Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Otomotiv Sektörünün Yıllık Cirosu 2 Trilyon Avro

Dünyanın en büyük yatırımlarının gerçekleştiği sektörlerden birini oluşturan otomotiv sektörünün yıllık cirosu, Ar-Ge harcamaları ve ülke ekonomilerine sağladığı vergi gelirleriyle 2 trilyon avroyu buluyor.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Otomotiv Sektörü Raporu’na göre, dünyada otomotiv sektörü, gün geçtikçe gelişen ve ülke ekonomileri için önemi artan bir nitelik taşıyor.

Sektörde firmalar arası rekabet hızla yükselirken, buna bağlı olarak verimlilik artışı, kaynakların etkin kullanımı, idari ve teknik organizasyon gibi unsurlar büyük önem kazanıyor. Bu kapsamda, Ar-Ge’ye yatırım, kalite yönetimi, ana ve yan sanayi arasında işbirliğine dayanan ilişkiler, nitelikli iş gücü istihdamı, esnek üretim yöntemlerinin uygulanması ve etkin pazarlama gibi özellikler, rekabette öne çıkmayı belirleyen unsurları oluşturuyor.

Otomotiv sektörü, aynı zamanda dünyanın en büyük yatırımlarının gerçekleştiği sektörlerden birisi olarak dikkati çekiyor.

Sektörde, Ar-Ge ve üretim kapsamında 85 milyar avroluk yatırım harcaması gerçekleştiriliyor ve yatırım yapılan ülkelerde 433 milyar avronun üzerinde vergi geliri sağlanıyor. Otomotiv sektörünün cirosu ise yaklaşık 2 trilyon avroyu buluyor.

Türkiye’deki durum

Türkiye’de de otomotiv sektörü, üretim içindeki payı ve ekonomik katkı oranı değerlendirildiğinde, imalat sanayisi içinde önde gelen sektörler arasında yer alıyor. Sektörün yurt içinde yaratmış olduğu değerler (yurt içi girdi kullanımı ve katma değer toplamı) ekonomide çok önemli yer tutuyor. Sektörün imalat sanayisi toplam üretimi içindeki payı, imalat sanayisi sektörler ortalamasının üstünde seyrediyor.

Otomotiv sanayisinin birçok sektörle olan bağlantısı ülkenin ekonomisi üzerindeki etkisini de büyütüyor. Otomotiv sanayisi, demir-çelik, hafif metaller, Petro-kimya, lastik, plastik gibi temel sanayi dallarının başlıca ürün alıcısı konumunda buluyor. Sektör, teknolojik gelişmelerin paralelinde diğer sektörleri de teknolojik gelişmeye zorlayan bir nitelik taşıyor. Bu nedenle sektördeki değişimler, ekonominin tümünü yakından ilgilendiriyor.

Türkiye’de otomotiv sanayisinin güçlü sermaye yapısı, yabancı ortaklıklar, güçlü yan sanayinin varlığı, nitelikli iş gücü, coğrafi konum, esnek üretim yapabilme yeteneği, kalite sisteminin sağlanmış olması rekabet açısından sektörün güçlü yanlarını; düşük kapasite kullanım oranından kaynaklanan yüksek üretim maliyeti, dış pazarlarda yaşanan sorunlar, ana-yan sanayi ilişkilerinin yetersizliği ve yeterli sinerji yaratılamaması gibi unsurlar sektörün zayıf yönlerini oluşturuyor.

Rekabetin unsurları değişiyor  

Otomotiv sektöründe uluslararası boyutta çok ciddi bir rekabet yaşanıyor.

Rapora göre, geçmişte ağırlıklı olarak fiyat rekabeti söz konusu iken, günümüzde fiyatla beraber kalite, ürün çeşitliliği ve geleceğe yatırım rekabet açısından önemli unsurlar olarak öne çıkıyor. Özellikle doymuş pazarlarda satışları, müşteri tercihleri belirliyor ve dolayısıyla ürün geliştirme, marka ve model yaratabilme gibi unsurlar önem kazanıyor. Bu kapsamda Ar-Ge harcamaları önem kazanıyor ve bu harcamaların önemli bir kısmı çevre normlarına uyum, alternatif yakıt kullanımı, yakıt tasarrufu, güvenlik, hafiflik gibi alanlara ayrılıyor.

Öte yandan, hem çevreye duyarlı olması hem de yakıt maliyetini azaltması bakımından otomotiv sektörünün elektrikli araçlara doğru yöneleceği tahmin ediliyor. Özellikle, binek araçlarının yüksek miktarda karbon salınımlarına neden olduğu düşünüldüğünde, Kyoto Protokolü’nün getirdiği yükümlülükler konusunda hassas davranan ülkeler açısından bu konu önem taşıyor.

Türkiye için öneriler 

Türkiye’de otomotiv sektöründe uygulanan üretim yöntem ve teknolojiler, uluslararası düzeyde ana firmaların kullandıkları yöntem ve teknolojilerle eş değer düzeyde bulunuyor. Raporda, Türkiye’de otomotiv sektörünün gelişimi için şu önerilerde bulunuldu:

“Dünyada zamanla kendini göstermeyi başaran Türk otomotiv sektörü, gelişimini devam ettirebilmek için verimlilik, üretim, ihracat gibi birçok yönden öne geçmek zorundadır. Bu konuda dünyada hızla gelişen teknolojilerin yakından takip edilmesi, ana ve yan sanayi arasında işbirliği, teşvikler, yatırımların artırılması gibi birçok unsur ön plana çıkmaktadır. Olumsuzlukların giderilmesi için gerekli önlemlerin alınması, sektörün daha da genişleyip güçlenmesini sağlayacaktır.

Otomotiv sektörü bugün olduğu gibi gelecekte de Türk ekonomisi için hayati önem taşıyan konumunu koruyacaktır. Vergi gelirlerine, istihdama ve ödemeler dengesine çok büyük katkılar yapan bu sektörün daha da gelişip uluslararası rekabet gücünü artırması, Türkiye ekonomisinin büyümesi açısından büyük önem taşımaktadır.”

Exit mobile version