Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Bazı Kanunlarda ve 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkındaki 5228 Sayılı Kanun İle Vergi Kanunlarında Yapılan Bazı Düzenlemeler ve Değerlendirmeler

5228 Sayılı Kanun Açıklamalar

Talha APAK
Yeminli Mali Müşavir
t.apak@apakymm.com

GİRİŞ

31.07.2004 tarih, 25539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5228 sayılı Kanun; Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Vergi Usul Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Özel Tüketim Vergisi Kanunu, Harçlar kanunu, Damga Vergisi Kanunu gibi vergi kanunlarında, uygulamada mükelleflere yönelik önemli kolaylıklar getiren bazı düzenlemeler getirmiş bulunmaktadır. Kanun kapsam ve düzenlemeleri özetle aşağıdaki konuları içermektedir.

I. 213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER

1. Zor Durumda Mühlet Verme

213 Sayılı V.U.K. nun 17 nci maddesinde yapılan değişiklik ile; mükelleflerin zor durumda bulunmaları sebebiyle vergisel ödevlerini yerine getiremeyecek olanlara mühlet verilmesi konusu kolaylaştırılmıştır. Zor durumda bulunmaları hasebiyle vergi muamelelerine müteallik ödevleri süresi içinde yerine getiremeyecek olanlara, kanuni sürenin bir katını, kanuni sürenin bir aydan az olması halinde bir ayı geçmemek üzere, Maliye Bakanlığınca münasip bir mühlet verilebilir.

2. Tarh ve Tahakkuk Usulü

213 Sayılı V.U.K. nun 28 inci maddesinde yapılan değişiklik ile; Vergi beyannamesinin postayla veya elektronik ortamda gönderilmesi şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. Yapılan düzenleme ile internet ortamında beyannamelerin verilmesine ilişkin hukuki alt yapıyı oluşturmuştur. Beyannamenin elektronik ortamda verilmesi halinde, tahakkuk fişi elektronik ortamda düzenlenir ve mükellef veya elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verilmiş gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda iletilir. Bu ileti, tahakkuk fişinin mükellefe tebliği yerine geçer.

3. İşi Bırakma

213 Sayılı V.U.K. nun 160 ıncı maddesinde yapılan değişiklik ile; İşi bırakma hallerini düzenleyen hususlar kapsamı genişletilerek, mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmeyenlerin mükellefiyet kayıtlarının terkini sağlanmıştır. İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunmaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilmemesi veya başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi halinde, mükellef (matrahlı veya matrahsız beyanname verenler dahil) işi bırakmış addolunur ve mükellefiyet kaydı vergi dairesince terkin edilir. Bu durum, ilgili kamu kurum ve kuruluşu ile kamu kurumu niteliğindeki meslek üst kuruluşuna da bildirilir.

Mükellefiyet kaydının terkin edilmesi, mükellefin işi bırakmasından önceki döneme ilişkin yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağı gibi bu tarihten sonra faaliyette bulunduğunun tespiti halinde bu dönemlere ilişkin vergilendirmeye ve sahte belge düzenleme fiilini işleyenler hakkında kovuşturma yapılmasına ve ceza uygulamasına da engel teşkil etmez.”

4. Yabancı Para Cinsinden Belge Düzenlenmesi ve Muhasebe Tutulması

213 Sayılı V.U.K. nun 215 inci maddesinde yapılan değişiklik ile; Türkçe kayıt yapılmak suretiyle defterlerde başka dilden de kayıt yapılabileceği, bu kayıtlar vergi matrahını değiştirmeyecek şekilde tasdik ettirilecek diğer defterlere de yapılabilecektir. Türkçe kayıtların dışında (ilave olarak) başka dilden de kayıt yapılabileceği, belgelerin yabancı para karşılığı Türk para biriminin yazılması şartıyla yabancı para birimine göre de düzenlenebilmesi imkanı getirilerek esasen fiili bir durum yasal düzenlemeye kavuşturulmuş olmaktadır.

Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır. Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir. Şu kadar ki, yurtdışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmaz. Türk para birimiyle yapılan işlemler, işlemin gerçekleştiği günün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla ilgili para birimine çevrilir.

