Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Katma Değer Vergisinde Kısmi Vergi İndirimi

KDV Kısmi Vergi İndirimi

Süleyman TURAN
Yeminli Mali Müşavir
suleymanturan41@hotmail.com

I- GİRİŞ:

Bilindiği gibi, bir işlem vergisi olan katma değer vergisinin en önemli özelliklerinden biri, indirim mekanizmasına sahip olmasıdır. Nihai tüketiciye kadar bütün safhalarda alınmakta olan bu vergiden, her bir safhada bir önceki safhanın vergisi düşülerek bakiye vergi hazineye intikal ettirilmektedir. Böylece, vergi indiriminin bir sonucu olarak, bir mal veya hizmet üzerindeki vergi yükü, mal veya hizmetin nihai tüketiciye intikal ettirildiği bedel ile vergi oranının çarpımı sonucu bulunan vergi tutarı kadar olmaktadır.

Vergi mükelleflerine tanınmış olan vergi indirim hakkının kapsamı ve koşulları, KDV kanunun (1) aşağıda açıklanacak 29 ve 34. maddelerinde belirlenmiştir. Buna göre, vergi indiriminin kapsamı ve koşulları aşağıdaki gibi sıralanabilir.

– Mükelleflerin gerçek usulde vergiye tabi olmaları,

– İndirilecek vergilerin mükellefiyetle ilgili olması,

– Yüklenilen vergilerin indirilebilecek nitelikte olması,(2)

– Verginin, fatura ve benzeri belgeler ve gümrük makbuzunda ayrıca gösterilmiş olması,

-Verginin, kanuni defterlere kaydedilmiş olması,

– Mal ve hizmet alımlarına ilişkin katma değer vergisinin gerçekten yüklenilmiş olması,

– İthal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin ödenmiş olması,(3)

– İndirimin vergilendirme dönemleri itibariyle yapılması,

Ancak indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak koşuluyla ilgili belgelerin kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde kullanılabilmektedir.

Aynı Kanunun “Kısmi Vergi İndirimi” başlıklı 33. maddesinde; indirim hakkı tanınan işlemlerle indirim hakkı tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin ancak indirim hakkı tanınan işlemlere isabet eden kısmının indirim konusu yapılacağı hüküm altına alınmış ve kısmi vergi indirimine ilişkin usul ve esasların tespitine Maliye Bakanlığı’nın yetkili olduğu belirlenmiştir.

Kanunun bu hükmü, indirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde, indirilecek vergi tutarının nasıl hesaplanacağına yöneliktir. Buna göre, yüklenilen vergilerin indirim hakkı tanınan işlemlere isabet eden kısmi indirim konusu yapılacak, indirim hakkı tanınmayan işlemlere ait olanı ise indirilemeyecektir. Daha önce indirilmiş olması halinde ise indirimden çıkartılacaktır.

İşlemlerin tamamı kaynak: Baktabul Msn messenger ifadeleri, Avatar, gif, smiley, Resimli Siirler, izle, indir, Komik Resimler, programlar, Resimleri, Haberler http://www.baktabulum.com/ekonomi-isletme/146801-kismi-vergi-indirimi-kismi-vergi-indirimi-hakkinda.html indirim hakkı tanınan işlemlerden oluşan yada sadece indirim hakkı tanınmayan işlemleri bulunan mükelleflerin indirim yönünden bir sorunu bulunmamaktadır. Ancak, indirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde, yüklenilen verginin sadece indirim hakkı tanınan işlemlere isabet eden kısmı hesaplanarak indirim konusu yapılacak, indirim hakkı tanınmayan işlemlere isabet eden tutar ise, gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınacaktır.

Öte yandan, istisna işlemleri ile ilgili olarak yüklenilen vergiler, öncelikle işlemin vergiden istisnalı bir şekilde teslime konu edilip edilmeyeceği, ilgili malın alımı sırasında bilinemeyeceğinden, KDV Kanunun 29. maddesi gereğince İndirilecek KDV hesabına kaydedilmektedir.

İndirdim hakkı tanınmayan işlemlere ait yüklenilen verginin daha önce indirim konusu yapılmış olması halinde ise, vergiden istisna olarak teslimin gerçekleştiği dönem itibariyle indirimler arasından çıkartılıp KDV Beyannamesinin “30. İlave Edilecek KDV” satırına yazılmak suretiyle düzeltilecektir. Bu şekilde düzeltilen katma değer vergisi gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınacaktır.

Katma değer vergisinde kısmi vergi indirimi uygulamasına ilişkin usul ve esaslar, 1 (4), 26 (5), 30 (6) ve 49 (7) Seri No.lu KDV Genel Tebliğlerinde belirlenmiştir.

Bu yazımızda, mevcut düzenlemeler çerçevesinde katma değer vergisinde kısmi vergi indirimi uygulaması açıklanmaya çalışılacaktır.

II- KATMA DEĞER VERGİSİNDE KISMİ VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI:

  1. YASAL DÜZENLEME:

KDV Kanunun 1. maddesine göre, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler, her türlü mal ve hizmet ithalatı ve Kanun maddesinde sayılan diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabi bulunmaktadır.

