Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Dönem Sonu İşlemleri – Muhasebe ve Vergisel Boyutu

Dönem Sonu İşlemleri – Muhasebe ve Vergisel Boyutu

GİRİŞ

İşletmelerin süresiz olarak varsayılan ömrü, faaliyet sonuçlarının tespiti amacıyla belli faaliyet dönemlerine bölünmektedir. Faaliyet sonuçlarının tespiti, işletme sahip ve ortakları, işletme yöneticileri, işletmeyle ilişkide bulunan kişi ve kuruluşlar ile devlet açısından önem taşımaktadır. İşletmelerin ömrünün belli faaliyet dönemlerine bölünmesi ve faaliyet sonuçlarının bu dönemler itibariyle tespit edilmesi, dönem sonu envanter ve değerleme işlemlerini zorunlu kılmaktadır.

İşletmelerin bir yıllık faaliyeti sonucunda oluşacak mali tablolar, dönem sonunda yapılacak envanter ve değerleme işlemleri ile belirlenmektedir. İşletmelerin bir yıllık kar veya zararı ve bunun üzerinden ödenmesi gereken vergileri bu işlemlerle belirleneceğinden dönem sonu işlemleri ayrı bir öneme sahiptir.

Dönem sonu işlemleri, işletmeye dâhil mevcutların, alacakların ve borçların tespit edilmesi ve tespit edilen bu kıymetlerin değerleme işlemidir.

Dönem sonunda yapılması gereken işlemleri şöyle sıralayabiliriz.

1- Dönem sonunda muhasebe kayıtlarına göre genel geçici mizan düzenlenir.

2- Muhasebe dışı envanter işlemleri yapılarak iktisadi kıymetlerin gerçek durumu tespit edilir.

3- Muhasebe dışı envanter sonuçları ile genel geçici mizan karşılaştırılır varsa farklar bulunur.

4- Bulunan farkların sebeplerine göre gerekli düzenleyici muhasebe kayıtları yapılarak muhasebe içi envanter işlemleri yapılır

5- Muhasebe kayıtları ile envanter sonuçlarının uyumu sağlanarak genel kesin mizan düzenlenir.

6- Daha sonra mali tablolar düzenlenir.

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink” icon_fontawesome=”fa fa-gg”]
Alomaliye.com Personel Maaş Bordrosu Programı
Avans | İcra | İzin | Rapor Takibi | Teşvikler | Puantaj Hesaplama | SGK e-İşlem | e-Beyan [/vc_message][vc_column_text]

ENVANTER İŞLEMLERİ

Envanter, işletmeye dâhil mevcutların, alacakların ve borçların varlığının fiilen veya kayden tespit edilmesidir.

İktisadi bir kıymetin varlığının saymak, ölçmek veya tartmak suretiyle fiili olarak tespit edilmesine fiili envanter, iktisadi bir kıymetin varlığının kayıtlar ve belgeler üzerinden tespit edilmesine ise kaydi envanter adı verilir.

Bilânço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri, her türlü ticaret şirketleri, kurumlar vergisine tabi olup bilanço esasına göre defter tutan diğer tüzel kişiler, işletme hesabı esasına göre defter tutanlardan emtia üzerine iş yapan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri bilanço günü itibariyle envanter çıkarmak zorundadırlar.

Dönem sonu envanteri, 31 Aralık tarihli bilânço günü itibariyle yapılır. Envanter işlemlerinin bir günde bitirilmesi çoğu zaman mümkün olmayabilir. Envanter işlemlerinin ne zamana kadar bitirilmesi gerektiğine ilişkin VUK’nda açık bir hüküm yoktur. Ancak yıllık beyannamenin verilme süresi içinde bitirilmesi gerektiği zımnen kabul edilmiştir. Envanter işlemleri ne zaman bitirilirse bitirilsin 31 Aralık tarihli bilânço günündeki sonuçları gösterir.

Envanter esas itibariyle yıllık olarak çıkartılır ve envanter defterine kaydolunur. Ancak büyük mağazalar ve eczaneler fiili envanterlerini üç yılda bir çıkartabilirler. Fiili envanter yapılmadığı dönemlerde değerleme kaydi envanter üzerinden yapılır.

İşletmeler, bilanço günü itibariyle muhasebe dışı envanterde saptanan tüm varlık ve borçları, dökümlü olarak envanter defterine kaydederler. Büyük mağazalar ve eczaneler fiili envanterini üç yılda bir çıkarabilirler. Özellikle uygulamada eczanelerin her yıl envanter çıkarıp çıkarmaması konusunda tereddütler olduğu görülmektedir. Ancak düzenlemelerden de açıkça anlaşılacağı üzere eczaneler istedikleri takdirde herhangi bir ayrıma tabi tutulmaksızın üç yılda bir envanter çıkarabilirler.

Çok çeşitli mal bulunduran işletmeler, envanterlerini listeler halinde düzenleyebilirler. Envanter Listelerinin Geçerli olabilmesi için; sayfa ve sıra numaralı olmalı, düzenlenme tarihi olmalı, işletme yetkililerince imzalanmalı, envanter defteri gibi saklanmalıdır.