5. Ödeme ve Tahsilat işlemlerinin Banka Üzerinden Yapılmasına İlişkin Ceza Uygulaması

213 Sayılı V.U.K. nun mükerrer 257 nci maddesi kapsamında; tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayanlara ilişkin düzenleme ve uygulanacak cezalar daha önce 320 nolu VUK tebliği ile başlatılmış ve maktu ceza sistemi ile uygulanmakta iken yapılan yeni değişiklik ile, düzenlemelere uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5’i, nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilecektir.  Ancak, bu cezalar daha önce ilgili tebliğlerde belirlenen asgari ceza tutarlarından az olamayacak ve bu asgari cezaların da her yıl başlarında artırılacağı bilinmelidir.

6. Enflasyon Düzeltmesine Tabi olanlar ve Tabi Olmayanlar (2004 Geçici Vergi Dönemlerinde)

Söz konusu Kanunun 59’ncu maddesi 18’nci bendi ile yapılan değişikliğe göre, Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 5024 sayılı Kanunun geçici 1’nci maddesinde yer alan  açıklamaya göre, dileyen mükellefler, 2004 yılının ilk geçici vergi dönemi için tanınan ihtiyarilik 2, 3 ve 4 üncü geçici vergi dönemlerine de uygulanacaktır. Buna göre; 31.12.2003 tarihi (kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerde 2004 yılında biten hesap döneminin sonu) itibariyle aktif toplamı 7,5 trilyon Türk Lirasını veya hesap dönemine ait ciroları toplamı 15 trilyon Türk Lirasını aşmayan mükelleflerden dileyenler, 2004 yılı geçici vergi dönemlerinde beyan edecekleri “geçici vergi matrahının tespitinde” enflasyon düzeltmesi yapmayacaklardır. Diğer bir ifade ile; her iki kriteri birlikte aşan mükellefler enflasyon düzeltmesine tabi olacaktır.

Not:  

Yukarıdaki kanun değişikliği kapsamında, Maliye Bakanlığı’nın 02.08.2004 tarihli, 8 No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri gereği;  2004 yılı Geçici Vergi dönemlerinde Enflasyon Düzeltmesi Uygulamasında dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus ise;

a) Belirtilen limitlerden herhangi birini aşmayan mükelleflerden dileyenler, 31/12/2003 tarihli bilançolarını 2004 yılının ikinci geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesine tabi tutmaksızın, beyan edecekleri geçici vergi matrahlarını Vergi Usul Kanununun 5024 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki değerleme hükümleri ile Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanununun bu Kanunla kaldırılan hükümleri ve Vergi Usul Kanununun 280 inci maddesinin bu Kanunla kaldırılan son fıkrasını dikkate alarak tespit edeceklerdir. Bu yönde işlem yapanlar enflasyon düzeltmesi yapmadıklarını beyannamelerinde belirteceklerdir. Beyanname verme süresi içinde bu hususu bildirmeyen veya beyanname vermeyen mükelleflerin enflasyon düzeltmesine ilişkin hükümleri dikkate almadıkları kabul edilecektir.

b) Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinden, belirtilen limitleri aşmaları nedeniyle enflasyon düzeltmesi yapmak zorunda olan (veya aşmasa da ihtiyarilikten yararlanmayıp düzeltme yapmak isteyen) mükelleflerin, 2004 yılının ikinci geçici vergi dönemine ait beyannamelerinin verilme süreleri, 5228 sayılı Kanunla değişik Vergi Usul Kanununun 17’nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden 25/08/2004 günü mesai saati sonuna kadar uzatılmıştır. Dolayısıyla beyanname verme süresi uzatılan vergilerin anılan tarihe kadar ödenebileceği de tabiidir.

Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinden, limitleri aşmayan ve düzeltme yapmama yönündeki ihtiyarilikten yararlanmak isteyenler ise 2004 yılının dördüncü geçici vergi dönemi beyannamesinin verilme süresi olan 10 Şubat 2005 tarihine kadar düzeltme işlemini yapacaklar ve düzeltmelerin yapıldığı tarih itibariyle defter kayıtlarına intikal ettireceklerdir.

c) Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinden, 5024 sayılı Kanunun 5228 sayılı Kanunla değişik geçici 1 inci maddesinde belirtilen limitleri aşmaları nedeniyle enflasyon düzeltmesi yapmak zorunda olanlar, verecekleri geçici vergi beyannamelerine (geçici vergi dönemine ait) düzeltilmiş bilançolarını da ekleyeceklerdir.

II. 3065 SAYILI KDV KANUNU İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER

5228 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapan kanun ile; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunda da önemli bazı düzenlemeler getirilmiş bulunmaktadır. KDV uygulaması açısından bir takım yeni istisnalar getirilmiş, bazı istisnaların kapsamı genişletilmiş ve ayrıca mevcut kanunda yer alan bazı problemlerin çözümüne yönelik düzenlemeler getirilmiştir. KDV ‘ye yönelik yeni düzenlemeler özetle aşağıdaki gibi sıralanabilir.

III. KURUMLAR VERGİSİ KANUNU İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER

1. Eğitim ve Öğretim Kurumlarında Vergi Muafiyeti

Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okulları ile Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara veya kamu yararına çalışan derneklere bağlı rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden elde edilen kazançlar, ilgili Bakanlığın belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde beş vergilendirme dönemi kurumlar vergisinden müstesnadır. İstisna, okulların faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren başlar.

2. Ar-Ge Harcama İndirimi

Mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 40’ı oranında hesaplanacak “Ar-Ge indirimi” Ar-Ge indiriminden yararlanılacak harcamaların kapsamını ve uygulamadan yararlanılabilmesi için gerekli belgeler ile usulleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

3. Yurt İçi ve Yurt Dışı Geçmiş Yıl Zarar İndirimleri

Kurumlar vergisi matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek üzere, kurum kazancından aşağıdaki indirimler yapılır.

4. Diğer İndirim veya İstisnalar

5. Geçici Muafiyet

Kurumların bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31.12.2004 tarihine kadar; kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları ile yurtdışında bulunan işyeri veya daimi temsilcisi aracılığı ile elde ettiği kurum kazançları 30.06.2005 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olmak kaydıyla kurumlar vergisinden müstesnadır.

IV. GELİR VERGİSİ KANUNU İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER

1. Eğitim ve Öğretim İşletmelerinde Vergi Muafiyeti

Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançlar,ilgili Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde beş vergilendirme dönemi gelir vergisinden müstesnadır. İstisna, okulların faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren başlar

2. Diğer İndirimler

Gelir Vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirden aşağıdaki indirimler yapılabilir.

Beyan edilen gelirin % 10’unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta primleri için, beyan edilen gelirin % 5’ini) ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla, mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi sigorta primleri ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları,

SONUÇ

5228 sayılı yasa ile getirilen bazı düzenlemeleri özet olarak yazımızda ifade etmiş bulunuyoruz. Oysa 5228 sayılı kanun, yukarıda belirtilen kanun ve konuların dışında;

Gibi kanunlarda da önemli düzenlemeler getirmiş bulunmaktadır. İlgililerin kanunun tüm ayrıntılarını dikkatlice inceleme ve takip etmelerinde fayda bulunmaktadır. İdarenin vergi yasalarında kapsamlı düzenlemelere gitmesi yerindedir. Ancak, vergi yasalarında SADELEŞTİRME’ ye yönelik düzenlemelerin de bir an önce yapılmasında fayda vardır.  Her bir mükellef için ayda üç veya dört beyannamenin verildiği, maliye ve muhasebe camiasının bu kadar yoğunlaştığı bir süreçte  sıkça düzenlemeler yapmak  başta muhasebe ve mali müşavirlik meslek mensuplarına çok ağır yükümlülükler getirmektedir. Şirketlerin muhasebe departmanlarının, serbest muhasebe ve mali müşavirlik ofislerinin sağlıklı çalışma ortamlarının sağlanması, vergi dairelerinin başarılarını artıracağı unutulmamalıdır.

Exit mobile version