Aynı Kanunun;

29/1. maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak;

-Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi ile,

-İthal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen katma değer vergisini indirilebilecekleri,

30/a maddesinde, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisinin, vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceği,

33/1. maddesinde; indirim hakkı tanınan işlemlerle indirim hakkı tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin ancak indirim hakkı tanınan işlemlere isabet eden kısmının indirim konusu yapılacağı,

34/1. maddesinde, yurt içinde sağlanan veya ithal olunan mala ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerine ayrıca gösterilmek ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği,

54/1. maddesinde de, KDV mükelleflerinin, tutulması mecburî defter kayıtlarını bu verginin hesaplanmasına ve kontrolüne imkân verecek şekilde düzenleyecekleri, bu kayıtlarda, vergiden istisna edilen işlemlerin indirim hakkı tanınan ve tanınmayanlara göre mahiyeti ve ayırımı ile hesaplanan indirilebilir vergi miktarları, indirim konusu yapılamayacak işlemlerin niteliği ve bu işlemlerle ilgili vergi miktarların açıkça göstermelerinin şart olduğu hükümleri yer almaktadır.

Bu hükümlere göre, indirimi hakkı tanınan ve tanınmayan işlemleri birlikte yürüten mükelleflerin, yüklenen vergilerin sadece indirim hakkına isabet eden kısmi indirilebilecek, indirim hakkı tanınmayan işlemlere ait kısmi ise indirim konusu yapılamayacaktır.

B- İNDİRİM HAKKI TANINAN VE TANINMAYAN İŞLEMLER:

Katma değer vergisinde indirim hakkı tanınan işlemler nedeniyle yüklenilen vergiler indirim konusu yapılmakta, indirilemeyen vergilerin tam istisna (8) kapsamına giren işlemlere ait olanı, belli şartlar dahilinde ilgili mükelleflere iade edilmektedir. Diğer işlemlere ait vergiler ise, daha sonra indirilmek üzere sonraki dönmelere devredilmektedir. İndirim hakkı tanınmayan işlemler nedeniyle yüklenilen vergiler ise indirim konusu yapılamamakta, işin maliyetine göre gider, maliyet veya kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmaktadır.

  1. Vergi İndirim Hakkı Tanınan İşlemler:

Mükelleflerin faaliyetlerine ilişkin olarak yüklendikleri katma değer vergisini indirim konusu yapabilecekleri işlemler şunlardır.

a) Katma Değer Vergisine Tabi Olan İşlemler:

Katma değer vergisine tabi olan ve üzerinden katma değer vergisi hesaplanan mal teslimi ve hizmet ifaları ile ithalat işlemleri,

b) Tam İstisna Kapsamındaki İşlemler:

KDV Kanunun 32. maddesinde sayılan ve vergi indirimi ve iadesine imkan tanınan tam istisna kapsamındaki işlemler,

Mal ve hizmet ihracatı, (md.11)

Araçlar, petrol aramaları ve teşvik belgeli yatırımlarda istisna, (md.13)

Transit taşımacılık, (md.14)

Diplomatik istisnalar, (md.15)

Özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve bilgisayar programları, (md.17/4-s)

c) Uluslar arası Anlaşma Hükümlerine Göre Uygulanan İstisna İşlemleri: (md.19/2)

Vergi indirim ve iadesine ilişkin hükümleri içeren uluslar arası anlaşmalar (9) kapsamında uygulanan istisnalar, (Türkiye-AB Çerçeve Anlaşması ve Avrupa Topluluğu-Katılım Öncesi Yardım Anlaşması (IPA) vb.)

d) Vergi İndirimine İmkan Tanıyan Kısmi İstisna İşlemleri:

– KDV Kanunun 17. maddesinde düzenlenen ve Kanunen kısmen veya tamamen katma değer vergisi indirimi hakkı verilen kısmi istisna işlemleri şunlardır.

– Gelir Vergisi Kanunun 81. maddesinde belirtilen işlemler (10) ile Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan devir ve bölünme (11) işlemleri, (md.17/4-c)

– Kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin(müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimleri.(Teslimin yapıldığı döneme kadar indirilen katma değer vergisinin indirimi kabul edilmekte, ancak teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen KDV, teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet olarak dikkate alınmaktadır)  (md.17/4-r)

– 17.02.2005 tarihinde yayımlanan 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında düzenlenen ürün senetlerinin, 1/3-d alt bendi (Müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışlar ile (5300 sayılı Kanuna göre düzenlenen ürün senetlerinin, senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara teslimi) ile,13/1-ğ bendinde belirtilen (5300 sayılı Kanuna göre düzenlenen ürün senetlerinin, ürün ihtisas borsaları ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığından ürün senedi alım-satımı konusunda izin alan ticaret borsaları aracılığıyla ilk teslimi) işlemler hariç olmak üzere, ürün ihtisas borsaları ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığından ürün senedi alım-satımı konusunda izin alan ticaret borsaları aracılığıyla teslimleri, (md.17/4-t)

e) Geçici İstisnalar:

Yüklenilen vergilerin indirimine imkan tanıyan geçici istisnalar şunlardır.

