Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

İhracat Bedellerinin Tahsilatında Tevsik Zorunluluğu

İhracat Bedellerinin Tahsilatında Tevsik Zorunluluğu

Emrah AYGÜL
Yeminli Mali Müşavir
emrahaygul@yahoo.com

Giriş

Bilindiği üzere ihracat bedeli;

– Bankalar aracılığıyla havale şeklinde,

– İthalatçı, ihracatçı veya bunlar adına hareket ettiğini beyan eden Türkiye’de veya dışarıda yerleşik üçüncü kişilerce efektif olarak,

– İthalatçı, ihracatçı veya bunlar adına hareket ettiğini beyan eden Türkiye’de veya dışarıda yerleşik üçüncü kişilerce çek olarak,

– Kredi kartı ile

tahsil edilebilmektedir.

Yine efektif olarak getirilen ihracat bedelinin yurt dışından getirildiğinin tespiti gümrük müdürlüklerince onaylı Nakit Beyan Formu (NBF) ile belgelenebilmektedir.[1]

Türk Parası Kıymetini Koruma hakkında 32 sayılı Kararda 2008 yılı başlarında yapılan değişiklikle  ihracat bedellerinin tasarrufu serbest bırakılarak, Kambiyo mevzuatı açısından ihracat bedellerinin belirli sürede Türkiye’ye getirilerek bunun belgelendirilmesi zorunluluğu kaldırılmıştır. Ancak düzenleme Kambiyo mevzuatına ilişkin olduğundan yurtdışından olan alacaklarla ilgili vergi mevzuatında  yer alan (üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki –transfer fiyatlandırması yolu ile örtülü kazanç dağıtımı- dövizli alacakların değerlemesi vb) düzenlemeleri etkilememektedir.

Nitekim halen ihracat bedeline ait dövizin Türkiye’ye getirilmesi ve bu durumu tevsik eden Döviz Alım Belgesinin (DAB) ibrazı; 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (K) bölümü uyarınca hizmet ihracı istisnasının, 61 ve 84 Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri uyarınca da “Türkiye’de İkamet Etmeyenlerle Döviz Karşılığı Satışlarda KDV İhracat istisnası” (Bavul Ticareti) ile bu kapsamda faaliyette bulunanlara “ihraç kaydıyla teslim” uygulamasının bir şartıdır.

Dolayısıyla, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Kararda yapılan değişikliğin, yukarıda belirtilen işlemlerde KDV ihracat istisnası ve tecil-terkin uygulaması bakımından bir etkisi bulunmamaktadır.[2]

Yine DAB’ın düzenlenmesi için yurtdışından gelen paranın belgelendirilmesine ilişkin Kambiyo mevzuatından kaynaklanan kimi şartların mevcut olduğu da bilinmelidir.

İhracat bedelinin tahsilatına ilişkin genel hükümler yukarıda özetlenmiştir. Ancak bu düzenlemeler dışında da Maliye Bakanlığının yayımladığı VUK Genel Tebliğleri ile tahsilatın belgelendirilmesine ilişkin genel düzenlemeler vardır.

Vergi Usul Kanununun 257/2. maddesinde Maliye Bakanlığı, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirmeye ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirlemeye yetkili kılınmıştır.

Maliye Bakanlığı söz konusu yetkisini kullanarak 320, 323, 324 ve 332 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerini yayımlamıştır. Söz konusu tebliğlerde, mükelleflerin ticari işlemleri ile nihai tüketicilerden mal ve hizmet bedeli olarak yapacakları 8.000 Türk Lirasını aşan tahsilat ve ödemelerin banka, özel finans kurumları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracılığıyla yapılması gerektiği ve buna ilişkin düzenlemelerin neler olduğu açıklanmıştır.

Bu yazımızda söz konusu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri çerçevesinde ihracat bedellerinin tahsilatı durumuna değineceğiz.

  1. Tevsik Zorunluluğunun Kapsamı

323 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca, tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğu kapsamına; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler, defter tutmak zorunda olan çiftçiler, serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafın kendi aralarında yapacakları ticari işlemleri ile nihai tüketicilerden (Türkiye’de mukim olmayan yabancılar hariç) mal veya hizmet bedeli olarak yapacakları tahsilat ve ödemeleri girmektedir.

Yine 324 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca, işletmelerin kendi ortakları ile diğer gerçek ve tüzel kişilerle olan ve herhangi bir ticari içeriği olmayan nakit hareketlerinde işlem tutarı 8.000 Türk Lirasını aşıyor ise bunlar da tevsik kapsamında olacağından banka, özel finans kurumları veya PTT aracılığıyla tahsilat ve ödemeler yapılacaktır.

  1. Tevsik Zorunluluğu Olmayan Ödeme ve Tahsilatlar

1- Tevsik zorunluluğu kapsamına giren kişiler ile nihai tüketicilerin genel ve katma bütçeli idareler ile döner sermaye işletmelerine yapacakları ödeme veya tahsilat işlemleri,

2- a.Sermaye piyasası aracı kurumlarında,

  1. Yetkili döviz müesseselerinde,
  2. Noterlerde,
  3. Tapu idarelerinde yapılan işlemlere konu ödeme ve tahsilatlar,

3- Genel ve Katma Bütçeli İdareler, İl Özel İdareleri, Belediyeler ile bunların teşkil ettikleri birlikler, Kanunla kurulan diğer kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan ve işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşlar veya bunlara ait veya tabi diğer müesseseler tarafından yapılan ihale işlemlerine ilişkin yatırılması gereken teminat tutarları,

belirtilen limiti aşsa bile bunlara ilişkin ödeme ve tahsilatların; banka, özel finans kurumları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracı kılınarak yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır.

