Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Telif Haklarının Vergilendirilmesi II – Muharrem ÖZDEMİR, YMM

Telif Haklarının Vergilendirilmesi

Muharrem ÖZDEMİR
Yeminli Mali Müşavir
m.ozdemir@vdd.com.tr

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink”]
Telif Haklarının Vergilendirilmesi I İçin Tıklayınız
[/vc_message][vc_column_text]

1- Telif Hakları ve Diğer Gelir Unsurları ile İlişkisi

1.1.Telif Hakları ve Serbest Meslek İlişkisi

Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancı olarak belirlenmiş ve serbest meslek faaliyeti de “sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın, şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır” şeklinde tanımlanmıştır.

Bu tanımdan anlaşılacağı üzere bir faaliyetin serbest meslek faaliyeti olup olmadığı, faaliyetin; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanması, bir işverene bağlı olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması, devamlı olması, unsurlarını taşıyıp taşımadığına bağlı bulunmaktadır. Bu unsurlar, bir taraftan serbest meslek kazancı ile ticari kazanç, öte yandan serbest meslek kazancı ile ücret ilişkisinin sınırlarını belirlemektedir. Ayrıca, faaliyetin devamlı olması özelliği de serbest meslek faaliyetini, arızi olarak yapılan serbest meslek faaliyetinden ayırmaktadır.

Diğer taraftan söz konusu maddede serbest meslek faaliyetinin yanında başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılmasının bu vasfı değiştirmeyeceği belirlenmiştir. Dolayısıyla serbest meslek erbabı olan bir kimse aynı zamanda ticari kazanç sahibi veya ücretli de olabilir. Bu durum onun serbest meslek erbabı olma niteliğini değiştirmez. Aynı şekilde, serbest meslek faaliyetinin arızi olarak yapılması halinde de, mükellefin katma değer vergisi ve geçici vergi yükümlülüğü bulunmadığı gibi defter tutma ve makbuz düzenleme zorunluluğu da söz konusu değildir. Faaliyetin sürekli olması halinde ise vergisel ödevlerin bütününü yerine getirilmesi gerekmektedir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci maddesi “Serbest Meslek Kazançlarında İstisnalar” başlığını taşımaktadır.  Bu nedenle Telif Hakları İstisnası serbest meslek erbabı sanatçılara tanınan bir vergisel kolaylıktır. Bu kolaylıklardan ücretli olarak çalışan sanatçılar ve ticari mahiyette sanat icra edenler yararlanamayacaktır.

Örneğin; Üniversitede kadrolu öğretim görevlisi olarak çalışan hattat Bay (A) 2012 yılında bir heykeltıraş arkadaşının sahip olduğu atölyede zaman zaman heykel yapmak ve bunları satarak 5.000 TL gelir elde etmiştir. Bay (A)’nın arızi olarak gerçekleştirdiği heykeltraşlık faaliyeti Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde sayılan faaliyetlerden olduğundan, bu faaliyetinden elde ettiği hâsılata istisna uygulanacaktır.

Örneğin; Üniversitede kadrolu öğretim görevlisi olarak çalışan Bay (A), aynı zamanda Moda dergisinde moda üzerine yazılar yazmakta ve aylık 1.000 TL gelir elde etmektedir. Bay (A)’nın Moda dergisinde müellif olarak elde ettiği gelir ücret olarak vergiye tabi tutulacak, serbest meslek kazancı ile ilgili herhangi bir yükümlülüğü olmayacaktır. Elde ettiği ücret geliri Gelir Vergisi Kanununun ücretlerin vergilendirilmesiyle ilgili hükümleri çerçevesinde vergilendirileceğinden Telif Hakları İstisnasından yararlanma imkânı bulunmamaktadır.

Örneğin; Ticari faaliyet sonucu elde edilen gelir, ticari kazanç olarak vergilendirileceğinden serbest meslek kazançları ile ilgili 18 inci madde de yer alan istisna kapsamında düşünülerek gelir vergisinden istisna edilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla telif hakları istisnası münhasıran serbest meslek erbabına ve serbest meslek kazançları için tanınan bir haktır.[1]

1.2. Telif Hakları ve Ücret İlişkisi

Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere gerek ücret gerek serbest meslek kazancı emeğe dayanan gelir unsurlarıdır. Serbest meslek kazançlarında emek; bir işverene tabi olmaksızın, şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına değerlendirilmektedir. Bir işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışılması halinde ise elde edilen gelir ücrettir.