– 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Hakkında Kanunun 1/A maddesi ile özelleştirme kapsamına alınan iktisadi kıymetlerin aynı Kanun hükümleri çerçevesinde teslim ve kiralanması, (Geçici md.12)

– Millî Eğitim Bakanlığına bilgisayar ve donanımlarının bedelsiz teslimleri ile bunlara ilişkin yazılım teslimi ve hizmetleri ile bu mal ve hizmetlerin bağışı yapacak olanlara teslim ve ifası, (Geçici md. 23)

04.02.1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunun geçici 10. maddesi kapsamındaki devir, teslim ve intikal işlemleri ile ilgili olarak Türk Telekom tarafından Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme Anonim Şirketine yapılan teslimler ve hizmet ifaları, (Geçici md. 24)

  1. Vergi İndirim Hakkı Tanınmayan İşlemler:

Katma değer vergisi uygulamasında indirim hakkı tanınmayan işlemler, genel olarak kısmi istisna (12) kapsamına giren işlemlerdir. Bu işlemlere ait indirilemeyen katma değer vergisi, KDV Kanunun 58. maddesi (13) hükmü gereğince gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmektedir. Ancak, önceki bölümde açıklandığı üzere, KDV Kanununda sonradan yapılan bazı değişikliklerle, kısmi istisna kapsamında bulunan bazı işlemlere indirim ve iade hakkı tanınmıştır.

Kısmi istisna kapsamına girmesi nedeniyle yüklenilen vergilerin indirimine imkan tanınmayan işlemler aşağıdaki gibidir.

a) İthalat İstisnaları:

– Gümrük Kanunun 167. maddesi,(14) geçici ithalat ve hariçte işleme rejimleri İle geri gelen eşyaya (15)  ilişkin gümrük vergisinden muaf veya müstesna olan eşyanın ithali (md.16/b)

– Transit ve gümrük antrepo rejimleri ile geçici depolama ve serbest bölgedeki (16) malların teslimi, ( md.16/1-c)

b) KDV Kanunun 17. Maddesinde Sayılan Sosyal ve Askeri Amaçlı ve Diğer İstisnalar: (KDV Kanunun 17/4. fıkrasının (c), (r), (s), ve (t) bentlerinde sayılan ve önceki bölümde açıklanan istisna işlemler hariç)

c) Uluslar arası Anlaşma Hükümlerine Göre Uygulanan İstisna İşlemleri: (md.19/2)

– Vergi indirimi ve iadesine ilişkin hüküm içermeyen ve böylece indirim imkanı tanımayan uluslar arası anlaşmalar kapsamında uygulanan istisnalar, (Mavi Akım Projesine İlişkin İstisna ve MEDA Proğramı Çerçevesinde Uygulanan İstisna, vb.)

d) Geçici İstisnalar:

– 29.07.1998 tarihinden önce bina İnşaat ruhsatı almış konut yapı kooperatifleri, Sosyal Güvenlik Kuruluşları ve Belediyelere yapılan İnşaat taahhüt işleri: (Geçici Md:15) Aradan uzun bir süre geçmesi nedeniyle bu istisnanın uygulama alanı oldukça azalmıştır. Ancak, bu kapsamda olup halen devam eden inşaatlar için uygulanmaktadır.

– 26.06.2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununa göre teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunan girişimcilerin kazançlarının gelir veya kurumlar vergisinden istisna bulunduğu süre içinde münhasıran bu bölgelerde ürettikleri ve sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı şeklindeki teslim ve hizmetlerinde uygulanan KDV istisnası, (Geçici Md:20).

– Birleşmiş Milletler (BM) temsilciliği, BM’ye bağlı program, fon ve özel ihtisas kuruluşları ile İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatına (OECD) resmi kullanımları için yapılacak mal teslimi ve hizmet ifaları, bunların sosyal ve ekonomik yardım amacıyla bedelsiz olarak yapacakları mal teslimi ve hizmet ifaları, bedelsiz mal teslimi ve hizmet ifaları ile ilgili mal ve hizmetlerin bunlara teslim ve ifası; finansmanlarının bu kuruluşlar tarafından karşılanması şartıyla ilgili kurum, temsilcilik, program, fon ve özel ihtisas kuruluşlarının Türkiye’deki faaliyetlerinin devamı veya ilgili kurumlara ilişkin uluslararası anlaşmaların yürürlükte bulunduğu süre içerisinde uygulanan KDV istisnası. (Geçici Md: 26)

e) Katma Değer Vergisinin Konusuna Girmeyen İşlemler:

Katma değer vergisinin konusuna girmeyen veya vergiye tabi olmayan teslim ve hizmetler nedeniyle yüklenilen vergiler indirim konusu yapılamamaktadır. Verginin konusuna girmeyen işlemlere ait yüklenilen katma değer vergisinin iade olarak talep edilmesi de mümkün değildir.

C- KISMİ VERGİ İNDİRİMİNİN USUL VE ESASLARI:

Kısmi vergi indirimine ilişkin usul ve esasların açıklandığı 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde, birlikte yapıldığı halde kesin ayırımı yapılamayan indirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemlerde kısmi vergi indirimi, inşaat işleri ve diğer işler olmak üzere iki gruba ayrılarak belirlenmiş olup, ölçü olarak inşaat işlerinde net alan, (15) diğer işlerde ise satışlar içindeki oran esası kabul edilmiştir.

Ayrıca, indirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemlerin doğrudan ayrılabilen ve ayrılamayan haller olmak üzere yüklenilen vergilerin hesaplama yöntemleri belirlenmiştir.

  1. Ayrımın Doğrudan Yapılabildiği Hallerde Kısmi KDV İndirimi:

KDV Kanunun önceki bölümde değinilen 54/1. maddesinde, KDV mükelleflerinin tutulması mecburi defter kayıtlarını bu verginin hesaplanmasına ve kontrolüne imkan verecek şekilde düzenleyecekleri, bu kayıtlarda; vergiden istisna edilen işlemlerin indirim hakkı tanınan ve tanınmayanlara göre mahiyeti ve ayrımı ile hesaplanan, indirilebilir vergi miktarları, indirim konusu yapılamayacak işlemlerin niteliği ve bu işlerle ilgili vergi miktarlarının açıkça gösterilmesinin şart olduğu hüküm altına alınmıştır.

