı çalışan işletmeler oransal olarak oldukça azdır. Yani kayıtlı ekonomi ile kayıtdışı ekonomi iç içe geçmiş durumdadır (AĞBAL, Naci; “Büyüyen Kayıtdışı Sektör”, Yaklaşım Dergisi, Mayıs-2002, Sayfa: 46).

Yukarıdaki açıklamalar şu soruyu akla getiriyor. Kayıtdışılığın yüksek olduğu ekonomilerde işletmelerin acaba tüm işlemleri kayıt altına alınabiliyor mu? Ya da soruyu şöyle soralım %50’si kayıtdışında bulunan bir ekonomide faaliyetlerini tamamen kayıt içinde tutmak isteyen işletmeler, işlemlerinin tamamı ya da büyük bir kısmı kayıtdışı olan diğer işletmelerle hiç alışverişte bulunmuyorlar mı?

Kayıtdışılığın yüksek olduğu ülkemizde işlemlerinin tamamını kayıt altına almak isteyen işletmeler bazen ticari faaliyetlerinin gereği olan girdilerinin temini için, işlemlerini kayıtdışı tutmak isteyen işletmelerden mal ve hizmet almak zorunda kalabilmektedirler. Satıcının yaptığı her ne kadar suç teşkil etse dahi alıcı olan işletme (Tabii ki yapılan işlem alıcı için de Vergi Kanunları açısından suç teşkil ediyor.), faaliyeti gereği temini zorunlu girdilerin devamı için, ilişkilerin zedelenmemesi bakımından herhangi bir resmi kuruma şikayette bulunamamaktadır.

Aşağıda ekonominin gereklerinden doğan söz konusu belgesiz girdi teminlerinin işletmeler için meydana getirdiği sakıncalar açıklanmaya çalışılacaktır.

KAYITDIŞI VARLIK TEMİNLERİNİN SAKINCALARI

Fiktif Hesaplar ve Örtülü Kazanç İddiaları

Belgelendirilemeyen varlık teminlerine ilişkin ödemeler açıktan yapılmaktadır. Dolayısıyla işletmenin kasasında bu tutar kadar fiktif fazlalık oluşmaktadır.

Bu problem, uygulamada “kasa fazlası” ya da “şişik kasa” olarak nitelendirilmektedir. Bir kasanın fazla olduğunu en kısa yoldan anlamanın yolu ise, kasa hesabında yüksek tutarda para görünürken, işletmenin yüksek faizlerle borçlanıp borçlanmadığının, ödemelerini süresinde yapmaması nedeniyle finansman giderine katlanıp katlanmadığının ve tutar seviyesinin zaman içindeki seyrinin tahlil edilmesidir.

Fiktif kasa fazlası, yukarıda belirtildiği gibi kayıtdışı ekonominin gereklerinden dolayı oluşabileceği gibi işletmenin kötü niyetli politikalarından da meydana gelebilir. Örneğin işçilere ücret bordrosunda gösterilen net ücretten fazla ödeme yapılması ve kar dağıtımına bağlı tevkifatların ve ortaklar açısından gelir vergisinin ödenmemesi için kar dağıtımlarının örtülü yolardan yapılması şeklinde de ortaya çıkabilmektedir.

Kasa hesabının yüksek olması problem oluşturur mu ?

Uygulamada kasa hesabındaki fazla tutarın ortaklara borç verilmiş para olarak varsayıldığı bilinmektedir. Bu sebeple dönem sonlarındaki sayımlarda da kasa hesaplarındaki (mantıklı olmayan, açılanamayan) fazla tutarlar işletmeler tarafından 131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR hesabına aktarılmaktadır. Vergisel açıdan bu hesapta bekletilen tutarlar için, Kurumlar Vergisi Kanununda tanımlanan örtülü kazanç hükümleri (Bilindiği üzere Kurumlar Vergisi Kanununun 17/3. maddesinde şirketin kendi ortakları, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kişiler, idaresi, murakabesi veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişiler ile olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük faiz ve komisyonlarla ödünç para alır veya verirse kazancın tamamen veya kısmen örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı belirtilmiştir.) dikkate alınarak, vergi idaresince faiz hesaplanarak gelir yazılması istenmektedir. Nitekim Danıştay 3. Dairesi benzer bir olayda “Şirket ortaklarına borç verilen yüksek tutardaki paraların karşılığında faiz tahakkuk ettirilmemesi, bu paraların da “Ortaklardan Alacaklar Hesabı”nda yer alması durumunda, şirketin örtülü kazanç dağıtımı yaptığına hüküm olunur. Bu itibarla, ortaklardan alacaklar hesabına kaydedilen tutarın adatlandırılması sonucu bulunan borçlu adat bakiyesine, TC. Merkez Bankası’nın kısa vadeli avans işlemlerine uyguladığı ortalama faiz oranı (14.06.2003 Tarih ve 25138 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamaya göre kısa vadeli avans işlemlerinde kullanılacak faiz oranı, yayım tarihinden itibaren % 57 olarak belirlenmiştir.) esas alınarak matrah farkı bulunması yerindedir.” şeklinde karar vermiştir (Esas N0 : 1997/4011, Karar N0 : 1998/3320 ,Tarih : 06.10.1998). Bu tutar eritilemedikçe faiz hesaplanarak gelir yazılmaya devam edilmektedir.

Yani belgelendirilemeyen harcamalar nedeniyle, olmayan bir alacak için faiz hesaplanarak gelir kaydedilmektedir.

