Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Vergi Yargısında Yürütmenin Durdurulması

Vergi Yargısında Yürütmenin Durdurulması

Hakan KIVANÇ
SMMM
Mali Hukuk Uzmanı
Öğretim Görevlisi
smmhakan@gmail.com

I.GİRİŞ

İdari yargı yerlerinde dava açılması ya da temyiz yoluna başvurulması, aksi yasada öngörülmedikçe, dava konusu idari işlemlerin yürütülmesini durdurmaz.

Mahkeme, taraflardan birinin istemi üzerine yürütmenin durdurulmasına karar verebilir. (1)

İdari dava açılmasının yürütmeyi durdurmayacağı ilkesi şu esaslara dayandırılmaktadır; (2)

Re’sen İcra Yetkisi: İdari kararlar icrai nitelikleri dolayısıyla idarece kendiliğinden icra olunabilme kuvvetini potansiyel olarak kendi içinde taşırlar. Bu nedenle herhangi bir idari karar yargıcın aracılığı veya onayı gerekmeksizin idarece yürütülebilir. Başka bir deyişle, önce idari karara itaat edilecektir, ancak ondan sonra bu kararın yasallığı tartışma konusu yapılabilecektir.

Kuvvetler Ayrılığı İlkesi: İdari dava açmakla yürütmenin kendiliğinden durması kabul edilmiş olsaydı, idarenin yeniden harekete geçmesi yargıcın bir kararla idari işlemi uygun bulmasına bağlı olacaktı. Bu durum yargıcın idarenin yerine geçmesi sonucunu doğurur. Böyle bir sonuç ise kuvvetler ayrılığı ilkesi ile bağdaşmayacaktır.

Kamu Yararı: İdarenin tüm faaliyetlerinde kamu yararı amacının hâkim olması idari dava açmakla yürütmenin kendiliğinden durmamasını zorunlu kılar. Kamu hizmetlerinin kesintisiz, sürekli ve düzenli bir şekilde görülebilmesi ancak bu şekilde mümkün olabilir. Aksi takdirde kişilerin dava açması idari faaliyeti felce uğratabilir; idare iş göremez duruma düşebilir. Bunun anlamı ise idarenin kamu hizmeti sunamamasıdır.

İdari dava açılmakla yürütmenin kendiliğinden durmayacağı ilkesi sonuçları son derece ağır ve sert olabilecek bir kuraldır. Bu ilkenin uygulanması nedeniyle doğması olası sakıncaları gidermek amacıyla; idari işlemin uygulamasından zarar gören kişiye tazminat ödenmesi, idari yargının çabuklaştırılması ve iptal kararlarının geriye yürümesi gibi önlemler alınmaya çalışılmıştır. Ancak bu önlemlerden hiçbiri idari davanın yürütmeyi durdurmaması ilkesinin sakıncalarını giderecek güçte değildir.

Yürütmenin durdurulması kurumu öncelikle kişi yararını korumak için konmuştur. Fakat kişi yararı korunurken dolaylı olarak kamu yararı da gözetilmiş olmaktadır. Yürütmenin durdurulması kararı hukuka aykırı idari işlemlerin uygulanmasını önleyerek kişilerin giderilmesi zor zararlara uğramasını engellediği gibi, idarenin de bu tür işlemler nedeniyle ileride tazminata mahkûm olmasını engellemektedir. Öte yandan yürütmenin durdurulması, yargı organınca hukuka aykırı bulunarak iptal edilen işlemin uygulanması nedeniyle doğabilecek düzeltilmesi zor ve karışık durumları başından önleyerek idare hayatında düzen, istikrar ve uyum sağlar. (3)

Yürütmenin durdurulması davayı esastan çözmeyen, yalnızca idari işlemi bir süre askıda tutan geçici bir tedbirdir. Yürütmenin durdurulması kararlarından “ara kararı” diye söz edilmesine karşın, ara kararlarının teknik anlamı düşünüldüğünde yürütmenin durdurulması kararının ara kararı olmadığı ortaya çıkar. Bilindiği üzere ara kararları davayı ilerletmeye yönelik kararlardır. Hâlbuki yürütmenin durdurulması kararları davayı ileri bir aşamaya geçirmezler. (4)