Bu konu ile ilgili olarak yayımlanan 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde yapılan düzenlemeye göre, indirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemlere ait ayırımın fiilen ve doğrudan yapılabildiği durumlarda, mükelleflerin muhasebe işlemlerini bu ayırım çerçevesinde oluşturmaları, yüklenilen katma değer vergilerini de bu esas çerçevesinde izleyerek, indirim hakkı tanınan işlemlere ait yüklenilen vergileri indirmeleri, indirim hakkı tanınmayan işlemlerle ilgili yüklenilen katma değer vergilerinin ise indirmeyerek, doğrudan gider veya maliyet unsuru olarak dikkate almaları gerekir.

Örneğin, aşağıda açıklanacağı üzere, KDV Kanunun 17/1. maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara bağışlanmak üzere yapılan inşaatlar bu kapsamdadır. Bu mükellefin bağış amacıyla yaptığı inşaat hesaplarını ayrı tutması (muhasebeleştirmesi) zorunludur. Mükellef, indirim hakkı tanınmayan bu işlemle ilgili yüklendiği vergiyi ancak gider veya maliyet unsuru olarak göz önünde tutabilecektir.

  1. Ayrımın Doğrudan Yapılamadığı Hallerde Kısmi KDV İndirimi:

26 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde, indirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemlere ilişkin ayırımın doğrudan yapılamadığı durumlarda, bu işlemlerle ilgili yüklenilen vergilerin ayrımında ölçü olarak, inşaat işlerinde net alan, diğer işlerde ise satışlar içindeki payların bulunması esası kabul edilmiştir. Ancak, konut teslimlerine yönelik istisna uygulaması yürürlükten kaldırıldığından, kısmi vergi indiriminde net alana göre hesaplama yöntemi güncelliğini yitirmiştir. Bu nedenle, konut inşaatlarında net alana göre kısmi vergi indirimi hesaplama yöntemine kısaca değinilecektir.

  1. Konut İnşa Edilmesi İşleminde Kısmi KDV İndirimi:

Bu yöntemde, önce inşa ettirilen gayrimenkulün vergiye tabi olan ve olmayan bağımsız bölümlerin, toplam inşaat alanı içindeki payları hesaplanır. Daha sonra, yapılan inşat nedeniyle yüklenilen vergilerin indirilecek/ indirilemeyecek olan kısımları, hesaplanan bu oranlar dahilinde tespit edilir.

KDV Kanununa 29.07.1998 tarihli ve 4369 sayılı Kanunla 01.01.1998 tarihinden geçerli olmak üzere eklenen geçici 15. maddesi ile, 22.07.1998 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı alınmış olan inşaatlara ilişkin olarak;

a) Konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri,

b) Sadece 150 m2’yi aşmayan konutlara münhasır olmak üzere kanunla kurulmuş sosyal güvenlik kuruluşları ve belediyelere yapılan inşaat taahhüt işleri katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Ancak, bu istisna hükmünün fazla uygulama alanı kalmamıştır.

Ayrıca, KDV Kanunun 17/4-k bendinde yer alan, konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimlerine yönelik istisna hükmü, 03.07.2009 tarihli ve 5904 sayılı Kanunla 03.07.2009 tarihinden geçerli olmak üzere, madde metninden çıkarılmış ve aynı Kanununa eklenen geçici 28. maddesi ile de, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatifleri tarafından üyelerine yapılacak konut teslimlerinde istisnanın devam edeceği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, 03.07.2009 tarihinden itibaren bina inşaat ruhsatını almış olan konut yapı kooperatifleri tarafından, üyelerine yapılacak konut teslimleri, söz konusu konut teslimleri, belirlenen oranlarda katma değer vergisine tabi tutulacaktır.

Bu durumda, 22.07.1998 tarihinden önce bina ruhsatı almış konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri ve sadece 150 m2’yi aşmayan konutlara münhasır olmak üzere kanunla kurulmuş sosyal güvenlik kuruluşları ve belediyelere yapılan inşaat taahhüt işleri ile, 03.07.2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatifleri tarafından üyelerine yapılacak konut teslimlerinde net alan yöntemine göre kısmi vergi indirimi uygulaması devam etmektedir.

03.07.2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış ve bu nedenle istisna uygulaması devam eden kooperatiflerin üyeleri dışındaki üçüncü kişilere konut teslimleri ile üyesi olup olmadığına bakılmaksızın işyeri teslimleri katma değer vergisine tabi bulunmaktadır. Buna göre, üyelerine teslim edecekleri dışında fazla konut veya işyeri de yaptıran istisna uygulaması devam eden konut yapı kooperatifleri kısmi vergi indirimini net alan yöntemi çerçevesinde uygulayacaklardır.

Bu durumda indirilecek ve gider yazılacak KDV tutarlarının ayırımı, vergiye tabi olan ve olmayan bağımsız bölümlerin alanlarına göre ve vergilendirme dönemleri itibariyle yapılacaktır. Bu konuda aşağıdaki şekilde hareket edilmesi gerekir.

– Bina projesine göre istisna kapsamına giren ve girmeyen bağımsız birimlerin toplam net alanları tespit edilecektir.

– Bulunan bu alanlar binanın toplam net alanına bölünerek istisna kapsamına giren ve girmeyen birimlerin oranları bulunacaktır.

