Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Danıştay Kararı: Yurt Dışında Mukim Bir Şirketten Olan Ticari Alacağın Tahsili İçin Dava Açılması Halinde Şüpheli Alacak Karşılığı Ayrılıp, Gider Yazılabileceği Hakkında

T.C.

DANIŞTAY

Dördüncü Daire

Esas No : 2004/532

Karar No : 2004/2094

Özeti : Yurt dışında mukim bir şirketten olan ticari alacağın tahsili için dava açılması halinde şüpheli alacak karşılığı ayrılıp, gider yazılabileceği hakkında.

Temyiz Eden     : Ulaştırma Vergi Dairesi Başkanlığı/İSTANBUL

Karşı Taraf       :… İntersun Havacılık Anonim Şirketi İflas İdare Memuru Av….

İstemin Özeti : 1997 yılı işlemleri incelenen davacı adına yurt dışında mukim United Leisure Brokers Limited firmasından olan alacağını tahsil edemediğinden söz ederek şüpheli alacak karşılığı ayırıp, gider kaydetmesinin mümkün olmadığı ileri sürülerek ikmalen kurumlar vergisi ve gelir (stopaj) vergisi salınmış, fon payı hesaplanıp, ağır kusur cezası kesilmiştir. İstanbul 6. Vergi Mahkemesi 11.11.2003 günlü ve E:2003/816, K:2003/2717 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacının Merkezi İrlanda Dublin olan United Leisure Brokers Limited Şirketine verdiği hizmet karşılığı düzenlediği faturaların bedelinin tahsil edilememesi üzerine İrlanda Yüksek Mahkemesine dava açıldığı, dava ile ilgili mahkeme celbinin davalının genel sekreterine tebliğ edildiği, borçlunun tahmini tasfiye hesap durumuna göre borcunun 28.040.870 ABD dolan olduğu, borcun ödenmeyerek kesinleştiği, ULB’nin aciz halinin sürmesinden dolayı tasfiyesine karar verildiği, bu süreçte alacaklılarla yazışma ve toplantılar yapıldığının anlaşıldığı inceleme elemanınca, alacağın tahsili için dava ve icra takibi yapıldığının ispat edilemediği, alacaklı ve borçlu şirketlerin ortak ve yöneticilerinin aynı kişiler olduğu, alacağın alacaklı şirket kayıtlarında olmasına karşın borçlu şirkete ait kayıt ve belgelerde görülmediği, bu şekilde ortaya konup, tevsik edilemeyen, tahsili için yasada öngörüldüğü şekilde çaba harcanmayan alacağın şüpheli alacak olarak değerlendirilip, gider yazılamayacağının iddia edildiği ancak, davacının ULB firması tarafından gönderilen turistlere vermiş olduğu hizmetler için düzenlediği faturalar karşılığı alacağının var olduğu, bu faturaların alacak ve borcu doğuran olayı tevsik edemediğine, borç ilişkisini ortaya koyamadığına dair İdarece ve inceleme elemanınca bir iddia ileri sürülemediği gibi, bu yönde yapılan tespit ve araştırmada bulunmadığı, kaldı ki, ULB firmasına verilen hizmet karşılığı ne kadar tutarda fatura düzenlenip, ödenmeyen kısmın ne kadar olduğunun davacının kayıtlarıyla sabit olduğu dolayısıyla bu kayıtlar sonucu tahsil edilemeyen ve şüpheli olarak karşılığı ayrılıp gider kaydedilen alacağın fazla olduğuna dair de bir eleştiride bulunulmadığı, vergi inceleme raporunda da belirtildiği gibi başta borçlu ULB firması olmak üzere aynı grub bünyesinde yer alan Tursem ve davacı İntersun Şirketlerinin tasfiyeye girdikleri, gerek Tursem gerekse davacının İrlanda hukuk sistemi gereği borçlu şirket hakkında takibe geçerek İrlanda Yüksek Mahkemesinde dava açtıkları, borcun ödenmeyerek kesinleştiği, ULB firmasının tasfiye sürecinde davacının alacağının tasfiye hesap durumunda yer aldığı sabit olup, alacağın dava ve icra yoluyla tahsiline çalışıldığının açık olduğu dolayısıyla davacının ULB firmasından olan alacağının varlığı ve tahsili yönünde başta dava yolu olmak üzere takip gayreti açık olduğundan bu alacak için karşılık ayrılıp gider kaydedilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle vergi ve cezaların kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, yapılan tarhiyatın yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Hülya Z. Yıldırım’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı A.Kemal Terlemezoğlu’nun Düşüncesi: İdare ve yergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen

mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine 27.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Exit mobile version