Uygulamada bazı durumlarda ücret ile serbest meslek kazancının ayırımında zorluklarla karşılaşılmaktadır. Bu durumda yukarıda da belirtildiği gibi esas alınacak en önemli ölçüt; iş yerine bağlılık ve işverene tabiliktir. İş yerine bağlılıktan maksat; kendisine ait olmayan bir organizasyonun işyerinde çalışılmasıdır. İşverene tabilikten maksat ise; işverenin hizmetli üzerinde hiyerarşik bir kontrol ve yaptırım uygulama hakkının bulunup bulunmamasıdır. Bu unsurların bulunmaması halinde, gelir vergisi açısından işverene tabi olarak işveren-hizmetli ilişkisinden bahsedilemez.

Ücret- serbest meslek kazancı ayırımının önemi, vergilendirme ile ilgili ödevlerin yerine getirilmesinde ortaya çıkmaktadır. Zira, serbest meslek faaliyetinin bir hizmet akdi kapsamında bir işverene tabi ve bir işyerine bağlı olarak sürdürülmesi halinde elde edilen gelir ücret olarak vergilendirileceğinden, bu durumdaki bir mükellefin defter tutma, makbuz düzenleme, katma değer vergisi ve geçici vergi yükümlülükleri söz konusu olmayacaktır. Gelir vergisi beyannamesi verme yükümlülüğü ise, Gelir Vergisi Kanununun ücretlerin vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin gerektirdiği koşullarda doğabilecektir.

Söz konusu telif hakları kapsamındaki faaliyetin bir işverene tabi ve ona bağlı olarak yapılması halinde, elde edilen gelirin Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri uyarınca ücret olarak gelir vergisine tabi tutulması gerekir ki telif hakları istisnasından yararlanması mümkün değildir.

Örneğin; Bay (C), bir televizyon kanalında işverene bağlı olarak günün yorumunu yapmakta, ayrıca üç ayrı gazetede işverene tabi olmaksızın, şahsi sorumluluğu altında kendi nam ve hesabına haftalık köşe yazıları yazmaktadır. Bay (C)’nin televizyon kanalından elde ettiği gelir ücret niteliğinde olduğundan Gelir Vergisi Kanununun ücretlerin vergilendirilmesiyle ilgili hükümleri çerçevesinde vergilendirilecek olup Telif Hakları İstisnasından yararlanması mümkün değildir.

Bay (C), gazetelerdeki söz konusu yazı yazma faaliyeti mutad serbest meslek faaliyeti olduğundan, serbest meslek erbabının yerine getirmesi gereken yükümlülükleri yerine getirecektir. Bununla birlikte Bay (C), söz konusu faaliyeti Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamında bulunduğundan, istisnadan yararlanacaktır.

1.3.Telif Hakları ve Gayrimenkul Sermaye İradı İlişkisi

İhtira Beratı (patent) ve Telif Haklarının mucitleri, müellifleri veya kanuni mirasçıları tarafından kiraya verilmesi serbest meslek kazancı, bunların dışındaki kimseler tarafından kiraya verilmesi, gayrimenkul sermaye iradıdır. (GVK Md.70/5-6)

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 3/f fıkrasına göre, Gelir Vergisi Kanunu’nun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işleminin Katma Değer Vergisinin konusuna girdiği, aynı Kanunu’nun 17/4-d maddesine göre de, iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işleminin KDV istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.

Bu bilgiler ışığında Telif ve ihtira beratlarının mucitleri, müellifleri veya kanuni mirasçıları dışında kiraya verilmesi halinde elde edilen gelir gayrimenkul sermaye iradı olarak vergilendirilmesi ve Telif Hakları İstisnasından yararlandırılmaması gerekmektedir. Bunun yanında mal ve hakların kiralanması işleminin Katma Değer Vergisine tabi olduğu düşünüldüğünde telif hakları ve ihtira beratlarının kiralanması işleminde KDV’ye tabi olacağı ayrıca unutulmamalıdır.