– İnşaatla ilgili olarak her vergilendirme döneminde yüklenilen toplam vergiler, bulunan bu oranlarla çarpılarak indirilecek ve gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınacak katma değer vergisi tutarları tespit edilecektir.

  1. Bağış Amacıyla Yapılan İnşaatlarda Kısmi Vergi İndirimi:

KDV Kanunun 17/2-b maddesi hükmüne göre, genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar, Kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasî partiler ve sendikalar, kanunla kurulan veya tüzelkişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlı kooperatifler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara bedelsiz olarak yapılan (Bağış) mal teslimi ve hizmet ifaları katma değer vergisinden istisnadır.

Açıklanan Kanun maddesi hükmü gereğince, mükelleflerin sayılan kurum ve kuruluşlara bağış olarak bedelsiz teslim edecekleri mallar üzerinden katma değer vergisi hesaplanmayacaktır. Ancak, vergi mükelleflerinin bağış amacıyla yapacakları inşaatlara ilişkin hesaplarını ayrı tutmaları (muhasebeleştirmesi) zorunludur. Söz konusu istisna, indirim hakkı tanımayan kısmi istisna niteliğinde olduğundan, bu işlemlerle ilgili olarak yüklenilen vergilerin indirim konusu yapılması mümkün değildir. Gelir ve kurumlar vergileri yönünden gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerekir.

Ayrıca, bu kapsama girmeyen, diğer bir ifade ile sayılan kurum ve kuruluşlar dışındaki gerçek ve tüzel kişilere yapılan bağışlar, Kanunun 1/1. maddesine göre vergiye tabi olacağından, bu şekilde gerçekleştirilen işlemlerde, anılan Kanunun 27. maddesi (18) gereğince, emsal bedel üzerinden vergi hesaplanarak beyan edilmesi ve bağışlanan mal dolayısıyla yüklenilen vergilerin de indirim konusu yapılması gerekir.

Örnek: (A) Anonim Şirketi, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığına bağışlamak üzere bir okul inşaatına başlamıştır. Şirketin bu inşaatla ilgili olarak yaptığı tüm harcamalar ve yüklendiği katma değer vergilerinin ayrı hesaplarda izlenmesi gerekir. Genel bütçeye dahil olan kuruma bağışlanacak inşaatla ilgili olarak yüklenilen vergiler, şirketin ticari faaliyeti ile ilgili olmadığından indirim konusu yapılamayacak, ancak bir maliyet unsuru olarak dikkate alınabilecektir.

  1. İndirim Hakkı Tanınan ve Tanınmayan İşlemlerin Birlikte Yapılması:

İndirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemleri birlikte yapılması halinde, kısmi vergi indiriminin hesaplanabilmesi için, öncelikle bir vergilendirme döneminde yapılan toplam satışlar içindeki indirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemlerin oranının bulunması gerekmektedir. Bulunan bu oranların, ilgili dönemde yüklenilen katma değer vergisi ile çarpılarak, indirilecek ve indirilmeyecek katma değer vergisi hesaplanacaktır. Bu şekilde bulunan indirilmeyecek katma değer vergisi tutarı, gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilecektir.

Örneğin, KDV Kanunun 17/4-k maddesi gereğince, organize sanayi bölgeleri veya küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin sadece arsa ve işyeri teslimleri katma değer vergisinden istisnadır. Bu bölge ve sitelerin yaptıkları her türlü hizmetler ile işyeri dışındaki teslimleri ve bölge ve site dışındaki arsa ve işyeri teslimleri, genel hükümler çerçevesinde katma değer vergisine tabi olduğundan, kısmi vergi indirimi kapsamına giren işlemler mevcut bulunmaktadır. Çünkü, bölge ve sitelerin gerçekleştirdiği faaliyetlerde, indirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması söz konusudur. Kısmi vergi indirimine tabi tutulacak tutar, toplam işlem bedeli içindeki orana göre hesaplanacaktır.

Ayrıca, katma değer vergisine tabi olan ve ayrıca Kanunun 13/b (19) ve 17/4-o (20) maddeleri kapsamına giren istisna işlemleri bulunan liman işletmesinin, her bir işlem türüne ait ortak ve direkt KDV yüklenimlerini, indirilecek KDV hesabının ayrı alt hesaplarında izlemesi gerekir. Ortak nitelikteki işlemlere ait KDV yüklenimleri, toplam hasılat içindeki oranlarına göre belirlenecektir.

İşlem türü itibariyle hesaplanan yüklenilen bu vergilerden;

– 13/b maddesi kapsamında yüklenilen vergiler, indirim konusu yapılacak, indirimin mümkün olmaması halinde, Kanunun 32. maddesi gereğince, belirlenen şartlar dahilinde iade edilebilecektir.

– 17/4-o maddesi kapsamında yüklenilen vergiler, indirim konusu yapılmayıp, maliyet veya gider unsuru olarak dikkate alınabilecektir.

– Vergili işlemlere ait yüklenilen vergiler ise indirim konusu yapılacaktır.

  1. Bütün Teslimleri İstisna Kapsamına Giren Mükelleflerin Durum:

Yapmış oldukları mal satışı veya hizmet ifalarının tamamı, KDV Kanunu hükümleri uyarınca kısmi istisna niteliği taşıyan işlemlerden oluşan mükellefler, mal ve hizmet alışlarında yüklendikleri katma değer vergilerini indirim konusu yapamayacaklardır. Ancak, bu vergiler gider veya maliyet olarak dikkate alınabilecektir.

