Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Vergi İcra Hukukunda Menkul ve Gayrimenkul Malların Haczi – Muharrem ÖZDEMİR, YMM

Menkul ve Gayrimenkul Malların Haczi

Muharrem ÖZDEMİR
Yeminli Mali Müşavir
m.ozdemir@vdd.com.tr

1- GİRİŞ

Kamu icra hukuku, devlet ile özel şahıslar/şirketler arasında başta vergi alacağı olmak üzere kamu alacaklarının takip ve tahsil usullerini düzenlemektedir. Özel kişiler arasındaki bu ilişkileri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu düzenlerken, kamu alacaklarının takip ve tahsili ile ilgili hususlar ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda düzenlenmektedir.

Vergi İcra Hukukunun tarafları 6183 sayılı A.A.T.U.H.K’nun 1 ve 3.maddelerinde belirtilmiştir. Kanunun 1 inci maddesinde bu Kanunu uygulayacak alacaklı amme idareleri (kamu tüzel kişileri) ismen belirtilmiş ve bu idarelerin hangi alacaklarına bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı sayılmak suretiyle kapsama giren alacaklar açıklanmıştır. Buna göre belirtmek gerekir ki alacaklı amme idareleri; Devlet, il özel idareleri ve belediyelerdir.[1]

Amme borçlusu ise, amme alacağını ödemek mecburiyetinde ola hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefil ve yabancı şahıs ve kurumları ifade eder.

İşte bu noktada amme borçlusunun hususi kanunlardan doğan vergisel yükümlülükleri tam ve zamanında yerine getirmemesinden doğan sorumlulukları alacaklı amme idaresinin ne şekilde takip ve tahsil edeceğini düzenleyen vergi icra hukuku bünyesinde haciz müessesesini barındırmaktadır.

Haciz sürecinde zor kullanma dahil birçok sert yaptırımların kullanılmasına da izin verilmiştir. Belirtmek gerekir ki çağdaş toplum düzeninde, devlet tüzel kişiliğine, gerçek kişilere verilmeyen üç temel yetki verilmiştir. Bunlar vergi salma yetkisi, zor kullanma yetkisi ve para basma yetkisidir. Bu üç yetki sayesinde devlet egemenliği veya devletin üstün iradesi gerçekleşmektedir. Toplumsal yaşamı adalet ve istikrar içinde mümkün kılan unsur, devletin bu üstün iradesidir.

2- MENKUL VE GAYRİMENKUL MALLARIN HACZİ

2.1. Genel Olarak Haciz

6183 sayılı Kanunun 54.maddesinde cebren tahsil ve takip esasları düzenlenmiştir. Buna göre; ödeme süresi içerisinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı ve cebren tahsilin;

6183 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasında “Borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarı tahsil dairesince haczolunur.” hükmü yer almaktadır.

Bu bağlamda, haciz muameleleri, tahsil dairelerince düzenlenen ve alacaklı amme idaresinin mahallî en büyük memuru veya tevkil edeceği memur tarafından tasdik edilen haciz varakalarına dayanılarak yapılır.

Hacizde amaç, amme idaresinin alacaklarını eksiksiz tahsil etmesidir. Haciz tatbikinde borçlunun borcunu ödemesi halinde hacze son verilir. Bilinmelidir ki; tahsil dairesi alacaklı amme idaresi ile borçlunun menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir.

Amme borçlusunun bu kanunun 9 ve 10 maddelerine istinaden teminata bağlanmış amme alacağını kanuni süresinden sonra ödememiş olması halinde yapılması gereken ilk iş haciz sürecini başlatmadan evvel borcun 7 gün içinde ödenmesi, aksi takdirde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsile devam olunacağı hususlarının borçluya bir yazıyla bildirilmesidir.

Bunun yanında teminata bağlanmış alacağının amme borcunu karşılamaya yetmemesi veya borçlunun mal beyanında gösterdiği malların ve gelirlerin borca oranla düşük kalması amme idaresini harici donelerle veya mal araştırması yapmak suretiyle beyan edilmeyen malların gün yüzüne çıkarılması zaruriyetini doğurmaktadır.