1.4.Telif Hakları ve Değer Artış Kazancı İlişkisi

Telif Haklarının ve ihtira beratlarının müellifleri, mucitleri ve bunların kanuni mirasçıları dışında kalan kimseler tarafından elden çıkarılmasından doğan kazançlar Değer artış kazancı olarak vergilendirilecektir. (GVK Mükerrer Md.80/4)

Örneğin; Kitap yazarı Murathan ACAR, 2012 yılında “AŞK” adlı kitabı kaleme almış olup telif bedeli karşılığında NİL yayınevine satmış olup 100.000 TL’lik ücretini tahsil etmiştir. NİL yayınevi, 55.000 adet baskı yapan kitabı tanesi 25 Liradan satmıştır.

Bu bilgiler ışığında Murathan ACAR kitap satışından elde etmiş olduğu gelir telif hakları istisnasından değerlendirilir. Ancak, NİL yayınevi tarafından 55.000 Adet* 25 Lira= 1.375.000 TL’lik gelir ise Değer Artış Kazancı olarak vergilendirilmesi gerekeceğinden yayınevi tarafından elde edilen gelirin Telif Hakları İstisnasından yararlanması mümkün değildir.

2.Telif Haklarının Vergilendirilmesindeki Tarihsel Gelişim

2.1. 3239 Sayılı Kanunda Yer Alan Düzenleme

24.12.1985 tarih ve 19014 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan 3239 Sayılı Kanun ile beraber telif hakları istisnasının uygulanmasına yeni bir soluk getirilmiştir. Yeni düzenleme ile birlikte 01.01.1986 tarihinden itibaren telif hakları kapsamındaki eserlerin satışından elde edilen gelirin tamamı için istisna getirilmiş olup bu gelirlere münhasıran yıllık gelir vergisi beyannamesi verme zorunluluğu da kaldırılmıştır. Telif haklarının vergilendirilmesinde sadece % 10 oranında vergi kesintisi yapılması öngörülmüş olup söz konusu kanunun uygulaması 01.01.1986- 31.12.1998 tarihine kadar devam etmiştir.

2.2. 4369 Sayılı Kanunla Getirilen Düzenleme

22.7.1998 tarihinde kabul edilen ve 29 Temmuz 1998 gün ve 23417 sayılı Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan 4369 sayılı yasayla önemli değişiklikler yapmıştır. 4369 Sayılı Kanunu’nun Geçici 7 inci maddesine göre “01.01.1999- 31.12.2008 tarihleri arasında geçerli olmak üzere; Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci maddesi kapsamında sayılan serbest meslek faaliyetinden elde edilen hâsılatın aynı Kanunu’nun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin birinci ve ikinci gelir dilimleri toplamını aşan kısım için 18 inci maddesindeki istisna uygulanmaz. Bu istisnanın Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur” hükmü yer almıştır.

Konu ile ilgili olarak 221 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile[2] telif haklarının vergilendirilmesindeki usul ve esaslar belirlenmiştir. Buna göre;

2.3. 4444 Sayılı Kanunla Getirilen Düzenleme

Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci maddesinde sayılan serbest meslek faaliyetlerinden elde edilen hâsılatın aynı Kanunun 103. maddesinde yazılı tarifenin birinci ve ikinci gelir dilimleri toplamını aşan kısmı için 18 inci maddedeki istisnanın uygulanmayacağını öngören 4369 sayılı Kanunun mezkûr maddesi 4444 sayılı Kanunun 14. maddesiyle 01.01.1999 tarihinden geçerli olmak üzere 11.08.1999 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır.

Konu ile ilgili olarak 223 Seri No’lu Gelir Vergisi Tebliğinde[3] 4369 sayılı Kanunla getirilen serbest meslek kazançlarına Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesiyle tanınan istisnaya ilişkin düzenleme değiştirilmiş olup 1999 yılında bu faaliyetlerden elde edilen hâsılatın 7.000,00 liranın altında kalması halinde kazancın tamamı gelir vergisinden istisna edilmektedir.

– Defter tasdik ettirmemeleri ve tutmamaları

– Belge düzenlememeleri,

– Telif hakları istisnasından yararlanan kişilerden alınacak eser ve hizmetler için gider pusulası imzalatmak suretiyle tevsik edeceklerdir. Bu şekilde alınan belgeler serbest meslek erbabınca gerektiğinde ibraz edilmek üzere zamanaşımı süresince saklanacaktır.

