Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Vergide Kısa Kısa 8

Levent Gençyürek


Levent GENÇYÜREK
Yeminli Mali Müşavir
Dokuz Eylül Üni. İşletme Fak. Öğr. Gör.

1- Fatura üzerinde bulunması zorunlu olan imzanın notere onaylattırılmak suretiyle fatura üzerine anlaşmalı matbaada bastırılarak kullanılması mümkündür.

213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 230 ve 231’inci maddelerinde faturanın şekil ve nizamına ilişkin esaslar düzenlenmiş olup, 231’inci maddesinin 4 numaralı bendi aşağıdaki gibidir.

“Faturaların baş tarafında iş sahibinin veya namına imzaya mezun olanların imzası bulunur.”

Bu hükme göre, vergi uygulamaları bakımından faturada imzanın bulunması zorunlu hale getirilmiş olsa da bahsi geçen maddede faturadaki imza ile ilgili başka bir hükme yer verilmemiştir.

Bu itibarla, vergi uygulamaları bakımından faturada  imzanın bulunması zorunludur. Ancak, iş yoğunluğu ve gün içerisinde düzenlenen fatura  sayısının çok olması dikkate alınarak imzaya yetkili olanların imzalarının notere onaylattırılmak suretiyle fatura üzerine anlaşmalı matbaada bastırılarak kullanılabilmesi mümkündür.

2- Devir olan şirkete ait kullanılmamış belgeler devir alan şirket tarafından kullanılabilir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229. maddesinde; fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır şeklinde tanımlanmış olup 230. maddede ise faturada en az bulunması gereken bilgiler:

  1. Faturanın düzenlenme tarihi, seri ve sıra numarası;
  2. Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası;
  3. Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi varsa vergi dairesi ve hesap numarası;
  4. Malın veya işin nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı;
  5. Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası,

olarak belirtilmiştir.

Diğer taraftan, kullanılmamış belgeler üzerindeki bilgilerin ne şekilde yenisiyle düzeltileceğine ilişkin uygulama usulü ise 240 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin A/2 bölümünde; “…………… kullanılması zorunlu belgeler üzerinde yer alan eski …………. okunaklı bir şekilde çizilerek bu belgeler; yeni ………………….. elle yazılmak veya kaşeyle ya da bilgisayarla basılmak suretiyle kullanılmaya devam edilebilecektir.” şeklinde tanımlanmıştır.

Buna göre, Kurumlar Vergisi Kanunu hükümlerine göre devir suretiyle birleşme işlemlerinin tamamlanmış olması nedeniyle devir alınan  şirkete  ait fatura ve sevk irsaliyelerinden  en son kullanılanlar ile kullanılmayanlarının Vergilendirme Müdürlüğünce bir tutanakla tespit edilmesi ve kullanılmamış olan belgelerde yer alan eski bilgiler okunacak şekilde üstü çizilerek eski unvanın iptali ve yeni ünvanın kaşe ile, elle veya bilgisayarla basılarak  bunların kullanılması mümkündür.

3- Yıl içerisinde irsaliyeli fatura kullanmaya başlanması mümkündür.

211 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile fatura ve sevk irsaliyesinin ayrı belgeler olarak değil, isteyen mükellefler açısından “irsaliyeli fatura” adı altında tek belge olarak düzenlenmesi ve kullanılması esası getirilmiş, sattıkları mallar dolayısıyla Vergi Usul Kanununun 231/5. maddesinin mükelleflere tanıdığı, malın tesliminden itibaren faturanın yedi gün içinde düzenlenmesi imkanından vazgeçerek, bu yükümlülüğü derhal yerine getirmek isteyen mükelleflerin fatura ve sevk irsaliyesini ayrı ayrı düzenlemeksizin, diledikleri takdirde bu tebliğde belirlenen esaslara uygun olarak “irsaliyeli fatura” düzenleyebilecekleri belirtilmiştir. Ayrıca, irsaliyeli faturaların en az üç örnek olarak düzenleneceği ve iki nüshasının mutlaka malı taşıyan araçta bulundurularak, yoklama ve denetimlerde iki nüshasının da ibraz edilmesi gerektiği açıklanmıştır.