Borçlu tarafından başkasının olduğu beyan veya üçüncü şahıs tarafından ihtiyaten haciz veya istihkak iddia edilmiş bulunan malların haczi en sonraya bırakılır.

2.2. Menkul ve Gayrimenkul Malların Haczi

Hangi Belgeye İstinaden Haciz Yapılır?

6183 sayılı Kanunun 77 nci maddesinde, her türlü menkul malların; cins ve türleri, özellikleri, işaretleri, sayı ve miktarları ve tahmin edilen değerlerinin, haciz tutanağında (zaptında) tespit edilerek haczolunacağı düzenlenmiştir.

6183 sayılı Kanunun “Haciz sırasında bulunacaklar ve haciz zaptı” başlıklı 78 inci maddesinde, “Haciz sırasında borçlu veya zilyed veya bunların; vekilleri, işçi, müstahdem veya aileleri efradından birisi kendilerini temsilen bulunur. Bunlar haciz yerinde bulunmaz veya o sırada bulundurulmaları sağlanamazsa gıyapta haciz yapılır. Gıyapta yapılan hacizlerde zabıta memuru veya muhtar veya ihtiyar kurulu üyelerinden biri veya borçlunun veya zilyedin komşularından iki kişi hazır bulundurulur.

Tanzim edilen haciz zaptında, hacze esas olan haciz varakasının tarih ve numarası, haczin yapıldığı yer, gün ve saat, haczedilen malların neler olduğu, tahmin edilen değerleri, haciz sırasında bulunan kimseler, varsa üçüncü şahısların iddiaları vesair lüzumlu hususlar belirtilir, hazır bulunanlarca imzalanarak haciz işi tamamlanır.

Gıyapta yapılan hacizlerde zaptın bir örneği borçlu veya zilyede derhal tebliği olunur. Güneş battıktan doğuncaya kadar ve tatil günlerinde haciz yapılamaz. Tatil günlerinde veya geceleri çalışılan yerlerde yapılacak hasılat haczi ile borçlunun mal kaçırdığının anlaşıldığı haller bu hükümden müstesnadır.” hükmü yer almaktadır.

Menkul Malların Haciz Haciz Tutanağına İstinaden Haczolunur

6183 sayılı Kanunun 88 inci maddesinde, her türlü gayrimenkul malların ve gemilerin haczinin, bu malların kayıtlı oldukları sicillere işlenmek üzere ve haciz bildirisi düzenlenmek suretiyle tapuya veya gemi sicillerinin tutulduğu daireye tebliğ edilerek yapılacağı belirtilmiştir.

Gayrimenkul ve gemilerin, gerek teminat olarak alınmaları ve gerekse ihtiyati veya kat’i olarak haczedilmeleri durumlarında, tahsil dairelerince amme alacağı tutarının haciz bildirilerinde mutlaka bildirilmesi zorunludur. Düzenlenecek haciz bildirilerinin amme alacağının aslını ve fer’ilerini kapsamasına dikkat edilmesi gerekmektedir.

Bu şekilde hacze konu olan amme alacağı tutarının haciz tarihinden sonra artması halinde re’sen; borçlusu tarafından ödemede bulunulmak veya diğer şekillerde tahsilat yapılmak suretiyle azalması halinde de ilgililerin talebi üzerine son durumları (bakiye tutarı) ilgili tapu veya gemi siciline bildirilir.

Gayrimenkul Malların Haciz Haciz Bildirisinin Tebliğ Edilmesi Suretiyle Yapılır

Hacizde Değerleme

Menkul mallarda haczi yapan memur tarafından değer biçilir. Borçlunun müracaatı üzerine veya tahsil dairesinde lüzum görüldüğü takdirde yeniden bilirkişiye değer biçtirilir.

6183 sayılı Kanunun 91 inci maddesine göre de, satışa çıkarılacak gayrimenkullere bilirkişinin mütalaası alınmak suretiyle satış komisyonu tarafından rayiç değer biçilmesi gerekmektedir.