  1. Ortak Genel Giderler İle Amortismanlarda Kısmi Vergi İndirimi:

Kısmi istisna kapsamına giren işlemler ile vergiye tabi işlemleri (yada indirim hakkı tanınan veya tanınmayan işleri) birlikte yapan mükelleflerin, ortak genel giderler ile amortismanlar nedeniyle yüklendikleri vergilerden, indirim konusu yapılacak ve indirilmeyip maliyete eklenecek kısımlarını orantı yoluyla hesaplamaları gerekir.

Buna göre, kısmi istisna kapsamına giren işlemler ile vergiye tabi işlemleri birlikte yürüten mükelleflerin, ortak genel giderler ve Amortismana tabi iktisadi kıymetlerden (ATİK) dolayı yüklendikleri ve kesin olarak ayırımı yapılamayan vergilerden, indirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemlerin toplam işlemler içindeki orana göre tespit etmeleri ve indirim hakkı tanınan işlemlere isabet eden kısmın indirilmesi, indirim konusu tanınmayan işlemlere ait olanını ise maliyete intikal ettirmeleri gerekir.

D- DÜZELTME İŞLEMLERİ:

Mükelleflerin satın aldıkları mal ve hizmetlerin vergiye tabi ve kısmi istisna kapsamındaki işlemlerde kullanılıp kullanılamayacağının önceden bilinmesine imkan yoktur. Bu nedenle, yüklenilen vergilerin tamamı, herhangi bir ayırım yapmaksızın ilgili dönem indirilebilir KDV hesabına intikal ettirilmektedir. Çünkü, katma değer vergisi sisteminde, toplu indirim esası geçerlidir. Buna göre, satın alınan mal ve hizmetlerin katma değer vergisi, bu mal ve hizmetlerin satışı beklenmeden indirim konusu yapılabilmektedir.

Katma değer vergisi önceki dönemlerde indirilen ancak, daha sonra indirime imkan tanınmayan kısmi istisna kapsamındaki işlemlerde kullanılan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin nasıl düzeltileceği önem taşımaktadır.

İndirim konusu yapılıp yapılamayacağı önceden bilinemediği için alımında indirilen katma değer vergisinin, indirilebilir vergi ni­teliğini kaybederek, indirilemeyecek vergiye dönüştüğü dönemde KDV beyannamesinin 30. satırında beyan edilerek “Hesaplanan KDV”ye ilave edilmek suretiyle düzeltilmesi gerekmek­tedir. Bu şekilde beyan edilen vergilerin gider veya maliyet un­suru olarak dikkate alınacaktır. İndirilecek verginin bulunmaması veya yetersiz olması halinde artan kısım, “Fazla ve yersiz hesaplanan vergi” olarak beyan edilecektir. Çünkü, mal ve hizmetlere ait önceki dönemlerde indirilen KDV, kısmi istisna kapsamında teslim edilmesi nedeniyle, KDV Kanunun önceki bölümde açıklanan 30/a maddesi hükmü gereğince indirile­meyecek KDV haline dönüşmektedir.

Yapılacak düzeltme sonucunda aşağıda açıklanan üç durum söz konusu olabilir.

a) İndirilecek verginin Gider Yazılacak Vergiden Fazla Olması:

Kısmı istisna kapsamında vergisiz ve normal vergili satışların bir arada yapılması ve indirilecek verginin gider yazılacak vergiden fazla olması halinde, yüklenilen vergini tamamı indirim konusu yapılacak, vergisiz satışlara ait yüklenilen vergi indirilecek KDV hesabından çıkartılarak, gider hesaplarına intikal ettirilecektir. Bu işlemlerden sonra kalan vergi tutarı, “Sonraki döneme devreden vergi” vergi içinde gösterilerek düzeltme işlemi yapılır.

b) İndirilecek verginin Gider Yazılacak Vergiden Az Olması:

İndirilecek katma değer vergisinin gider yazılacak vergiden az olması, gider yazılacak verginin bir kısminin indirim hakkı olmadığı halde önceki dönemlerde indirilmiş olduğunu gösterir. Bu durumda, indirim hesabından çıkartılarak düzeltilmesi gereken vergiden, önceki dönemlerde indirilen kısmi, “Fazla ve yersiz hesaplanan vergi”, olarak beyan edilir.

c) İndirilecek verginin Mevcut Olmaması:

İndirilecek katma değer vergisinin mevcut olmaması, gider yazılacak verginin tamamının indirim hakkı olmadığı halde önceki dönemlerde indirilmiş olduğunu gösterir. Bu durumda, indirim hesabından çıkartılarak düzeltilmesi gereken verginin tamamı “Fazla ve yersiz hesaplanan vergi”, olarak beyan edilerek düzeltme işlemi yapılır.

III- SONUÇ:

Bir işlem vergisi olan ve nihai tüketiciye kadar bütün safhalarda alınmakta olan katma değer vergisinden, her bir safhada bir önceki safhanın vergisi düşülerek bakiye vergi hazineye intikal ettirilmektedir. Böylece, vergi indirim mekanizmasının bir sonucu olarak, bir mal veya hizmet üzerindeki vergi yükü, mal veya hizmetin nihai tüketiciye intikal ettirildiği bedel ile vergi oranının çarpımı sonucu bulunan vergi tutarı kadar olmaktadır.

Vergi mükelleflerine tanınmış olan vergi indirim hakkının kapsamı ve koşulları, önceki bölümlerde açıklanan KDV kanunun 29 ve 34. maddelerinde belirlenmiştir.

