Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Sıra No:234

VUK Tebliği 234

07 Aralık 1994 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 22134

Resmi Gazete’nin 6.7.1994 gün ve 21892 sayılı nüshasında yayımlanan 4008 sayılı Kanunla, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun bazı maddeleri değiştirilmiş ve Kanuna bazı maddeler ilave edilmiştir. 4008 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanununun Mükerrer 196, 220, 274, Mükerrer 298, 315, Mükerrer 315 ve 320 nci maddelerinde yapılan düzenlemeler bu tebliğin konusunu teşkil etmektedir.

I – KAMBİYO SENETLERİ DEFTERİ :

A – Kambiyo Senetleri Defteri Tutma Mecburiyeti:

Vergi Usul Kanununa eklenen Mükerrer 196 ncı madde ile “Kambiyo Senetleri Defteri” tutulması mecburiyeti getirilmiştir.

Bu maddeye göre, birinci ve ikinci sınıf tacirler ile serbest meslek erbabı, borçları ve alacakları için düzenlenen bono, poliçe, çek ve benzeri kambiyo senetlerine ilişkin bilgileri kaydetmek üzere “Kambiyo Senetleri Defteri” tutmak zorundadırlar. Ancak, Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, işletme hesabı esasına göre defter tutan tacirler ile serbest meslek erbabı olan mükelleflerden, faaliyetleri sırasında bono, poliçe ve çek alıp vermeleri mutad olmayanların kambiyo senetleri defteri tutma zorunluluğu kapsamı dışında bırakılmaları uygun görülmüştür. Bu defteri tutmak zorunda olan mükellefler ise, iş ve işlemlerinin gereği bono, poliçe, çek ve benzeri kambiyo senetleri için tek bir defter tutabilecekleri gibi, diledikleri takdirde mahiyetleri itibariyle gruplandırarak her biri için ayrı defter de tutabileceklerdir.

Kambiyo senetleri defteri tutma zorunluluğuna ilişkin hüküm 1.1.1995 tarihinde yürürlüğe girecektir. Mükellefler bu tarih itibariyle ticari veya mesleki faaliyetleri nedeniyle aldıkları henüz tahsil edilmemiş veya borçları nedeniyle verilip ödenmemiş bulunan kambiyo senetlerini de bu deftere kaydedeceklerdir. Ancak, defterin hesap dönemi itibariyle tutulması gerektiğinden kendilerine Maliye Bakanlığınca özel hesap dönemi tayin edilen mükelleflerin kambiyo senetleri defteri tutma yükümlülükleri 1.1.1995 tarihini izleyen ilk hesap dönemi başından itibaren başlayacaktır.

Bankalar ve özel finans kurumları, müşterilerine amacıyla bankaya veya kuruma verilen bono, poliçe, çek ve benzeri kambiyo senetlerini bu deftere kaydetmeyeceklerdir.

Birden çok işyeri veya şubesi bulunan mükellefler, kambiyo senetteri gibi bu defterini her işyeri veya şubede ayrı ayrı tutabilecekleri yalnızca merkezlerinde de tutabileceklerdir.

B) Kambiyo Senetleri Defterinde Bulunması Gereken Asgari Bilgiler:

Kambiyo senetleri defteri tutulması zorunluluğu getiren madde hükmünde de belirtildiği üzere, defterin bir tarafına işletmenin alacakları için işletme lehine düzenlenen veya işletmeye ciro edilen bono, poliçe, çek ve benzeri kambiyo senetleri (ileride doğması muhtemel alacaklar için alınan teminat senetleri dahil), diğer tarafına da işletmenin borçları için düzenleyip verdiği veya ciro ettiği bono, poliçe, çek ve benzeri kambiyo senetleri, düzenlenme veya ciro tarihlerinden itibaren en geç on gün içinde kaydedilecektir.

Kambiyo senetleri defterinde en az aşağıdaki bilgiler yer alacak; defterin şeklini ise, mükellefler diledikleri şekilde belirleyebileceklerdir.

Kambiyo senetleri defterinin sol tarafına mükellefin alacakları için düzenlediği, bono, poliçe ve çeklere ilişkin olarak en az aşağıdaki bilgiler kaydedilecektir.

– Defter kayıt sıra numarası

– Yevmiye, işletme veya serbest meslek kazanç defterine kayıt tarih ve sıra numarası,

– Kambiyo senedinin nev’i, varsa seri ve sıra numarası,

– Tutarı,

– Düzenleme tarihi,

– Vadesi,

– Borçlunun adı-soyadı, varsa vergi dairesi ve hesap numarası,

– Kambiyo senedinin borçludan başkası tarafından işletmeye ciro edilmesi halinde ciro tarihi ve işletmeye ciro edenin adı-soyadı, varsa vergi dairesi ve hesap numarası,

– Kambiyo senedinin başkalarına devri halinde devralanın adı-soyadı, varsa vergi dairesi ve hesap numarası, tahsili halinde tahsil tarihi,

Defterin sağ tarafına ise, yalnızca işletme tarafından tanzim olunarak alacaklılara verilen, yani borçlusıı işletme olan kambiyo senetleri kaydedilecek; defterin sol tarafında kayıtlı olup, işletme tarafından, alacaklılara ciro edilen kambiyo senetleri için bu sayfaya ayrıca kayıt yapılmıyacaktır.