6183 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesine göre “Gayrimenkuller, satış komisyonlarınca açık artırma ile satılır. Satış komisyonu, il ve ilçelerde en büyük mal memurunun veya tevkil edeceği zatın reisliği altında belediye meclisi tarafından kendi azası arasından seçilmiş bir zat ile alacaklı amme idaresinin salahiyetli bir memurundan ve gayrimenkulün bulunduğu yer tapu sicil muhafızı veya tevkil edeceği zattan teşekkül eder.” hükmü yer almaktadır.

Menkul mallarda Değer Biçme Haczi yapan memur
Gayrimenkul Mallarda Değer Biçme Bilirkişinin mütalaası alınmak suretiyle satış komisyonu

İlan Şekli ve Usulü

Menkul mallar, tahsil dairelerinin satış mahallinde açık artırma ve peşin para ile satılır. Tahsil dairesince uygun görülmesi halinde, artırma malın mahallinde de yapılabilir. Açık artırma ile satışa çıkarılan mal, artırma sonunda üç defa yüksek sesle duyurulduktan sonra en çok artırana ihale edilir.

Bozulma, çürüme ve benzeri sebeplerle korunması mümkün olmayan ya da beklediği zaman önemli bir değer düşüklüğüne uğrayacağı anlaşılan mallar en uygun yerde pazarlıkla, borsası bulunan mallar ilgili borsada satılabilir. İlk artırmada satılamayan malların ikinci artırması bir başka il veya ilçede yapılabilir. Gerekli hallerde artırmanın yapılacağı yer, gün ve saat, satılacak malların nev’i ve evsafı önceden ilan olunur.

İlanın şekli, artırmanın tarzı, yeri ve günü alacaklı amme idaresinin ve borçlunun menfaatine en uygun gelen şekli göz önünde tutularak alacaklı amme idaresince tespit olunur.

Menkul Mallarda İlan Borçlunun menfaatine en uygun gelen şekli göz önünde tutularak alacaklı amme idaresince tespit olunur.

Alacaklı tahsil dairesi gayrimenkul satışını, artırma tarihinden en az 15 gün önce başlamak şartıyla ilan eder. İlanların yer, müddet ve şekillerine ait umumi esaslar Maliye Bakanlığınca tayin olunur.

İlanda, satışın yapılacağı yer, gün, saat ve satılacak gayrimenkulün durumu ile vasıfları gösterilir. İlanın birer örneği borçluya, vekil veya mümessiline ve gayrimenkulün tapu sicilinde hakkı kayıtlı bulunanlardan adresi belli olanlara tebliğ olunur.

Gayrimenkul satış ilanlarında aşağıdaki şekilde işlem yapılacaktır[2].

Gayrimenkul mallarda İlan İlanların yer, müddet ve şekillerine ait umumi esaslar Maliye Bakanlığınca tayin olunur.

Menkul ve Gayrimenkul malların Satışı

Menkul mallar tahsil dairelerince, köylerde ihtiyar kurullarınca haciz yapıldığı tarihin üçüncü gününden itibaren üç ay içinde satışa çıkarılır.

Bozulma, çürüme ve benzeri sebeplerle muhafazasına imkan olmayan veyahut beklediği takdirde mühim bir değer düşüklüğüne uğraması muhtemel bulunan malların paraya çevrilmesine derhal başlanabilir.

Menkul malların artırmasında üç defa bağırma mecbur olup, ilk artırmada teklif edilen en yüksek bedelin, menkulün tespit edilen değerinin %75’inden aşağı olmaması şartının aranılması zorunludur. Bu bedele ulaşılamaması halinde satış yapılmayacaktır.