Yürütmenin durdurulması kararları, iptal kararlarında olduğu gibi geriye yürür ve geleceğe etkilidir. Öte yandan iptal kararlarına uymak nasıl zorunluysa, yürütmenin durdurulması kararlarına da herkes için uyma yükümlülüğü vardır. Yürütmenin durdurulması kararlarının yerine getirilmemesi idarenin siyasi, mali ve cezai sorumluluğunu doğurur. (5)

II.VERGİ YARGISINDA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI

Vergi yargılama hukukunda yürütmenin durdurulması konusu ile ilgili olarak İYUK ‘un 27/3. maddesine bakmak yerinde olacaktır.

İYUK ’un 27. maddesinin 3. fıkrasında;

“Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlülüklerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Ancak, 26 ncı maddenin 3 üncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder. Bu şekilde işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilât işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.”

hükmü yer almıştır.

Görüldüğü gibi, vergi mahkemesinde dava açıldığında (sadece tarh işlemine karşı açılan davalarda) yürütme kendiliğinden durmaktadır

Vergi yargısında yürütmenin durdurulması kavramının biri idari işlemler, diğeri ise idari yargı yerlerinin kararlarına yönelik olmak üzere iki yönü vardır.

Vergi Kanunlarında yürütmenin durdurulması genellikle “tahsil” açısından ele alınmıştır. Tahsil işlemlerinin durdurulması ile yürütmenin durdurulması eş anlamda kullanılmıştır. Gerçekten, vergilendirme süreci içerisinde düşünüldüğünde, vergisel işlemlerin sonuçta nihai hedef olarak tahsile yöneldiği görülür. Ancak vergi idaresinin yaptığı icrai nitelikteki işlemlerden bazıları –her ne kadar sonunda yine vergi alacağının tahsilini amaçlasa da- ilk planda yükümlüleri herhangi bir para borcunun ödenmesi dışında bir takım yükümlülükler altına sokar. Vergi hukuku alanında yapılan parasal yükümlülük ve biçimsel yükümlülük ayrımına uygun olarak vergi idaresi, mükellefleri bazı biçimsel yükümlülükleri yerine getirmeleri için zorlayabilir. Ayrıca vergi ilişkisi dışındaki üçüncü kişilere yönelen idari işlemlerde bulunabilir. Bu tür işlemlerin yürütülmesi için tahsil işlemlerinin yapılması gerekmez. Dolayısıyla tahsil işlemlerinin durup durmaması da söz konusu olmaz. Anayasa’nın idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunu açık tutan ilkesi (AY.m.125) nedeniyle idarenin bu tür işlemlerinin de yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönünden idari yargının denetimine tabi olacağı kuşkusuzdur. Bu denetim sırasında koşulları varsa diğer idari işlemlerde olduğu gibi, yürütmenin durdurulmasına karar verilebilecektir. (6)

Yürütmenin durdurulması kararları ilgili oldukları işlemin hukuki varlığına son vermeyip sadece yürütülebilirlik vasfını etkiler. Vergilendirme süreci içerisinde bir tarh işlemine karşı yürütmenin durdurulması kararının alınmış olması veya yasanın böyle bir etkiyi kendiliğinden öngörmesi tarh işleminin daha ileri bir aşamaya geçmesini önler. Bu nedenle yürütmenin durdurulması kararları tahakkuku engelleyen bir etki doğururlar. (7)

Yürütmenin durdurulması yargı kararlarına da yönelik olabilir. Bu aşamada idari işlemin yerini artık vergi mahkemesi kararı almıştır. (8)

III. YÜRÜTMENİN DURMASI İLKESİNİN İSTİSNALARI

Vergi yargısındaki ilke dava açılması ile yürütmenin durması olmakla beraber bu kuralın da bazı istisnaları vardır.