Defterin sağ tarafında, işletmenin borçları için verdiği bono, poliçe ve çeklere ilişkin olarak şu bilgiler yer alacaktır.

– Defter kayıt, sıra numarası

– Yevmiye, işletme veya serbest meslek kazanç defterine kayıt tarih ve sıra numarası,

– Kambiyo senedinin nev’i, varsa seri ve sıra numarası

– Tutarı ,

– Düzenleme tarihi,

– Vadesi

– Alacaklının adı-soyadı, varsa vergi dairesi ve hesap numarası,

C) Kambiyo Senetleri Defterinin Tasdik Zamanı:

Kambiyo senetleri defteri, Vergi Usul Kanununun 220 nci maddesine eklenen 10 numaralı bent hükmü ile tasdiki zorunlu defterler kapsamına alınmıştır.

Bu itibarla, kambiyo senetleri defteri kullanmak zorunda olan mükellefler, Vergi Usul Kanununun defter tasdikine ilişkin hükümleri uyarınca işlemlerini yaptıracaklardır.

II – STOKTAKİ EMTİANIN DEĞERLENMESİ:

Vergi Usul Kanununun 274 üncü madesinde yapılan düzenlemeye göre, satın alınan veya imal edilen emtia değerlemesinde, son giren ilk çıkar yöntemi “‘LiFO”‘ esas alınmak suretiyle maliyet bedelinin tespit edilmesine imkan tanınmakta, dönem sonu stoklarının değerlemesinde bu yöntemin seçilmesi halinde ise, en az 5 yıl süre ile bu yöntemin uygulanması zorunluluğu getirilmektedir.

Emtia değerlemesinde son giren ilk çıkar yönteminin uygulamasına 1.1.1996 tarihi itibariyle geçileceğinden, 1994 ve 1995 yılları hesap dönemleri sonu emtia değerlemelerinin bu yöntemle yapılmasına imkan bulunmamaktadır. Ancak, 1996 yılı dönem sonu stoklarının değerlendirilmesinde bu yöntem uygulanabilecektir.

III – YENİDEN DEĞERLEME:

Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin 4 numaralı bendinde yapılan değişiklikte kollektif, adi komandit ve adi şirketler dahil olmak üzere bilanço esasına göre defiter tutan gelir vergisi mükelleflerine de kurumlar vergisi mükellefleri gibi, yeniden değerlemenin yapıldığı hesap döneminden itibaren sabit kıymetlerin yeni değerleri üzerinden amortisman ayırabilme imkanı tanınmıştır.

Diğer taraftan, 4008 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanununa eklenen geçici 18 inci madde ile, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce aktife giren iktisadi kıymetler hakkında alındıkları yılda yürürlükte olan hükümlere göre amortisman ayrılmasına devam olunacağı esası getirilmiştir..

Buna göre, mükellefler 1.1.1995 tarihinden sonra edinecekleri sabit kıymetleri 151 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yeralan açıklamalar çerçevesinde yeniden değerleyebilecekler ve bu tutarları üzerinden amortismana tabi tutabileceklerdir.

Ancak, mükellefler 1.1.1995 tarihinden önce aktife alınan sabit kıymetleri için ise, yeniden değerleme yapılmadan üzerinden amortisman ayırmaya devam edeceklerdir.

Söz konusu maddenin 7 numaralı bendine göre, gelir vergisi mükelleflerince ayrılan değer artış fonu başka bir hesaba aktarılmayacak aktarılması veya sermayeye ilave edilmesi halinde, işletmeden çekilen değer olarak kabul edilecektir. Sermayeye ilave edilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde ilave olunan veya işletmeden çekilen tutar, işlemin yapıldığı dönemin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde vergiye tabi tutulacaktır.

IV – AMORTİSMANLAR

Vergi Usul Kanununun 315 inci maddesinde 4008 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeyle, mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymetleri için ayırabilecekleri normal amortisman nispeti % 25’den % 20’ye indirilmiştir. Böylece 4 yıllık amortisman süresi 5 yıla çıkarılmıştır.

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun mükerrer 315 inci maddesinin 2 numaralı bendi değiştirilmiş ve azalan bakiyeler usulünde uygulanacak azami amortisman nispeti %50’den, %40’a indirilmiştir.