Telif hakları kapsamında gelir eden sanatçılar ise bir takvim yılı içerisinde istisna tutarının üzerinde (7.000 TL aşılması) halinde ise defter tutma, belge düzenleme zorunluluğu ise eskiden olduğu gibi devam edecektir.

Bunun yanında telif hakları istisnası ile ilgili bir diğer düzenleme 224 Seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde[4] yapılmıştır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci maddesinde sayılan faaliyetlerde bulunan sanatçıların vergiye tabi gelirlerinin tespiti sırasında gider olarak dikkate alınacak türden önemli bir harcamalarının bulunmadığı, kayıt nizamı ve belge düzenine ilişkin bazı yükümlülüklerin yerine getirilmesi konusunda vergi kanunlarının tanıdığı kolaylıklardan yararlanmak istedikleri Bakanlıktan talep etmeleri üzerine sanatçılar lehine ikinci bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre;

2.4. Telif Hakları İstisnası Uygulamasında Son Mevzuat Düzenlemesi

117 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ile yapılan yeni düzenlemede[5] telif hakları istisnası kapsamında elde edilen gelirin Katma Değer Vergisi boyutu ile alınmıştır.

KDV Kanununun (1/1) maddesine göre, serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler vergiye tabidir. Sözü edilen faaliyetleri mutad ve sürekli olarak yapanlar KDV mükellefi olacak, arızi serbest meslek faaliyetinde bulunanların ise KDV mükellefiyeti tesis edilmeyecektir. Serbest meslek faaliyetlerini mutad ve sürekli olarak yapanların prensip olarak, KDV mükellefiyeti tesis ettirmeleri gerekmektedir.

Ancak, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren teslim ve hizmetleri münhasıran aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilen kişi, kurum ve kuruluşlara yapanların hesaplayacağı KDV’nin bu kişi veya kuruluşlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 uncü maddesinde vergi tevkifatı yapmak zorunda olan kurum ve kuruluşlar sayılmıştır. Buna göre ilgili kurum ve kuruluşlara telif hakları kapsamında mal teslimi ve hizmet ifasında bulunmaları halinde Katma Değer Vergisi bu kuruluşlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.

Serbest meslek erbabının bu uygulamadan faydalanabilmesi için KDV mükellefiyetinin sadece (münhasıran) Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren işlemlerden ibaret olması ve işlemlerinin tamamının aynı Kanunun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlara yapılması gerekmektedir. Örneğin, sanatçının telif hakları kapsamındaki geliri (yönetmenlik, senarist, beste) yanında telif hakları istisnası kapsamına girmeyen (dizi ve reklam oyunculuğu) gelirlerinin birlikte bulunması halinde KDV sorumluluk uygulamasından yararlanılmayacaktır.

Ayrıca, sorumluluk uygulaması kapsamında işlem yapılabilmesi için Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren işlemleri yapan kişilerin, bu şekilde işlem yapılmasını önceden vergi sorumlusuna (Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılanlara) bildirmesi gerekmektedir. İşlemlerine ait verginin beyan ve ödeme mükellefiyeti sorumlular tarafından yerine getirilen serbest meslek mensupları (Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde sayılanlar) ayrıca KDV beyannamesi vermeyecek ve defter tutmayacaklardır. İşlemin belgelendirilmesi ise Vergi Usul Kanununun genel hükümlerine göre gerçekleştirilecektir.

Bunun yanında, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar bu bölüm kapsamındaki alımlarında, satıcılardan bir yazı talep edeceklerdir. Bu yazıda işlemi yapanlar;

Öte yandan, serbest meslek mensuplarından yapılan gelir vergisi kesintileri muhtasar beyanname ile beyan edilmekte, bunlardan Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına girenler, “Ödemeler” kulakçığında “021” kodu ile listelenmektedir. Listede “021” kodu ile yer alan serbest meslek mensuplarından KDV tevkifatı yapılanlar ve yapılmayanlar ilgili satırlara giriş yapılmak suretiyle beyan edilecektir.

Örneğin; Hattat Bay (A); işyeri kiralamaksızın kendi evinde hat sanatı ile iştigal etmekte olup müşterilerinin talebi üzerine kurumsal şirketlere (Dernek, vakıf ve ticari İşletmelere) talepleri doğrultusunda tablolar yapmaktadır. 2012 yılında elde ettiği gelir 50.000 TL olup KDV karşısındaki durumunu açıklayalım?