Bunlar şu şekilde sıralanabilir;

Kısmi Açılan Davalarda: Kısmi açılan davalarda tahsilât davaya konu olan kısım için durur. Dava konusu edilmeyen vergi işlemlerinin veya dava kapsamı dışında kalan kısımların tahsilâtı durmaz.

İşlemden Kaldırılan Vergi Davası: “İşlemden kaldırılan vergi davası” dosyası için dava açmakla, daha önce durmuş olan tahsil işlemine yeniden devam edilir. Eğer işlemden kaldırılan dosya için yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş ise, bu kararlar da kendiliğinden hükümsüz kalır. (9)

İşlemden Kaldırılan Dosyanın Yeniden İşleme Konulması: İşlemden kaldırılan dosyanın “yeniden işleme konulmasının” tahsil işlemleri üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Tahsil işlemine devam edilir. Tahsil işlemlerinin durabilmesi için yükümlünün yürütmenin durdurulması kararı aldırması gerekir. (10)

“İhtirazi Kayıtla” Verilen Beyannamelere İlişkin Davalarda: İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerinden salınan mali yükümlülükler ile ilgili tahsil işlemlerinden dolayı açılan davalar yürütmeyi durdurmaz. (İYUK md. 27/3) Bu davalar için de ayrıca yürütmenin durdurulması talebi gereklidir.

Tahsilât İşlemleri Nedeniyle Açılan Vergi Davalarında: Tahsilât işlemleri nedeniyle açılan vergi davalarında yürütme kendiliğinden durmaz. Tahsilât işlemleri; ödeme emri tebliği, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati hacizdir.

Ödeme Emri Tebliği

Ödeme emri tebliğinin tahsilât işlemi olduğundan kuşku yoktur. Bu nedenle ödeme emrine karşı dava açılmış olması tahsil işlemlerini durdurmaya yetmeyecektir. Ödeme emrine karşı açılan davanın takip işlemlerini durdurabilmesi için borçlunun dava ettiği borç miktarı kadar teminat göstermesi gerekir. (AATUHK m. 58/3) . Teminatın dışında başkaca bir koşul aranmamıştır. Bu yüzden İYUK’ da yürütmenin durdurulması için öngörülen, açıkça hukuka aykırılık ve giderilmesi güç bir zararın doğması koşullarını aramaya gerek yoktur. Borçlu tarafından 6183 sayılı kanuna uygun teminat gösterilmesiyle yürütme, vergi mahkemesince “bu hususta karar verilinceye kadar” durur. (11)

İhtiyati Haciz

İhtiyati haciz kamu alacağının güvence altına alınmasına ilişkin önlemlerden bir diğeridir. Bu kurum sayesinde, gelecekte gerçekleşecek haciz veya iflas kararları bir içeriğe kavuşmuş olmaktadır. Kamu alacağının tahsilini gerçekleştirmek amacıyla yürütülen takip prosedürü esnasında, kamu borçlusunun mal varlığı üzerinde tam bir fiili ve hukuki tasarruf yetkisine sahip olması kimi durumlarda ihtiyati haczi zorunlu kılmaktadır. (12)

Haklarında ihtiyati haciz uygulananlar haczin uygulandığı, gıyapta yapılan hacizlerden, haczin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait davalara bakan vergi mahkemesinde dava açabilirler. Ancak burada yalnız ihtiyati haczin, sebebi dava konusu yapılabilir.(AATUHK m. 15/1). Bir başka deyişle, ihtiyati haczin kanunda öngörülen sebeplere dayandırılıp dayandırılmadığı tartışma konusu olabilir. İhtiyati haczinde bir tahsil işlemi olması nedeniyle dava açılması yürütmeyi durdurmayacaktır(İYUK m.27/3).İhtiyati hacze karşı dava açılmasına rağmen, idare haciz işlemini yürütebilecek ve borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini sınırlandırılabilecektir. Yürütmenin durdurulması için bu konuda yargı yerinden karar alınması gerekir. (13)

iii. İhtiyati Tahakkuk

İhtiyati tahakkuk, henüz tahakkuk etmemiş ancak ilerine tahakkuk edecek kamu alacağının önceden güvence altına alınması için başvurulan bir önlemdir.