6183 sayılı Kanunun 87 nci maddesinde, ilk artırmada teklif edilen en yüksek bedelin, menkulün tespit edilen değerinin %75’inden aşağı olması veya hiç alıcı çıkmaması halinde yapılacak işlem açıklanarak, satılamayan menkul malların ilk artırma tarihinden başlayarak 15 gün içinde uygun görülen zamanlarda tekrar satışa çıkarılacağı ve bu artırmada verilen bedel ne olursa olsun satışın yapılacağı düzenlenmiştir. Ancak, özellikle küçük yerleşim yerlerinde birinci artırmada alıcı çıkmaması nedeniyle satışın gerçekleşmemesi halinde, anılan madde hükmü uyarınca artırmada satılamayan malların ikinci artırmasının bir başka il veya ilçede yapılması mümkündür.

Aynı madde hükmüne göre, menkul mallar yerinde veya başka bir mahalle götürüldüğü halde yine satılamaz veya taşıma giderlerinin çokluğu nedeniyle başka yere götürülmesi uygun görülmezse, ilk artırma tarihinden itibaren 15 günlük sürenin bitmesinden itibaren 6 ay içinde pazarlıkla satılacaktır.

Müşteri malı almaktan vazgeçer veya verilen mühlet içinde bedelin tamamını vermezse mal ikinci defa artırmaya çıkarılır ve en çok artırana ihale olunur. Mal birinci defa kendisine ihale olunan kimseden, iki ihale arasındaki fark ve diğer zararlar ve % 5 faiz, veya ikinci ihalede talip çıkmaması sebebiyle ihale yapılamadığı takdirde birinci ihale bedeli ve diğer zararlar ve % 5 faiz, ayrıca bir hüküm alınmasına hacet kalmaksızın bu kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Takip işlemlerine ödeme emri tebliği ile başlanılacaktır. Ayrıca, bu alacağa ihale bedelinin ödenmesi gerektiği günden (bu tarih hariç) itibaren ödeme tarihine kadar (bu tarih dahil) geçen süre için basit faiz usulüyle yıllık % 5 oranında faiz hesaplanması gerekmekte olup, ayrıca gecikme zammı tatbik edilmeyecektir. Mal bedeli ihale yapılan şahıstan tahsil edilemediği müddetçe asıl borçlunun borçlu sıfatı devam eder.

İhale Süresi Süresi Satış Bedeli
I. Artırma Haczin yapıldığı tarihin üçüncü gününden itibaren üç ay içinde % 75
II. Artırma İlk artırma tarihinden başlayarak 15 gün Asgari tutar belirlenmemiştir.
III. Artırma İkinci artırmadaki 15 günlük sürenin bitimine müteakip 6 ay içinde Asgari tutar belirlenmemiştir.

Gayrimenkuller açık artırma ile satış komisyonlarınca satılır. Satış tarihi ve yapılacağı yer ilanda gösterilir. Artırmaya iştirak edeceklerden gayrimenkule biçilmiş rayiç değerin % 7,5’u nispetinde 10’uncu maddenin 1 ile 4’üncü bentlerinde yazılı teminat alınır.

Gayrimenkul artırma sonunda, üç defa bağırıldıktan sonra en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki, artırma bedeli gayrimenkul için biçilmiş olan değerin % 75’ini bulmak lazımdır. Şayet amme alacağına rüçhanı olan diğer alacaklar bu gayrimenkul ile temin edilmiş ise, artırma bedelinin, bu suretle rüçhanı olan alacakların tutarından fazlaya çıkması ve yapılmış ve yapılacak masrafları da karşılaması şarttır.

İlk artırmada 94 üncü maddenin aradığı bedelin (% 75) elde edilememesi halinde yapılacak işlem açıklanarak, artırmanın uzatılması olarak ifade edilen ikinci artırma düzenlenmiştir.

Buna göre, ilk artırmada satılamayan gayrimenkulün, ilk artırmada en çok artıranın taahhüdü baki kalmak kaydıyla, ilk artırma tarihini takip eden 7 nci günün aynı saatinde ikinci artırması yapılacaktır. Bu artırmada da teklif edilen bedelin rüçhanlı alacaklar ile takip masraflarını aşması koşuluyla, ilk artırmada önerilen bedel de dikkate alınarak en yüksek bedeli önerene satış yapılacaktır.

