Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Sosyete Pazarları!

Levent GENÇYÜREK

Maliye Başmüfettişi

9 Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Görevlisi

Daha düne kadar, dar ve orta gelirli vatandaşlarımızın ucuz ve taze sebze ve meyva yanında aradıkları bir çok şeyi buldukları için tercih ettikleri “Semt Pazar”ları, son günlerde ilginç bir tartışamanın ana konusu haline geldi. Gelir düzeylerinin yüksekliği yanında kendilerine özgü yaşama biçimleri nedeniyle “Sosyete” olarak adlandırılan topluluğun özellikle tekstil ürünlerinin bulunduğu “Semt Pazar”larına  olan ilgisi! “Sosyete Pazarı” kavramını, günlük yaşantımızın bir parçası haline getirdi.

Bir birine çok uzak görünen Semt Pazarı ile Sosyete kavramının, biraz da medyatik bir şekilde bir arada kullanıldığı bir konuda, yorum yapmak ve düşünce üretmek zor bir iş. Gelir dağılımının bozuk olduğu, insanların aş ve iş peşinde koşturduğu bir ekonomik ortamda, pazarların taze ve kaliteli ürünleri, daha ucuz fiyata tüketiciye ulaştırma konusundaki başarıları bilinen bir gerçek.Diğer taraftan, yüksek kira yanında vergi stopajı gibi yasal yükümlülükler yüzünden Pazar yerleri dışında faaliyet gösteren esnafın ekonomik durumu da ortada. Her iki kesim arasında ortaya çıkan haksız rekabetin önlenmesi gereği de açık.

Semt Pazarları, toplumsal yaşamımızın vacgeçilmez unsurlarından birisi. Sadece İstanbul’da 30 bin kayıtlı 30 bine yakın da kayıt dışı pazarcı esnafının olduğu biliniyor. Türkiye genelinde bu sayı, 300 bine ulaşmış durumda. Semt pazarlarını kaldırmanın yaratacağı sosyal, siyasal ve ekonomik sonuçlar göz önüne alındığında, Pazar yerleri dışında faaliyet gösteren esnaf ve tüccarın karşı karşıya olduğu rakabet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması ve tüm hukuk kurallarının Pazar yerleri için de geçerli olması en iyi çözüm olarak görülmeli.

Semt Pazarları ile ilgili olarak yapılan eleştirilerin büyük bir çoğunluğu “kayıt dışı”lık üzerine olduğundan, bu kesimden nasıl vergi alınıyor? Önce buna bir bakalım. Sonrada çözüm önerileri.

Vergi Kanunlarımıza göre, büyükşehir belediye sınırları içersinde (Erzurum ve Diyarbakır hariç) mal alım-satımı ile uğraşanlar gerçek usulde gelir vergisi mükelllefi sayılırlar. Buna göre, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere Büyükşehir belediye sınırları ve mücavir alanlarda pazarcılık yapanlar, Gelir Vergisi Kanununa göre gerçek usulde vergilendirilir.

Gerçek usulde vergilendirilme, yapılan alım satım faaliyeti sonucu doğan ticari kazancın tutulan defter ve belgelere göre hesaplanması anlamına gelir. Büyükşehir belediye sınırları içersinde kurulan semt pazarlarında mal alım satımı ile uğraşan tüm pazarcı esnafı, kanunlarla belirlenmiş olan defterleri tutma yanında, yapılan her alış-veriş için belge düzenlemekle yükümlüdür.

Semt Pazarlarının vergilendirilmesinde dikkati çeken en önemli konu belge düzenidir. İlk öğretimin yürütüldüğü okullarda bulunan kantinler bile yazar kasa fişi kullanırken, önemli bir ticaret hacmine ulaşan pazarlardaki belge düzensizliğini vatandaş olarak anlamak mümkün değil. Pazar yerlerinde alış-veriş konusu olan malların değer ve miktar olarak düşüklüğünü ve pazarların kendilerine has özelliklerini ileri sürerek buralarda belge düzenlenmesinin fiilen zor olduğunu iddia edenlere, bakkaldan satın alınan bir adet ekmek için bile yazar kasa fişi kesildiğini hatırlatmak gerekir.

Pazar yerlerinde belge düzeninin oturtulması ile ilgili yeni ve mantıklı fikirlerin tartışılması gereği bir yana, bugün itibariyle geçerli olan yasalara göre Pazar yerlerinde yapılan ve 480 YTL yi aşan her satış için fatura, bu tutarın altında olanlar içinse perakende satış fişi veya yazar kasa fişi düzenlenmesi yasal bir zorunluluk.Satışlarında perakende satış fişi veya yazar kasa fişi düzenlemeyen pazarcı esnafına, düzenlenmeyen her bir belge için 118 YTL Özel Usulsüzlük Cezası kesilir.

Ekonomik faaliyet içersinde bulunan tüm aktörlerin belge düzenine uyması sağlıklı bir vergilendirmenin temelini oluşturmaktadır. Çeşitli yönlerden eleştirilip, uygulanabirliği tartışılsa da mevcut yasal düzenlemeler her kesim için geçerlidir. Vergide adalet ve eşitliği sağlamak yanında rekabet eşitsizliğini ortadan kaldırmak bu şekilde mümkün olabilir.  Hem satıcılar hem de tüketiciler için giderek avantajlı hale gelen Pazar yerlerinin sağlıklı olarak faaliyetlerine devam etmeleri, belge düzenine uygun ve adil bir vergileme sistemi ile mümkün.

Teknik ve yapılan işin özelliğine bağlı sorunlar olmasına rağmen geçerli olan yasalara göre, Pazar yerlerinde belge düzeninin kurulması ve tüm alış-verişler için fatura veya fiş düzenlenmesinin sağlanması şart. Şehrin en gelişmiş semtlerinde kurulan ve kredi kartını geçerli olduğu Pazar yerlerinde, belge düzeninin sağlanması için büyük bir çabaya gerek yok. Konunun ciddi olarak ele alınması, şahsi veya kurumsal çıkarların bir tarafa bırakılması ve  Maliye Bakanlığı ile Ticaret ve Esnaf Odaları ve  Belediyeler’in koordineli çalışması ile bu sorunun aşılması mümkün.

Esnafın “Ülke kalkınmasında anahtar çözüm” olması ,ancak adil ve uygulanabilir bir vergi sistemi ve rekebet eşitsizliğine yol açan tüm unsurların ortadan kaldırılması ile mümkün. “Sosyete Pazarı” değil,belge düzeninin oturduğu,gelir durumu ne olursa olsun herkesin kayıt içersinde alış-veriş yaptığı “Semt Pazarları” istiyoruz.

(*) Gözlem Gazetesi, 12-18 Kasim 2005 Sayısında Yayımlanan Yazı

Exit mobile version