DEĞERLEME

Değerleme; bir işletmenin varlık ve kaynaklarının belirli bir tarihteki değerlerinin para birimi ile ifade edilmesidir. VUK’na göre değerleme, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin tespit ve takdiridir.

Tespit; VUK’nda yer alan değerleme ölçüleri kullanılarak mükellefler tarafından yapılan değerleme işlemidir; Takdir, mutat değerleme ölçüleri kullanılarak değerleme yapılamadığı hallerde idare tarafından yapılan takdir işlemidir. Değerleme ölçüleri aşağıda kısaca açıklanmaktadır.

Maliyet Bedeli

Bir iktisadi kıymetin iktisap edilmesi için yapılan ödemelerle buna bağlı olarak yapılan her türlü giderlerin toplamıdır. İşletmeye dahil gayrimenkuller, stoklar, demirbaşlar, hayvanlar maliyet bedeli ile değerlenir.

Borsa Rayici

İktisadi kıymetin değerleme gününde borsada oluşan ortalama fiyattır. İşletmeye aktifinde bulunan devlet tahvili ve hazine bonosu borsa rayici ile değerlenir.

Tasarruf Değeri

İktisadi kıymetin değerleme gününde sahibi için arz ettiği gerçek değerdir.

Mukayyet Değer

İktisadi kıymetin muhasebe kayıtlarında gösterilen değeridir. Alacak ve borçlar, ilk tesis ve taazzuv giderleri ile peştamallıklar mukayyet değer ile değerlenir.

Kıymetli evrakın üzerinde yazılı olan değeridir. Ulusal para, çekler itibari değer ile değerlenir.

Vergi Değeri

Maliyet bedeli bilinmeyen bina ve arazinin rayiç değeridir.

Rayiç Bedel

İktisadi kıymetin değerleme günündeki normal alım-satım bedelidir.

Emsal bedeli

Gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değerdir. Emsal bedeli uygulamasında aşağıdaki değerleme sırasının kullanılması geremektedir:

Ortalama Fiyat Esası: Aynı cins ve nevideki mallardan sıra ile değerlemenin yapılacağı ayda veya bir evvelki veya bir daha evvelki aylarda satış yapılmışsa, emsal bedeli bu satışların miktar ve tutarına göre mükellef tarafından çıkarılacak olan “Ortalama satış fiyatı” ile hesaplanır. Bu esasın uygulanması için, aylık satış miktarının, emsal bedeli tayin olunacak her bir malın miktarına nazaran % 25’ten az olmaması şarttır.

Maliyet Bedeli Esası: Emsal bedeli belli edilecek malın, maliyet bedeli bilinir veya çıkarılması mümkün olursa, bu takdirde mükellef bu maliyet bedeline, toptan satışlar için % 5, perakende satışlar için % 10 ilave etmek suretiyle emsal bedelini bizzat belli eder.

Takdir Esası: Yukarıda yazılı esaslara göre belli edilemeyen emsal bedelleri ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edilir. Takdirler, maliyet bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle yapılır. Takdir edilen bedellere mükelleflerin vergi mahkemesinde dava açma hakkı saklıdır.

KASA

Dönem sonunda kasa fiilen sayılarak her ayrı para birimi bazında mevcutlar ayrı ayrı tespit edilir. Kasa sayımı sonucu kasa fazlası çıkması halinde, bu fark vergi uygulaması açısından matraha ilave edilmekte, kasa sayım noksanlığının çıkması halinde ise, bu farklılık mali kârın tespiti açısından gider kabul edilmemektedir. Bu nedenle kasa sayım farklılığının nedeni bulunana kadar ilgili cari hesapta bekletilmesi, ancak dönem sonuna kadar farklılığın nedeni bulunmazsa olağandışı gelir ve gider olarak kayıtlara alınması gerekir.

Türk Lirası cinsinden olan nakit paralar itibari değerle değerlenir. Kasada mevcut yabancı paralar Bakanlığın her yıl yayımlamış olduğu efektif alış kuru ile değerlenir. Döviz cinsinden değerleme farkları olumlu ise, kambiyo karı olarak, olumsuz farklar ise kambiyo zararı olarak dönem matrahının tespitinde dikkate alınır.

Kasa hesabı, daima borç bakiyesi verir veya sıfır olur. Hiçbir şekilde alacak bakiyesi vermemesi gerekir. Kasa hesabının alacak bakiyesi vermesi; muhasebe işlemlerinde hata olduğunu gösterir. Muhasebe işlemlerinin doğru olduğu iddia edildiğinde ise bu durum ya gelirlerin gizlendiği ya da gerçek dışı ödemelerin sanki yapılmış gibi kayıtlara intikal ettirildiği anlamına gelir ki bu da V.U.K.’nun 30/4. maddesine göre re’sen takdir nedeni olup, cezalı tarhiyata yol açabilir.

Tamamı İçin Tıklayınız

Exit mobile version