İhtiyaten tahakkuk ettirilen vergi, resim ve bunların zam ve cezaları, özel kanunlara göre ödeme zamanları gelmeden tahsil olunamamakla birlikte, bunlar için derhal ihtiyati haciz uygulanır. (AATUHK m. 18/3) İhtiyati tahakkukun doğurduğu en önemli sonuçta budur.

İhtiyati tahakkuk işlemine karşı dava açılabilmesi ihtiyati haczin uygulanmış olması koşuluna bağlı kılınmıştır. (14) (AATUHK m.20.)

Emsal Kira Bedeli Kararına Açılan Davalarda: Takdir komisyonu tarafından emsal bedeli kararlarına açılan davalar da yürütmeyi kendiliğinden durdurmaz. (VUK m. 267.)

İYUK ve diğer kanunlarda, vergi davası açılması ile yürütmenin kendiliğinden durdurulmayacağı belirtilen hallerde yürütme kendiliğinden durmaz. Bu konuda yürütmenin durdurulmasına yönelik talep olması ve mahkemenin bu yönde karar alması gerekmektedir.

IV.YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR

Esasa İlişkin Şartlar

Kanun koyucunun yürütmenin durdurulmasında esas saymış olduğu şartlar iki tanedir ve bunların ikisinin birlikte bulunması gerekir.

İdari İşlem Açıkça Hukuka Aykırı Olmalıdır

Kanunda ön görülen açıkça hukuka aykırı olma koşulunun dar yorumlanmaması, özelikle açık kanunsuzluk anlamında alınmaması gerekmektedir. Kanun koyucu bu deyimi kullanmakla, işlemin hukuka aykırılığı açıkça belli olmadan yürütmenin durdurulmasına karar verilemeyeceğini anlatmak istemiştir.

Açıkça hukuka aykırılık idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurlarından birinde gerçekleşebilir. Ancak daha davanın başında davayı esastan çözecek nitelikte bir karar vermek mümkün olamayacağından, burada yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için makul bir yanılma payı içerisinde davanın ilk bakışta haklı görülmesini yeterli bulmak gerekir. Özellikle vergi davalarında idarenin yaptığı bir işlemin açıkça hukuka aykırı olup olmadığını başlangıçta belirlemek oldukça zordur. Bu nedenle hukuka aykırılık koşulu yorumlanırken esnek davranmak yerinde olacaktır. (15)

İmkânsız Bir Zararın Doğması İhtimali Olmalıdır

İdarenin yaptığı bir işlemin hukuka aykırı olması yeterli değildir. Bunun yanında, işlemin yürütüldüğü takdirde yükümlü için giderilmesi güç bir zararın doğması söz konusu olmalıdır.

Sonradan giderilmesi güç bir zararın doğup doğmayacağını her olayda ayrı ayrı araştırılmak gerekir. Somut olayın niteliğine ve davacının kişisel durumuna göre idari işlemin yürütülmesi davacıya önemli bir zarar verecekse, bu koşulun gerçekleştiği kabul edilmelidir. Söz gelimi, yükümlü vergi borcunu ödediği takdirde zor duruma düşecekse ve olayda hukuka aykırılık gerçekleşmişse yürütme durdurulmalıdır. Bu koşul değerlendirilirken “vergi kaynağının korunması ilkesi” göz önünde tutulmalıdır. (16)

Yürütmenin durdurulması gerektiği konusunda gerekçe hazırlanmalıdır. Anayasa gereği her karar gerekçeli olmak zorunda ise de buradaki karar, uyuşmazlığı sona erdiren bir karar değildir. Sadece, yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini gerektiren durumların hukuki gerekçelere bağlanmasıdır. (17)

Usule İlişkin Şartlar

Vergi Davasının Açılmış Olması Gerekir

Yürütmenin durdurulması için, yargı yerinden dava ile birlikte ya da dava açıldıktan sonra yürütmenin durdurulması isteminde bulunması gerekir. Dava açıldıktan sonra, her zaman yürütmenin durdurulması isteminde bulunabilir. (18)

