Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Siyasi Partilere Kiralanan Gayrimenkuller

Siyasi Partilere Kiralanan Gayrimenkuller

Dr. Elif CENKERİ
elifcenkeri@hotmail.com

GİRİŞ

“Siyasi Partilere Kiralanan Gayrimenkuller” başlıklı çalışmanın ilk bölümünde; kamu yararına çalışan dernek olarak dikkate alınmayacak tüzel kişiliğe sahip siyasi partilerin[2] gelir ve kaynaklarına ilişkin yapılan açıklamaları takiben, siyasi partilere yönelik ticari faaliyet, kredi ve borç alma yasağına değinilmektedir. Çalışmanın ilerleyen kısmında; siyasi parti bina ve merkezlerinin kiralanması hususunda; gerçek kişilerden yapılan kiralamalar ile ticari işletmeye dahil gayrimenkullerin kiralanması ayrımına gidilerek konu irdelenmeye çalışılmaktadır.

SİYASİ PARTİ GELİRLERİ

Siyasi partilerin gelir ve kaynakları; üyelerden alınacak giriş aidatı ile üyelik aidatı, partili milletvekillerinden alınacak milletvekilliği aidatı, milletvekili, belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği ve il genel meclis üyeliği aday adaylarından alınacak  özel aidat, parti bayrağı, flaması, rozeti ve benzeri rumuzların satışından sağlanacak gelirler, parti yayınlarının satış bedelleri, üye kimlik kartlarının ve parti defter, makbuz ve kağıtların sağlanması karşılığında alınacak paralar, partice tertiplenen balo, eğlence ve konser faaliyetlerinden sağlanacak gelirler, parti mal varlığından elde edilecek gelirler, partiye yapılan bağışlar, devlet tarafından yapılan yardımlardır. Parti mal varlığından elde edilen gelirler hariç olmak üzere, diğer bentlerde yazılı kaynaklardan elde edilen gelirlerden vergi, resim ve harç alınmaz[3].

Siyasi partilere ilişkin “Ticari Faaliyet, Kredi ve Borç Alma Yasağı” başlıklı Siyasi Partiler Kanunu’nun 67’nci maddesi uyarınca; siyasi partiler ticari faaliyet gerçekleştiremez, kredi ya da borç alamazlar. Ancak, ihtiyaçlarını karşılamak üzere ilgili Kanun uyarınca bağış yapmalarına izin verilen gerçek ve tüzel kişilerden kredili veya ipotek karşılığı mal satın alabilirler.

Siyasi partilerin hesapları bilanço esasına uyarınca düzenlenir[4]. Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Söz konusu dönem zarfında, sahip veya sahipler tarafından işletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir; işletmeden çekilen değerler ise farka eklenir. Bu bağlamda, ticari kazancın belirlenmesinde Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile ilgili Kanun’un 40’ıncı maddesinde düzenlenen indirilecek giderler ve 41’inci maddesi uyarınca gider olarak kabul edilmeyen ödemeler hükümlerine uyulması icap etmektedir. Bahse konu düzenleme siyasi partiler açısından değerlendirilecek olursa; ticari kazanç elde etmeleri mümkün olmayan siyasi partilerin bilanço usulüne uygun olarak defter tutmalarının, ACINÖROĞLU tarafından da ifade edildiği üzere; ilgili partilerin aktif ve pasiflerindeki, değer değişimlerini izleme amaçlı bir düzenleme olduğu belirtilebilir.

PARTİ BİNA VE MERKEZLERİNİN KİRALANMASI

3.1. Gerçek Kişilerden Yapılan Kiralamalar

Konuya ilişkin Gelir Vergisi Kanunu’nun ilgili madde hükmü uyarınca; “kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar”. GVK’nun ilgili maddesinin 5/a bendinde düzenlendiği üzere; 70 inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden, %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılmasının gerekliliği hüküm altına alınmaktadır. Diğer bir ifadeyle, madde hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere; siyasi partiler tarafından gerçek kişi bina maliklerinden kiralanan gayrimenkullerin kira bedellerinin gayrisafi tutarı üzerinden %20 oranında gelir vergisi kesintisi yapılması icap etmektedir[8].

3.2. Ticari İşletmeye Dahil Gayrimenkullerin Kiralanması

Bir ticari işletmenin aktifinde kayıtlı bir binanın siyasi partilere kiralanması durumunda ise; kiraya veren işletmenin ticari faaliyeti neticesinde elde ettiği kazanç ticari kazanç[9] niteliği taşıyacaktır. Bu itibarla, kiralamanın bir ticari işletme tarafından yapılması halinde siyasi partilere fatura düzenlenmesi icap edeceğinden; böylesi bir durumda gelir vergisi tevkifatı söz konusu olmayacaktır.

SONUÇ

Çalışmada belirtildiği üzere; tüzel kişiliğe haiz siyasi partilerin kiraladıkları gayrimenkullere ödedikleri kira bedelleri üzerinden; gerçek kişilerden yapılan kiralamalarda gelir vergisi kesintisi yapmaları; ticari işletmenin aktifinde kayıtlı bir bina ya da gayrimenkulün kiralanması durumunda ise; ticari işletme tarafından siyasi partilere fatura düzenlenmesi icap etmektedir.

KAYNAKÇA

– 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, RGT: 10/01/1961, RGS:10703 – 10705.

– 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, RGT: 06/01/1961, RGS:10700.

*Araş. Gör. Dr., İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi, Maliye Bölümü, Mali Hukuk Ana Bilim Dalı- ecenkeri@istanbul.edu.tr

Siyasi partilerin kamu yararına dernek sayılamayacağı Siyasi Partiler Kanunu’nun 34’üncü maddesinde hüküm altına alınmaktadır. İlgili madde hükmü uyarınca; “22 Kasım 1972 tarihli ve 1630 sayılı Dernekler Kanunu’nun kamu yararına çalışan dernek sayılma hükümleri siyasî partiler hakkında uygulanmaz”.

Siyasi partilere ilişkin tanım 2820 sayılı SPK’nun 3’üncü maddesinde düzenlenmektedir. İlgili madde hükmü uyarınca;  “siyasi partiler, Anayasa ve kanunlara uygun olarak; milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır”. Bkz. 2820 sayılı Kanun RGT: 24/4/1983, Sayı: 18027. (Çevrimiçi) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=1.5.2820&sourceXmlSearch=&MevzuatIliski. (12/12/2011).

Konuya ilişkin bkz. Özelge Tarihi: 20/3/2009; Özelge Sayısı: 176200-ÖZ/1214-2397. (Çevrimiçi) http://ozelge. izmirvdb.gov.tr/OzelgeExport.aspx?type=print&id=2792 (12 Aralık 2011).

Ticari kazanç; “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır. Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı kazançlar ticari kazanç sayılır:

1.Maden, taş ve kireç ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri ile tuğla ve kiremit harmanlarının işletilmesinden;

2. Coberlik işlerinden;

3.Özel okul ve hastanelerle benzeri yerlerin işletilmesinden;

4.Gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden;

5.Kendi nam ve hesaplarına menkul kıymet alım-satımı ile devamlı olarak uğraşanların bu faaliyetlerinden;

6.Satın alınan veya trampa suretiyle iktisap olunan arazinin iktisap tarihinden itibaren 5 yıl içinde parsellenerek bu müddet içinde veya daha sonraki yıllarda kısmen veya tamamen satılmasından; elde edilen kazançlar.

7.Diş protezciliğinden elde edilen kazançlar”. Bkz. GVK m. 37.

Exit mobile version