Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Yıllık Gelir ve Kurumlar Vergisi Beyannamesi Üzerinde Mahsup Edilecek Vergiler ve Mahsup Sonrası Alacağın İadesi

Mahsup Edilecek Vergiler ve Mahsup Sonrası Alacağın İadesi

Talha APAK
Yeminli Mali Müşavir
t.apak@apakymm.com

I- GİRİŞ:

Gelir Vergisi Kanununun 121 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 33 ve 34’üncü maddelerinde; beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan Gelir/Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kesilmiş bulunan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan gelir/kurumlar vergisine mahsup edileceği, mahsubu yapılan miktarın gelir/kurumlar vergisinden fazla olması halinde aradaki farkın vergi dairesince mükellefe bildirileceği ve mükellefin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaatı üzerine kendisine red ve iade olunacağı belirtilmiştir.

İadesi gereken vergiler ile ilgili olarak düzenleme yapma konusunda 5035 sayılı Kanunla Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir. 5035 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun “Vergi tevkifatının mahsubu” başlıklı 121’inci maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 34’üncü maddesinde yapılan düzenlemeyle iadeyi mahsuben veya nakden yaptırmaya, inceleme raporuna, yeminli mali müşavirlik raporuna veya teminata bağlamaya ve iade için aranılacak belgeleri belirlemeye yetki alınmıştır. Bu yetki ve düzenlemeler çerçevesinde çıkarılan 252 Seri No.lu Tebliği ile mahsup ve iadelerde usul ve esaslar yeniden belirlenmiştir.

II- BEYANNAME ÜZERİNDEN HESAPLANAN VERGİDEN MAHSUP EDİLECEK VERGİLER VE MAHSUP SONRASI KALAN KISMIN İADESİ:

A-Yıl İçinde Tevkif Suretiyle Ödenen Vergilerin Mahsubu ve İadesi

Yıllık beyanname ile beyan edilen gelir veya kurum kazancı üzerinden hesaplanan vergiden yıl içinde tevkif yoluyla kesilen vergiler mahsup edilir. Mahsup işleminin yapılabilmesi için, tevkif yoluyla kesilen verginin beyannameye dahil edilen gelir ve kazanca ilişkin olması gerekmektedir. Bu durumda gelir veya kazanç türünün bir önemi bulunmamakta olup, mükelleflerin kendilerinden yapılan vergi tevkifatı ile ilgili olarak kesintiyi yapan vergi sorumlularının adı-soyadı veya unvanını, bağlı olduğu vergi dairesini ve vergi kimlik numaralarını, kesintiye esas alınan brüt tutarları, kesilen vergileri ve kesinti yapılan dönemleri gösteren bir tabloyu yıllık beyannamelerine eklemeleri yeterli olacaktır.

1- Yıllık Beyanname Üzerindeki Mahsup

Yıl içinde tevkif yoluyla alınan vergiler yıllık beyanname üzerinden hesaplanan yıllık gelir/kurumlar vergisinden mahsup edilir. Bu mahsup işleminin yapılabilmesi Tebliğ ekinde yer alan ve tevkifatları gösteren bir Tablonun yıllık beyanname ekinde vergi dairesine ibraz edilmesi gerekmektedir.

Dikkat edilecek husus yıllık beyanname ile bildirilecek gelirin, tevkif yoluyla vergisi kesilen gelire ait olmasıdır. Diğer bir anlatımla, tevkif yoluyla vergisi alınan kazanç beyan edilmiyorsa bu tevkifat için mahsup ve iade yapılmayacaktır.

Örneğin; mevduat faizleri üzerinden tevkifat yapılmakta olup, bu gelirler geçici 55’inci maddeye göre tutarı ne olursa olsun beyan dışıdır. Serbest meslek kazancı nedeniyle verilen yıllık gelir vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan vergiden mevduat faizlerine ilişkin kesilen vergilerin mahsup edilmesi mümkün değildir.

2- Mahsup Sonrası Kalan Kısmın İadesi

a) Mahsuben İade

Tevkif yoluyla kesilen vergilerin yıllık beyannamedeki mahsuplar sonunda kalan kısmının diğer vergi borçlarına mahsup talebi;

yerine getirilir.

Mahsup talebinin dilekçe ile yapılması ve yıl içinde yapılan tevkifatlara ilişkin listenin dilekçe ekinde yer alması gerekmektedir.