İkinci artırma tarihinden başlayarak bir yıl içinde gayrimenkul en az bir kere daha satışa çıkarıldığı halde satılmasına imkan bulunmadığı takdirde gayrimenkul alacaklı amme idaresinin talebi üzerine ve satış komisyonu kararıyla amme idaresince teferruğ edilebilir.

6183 sayılı Kanunun 97 nci maddesinde “Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse derhal veya verilen mühlet içinde parayı vermezse ihale kararı feshedilir ve gayrimenkul, satış komisyonunca hemen 7 gün müddetle artırmaya çıkarılır. Bu artırmayı alakadarlara tebliğe hacet olmayıp yalnız ilanla iktifa olunur ve en çok artırana ihale edilir.

Birinci defa kendisine ihale yapılan kimse iki ihale arasındaki farktan ve diğer zararlardan mesuldür. İhale farkı ve geçen günlerin faizi ayrıca hükme hacet kalınmaksızın teminattan mahsubu yapıldıktan sonra bakiyesi tahsil dairesince tahsil olunur. Faiz % 5 ten hesap olunur. Aradaki farkın amme alacağını aşan miktarın bundan mesul olan şahıstan tahsil edebilmek üzere malı satılan amme borçlusuna dairece bir vesika verilir.” hükmü yer almaktadır.

Madde ile belirlenen malın ihale edildiği kişinin sorumluluğu çerçevesinde takip edilecek olan ve teminattan mahsubu yapıldıktan sonra kalan amme alacağının takibine ödeme emri tebliği suretiyle başlanacaktır. Ayrıca, bu alacağa ihale bedelinin ödenmesi gerektiği günden (bu tarih hariç) itibaren ödeme tarihine kadar (bu tarih dahil) geçen süre için basit faiz usulüyle yıllık % 5 oranında faiz hesaplanması gerekmekte olup, ayrıca gecikme zammı tatbik edilmeyecektir.

İhale Süresi Süresi Satış Bedeli
I. Artırma İlan tarihinde belirtilen süresidir % 75
II. Artırma İlk artırma tarihinden başlayarak 7 gün uzatılır Asgari tutar belirlenmemiştir.
III. Artırma İkinci artırma tarihinden başlayarak bir yıl içinde Asgari tutar belirlenmemiştir.

Haczin Neticeleri/Sonuçları

Amme idaresinin hacizden amacı hiç şüphe yok ki amme alacağının tahsil edilmesidir. Amme alacağı tahsil edilirken bu işlemlerin maliyeti de önemlidir. Örneğin, bu maliyet verginin mükellefçe kabul edilebilirliği ölçüsünde değişim göstermektedir. Amme borçlusunun vergisini zamanında ödemesi halinde vergi, toplama maliyeti en masrafsız finansman kaynağı olduğu söyleyebilir. Çünkü vergi, toplama maliyeti yüzde (%) 1 olan en ucuz kaynak niteliğindedir. Ancak amme alacağının cebri icra yöntemleri ile tahsil edilmesi halinde amme alacağının maliyetinin artırdığını söyleyebiliriz. Bu da amme alacağı ve kaynakların optimal kullanılması açısından istenen sonuç değildir. Ama bazen borçluların gerekçesiz veya gerekçeli olarak borçlarını zamanında ödemedikleri düşüldüğünde ise bu yönteme başvurmak kaçınılmaz olacaktır.

Amme alacağı daha önceki bölümlerde de anlatıldığı üzere en önemli sonucu amme borçlusunun menkul, gayrimenkul, hak ve alacakları üzerindeki tasarruf yetkisini kaybetmesidir. Borçlu, alacaklı amme idaresinin muvafakatini almaksızın hacizli mallarda tasarrufta bulunamaz Bu tasarruf ancak amme idaresinin verdiği izin kadar olabilir. Haczedilmiş olan mal üzerinde üçüncü şahsın zilyedlik hükümlerine istinaden hüsnüniyetle elde ettiği haklar mahfuzdur. Haczi koyan tahsil dairesi buna aykırı hareketin cezayı mucip olduğunu borçluya ihtar eder. Muhafazası amacıyla kendisine bırakılan mal ve haklar üzerinde teslim amacı dışında kullanılması halinde de 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 289.maddesi hükmüne göre işlem yapılır.[3]