Diğer taraftan, 232 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde ise 211 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde öngörülen, bu usulü seçen mükelleflerin o takvim yılı sona ermeden fatura veya sevk irsaliyesini ayrı ayrı düzenleyemeyeceklerine ilişkin uygulamadan vazgeçilerek, mükelleflerin faaliyetleriyle ilgili olarak irsaliyeli fatura kullanmalarının yanı sıra fatura ve sevk irsaliyesini ayrı ayrı kullanmaları da uygun görülmüştür. Ayrıca, fatura, irsaliyeli fatura ve sevk irsaliyesi kullanılmasına ilişkin olarak daha önce yayımlanmış olan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinin bu tebliğe aykırı olmayan kısımlarının uygulanmasına devam olunacağı da hüküm altına alınmıştır.

Bu açıklamalara göre, irsaliyeli fatura kullanımına ilişkin olarak 211 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile getirilen sınırlamalar 232 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kaldırılmış olduğundan yıl içerisinde de irsaliyeli fatura kullanmaya başlanması mümkün bulunmaktadır.

4- Faturada zorunlu olarak bulunması  gereken bilgilere ilave olarak işlemleri kolaylaştırıcı ek bilgilere yer verilebilir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununda ve belge basımına ilişkin yönetmelikte mükelleflerin kullanacakları faturalar üzerinde bulunması zorunlu tutulan asgari bilgi, uyulması gereken şekil, usul ve esasları dışında başka bilgilerin bulunamayacağına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.

Buna göre, faturada bulunması gereken asgari bilgileri taşıması ve Belge Basım Yönetmeliğinde belirtilen şekle ve usule ilişkin bilgilere yer verilmesi şartıyla işlemleri kolaylaştırmaya yönelik açıklayıcı bilgilere yer verilmesinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

5- Miadı dolmuş, imha edilecek ürünlerin Takdir Komisyonu tarafından değer tespitinin yapılması gerekir.

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 278’inci maddesinde;

“Yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler üstüpü, deşe ve ıskartalar emsal bedel ile değerlenir” hükmü yer almaktadır.

Anılan Kanunun 267’nci maddesinde ise, emsal bedelinin, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olduğu,  emsal bedelinin ise ortalama fiyat esasına, maliyet bedeli esasına veya takdir esasına göre tespit edileceği hüküm altına alınmıştır. Vergi Usul Kanunu’nun 278’nci maddesi gereğince emsal bedeli tespitinde genellikle takdir esası kullanılmakta ve değer takdirleri takdir komisyonlarınca yapılmaktadır.

Yukarıda belirtilen hüküm ve açıklamalara göre, değeri düşen malların emsal bedelleri ile değerlenebilmesi için, Vergi Usul Kanunu’nun 267.maddesinin 3.sırasında yer alan takdir esasına göre değerleme yapılması, bunun içinde takdir komisyonlarına başvurulması gerekmekte olup takdir komisyonu kararı beklenilmeksizin İl Tarım Müdürlüğü veya İl Çevre Müdürlüğü v.b tarafından hazırlanan raporlara istinaden imha işlemi yapılması ve ayrılan karşılık giderlerinin, kurum kazancından indirilmesi mümkün değildir. Ancak, değeri düşen malların Vergi Usul Kanunu’nun 267.maddesinin 3.sırasında yer alan takdir esasına göre takdir komisyonuna başvurulması sonucu, takdir edilecek emsal bedele istinaden kayıtlara intikal ettirilerek, ayrılan karşılığın, kurum kazancının tespiti sırasında gider olarak indirilmesi mümkündür.

Ayrıca, üretimde kullanılması mümkün olmayan veya satış imkanı kalmayan bu ürünlerin yukarıda bahsi geçen komisyon gözetiminde imha edilmesi, zayi olan mallar kapsamında değerlendirilemeyeceğinden bu ürünlerin alış faturalarında gösterilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Exit mobile version