Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Tasfiye Halindeki Mimarlık Şirketinin Proje Hazırlamaya Devam Edip Edemeyeceği

Tasfiye Proje Hazırlamaya Devam Edip Edemeyeceği

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı: 4.35.16.01-176300-82

Tarih: 11/04/2011

Konu:  Tasfiye halindeki mimarlık şirketinin proje hazırlamaya devam edip edemeyeceği, yarım kalan projelerin tamamlanıp tamamlanamayacağı hakkında.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; mimarlık hizmeti veren Şirketinizde tasfiye süreci boyunca mimarlık hizmetine devam edilip edilemeyeceği ile bu süreçte proje çizmelerinde ya da yarım kalan projelerin tamamlanmasında Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi Kanunu yönünden tereddüt oluştuğundan Başkanlığımız görüşü istenilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden:

Bilindiği üzere; Türk Ticaret Kanununda tasfiye, tüzel kişiliği haiz şirketlerin fesih ve infisahı üzerine, şirket mevcutlarının, alacaklarının ve borçlarının tayin ve tespiti ile alacaklarının tahsil, mevcutların nakde tahvil edilerek, kanun ve ana sözleşme hükümlerine göre dağıtılmasını temin eden muameleler olarak tanımlanmış; öte yandan, Türk Ticaret Kanununun “Tasfiyenin Gayesi” başlıklı 230 uncu maddesinde de; “Tasfiye memurları, şirketin devamı zamanında başlanmış olup da henüz neticelendirilmemiş olan iş ve muameleleri tamamlamaya, şirketin borç ve taahhütlerini yerine getirmeye, şirketin alacaklarını tahsile ve mevcut mallarını paraya çevirmeye kısaca, safi mevcudu elde etmeye yarıyan bütün iş ve muameleleri yapmaya mecburdurlar.” hükmü yer almaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Tasfiye” başlıklı 17 nci maddesinin birinci fıkrasında;

“(1) Tasfiye dönemi: Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olur.

a) Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer. Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.

b) Tasfiyenin başladığı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiyeye girdiği tarihten başlar ve tasfiyenin  bittiği tarihe kadar devam eder.

d) Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçer. Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri, tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başından itibaren başlar.”

hükümleri yer almıştır.

Diğer taraftan, anılan Kanunun “Kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı” başlıklı 32 nci maddesinin ikinci fıkrasında, kurumlar vergisi mükelleflerince cari vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre ve câri dönemin kurumlar vergisi oranında geçici vergi ödenir hükmüne yer verilmiştir.

Konu ile ilgili olarak 217 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “4.10. İşi Bırakan veya Tasfiyeye Giren Mükellefler” başlıklı bölümünün dördüncü paragrafında, “Tasfiye döneminde, şirket varlıklarının paraya çevrilmesi, alacaklarının tahsili, borçların ödenmesi ve artan kısmın paylaşılması esastır. Bu nedenle, tasfiyeye giren kurumlar, tasfiye döneminde geçici vergi ödemeyeceklerdir. Bununla birlikte, kurumlar tasfiye ile ilgili faaliyetleri dışında ticari faaliyette bulunmaları veya tasfiyeden vazgeçmeleri halinde, bu tarihten itibaren geçici vergi mükellefiyeti doğacaktır.” açıklamasına yer verilmiştir.

Buna göre; Şirketinizin yarım kalan projelerinin bitirilmesi işlemleri, tasfiyenin sonuçlandırılması amacına yönelik olduğundan tasfiye dışı faaliyet kapsamında değerlendirilmeyecektir.

Ancak, Şirketiniz tasfiye sürecinin herhangi bir aşamasında tasfiye faaliyetleri dışında ticari faaliyette (yeni proje çizimi gibi) bulunması halinde, bu durumun meydana geldiği tarihten itibaren tasfiye hükümlerinin uygulanmayacağı ve söz konusu tarihi kapsayan geçici  vergilendirme dönemi başından itibaren de geçici vergi mükellefiyeti doğacağı tabiidir.

Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesi ile, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, tasfiye halindeki Şirketinizin mal teslimleri ve hizmet ifaları KDV Kanununun 1/1 maddesine istinaden katma değer vergisine tabi bulunmakta olup; Şirketinizin KDV beyannamelerini vermesi ve vergi ile ilgili işlemlerini yerine getirmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Vergi Dairesi Başkanı a.

Grup Müdürü Y.

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Exit mobile version