Vergi Usul Kanununa 4008 sayılı Kanuna eklenen geçici 18 inci madde, 1.1.1995 tarihinden önce aktife giren amortismana tabi iktisadi kıymetler hakkında, aktife alındıkları yılda yürürlükte bulunan hükümlere göre amortisman ayrılmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, yukarıda belirtilen nispetler bu tarihten sonra aktife alınan sabit kıymetler için uygulancaktır.

V – KIST AMORTİSMAN UYGULAMASI

Vergi Usul Kanununun 320 nci maddesine eklenen fıkra ile, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin, aktife girdiği ilk hesap döneminde, aktife girdiği tarihten sonra kalan dönem sonuna kadar olan süre dikkate alınarak amortisman ayrılması esası getirilmiştir.

Bu uygulamada amortismana tabi iktisadi kıymetlerin aktife girdiği hesap dönemine ilişkin amortisman tutarı, (Yıllık Amortisman / 12 x Kalan Ay Sayısı) formulüne göre hesaplanacaktır.

Bu hesaplamada, kıymetin aktife girdiği ay kesri tam sayılacaktır. Amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye kısım ise, son yılda ayrılacak amortisman tutarına ilave edilerek itfa edilecektir.

ÖRNEK 1: İşletmede kulanılmak üzere 10 Ağutos 1995 tarihinde 24.000.000.- liraya buzdolabı satın alınmıştır. Sözkonusu sabit kıymet 1.1.995 tarihinden sonra aktife alındığına göre, normal amortisman usülünde uygulanabilecek azami amortisman nispeti % 20 dir. Diğer taraftan, sabit kıymetin aktife alındığı ay kesri tam ay sayılacağında, 1995 hesap dönemi için Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları olmak üzere 5 aylık süreye isabet eden amortisman aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Yıllık amortisman tutarı = 24.000.000 x % 20 = 4.800.000 TL.

5 aylık amortisman tutarı = 4.800.000 x 5/12 = 2.000.000 TL.

Bu yıla isabet eden, ancak kıst amortisman uygulaması nedeniyle sabit kıymetin aktife alındığı dönemde ayrılamayan 7 aylık amortisman tutarı olan 2.800.000 lira ise, son yılda ayrılacak amortisman tutarına ilave edilerek itfa edilecektir.

Azalan bakiyeler usulünün seçilmesi halinde ise sabit kıymetin aktife alındığı hesap dönemine ilişkin amortisman tutarı şu şekilde hesaplanacaktır.

Yıllık amortisman tutarı = 24.000.000 x % 40 = 9.600.000 TL.

5 aylık amortisman tutarı = 9.600.000 x 5/12 = 4.000.000 TL.

4008 sayılı Kanunun kıst amortisman uygulamasına ilişkin 12 nci maddesi, Kanunun yayım tarihi olan 6.7.1994 tarihinden geçersiz olmak üzere yürürlüğe girmiş bulunduğundan, bu tarihten önce aktife giren kıymetler için değişiklik öncesi hükümler uygulanarak amortisman yıllık ayrılacak; bu tarihten sanra aktife girecek kıymetler için ise yeni hükümler uygulanmak suretiyle kıst amortisman ayrılacaktır.

ÖRNEK 2 – 26 Mayıs 1994 tarihinde alınan kamyon bu tarih itibariyle de aktife kaydedilmiştir. Alınan kamyon 4008 sayılı Kanunla eklenen fıkranın yürürlük tarihi olan 6 Temmuz 1994 tarihinden önce aktife kaydedilmiş olduğuna göre, yürürlük öncesi madde hükmü gözönüne alınarak tam yıla isabet eden amortisman ayrılacaktır.

Öte yandan, 163 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile, döviz kredisi kullanılarak yurt dışından sabit kıymet ithal edilmesi sırasında veya sonradan bu kıymetlere ilişkin borç taksitlerinin değerlemesi dolayısıyla ortaya çıkan kur farklarından sabit kıymetin iktisap edildiği dönem sonuna kadar olanların, kıymetin maliyetine eklenmesinin zorunlu olduğu; aynı kıymetlerle ilgili olarak söz konusu dönemden sonra ortaya çıkan kur farklarının ise, ait oldukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortisman konusu yapılması gerektiği hususu açıklanmıştır.

Buna göre, sabit kıymetin aktife alındığı dönem sonuna kadar ortaya çıkan ve maliyete intikal ettirilen kur farkları ve yatırım kredisi faizleri için de kıst amortisman uygulaması yapılacak, ancak izleyen yıllarda ortaya çıkan kur farkları ve kredi faizlerinde tam amortisman ayrılacaktır. Kıymetin aktife alındığı dönem sonuna kadar ortaya çıkan kur farkları ve kredi faizlerine ilişkin kıst amortisman uygulamasında, süre yönünden sabit kıymetin aktife girdiği tarih esas alınacaktır.

Tebliğ olunur.

Exit mobile version