Ortaklar, ortağı oldukları adi ortaklık veya kollektif şirketlerin müteselsilen sorumlu oldukları vergi borçlarına da mahsuben iade talebinde bulunabilirler.

Mahsuben iade işlemi, aranan tüm belgelerin tamamlanması koşuluyla, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarih itibarıyla yapılacaktır. Bu tarihten itibaren mükelleflerin mahsubunu talep ettikleri vergi borçları için gecikme zammı uygulanmaz.

Mükellefin muaccel hale gelmiş vergi borcunun bulunmaması halinde, iade alacağının sonraki dönemlerde muaccel hale gelecek vergi borçlarına mahsubu mümkündür.

Mahsup taleplerinin yerine getirilmesinde, zamanaşımı hükümleri (VUK madde 114 ve 126) göz önünde bulundurulur.

b) Nakden İade

Nakden iade taleplerinin dilekçe ile yapılması şarttır. Tevkif yoluyla kesilen vergilere ilişkin nakden iade edilecek tutarın 10 bin YTL’yi geçmemesi halinde iade talebi, yıl içinde yapılan tevkifatlara ilişkin tablo ile birlikte;

10 bin YTL’ye kadar olan kısım ise, teminat aranmaksızın ve inceleme raporu beklenmeksizin iade edilir. (Dilekçe ve eki belgelerin verilmesi koşuluyla)

Nakden yapılacak iade  taleplerinin 10 bin YTL’yi aşması halinde, 10 bin YTL’yi aşan kısım vergi inceleme raporuna göre iade edilir.

Teminat gösterilmesi halinde inceleme sonucu beklenmeksizin iade yapılır.

Nakden iade talebinin 100 bin YTL’ye  kadar olan kısmı, yeminli mali müşavirce düzenlenecek tam tasdik raporu uyarınca iade edilir.

İade talebinin 100 bin YTL’yi aşan kısmının iadesi her halükârda vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

Genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve sermayelerinin en az %51 veya daha fazlası bu kurumlara ait işletmelere yapılacak iadeler, gerekli belgelerin ibrazı üzerine miktara bakılmaksızın inceleme raporu ve teminat aranılmadan yerine getirilir.

Nakden iade edilebilir aşamaya gelen alacağın üçüncü şahısların vergi borçlarına mahsubu talep edilebilir.

B- Yıl İçinde Ödenen Geçici Verginin Mahsup ve İadesi

1- Yıllık Beyanname Üzerindeki Mahsup

Yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden ilgili hesap dönemine ilişkin geçici vergi dönemlerinde ödenen geçici vergi mahsup edilir. Mahsup işleminin yapılabilmesi için, tahakkuk ettirilmiş geçici verginin ödenmiş olması gerekmektedir. Geçici vergi dönemleri itibarıyla tahakkuk ettirilmiş ancak ödenmemiş bulunan geçici verginin yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilmesi mümkün değildir.

Tahakkuk ettirilmiş ancak ödenmemiş olması dolayısıyla yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup imkânı bulunmayan geçici vergi tutarları terkin edilir. Terkin edilen geçici vergi tutarı için vade tarihinden terkin edilmesi gereken tarih olan yıllık beyannamenin verilmesi gereken kanuni sürenin başlangıç tarihine kadar gecikme zammı uygulanır.

Mahsup işleminin yapılabilmesi için yazılı başvuru şartı aranmaz. Söz konusu mahsup işlemi 6183 sayılı Kanunun 47’nci maddesi hükmü de dikkate alınarak ilgili vergi dairesince re’sen yapılır.

2- Mahsup Sonrası Kalan Kısmın İadesi

a) Mahsuben İade

Üçer aylık dönemler halinde tahakkuk ettirilerek tahsil edilen geçici vergi, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edildikten sonra mahsup edilemeyen tutar mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilir. Bu mahsuplara rağmen kalan geçici vergi tutarı o yılın sonuna kadar yazılı olarak talep edilmesi halinde mükellefe red ve iade edilir. (GVK mük. 120) Bu esaslar kurumlar vergisi mükellefleri açısından da geçerlidir.

Ödenen geçici vergi tutarının, geçici verginin ilgili olduğu döneme ilişkin olarak verilen beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden fazla olması halinde, mahsup edilemeyen tutar mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilir.