Haczedilen para, kıymetli maden, mücevher, ticari senet, hisse senedi ve tahvil gibi menkul mallar kaybolmalarını ve değiştirilmelerini önleyecek tedbirler alınarak tahsil dairelerince muhafaza olunur. Sair menkul mallar uygun bir yerde muhafaza altına alınır veya güvenilir bir şahsa veyahut güvenilir bir şahsın kefaleti altında borçlunun veya zilyedin kendisinde bırakılır.

Borçlular, zilyedler, güvenilir şahıslar 82’inci madde gereğince kendilerine bırakılan malları, alacaklı amme idarelerince yapılacak ilk talep üzerine derhal ve kendilerine teslim edildiği zamandaki durumları ile geri vermek mecburiyetindedirler.

Bu mecburiyeti yerine getirmeyenler, haklarında yapılacak ceza takibinden başka, bu malların kendilerine atfolunamayacak bir sebepten dolayı telef veya zayi olduğunu ispat edemedikleri takdirde, geri verilmeyen malların değerleri tutarınca borçlu sayılıp bu kanunun hükümleri gereğince takip olunurlar.

Haczedilen Malların Paraya Çevrilmesi[4]

Haczedilen her türlü mallar satılarak paraya çevrilir. Satıştan elde edilen bedelden, takip masrafları ve takip edilen amme alacağı düşüldükten sonra geriye kalan kısmı borçlunun ödeme zamanı gelmiş veya muacceliyet kesbetmiş borçlarına mahsup edilir ve artanı, hacze iştirak etmiş başka daire yoksa borçluya verilir, hacze iştirak etmiş başka daire varsa, artan kısımdan evvela bu dairelerin alacakları ayrıldıktan sonra, bakiyesi borçluya verilir.

Satıştan elde edilecek bedelin amme alacağından önce ödenmesi gereken borçlarla, takip giderlerini geçmeyeceği kesin olarak biliniyorsa hacizli malın satışını tahsil dairesi tehir edebilir. Şu kadar ki, alacağı amme idaresi alacağından önce gelenlerin takip hakları mahfuzdur.

Tahsil dairesi, borçlunun haklarını tasfiye bakımından onun haiz olduğu bütün selahiyetleri kullanarak bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya iştirak halinde tasarruf olunan bir mal hissesi gibi malların paraya çevrilebilir hale gelmesini genel hükümler dairesinde sağlar. Bu suretle paraya çevrilebilir hale gelen mallar hakkında da bu kanun hükümleri tatbik olunur.

Devlet tüzel kişiliğini oluşturan kamu idareleri, genel bütçeye dahil kamu idareleridir. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Devlet tüzel kişiliğini oluşturan kamu idarelerini Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde göstermiştir. İl özel idarelerine ilişkin hükümler, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununda, belediyelere ilişkin hükümler ise 5393 sayılı Belediye Kanunu ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununda düzenlenmiştir.

Muharrem ÖZDEMİR- Ahmet GÜZEL. Vergi Denetmenleri. Amme Alacakları Tahsil Usul ve Esasları. Nobel Yayınevi. 2007 Baskı

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma

(1) Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle el konulmuş olan mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Kişinin bu malın sahibi olması hâlinde, verilecek ceza yarı oranında indirilir.

(2) Birinci fıkrada tanımlanan suçun konusunu oluşturan eşyayı kovuşturma başlamadan önce geri veren veya bunun mümkün olmaması hâlinde bedelini ödeyen kişi hakkında verilecek cezaların beşte dördü indirilir.

(3) Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle el konulmuş olan malın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle kaybolmasına veya bozulmasına neden olan kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır.

(4) Bir suça ilişkin soruşturma veya kovuşturma kapsamında el konulan eşyayı amacı dışında kullanan kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

– Tahsilat Genel Tebliği Seri: A No:1

 

Exit mobile version