Ayrıca, indirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemleri birlikte yapan mükelleflerin, yüklendikleri katma değer vergilerinden, KDV Kanunun 33. maddesi hükmüne göre, sadece indirim hakkına isabet eden kısmını indirmeleri mümkün bulunmaktadır. Yüklenilen vergilerin indirim hakkı tanınmayan işlemlere isabet eden kısmının ise, aynı Kanunun 30/a maddesi hükmü gereğince indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Satın alınan veya üretilen mal ve hizmetlerin, katma değer vergileri indirildikten sonra indirim hakkı tanınmayan kısmi istisna kapsamındaki işlemlerde kullanılması halinde, önceki dönemlerde indirim konusu yapılan katma değer vergileri, indirilebilir vergi ni­teliğini kaybederek, indirilemeyecek vergi niteliğine dönüştüğü dönemde (kısmi istisna kapsamındaki işlemde kullanıldığı dönemde) KDV Beyannamesinin 30. satırında, “Fazla ve Yersiz Hesaplanan KDV” olarak beyan edilmek suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir.

DİP NOTLAR                                       :

(1) 02.11.1984 tarih ve 18563 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

(2) KDV Kanunun 30. maddesine göre, indirilemeyecek nitelikte olan katma değer vergileri aşağıdaki gibidir.

– Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV,

– Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi,

– Deprem veya sel felaketi nedeniyle zayi olanlar hariç olmak üzere zayi olan mallara ait KDV,

– Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV,

(3) Yurt içi teslim ve hizmetlerde, KDV indirimi için verginin fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesi yeterli olup, ödeme şartı bulunmamaktadır.

(4) 30.11.1984 tarih ve 18591 sayılı Mükerrer Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

(5) 31.12.1987 tarih ve 196ilişkin81sayılı Mükerrer Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

(6) 16.12.1988 tarih ve 20021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

(7) 20.07.1995 tarih ve 22349 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

(8) Tam istisna, KDV Kanunun 32. maddesinde sayılan ve yüklenilen vergilerin indirim ve iadesine imkan sağlayan istisnadır.

(9) Uluslar arası anlaşma, birden fazla ülke arasında ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere imzalanan, hüküm ifade eden ve taraf olan ülkeleri bağlayan metinlerdir.

(10) GVK’ nun 81.maddesine göre, aşağıdaki yazılı hallerde değer artışı kazancı hesaplanmaz ve vergilendirilmez.

Ferdi bir işletmenin sahibinin ölümü halinde, kanuni mirasçılar tarafından işletmenin faaliyetine devam olunması ve mirasçılar tarafından işletmeye dahil iktisadi kıymetlerin kayıtlı değerleriyle (bilanço esasına göre defter tutuluyorsa bilançonun aktif ve pasifiyle bütün halinde) aynen devir alınması.

– Kazancı bilanço esasına göre tespit edilen ferdi bir işletmenin bilançosunun bir sermaye şirketine aktif ve pasifiyle bütün halinde devrolunması, devir alan şirketin bilançosuna aynen geçirilmesi ve devredilen ferdi işletmenin sahip veya sahiplerinin şirketten, devir bilançosuna göre hesaplanan öz sermayesi tutarında ortaklık payı alması (Bu ortaklık payını temsil eden hisse senetlerinin nama yazılı olması şarttır.).

– Kollektif ve adi komandit şirketlerin bu maddenin 2.bendinde yazılı şartlar dahilinde nev’i değiştirerek sermaye şirketi haline dönüşmesi (Kollektif ve adi komandit şirketlerin şekil değiştirerek anonim şirket haline dönüşmesi halinde şekil değiştiren kollektif ve adi komandit şirketlerin ortaklarının anonim şirketteki ortaklık paylarını gösteren hisse senetlerinin nama yazılı olması şarttır.).

(11) Birleşme, bir veya daha fazla kurumun diğer bir kurumla birleşmesi ve birleşen kurumlar yönünden birleşme karı için tasfiye hükümlerinin geçerli olmasıdır. Devir, birleşmenin özel bir türü olup,  tam mükellefler açısından kayıtlı değer üzerinden ve kül halinde devralma suretiyle gerçekleştirilen işlemlerdir. Tam Bölünme, tam mükellef bir sermaye şirketinin tasfiyesiz olarak infisah etmek suretiyle bütün mal varlığını, alacaklarını ve borçlarını kayıtlı değerleri üzerinden mevcut veya yeni kurulacak iki veya daha fazla tam mükellef sermaye şirketine devredilmesidir.  Kısmi Bölünme ise, tam mükellef bir sermaye şirketi veya sermaye şirketi niteliğindeki yabancı bir kurumun Türkiye’deki işyeri ya da daimi temsilcisinin bilançosunda yer alan taşınmazlar ile bilançoda yer alan ve en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçının mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine kayıtlı değerleri üzerinden ayni sermaye olarak konulmasıdır.

(12) Kısmi istisna, yüklenilen vergilerin indirimi ve iadesine imkan tanımayan ve işin mahiyetine göre maliyet veya gider unsuru olarak dikkate alınmasını öngören istisnadır.

(13) Mezkur madde hükmüne göre, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV ile, mükellefçe indirilebilecek KDV gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmemektedir. Dolayısıyla, indirilemeyen KDV gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmektedir.