Mahsup işlemi yıllık beyannamenin verildiği tarih esas alınarak yerine getirilir. Mahsubu yapılacak vergi borçları için vade tarihinden, yıllık beyannamenin verildiği tarihe kadar gecikme zammı uygulanır. (Bu tarihten sonra vergi borcu için gecikme zammı uygulanmaz.)

b) Nakden İade

Mahsup sonucu iadesi gereken miktarın bulunması ve bu tutarın beyannamenin ilgili tablosuna yazılmış olması mükellefçe yazılı olarak yapılmış iade talebi olarak kabul edilir. Yıllık beyannamenin ilgili tablosunda/satırında gösterilmeyen geçici verginin mahsuben veya nakden iade edilebilmesi için o yılın sonuna kadar yazılı olarak başvurulması gerekir.

Geçici verginin gerek mahsuben gerekse nakden iadesinde herhangi bir tutar sınırlaması olmayıp, geçici verginin ödenmiş olması yeterlidir. Geçici vergiye ilişkin iade taleplerinde teminat ve inceleme raporu aranmaz.

Ancak; Katma Değer Vergisi iade alacağının geçici vergi borçlarına mahsup edilmesi ve mahsup yoluyla ödenmiş bu geçici verginin de yıllık gelir/kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir/kurumlar vergisine mahsubundan sonra kalan tutarın nakden iadesinin talep edilmesi durumunda, söz konusu iade taleplerinin asıl kaynağının katma değer vergisi alacağı olması nedeniyle bu tür iade talepleri, nakden iade şartları ile iade usul ve esaslarının belirlendiği Katma Değer Vergisi Genel Tebliğleri çerçevesinde yerine getirilecektir.

C- Yurt Dışında Ödenen Vergilerin Mahsubu

01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe giren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 33’üncü maddesine göre;

(1) Yabancı ülkelerde elde edilerek Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlardan mahallinde ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergiler, Türkiye’de bu kazançlar üzerinden tarh olunan kurumlar vergisinden indirilebilir.

(2) Kanunun 7’nci maddesinin uygulandığı hallerde, yurt dışındaki iştirakin ödemiş olduğu gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergiler, kontrol edilen yabancı şirketin Türkiye’de vergilendirilecek kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilir.

(3) Tam mükellef kurumların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesi veya oy hakkının %25’ine sahip olduğu yurt dışı iştiraklerinden elde ettikleri kar payları üzerinden Türkiye’de ödenecek kurumlar vergisinden, iştiraklerin bulunduğu ülkelerdeki kar payı dağıtımına kaynak oluşturan kazançlar üzerinden ödenen gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergilerin kar payı tutarına isabet eden kısmı mahsup edilebilir. Kazanca ilave edilen kar payı, bu kazançlar üzerinden yurt dışında ödenen gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergiler dahil edilmek suretiyle dikkate alınır.

(4) Yurt dışı kazançlar üzerinden Türkiye’de tarh olunacak vergilere mahsup edilebilecek tutar, hiç bir surette yurt dışında elde edilen kazançlara Kanunun 32’nci maddesinde belirtilen kurumlar vergisi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutardan fazla olamaz. Bu sınır dahilinde, ilgili bulunduğu kazancın Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirildiği hesap döneminde tamamen veya kısmen indirilemeyen vergiler, bu dönemi izleyen üçüncü hesap dönemi sonuna kadar indirim konusu yapılabilir.

(5) Geçici vergilendirme dönemi içinde yurt dışından elde edilen gelirlerin bulunması halinde, bu gelirler üzerinden elde edildiği ülkelerde kesinti veya diğer şekillerde ödenen vergiler, o dönem için hesaplanan geçici vergi tutarından da mahsup edilebilir. İndirilecek tutar, yurt dışında elde edilen kazançlara Kanunun 32’nci maddesinde belirtilen geçici vergi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutardan fazla olamaz.

(6) Yabancı ülkelerde vergi ödendiği, yetkili makamlardan alınarak mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa mahallinde Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı nitelikteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgelerle tevsik olunmadıkça, yabancı ülkede ödenen vergiler Türkiye’de tarh olunan vergiden indirilemez.