  1. İhracat Bedeli Olarak Yapılan Tahsilâtlar

Uygulamada yabancıların gerek mal almak gerekse de bağlantı yapmak için, yanlarında yurda soktukları dövizleri yerli işletmelere verdikleri görülmektedir. Özelikle Orta Doğuya yapılan ihracatlarda bu ödeme şekli oldukça yaygındır. Nitekim nakit beyan formu  ile yurda sokulan nakitlerde bir sınırlama mevcut değildir.

Ancak söz konusu tahsilatın tevsik zorunluluğu (banka, özel finans kurumları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracı kılınarak yapılması) kapsamına  girip girmediği tereddüt konusu edilmektedir.

Öncelikle hangi kişilerden yapılan tahsilatların tevsik zorunluluğu kapsamına girdiğini tekrar hatırlayalım.

– Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler, defter tutmak zorunda olan çiftçiler, serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafın kendi aralarında yapacakları tahsilatlar,

– Nihai tüketicilerden yapılacak tahsilatlar (Türkiye’de mukim olmayan yabancılar hariç),

– İşletmelerin kendi ortakları ile diğer gerçek ve tüzel kişilerle olan ve herhangi bir ticari içeriği olmayan tahsilatlar.

Türkiye’den alacağı mallar karşılığında, yanında yurda döviz getiren kişi,  yukarıda sayılan her üç maddeye de girmemektedir. Çünkü;

– Türkiye’de birinci ve ikinci sınıf tüccar, kazancı basit usulde tespit edilen ticaret erbabı, defter tutmak zorunda olan çiftçi, serbest meslek erbabı veya vergiden muaf esnaf değildir.

– Yaptığı ödeme tamamen ticaridir.

  1. Konuya İlişkin Ankara Vergi Dairesinin Görüşü

Ankara Vergi Dairesi benzer bir konu için verdiği özelgede, mükelleflerin muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğu kapsamında ihracat bedellerinin tahsilatına ilişkin olarak Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257. maddesinde yer alan yetki çerçevesinde herhangi bir düzenleme yapılmadığını belirtmiştir. Dolayısı ile Gelir İdaresinin görüşüne göre de tevsik zorunluluğuna ilişkin düzenlemeler ihracat bedelleri için geçerli değildir.

“T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

SayıB.07.1.GİB.4.06.18.02-32mük257-7932-248

Tarih25/04/2011

KonuYurt dışından getirilecek olan ihracat ödemelerinin banka kanalı ile yapılması zorunluluğu hk.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden; … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi numaralı mükellefi olduğunuz belirtilerek, ……………’a yapacağınız ihracat karşılığı alınan döviz bedelinin, banka kanalı ile yapılmasının mümkün olmadığı durumlarda, nakit olarak gümrükten geçerken bir deklerasyon tutanağına bağlanması işleminin geçerli olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşüne müracaat edildiği anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun “İspat Edici Kağıtlar” başlıklı 227 nci maddesinin birinci fıkrasında “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almaktadır.

Mezkur Kanunun Mükerrer 257 nci maddesi ile mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, özel finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme hususlarında Bakanlığımıza yetki verilmiştir. Bu yetkiye dayanılarak tahsilat ve ödemelerin banka, özel finans kurumları veya posta idarelerince belgelerle tevsikine ilişkin açıklamalara 320, 323, 324, 332 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yer verilmiştir.

Bahsi geçen tebliğlerde yer alan açıklamalar doğrultusunda, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler, defter tutmak zorunda olan çiftçiler, serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafın kendi aralarında yapacakları ticari işlemleri ile nihai tüketicilerden (Türkiye’de mukim olmayan yabancılar hariç) mal veya hizmet bedeli olarak yapacakları 8.000 Türk Lirasını aşan tahsilat ve ödemelerinin banka, özel finans kurumları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü (PTT) aracı kılınarak yapılması ve bu kurumlarca düzenlenen dekont veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsiki zorunlu bulunmaktadır. Aynı Tebliğlerde tevsik zorunluluğu olmayan ödeme ve tahsilatlar konusunda düzenlemelere de yer verilmiştir.

Yukarıda yer verildiği üzere, mükelleflerin muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğu kapsamında ihracat bedellerinin tahsilatına ilişkin olarak Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257 nci maddesinde yer alan yetki çerçevesinde herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.”

  1. Sonuç

İhracat bedellerinin yurda nakit olarak getirilmesi mümkün olup, bunların tahsilatının banka, özel finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik edilmesinin zorunlu olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak döviz alım belgesi düzenlenmesi gerekmeyen hallerde dahi (hizmet ihracı ve özel faturalı satışlar dışındaki ihracatlarda), nakdin Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden nakit beyan formunun düzenlenmesinin sağlanması ve bu belgenin muhafazası uygun olacaktır.

Hazine Müsteşarlığı Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğünün 23.07.2009 Tarihli İhracat ve İthalat Genelgesi

KDV Kanunu İç Genelgesi Sıra No:2008/2

Exit mobile version