Hattat Bay (A), kendi evinde 18 inci maddesi kapsamına giren hat sanatını icra etmiş ve tablolarını münhasıran aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilen kişi, kurum ve kuruluşlara satması nedeniyle 50.000 TL üzerinden hesaplanacak % 18 oranındaki 9.000 TL’lik Katma Değer Vergisi sorumlu sıfatıyla ilgili kuruluşlar tarafından beyan edilecektir. Hattat’ın elde ettiği gelir üzerinden hesaplanan KDV sorumlu sıfatıyla ilgili kuruluşlarca yerine getirilmesi gerekir. Bu anlamda hattatlık sanatı ile iştigal eden sanatçının defter tutma, serbest meslek makbuzu düzenleme ve gelir vergisi beyannamesi verme zorunluluğu bulunmamaktadır.

Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren teslim veya hizmetleri aynı Kanunun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar yanında bu maddede yer almayanlara da yapanlar yukarıda belirtilen uygulamadan faydalanamayacaktır.

Sorumluluk uygulamasını tercih etmeyenler ile esasen bu kapsama girmesi mümkün olmayan mükelleflerin, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar ile bunlar dışındakilere yaptıkları işlemleri sebebiyle hesaplanan KDV kendileri tarafından mükellef sıfatıyla beyan edilip ödenecektir. Bu mükellefler genel hükümler çerçevesinde defter tutacak, belge düzenleyecek ve KDV beyannamesi vereceklerdir. Bu durumda, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşların bu işlemler sebebiyle vergi sorumlulukları söz konusu olmayacaktır.

Telif Hakları İstisnası kapsamında Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar, aynı Kanunun 18 inci maddesi kapsamına giren kişilere yapacakları ödemeler ile ilgili olarak gelir vergisi (GV) stopaj tutarı dâhil işlem bedeli üzerinden KDV hesaplayıp sorumlu sıfatıyla beyan edip ödeyeceklerdir. Hesaplanan KDV tutarı gelir vergisi stopaj matrahına dâhil edilmeyecektir.

Örneğin; Dergilere karikatür çizen bir serbest meslek mensubu karikatür başına 200 TL Net telif ücreti almaktadır. Karikatüristin her ay 1 karikatür verdiği (A) dergi işletmesi bu hizmetle ilgili GV ve KDV tevkifat tutarlarını aşağıdaki şekilde hesaplayacaktır.

KDV hariç, GV stopajı dahil tutar 200 / 0,83 = 240,96
GV Stopajı                                            240,96 x 0,17 = 40,96
KDV  240,96 x 0,18 = 43,37
GV stopajı ve KDV dahil toplam bedel 200 + 40,96 + 43,37 = 284,33

Dergi işletmesi “40,96” tutarındaki GV stopajını, muhtasar beyannamesine dahil edecek, “43,37” tutarındaki KDV’yi ise 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edecektir. Bu tutarın 1 No.lu beyannamede genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılabileceği açıktır.

Örneğin; Hattat Bay (A); işyeri kiralamaksızın kendi evinde hat sanatı ile iştigal etmekte olup müşterilerinin talebi üzerine nihai tüketicilere 2012 yılında 50.000 TL’lik satış yapmıştır. Söz konusu telif kazancının KDV karşısındaki durumunu açıklayalım?

Hattat Bay (A), Telif Hakları İstisnası kapsamında yapmış olduğu Hat eserlerini gösteren tabloları nihai tüketicilere sattığından diğer bir ifadede ile teslim ve hizmet ifasını Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlara yapmadığından 50.000 TL üzerinden hesaplayacağı Katma Değer Vergisini I No’lu beyanname ile sorumluluk kendisi beyan edecektir. Bunun için Hattat Bay (A), genel hükümler çerçevesinde 2012 yılında defter tutacak, belge düzenleyecek ve KDV beyannamesi vereceklerdir.

Örneğin; Hattat Bay (A); işyeri kiralamaksızın kendi evinde hat sanatı ile iştigal etmekte olup müşterilerinin talebi üzerine nihai tüketicilere bir kereye mahsus 2012 yılında 50.000 TL’lik satış yapmıştır. Söz konusu telif kazancının KDV karşısındaki durumunu açıklayalım?