Peki böyle bir problem karşısında çözüm nasıl olabilir? Çözüm işletmenin ortaklara borçlanması suretiyle 131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR hesabının kapatılmasıdır. Bu ise ancak kar dağıtımı yolu ile ya da ortakların görünen borcu kapatacak kadar işletmeye ödeme yapması ile mümkündür.

Şirket ortaklarının görünen borçlarını ödeyememesi halinde, kar dağıtılarak fiktif bakiye eritilebilir. Ancak dağıtılması gerekli tutarın yüksek olması, önceden kar üzerinden tevkifat yapılmaması yani dağıtıma bağlı olarak tevkifat yapılmasının gerekmesi, ortaklara karın dağıtılması halinde şahıslara ilişkin yüksek gelir vergisi doğması gerekçeleriyle bu yöntem de kabul görmemektedir (4842 Sayılı Kanun ile kar dağıtımlarına bağlı vergi yüklerinin azaltılması özellikle de 1998 yılı ve öncesine ilişkin karların dağıtımında vergi yükü oluşmaması bu çözüm yolunu kolaylaştırmaktadır.) . Ayrıca bu çözüm yolu aşağıda belirtilen sakıncaları da gidermemektedir.

Çıktıların Tevsik Edilememesi

İşletmelerin faaliyetlerinin sonucu olan çıktılar, belirli bir kapasite ve girdi gerektirmektedir. Kapasite, örneğin üretim işletmeleri için makine parkı, işçi sayısı gibi göstergeleri nitelerken, girdiler ise üretim için gerekli hammadde,enerji, yardımcı malzeme gibi ihtiyaçları nitelendirmektedir.

Temin edilen kapasite unsurlarının (makine gibi) ya da girdilerin (hammadde gibi) belgesiz olması halinde, işletmenin kayıtları ile çıktıların gerçekliği tevsik edilemeyecek, sahte veya muhteviyatı itibariyle fatura düzenlendiği iddiaları ile karşı karşıya kalınması muhtemel olacaktır. Böyle bir durum, Vergi Usul Kanunun 359. maddesi uyarınca ilgililerin hapis cezasına muhatap olması sonucunu doğurmaktadır.

Giderlerden Vazgeçilmesi

Ödenen tutarın belgesinin temin edilmiş olması halinde KDV hariç tutar, temin edilen varlığın mahiyetine göre çeşitli usullerle (direkt gider yazma, amortisman ayırma, satılan malların maliyeti ile ilişkilendirme gibi..) gider hesaplarına yansıtılmak suretiyle geçici vergi ve kurumlar vergisi matrahlarının daha düşük çıkmasına sebep olacaktır. Dolayısıyla belgenin temin edilmemesi, kazanç üzerinden alınan vergilerin gerçek durumdan daha fazla ödenmesine sebep olacaktır.

Cezalı KDV Tarhiyatı

Katma Değer Vergisi Kanununun 9. maddesi uyarınca fiili ya da kaydi envanter sırasında belgesiz mal bulundurulduğu veya belgesiz hizmet satın alındığının tespiti halinde, bu alışlar nedeniyle ziyaa uğratılan katma değer vergisi, belgesiz mal bulunduran veya hizmet satın alan mükelleften aranabilecektir. Bu tarhiyatta vergi ziyaı cezası da uygulanacaktır.

Özel Usulsüzlük Cezası ve İşyeri Kapatma Cezasına Muhatap Kalma

Bilindiği üzere Vergi Usul Kanununun 230. maddesinin 5. bendi uyarınca satılan malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının, taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta bulundurulması şartı aranmaktadır.

Bu yasal düzenleme gereği satılan malın alıcıya intikal ettirilmesi esnasında sevk irsaliyesinin düzenlenerek, bulundurulması gerekmektedir. Malın tesliminin kayıtdışı olması halinde bu belge düzenlenmemektedir.

Yoklama memurlarının bu şekildeki bir işlemi yol denetimi sırasında tespit etmeleri halinde Vergi Usul Kanununun 353/2. maddesi uyarınca malı taşıyan ya da taşıttıran tarafa özel usulsüzlük cezası uygulanmaktadır. Dolayısıyla alıcının malı taşıması ya da taşıttırması halinde ceza, belgesiz varlık temininde bulunan alıcı adına düzenlenecektir.

Yine aynı Kanunun 354. maddesi uyarınca, yetkililerce, 353 üncü maddenin 1 ve 2 numaralı bentlerinde yazılı belgelerin bir takvim yılı içinde üç defa kullanılmadığının veya bulundurulmadığının tespiti halinde mükelleflerin işyerleri bir haftaya kadar kapatılabilecektir.

SONUÇ

Kayıtdışılığın yüksek olduğu ülkemizde işlemlerinin tamamını kayıt altına almak isteyen işletmeler dahi bazen ticari faaliyetlerinin gereği olan girdilerinin temini için, kayıtdışılığı tercih eden işletmelerden mal ve hizmet almak zorunda kalabilmektedirler. Bu işlem ise alıcı işletmeler için bazı sakıncalar içermektedir. Bunlar kısaca giderden vazgeçme, çıktının tevsik edilememesi ve sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı fatura düzenlendiği iddiası , açıktan ödemelerin sebep olduğu fiktif hesaplar ve örtülü kazanç dağıtımı iddiaları, cezalı tarhiyat , özel usulsüzlük ve işyeri kapatma cezasına muhatap olabilme şeklinde açıklanabilir.

Exit mobile version