(14) Belirtilen maddede gümrük vergisinden muaf olan eşyalar sayılmıştır. Ancak, maddenin parantez içi hükmü gereğince,

5/a) Kanuni ikametgahlarını Türkiye Gümrük Bölgesine nakleden gerçek kişilere ait alındığı tarihte üç yaşından büyük olmayan kullanılmış motorlu veya motorsuz özel kara nakil vasıtaları,

  1. Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu yararına çalışan dernekler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar tarafından ticari gaye güdülmemek ve kuruluş amaçları doğrultusunda kullanılmak üzere ithal edilen eşyadan;

a) Eğitim, bilim ve kültürel amaçlı eşya ile bilimsel alet ve cihazlar,

b) Tıbbi teşhis, tedavi ve araştırma yapılmasına mahsus alet ve cihazlar,

c) Bilimsel araştırma amacına yönelik hayvanlar ile biyolojik veya kimyasal maddeler,

d) İnsan kaynaklı tedavi edici maddeler ile kan gruplama ve doku tipi ayırma belirteçleri,

e) İlaç özelliği olan ürünlerin kalite kontrolü amacına yönelik maddelerin ithali, katma değer vergisine tabidir.

(15) Geçici ithalat, yurt dışındaki bir malın millileştirilmeksizin, kiralama geçici kullanım işlemine tabi tutma gibi amaçlarla (Tekrar yurt dışına çıkarılmak üzere) Türkiye’ ye getirilmesi işlemi olup, bu işlemlerde gümrük vergisi aranmakla birlikte, malın tekrar yurt dışı edilmemesi ihtimaline karşılık tedbir olarak KDV ve diğer gümrük vergileri hesaplanıp teminata bağlanmaktadır. Hariçte işleme rejimi: serbest dolaşımdaki eşyanın, hariçte işleme faaliyetine tabi tutulmak üzere, Türk Gümrük Bölgesinden geçici olarak ihracı ve bu faaliyetler sonucunda elde edilen ürünlerin ithalat vergisinden tam ve kısmı muafiyet suretiyle yeniden serbest dolaşıma girişine ilişkin hükümlerin uygulandığı rejimdir. Hariçte işleme rejiminde, işlenmek üzere eşya geçici olarak ihraç edilmekte ve dışarıda belli bir işleme tabi tutulduktan sonra elde edilen ürün tekrar Türkiye’ye gelmekte olup, bu girişte gümrük vergisi ve katma değer vergisi ödenmemektedir. Geri gelen eşya: İhraç edilmiş olan eşyanın alıcı tarafından kabul edilmemesi veya herhangi bir nedenle tekrar Türkiye’ye gelmesidir. Geri gelen eşya, ithalat işlemine tabi tutulmakla birlikte gerçekte bu işlemin, yapılan ihracatın iptali niteliğinde olması nedeniyle, belli şartlar dahilinde katma değer vergisi aranmamaktadır.

(16) Transit rejim: İthalat vergileri ile ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmayan, serbest dolaşıma girmemiş eşya ile ihracatla ilgili gümrük işlemleri tamamlanmış eşyanın gümrük gözetimi altında, Türk Gümrük Bölgesi içinde bir noktadan diğerine taşınmasıdır. Gümrük antreposu: Gümrük gözetimi altında bulunan eşyanın konulması amacıyla kurulan ve kuruluşunda aranılacak koşulları ve nitelikleri yönetmelik ile belirlenen ve henüz vergi ve resimleri ödenmemiş ticari eşyanın konulduğu yerlerdir. Geçici depolama yerleri: İthal edilen veya ihraç edilecek eşyanın gümrüğe sunulmasından sonra, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutuluncaya kadar gümrük idarelerince uygun görülmüş ve belirlenen koşullarda geçici olarak depolandığı yerlerdir. Serbest bölgeler: Ülkenin egemenlik sınırları içinde olmakla beraber, gümrük sınırları dışında kabul edilen, ülkede geçerli mali, ticari ve ekonomik düzenlemelerin kısmen veya tamamen dışında tutulan ticaret ve üretim bölgeleridir. Serbest bölgeler, ihracat, yatırım ve üretimi arttırmak, yabancı sermaye ve teknoloji girişini hızlandırmak, ekonominin girdi ihtiyacını ucuz ve düzenli şekilde temin etmek, dış finansman ve ticaret imkanlarından yararlanmak amacıyla kurulmaktadır.

(17) 9 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin 1. bölümünde, net alan deyiminin, konut içerisinde duvarlar arasında kalan temiz alan olarak tanımlanan faydalı alanı ifade ettiği açıklanmıştır.

(18) Mezkur madde hükmüne göre, bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde KDV matrahı, işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücretidir.   Emsal bedeli ve emsal ücreti Vergi Usul Kanunu hükümlerine  göre tespit olunur. KDV uygulaması bakımından emsal bedelin tayininde genel idare giderleri ve genel giderlerden mamule düşen hissenin bedele katılması mecburidir.

(19)  Mezkur madde hükmü, deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlerde uygulanan katma değer vergisi istisnasına yöneliktir.

(20) Mezkur madde hükmüne göre, gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda; ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri ile vergisiz satış yapılan işyerlerinin ve bu işyerlerine ait depo ve ardiye gibi bağımsız birimlerin kiralanması katma değer vergisinden istisnadır.

YARARLANILAN KAYNAKLAR:

– KDV Kanunu, Genel Tebliğleri ve Sirküleri,

– Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği

– KDV Kanunu ve Uygulaması, Şükrü KIZILOT

– KDV-5 E Kitap, Mehmet MAÇ

Exit mobile version