Hattat Bay (A), Telif Hakları İstisnası kapsamında arızi olarak hat sanatını icra ettiği anlaşıldığından tabloların Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlara yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın teslim ve hizmetler Katma Değer Vergisinin konusuna girmediğinden KDV mükellefiyeti oluşmayacaktır.

3- Telif Haklarının Vergilendirilmesinde “Arızilik ve Devamlılık Kriterinin Önemi”

Serbest meslek kazancı, Gelir Vergisi Kanunu’nun 65’inci maddesinde her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazanç olarak tanımlanmıştır. Serbest meslek faaliyetinden doğan kazancın serbest meslek kazancı sayılabilmesi için, faaliyetin devamlılık göstermesi şarttır. Bu kriter aynı kanunun 66’ncı maddesinin birinci fıkrasında ”serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler serbest meslek erbabıdır” hükmü ile objektif dayanağa bağlanmıştır. Devamlılık unsurunun belirlenmesinde ise 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 155’inci maddesinden yararlanılır. Bu anlamda, mutad olarak yapılan serbest meslek faaliyetinden doğan kazançların serbest meslek faaliyeti olarak, devamlı olarak yapılmayan arızi nitelikteki serbest meslek faaliyetinin ise arızi kazanç olarak vergilendirilmesi gerekecektir.

Gelir Vergisi Kanunun 18’inci maddesi hükmü ile Müellif, mütercim, heykeltıraş, hattat, ressam, bestekar, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanunu mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırmaları ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video, band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesna edilmiştir.

Söz konusu madde tetkik edildiğinde görüleceği üzere istisna uygulamasına ilişkin olarak serbest meslek faaliyetinin devamlılığı bir kritere bağlanmamıştır. Bunun yanında belirtmek gerekir ki Gelir Vergisi kanununun 18’inci maddesinin uygulanması bakımından devamlı-arızi ayrımı yapılmamıştır. Bil hakika aynı maddenin ikinci fıkrasında “Yukarıda yazılı kazançların arızi olarak elde edilmesi istisna hükmü uygulanmasına engel teşkil etmez” şeklinde sarih hüküm de mevcuttur.

117 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin 2.2. bölümünde; KDV Kanununun (1/1) maddesine göre, serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler vergiye tabidir. Sözü edilen faaliyetleri mutad ve sürekli olarak yapanlar KDV mükellefi olacak, arızi serbest meslek faaliyetinde bulunanların ise KDV mükellefiyeti tesis edilmeyecektir.

Katma Değer Vergisi uygulaması açısından karşımıza çıkan önemli husus serbest meslek faaliyetinin arızi veya mutad yapılıp yapılmadığıdır. Bu noktada, Maliye Bakanlığı[6] söz konusu ayrıma açıklık getirmiş olup, Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci madde metninde yer alan eser kapsamına giren çalışmalarla ilgili olarak, aynı yılda veya birbirini takip eden yıllarda bir defaya mahsus olmak üzere eser meydana getirmesi arızi serbest meslek faaliyeti, aynı yılda ya da birbirini takip eden yıllarda, birden fazla eser meydana getirmesi durumunda ise, bu faaliyet süreklilik içerdiğinden mutat meslek faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği” ifade edilmiştir.

Serbest meslek faaliyetlerini mutad ve sürekli olarak yapanların prensip olarak, KDV mükellefiyeti tesis ettirmeleri gerekmektedir. Ancak, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun18 inci maddesi kapsamına giren teslim ve hizmetleri münhasıran aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilen kişi, kurum ve kuruluşlara yapanların hesaplayacağı KDV’nin bu kişi veya kuruluşlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Bu bilgiler ışığında;

Dip Notlar:

– Maliye Bakanlığı’nın 08.12.1988 tarih ve 1-2126-4-1642 sayılı Özelge

– 19.02.1999 tarih ve 23616 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

– 04.03.1999 tarih ve 23629 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

– 07.04.1999 tarih ve 23659 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

– 14.04.2012 tarih ve 28264 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

– Bakanlık Makamının 16.11.1995 tarih ve 63706 sayılı yazısı

 

Exit mobile version