(7) Kurumlar vergisinden indirim konusu yapılan vergilerin yabancı ülkelerde ödendiğini gösterir belgelerin, tarhiyat sırasında mükellef tarafından ibraz edilememesi halinde, yabancı ülkede ödenen veya ödenecek olan vergi, Kanunun 32’nci maddesindeki kurumlar vergisi oranını aşmamak şartıyla o ülkede geçerli olan oran üzerinden hesaplanır ve tarhiyatın bu suretle hesaplanan tutara isabet eden kısmı ertelenir. İbraz edilmesi gereken belgeler, tarh tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde ilgili vergi dairesine ibraz edildiği takdirde, bu belgelerde yazılı kesin tutara göre tarhiyat düzeltilir.

(8) Mücbir sebepler olmaksızın belgelerin bu süre zarfında ibraz edilmemesi veya bu belgelerin ibrazından sonra ertelenen vergi tutarından daha düşük bir mahsup hakkı olduğunun anlaşılması halinde, ertelenen vergiler için Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı hesaplanır.

(9) Bu madde hükmünün uygulanmasında, yabancı para ile ödenen vergilere, bunların ilgili bulunduğu kazançların genel sonuç hesaplarına intikali esnasındaki kur uygulanır.

III- SONUÇ:

Yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden; yukarıda sözü edilen geçici vergi ile yıl içinde tevkif yoluyla kesilen vergilerin tamamı mahsup edilir, kalan tutar tevkif yoluyla kesilen vergilerin diğer vergi borçlarına mahsubu ve nakden iadesi kuralları çerçevesinde red ve iade edilir.

10 bin YTL. nin  üzerindeki nakit talepleri incelemeye sevk edilecek, ancak 10 bin YTL’lik kısım inceleme sonucu beklenmeksizin mükellefe iade edilecektir. Aşan kısım için ise inceleme sonucuna göre işlem yapılacaktır. İncelemeye sevk edilen taleple ilgili olarak teminat gösterilmesi halinde inceleme sonucu beklenmeksizin iade yapılacaktır. Bu uygulama ve tutarlar Gelir Vergisi Kanununun 42’inci madde kapsamındaki yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerine ilişkin istihkaklardan yapılan tevkifatların iadesinde de aynen geçerlidir.

İade talebinde bulunan mükellef tam tasdik sözleşmesi kapsamında ise bu takdirde 10 bin YTL yerine 100 bin YTL’lik kısım yeminli mali müşavirce düzenlenecek tam tasdik raporu uyarınca iade edilecek, aşan kısım denetim elemanınca düzenlenecek vergi inceleme raporuna göre değerlendirilecektir.

Burada dikkat edilmesi gereken husus yeminli mali müşavirce düzenlenecek rapora dayanılarak yapılacak iade 100 + 10 = 110 bin YTL değil, sadece 100 bin YTL olduğudur.

10 bin YTL’yi aşan iade incelemelerinde 270 bin YTL’ye kadar olanlar vergi denetmenlerince yapılacak olup, bu tutarı aşanların incelemeleri ise merkezi denetim elemanlarınca yapılacaktır.

Özetle;

a) Beyannamenin verilmesinden itibaren mükellefin başvurması halinde 5 yıl içinde nakden ve mahsuben iade edilmesi gerektiği,

b) Beyannamenin verilmesinden itibaren mükellefin 5 yıl içinde başvurmaması halinde vergi alacağının zaman aşımına uğraması nedeniyle nakden ve mahsuben iadenin mümkün olmadığı,

c) Beyannamenin verilmesinden sonra 5 yıl içinden vergi dairesinin vergi alacağının mükellefe tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde başvurması halinde nakden ve mahsuben iadenin vergi dairesi tarafından yapılması gerektiği,

d) Beyannamenin verilmesinden sonra 5 yıl içinden vergi dairesinin vergi alacağının mükellefe tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde başvurmaması halinde nakden ve mahsuben iadenin yapılmaması gerektiği,

Mükellefin talebi, beyannamenin verilmesi ile başlar ve zaman aşımı süresi olan 5 yıl boyunca devam eder, Vergi dairesinin talebi ise, mükellefe yazı ile tebliğ edilmesi ile başlar ve 1 yıllık süre içerisinde nakden veya mahsuben iade alınması mümkün bulunmaktadır.

Exit mobile version