Yazılı Olarak Yürütmenin Durdurulmasının Talep Edilmesi Gerekir

Yazılı olma ilkesi dava dilekçesinin üzerine “yürütmenin durdurulması isteği vardır” yazılması şeklinde olmaktadır. Davacı, yürütmenin durdurulmaması halinde doğacak zararları ve işlemin hukuka aykırılığına da yer vermelidir. Böylece mahkemede yürütmenin durdurulması konusunda bir kanaat uyandırılmış olur. Yürütmenin durdurulması kararı verilen dosyalar öncelikle incelenir. Burada söz konusu olan öncelik davanın karara bağlanmasından önceki aşamaya ilişkin yargısal işlemlere yöneliktir. (19)

iii.Teminat Gösterilmesi Gerekir

Yürütmenin durdurulması kararının verilmesi, ileride kararın iptal edilmemesi durumunda idare için zarar doğurabilir. Bu gibi zararları karşılamak üzere, yürütmenin durdurulması isteminde bulunan taraf (istisnai durumlar dışında) “teminat” göstermek zorundadır.

İYUK ’un 27. maddesinin 5. fıkrasında;

“Yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir; ancak, durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, yürütmenin durdurulması hakkında karar veren daire, mahkeme veya hâkim tarafından çözümlenir. İdareden ve adli yardımdan faydalanan kimselerden teminat alınmaz.”

hükmü yer almaktadır.

Teminatın tutarını ve niteliğini yargı yeri belirler.

Yürütmenin Durdurulmasının Yasaklandığı Hallerin Bulunmaması Gerekir

Vergi davalarında yürütmenin durdurulmasını kısıtlayıcı olay savaş halidir. TBMM tarafından savaş hali ilan edilmiş ve bu ortamda yapılan vergi işlemlerine karşı açılan davalarda yürütmenin durdurulması talep edilmiş ise, bu talebin reddi gerekir. (Anayasa m. 125/6)

Bunun dışında askeri yargının görev konusundaki davalarda da yürütmenin durdurulması istenemez.

V.YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEBİNE KARŞI VERİLEN KARARLARA İTİRAZ

Yürütmenin durdurulmasına karşı mahkemenin vermiş olduğu olumlu ya da olumsuz kararlara karşı davalı ya da davacı itiraz edebilir.

İtiraz mercii olarak, Danıştay Dava Dairelerince verilenlere karşı Vergi Dava Daireleri Genel Kuruluna, Bölge İdare Mahkemelerince verilenlere karşı en yakın bölge idare mahkemesine, çalışmaya ara verme süresi içinde ise en yakın nöbetçi mahkemeye itiraz edilebilir. (20)

İtiraz süresi yedi gündür. Bu süre, yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararın tebliğ edildiği günü izleyen günden itibaren başlar.

İtiraz mercii, dosyanın kendisine gelişinden itibaren 7 gün içinde karar vermek zorundadır ve verdiği kararlar kesindir. (21) İtiraz üzerine alınan kararlardan sonra, koşullarda değişiklik olması durumunda, yeniden yürütmenin durdurulması kararının alınması ya da kaldırılmasını engelleyen hiçbir yasal düzenleme yoktur. Yürütmeyi durdurma ile ilgili olarak itiraz üzerine inceleyen mahkemenin verdiği kararlar, sonuçları ve etkileri itibariyle ilk verilen kararlar gibidir.

VI.YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARININ SONUÇLARI

Yürütmenin durdurulması kararı, idarenin kamu gücüne dayanarak yaptığı ve herhangi bir izne tabi olmaksızın uyguladığı işlemlerin yürütülmesini işlemez hale getirerek, uygulanabilirliğinden yoksun bırakan bir yargı işlemi olarak karşımıza çıkmaktadır. (22)

Yürütmenin durdurulması kararı geriye yürür ve idare bu karara uymak zorundadır. İdari Yargılama Usulü Kanuna göre; yürütmenin durdurulması kararını idare 30 gün içinde yerine getirmek zorundadır. (23)

Yürütmenin durdurulması kararının sonuçlarını aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

Kararın yerine getirilmesi; vergi davaları açısından yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş ise vergi tahsil işlemlerine başlanmaz veya başlanılmış ise devam edilmez.

