Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Çalışma Hayatında Güvenceli Esneklik Konferansı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, esnek çalışma düzenlemesiyle ilgili, “Uzaktan çalışma ve geçici iş ilişkisi olarak nitelendirdiğimiz, özel istihdam bürolarının sadece araçsallaştırıldığı bu yönteme ait eleştiriler, dünyaya ve bunların sonuçlarının ne olduğuna bakılmadan ortaya konulan eleştirilerdir” dedi.

Bakan Soylu, ÇASGEM tarafından “Çalışma Hayatında Güvenceli Esneklik” başlığıyla düzenlenen Çalışma Hayatı Konferansı’nın açılışında konuştu. Çalışma hayatında yeni ihtiyaçların ortaya çıktığını belirten Soylu, Türkiye’nin şartları da göz önünde bulundurularak, gelişmiş ülkelerin bu alandaki ihtiyaçları karşılamak için geliştirdiği modellerden faydalanılabileceğini söyledi.

Teknolojideki gelişmeler dikkate alınarak çalışma hayatının katılıklarının ortadan kaldırılması gerektiğini ifade eden Süleyman Soylu, bir taraftan esnek çalışmayla üretim ve çalışma standartlarının yükseltilmesinin, diğer taraftan da kayıt dışı istihdamın düşürülmesinin önemini vurguladı.

Türkiye’nin 21. yüzyılla birlikte kadın istihdamı ve politikaları konusunda ciddi devrimler ortaya koyduğunu anlatan Soylu, şöyle konuştu:

“Bu konuda biz hala yolun başındayız. Daha atacağımız çok adım var. Kadınların iş gücüne katılım oranı Kasım 2008’de yüzde 24,5; Kasım 2009’da yüzde 26,4; Kasım 2010’da yüzde 27,5; Kasım 2011’de yüzde 28,3; Kasım 2012’de yüzde 30,2, Kasım 2014’te yüzde 30,5 ve Kasım 2015’te yüzde 31,6’dır. Kadın istihdam oranlarına baktığımız zaman ise 2008’de yüzde 21,3; 2015’te yüzde 27,5 olduğunu görüyoruz. Yani 7 yılda 6,2 puanlık artış söz konusu. Bu, bizim bugüne kadar uyguladığımız politikaların nasıl da doğru olduğunun en açık göstergelerinden bir tanesidir.”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi aracılığıyla sadece geçen yıl 370 bin kişi için eğitim sistematiği oluşturulduğunu dile getiren Soylu, İŞKUR’un gerçekleştirdiği “işbaşı eğitimi” programlarının dünyaya örnek uygulamalardan biri olduğunu vurguladı.

“Acımasız eleştirilerle bütünüyle karşı karşıyayız”

Geçici işçiliğin “kiralık işçilik” şeklinde nitelendirilmesinin insan onuruna yapılan bir saldırı olduğunu söyleyen Bakan Soylu, şunları kaydetti:

“Bazen o kadar acımasız eleştirilerle karşı karşıya kalıyoruz ki sanki ağaç kavuğunda gelmişiz, sanki bizim çalışan annemiz, babamız olmamış, sanki biz emek dünyası içerisinde hiç yer almamışız, sanki hayatı hep rakamlarla değerlendiriyormuşuz, sürecin hiçbir önemi yokmuş da bizim için sadece çıktılar önemliymiş ve birilerinin talimatıyla hareket ediyormuşuz gibi bir acımasız eleştiriler bütünüyle karşı karşıyayız. Bunun son derece haksız olduğunu söylemek istiyorum. Bu haksızlığa aslında milletimizin de katılmadığını belirtmek istiyorum. Uzaktan çalışma ve geçici iş ilişkisi olarak nitelendirdiğimiz, özel istihdam bürolarının sadece araçsallaştırıldığı bu yönteme ait eleştiriler, dünyaya ve bunların sonuçlarının ne olduğuna bakılmadan ortaya konulan eleştirilerdir.”

“Avrupa’da geçici iş ilişkisinin ortalaması 1,7

Esnek çalışmayla ilgili düzenlemenin yaklaşık 10 milyon kişiyi ilgilendirdiğine dikkati çeken Bakan Soylu, “Avrupa’da geçici iş ilişkisinin ortalaması 1,7, Amerika’da 2,2. İngiltere’de ne zaman ne de sektörde hiçbir kısıtlama yok ve toplam 3,9. Yani bu oranlardaki bir çalışma şeklinden bütün iş hayatını, bütün sendikal yapılanmalarımızı tehdit eden bir anlam çıkarmak, elbetteki büyük bir haksızlık. Sosyal diyalog paydaşlarımızla birlikte hep beraber ortaya koyduğumuz süreçlerin içerisinde her bir göz, ‘Burada istismar yapılabilirse nerede yapılabilir ve biz bunu nasıl engelleyebiliriz’i çalışmakla mükelleftir” dedi.

Hükümet olarak sosyal hukuk devletinin gereğini yerine getirmek için adımlar attıklarını vurgulayan Soylu, kıdem tazminatını herkesin almasını sağlayacak düzenleme çalışmasının da bu kapsamda bulunduğunu bildirdi.

Kamu personel rejimine de değinen Soylu, Devlet Memurları Kanunu’ndan herkesin şikayet ettiğini, bu nedenle yasada revizyonun kaçınılmaz olduğunu dile getirdi.

Mobbingin “psikolojik taciz” şeklinde adlandırılmasının çok ileri bir tanım olduğunu belirten Soylu, dünyanın mobbingi “iş yerinde psikolojik yıldırma” olarak ele alıp değerlendirdiğini, bundan dolayı da “psikolojik taciz” tanımının değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

Exit mobile version