Yürütmenin durdurulması kararı tahsil zamanaşımını keser.

Yürütmenin durdurulmasına karar verildikten sonra, mahkeme nihai kararında idari işlemin hukuka uygunluğuna karar vererek davayı reddederse, idarenin kamu alacağına zamanında kavuşmaması nedeniyle uğradığı maddi kayıp için gecikme alınır.

Yürütmenin durdurulması kararı ile işlemlerin idare tarafından re’sen ve fiilen icra olunabilme imkânı ve kuvveti durdurulduğu gibi, hukuka uygunluk karinesi de durmuştur. İcrai kararlara uymama durumunda kanunların öngördüğü müeyyidelerin harekete geçirilebilmesi ve uygulanabilmesi imkânı da kalkmıştır. (24)

KAYNAKLAR

A.Şeref GÖZÜBÜYÜK, Yönetsel Yargı, (Ankara 1997)

A. Şeref GÖZÜBÜYÜK, Turgut Tan, İdari Yargılama Hukuku Cilt 2 (Turhan Kitabevi, Ankara 1999)

Recai DÖNMEZ, Türk Vergi Yargısında Yürütmenin Durdurulması (Anadolu üniversitesi Dergisi)

Celal KARAVELİOĞLU, İdari Yargılama Usulü Kanunu, C-2, 5. Baskı, Kayseri, 2001

Şükrü KIZILOT, Vergi İhtilafları ve Çözüm Yolları, Yaklaşım Yayınları, 6. Baskı, Ankara, Ekim 2003

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun

İdari Yargılama Usulü Kanunu

Vergi Usul Kanunu

DİP NOTLAR

(1) A. Şeref GÖZÜBÜYÜK, Turgut Tan, İdari Yargılama Hukuku Cilt 2( Turhan Kitabevi, Ankara 1999) s.964

(2) Recai DÖNMEZ, Türk Vergi Yargısında Yürütmenin Durdurulması(Anadolu Üniversitesi Dergisi) s.319

(3) DÖNMEZ, a.g.e., s. 320

(4) DÖNMEZ, a.g.e., s. 321

(5) DÖNMEZ, a.g.e., s. 321

(6) DÖNMEZ, a.g.e., s. 323

(7) DÖNMEZ, a.g.e., s. 324

(8) DÖNMEZ, a.g.e., s. 324

(9) GÖZÜBÜYÜK, a.g.e., s. 976

(10) GÖZÜBÜYÜK, a.g.e., s. 976

(11) DÖNMEZ, a.g.e., s. 336

(12) DÖNMEZ, a.g.e., s. 338

(13) DÖNMEZ, a.g.e., s. 338

(14) DÖNMEZ, a.g.e., s. 339

(15) DÖNMEZ, a.g.e., s. 344

(16) DÖNMEZ, a.g.e., s. 345

(17) DÖNMEZ, a.g.e., s. 345

(18) GÖZÜBÜYÜK, a.g.e., s. 968

(19) GÖZÜBÜYÜK, a.g.e., s. 968

(20) GÖZÜBÜYÜK, a.g.e., s. 971

(21) Şükrü KIZILOT, Vergi İhtilafları ve Çözüm Yolları, Yaklaşım Yayınları, 6. Baskı, Ankara, Ekim 2003, s.686

(22) Celal KARAVELİOĞLU, İdari Yargılama Usulü Kanunu, C-2, 5. Baskı, Kayseri, 2001, s.690

(23) GÖZÜBÜYÜK, a.g.e., s. 976

(24) Ragıp SARICA, Danıştay Kararları ve Yürütmenin Durdurulması, s.33

Exit mobile version