Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Takdir Komisyonlarının KDV İndirimlerini Reddetme Yetkisi

Mahmut Bülent YILDIRIM

Takdir Komisyonlarının KDV İndirimlerini Reddetme Yetkisi

Mahmut Bülent YILDIRIM
Yeminli Mali Müşavir
b.yildirim@vdd.com.tr

I- GİRİŞ

Bilindiği üzere, Takdir Komisyonlarının kuruluşlarına, üye seçimine, görev ve yetkilerine ilişkin kanuni düzenleme 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 72- 76 ıncı maddeleri ile hüküm altına alınmıştır.  Ayrıca 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Re’sen Vergi Tarhı” başlıklı 30 uncu maddesinde, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmıştır.

Bu çalışmada komisyonların zaman zaman matrah takdiri olarak belirlenmiş olan görev ve yetkilerinin dışına çıkarak katma değer vergisi indirimlerinin reddi yoluna gitmeleri durumu ele alınacaktır.

II- TAKDİR KOMİSYONLARININ GÖREV VE YETKİLERİ

Vergi Usul Kanunun “Takdir Kararı” başlıklı 31 inci maddesinde, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanılacağı belirtilmiş, “Komisyonların Görevleri” başlıklı 74 üncü maddesinin ‘a’ fıkrasının 1 numaralı bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak; 2 numaralı bendinde ise vergi kanunlarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek komisyonun görevleri olarak belirlenmiştir.

Vergi Usul Kanunu’nun 75’inci maddesi ile takdir komisyonlarının vergi inceleme yetkisinin bulunduğu, 31 ‘inci maddesinin 8’inci bendinde ise takdir kararlarında takdirin müstenidatı ve takdir hakkında izahat bulunması gerektiği belirtilmek suretiyle komisyonların herhangi bir araştırma ve inceleme yapmaksızın bir ölçü ve emsal belirtilmeden matrah takdiri yapmamaları hükme bağlanmıştır.

Kanuni düzenlemelerden de görüleceği üzere, Takdir komisyonlarının görevi; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak ile vergi kanunlarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmektir.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 02.08.2012 tarih ve 6485-7921 sayılı Tamimlerinde takdire sevk işlemlerinde uyulacak usul ve esaslara yer verilmiştir. Buna göre, takdir komisyonlarınca matrah takdiri yapılırken aşağıdaki hususlara özenle yer verilmesi istenilmiştir.

— Mükelleflerin ne kadar gelir elde ettikleri hususunun araştırılması,

— Mükellefin faaliyette bulunduğu sektörün ve emsali işletmelerin durumu da dikkate alınarak mesleki teşekküllerden bilgi alınması,

— Kanuni ölçülerden yararlanılması,

— Piyasa araştırması yapılması

— …

III- TAKDİR KOMİSYONLARI MARİFETİYLE KDV İNDİRİMLERİNİN REDDİ

Vergi Usul Kanunun 114 üncü maddesine göre, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından itibaren başlayarak 5 yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar. Ancak, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı, komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder.

Uygulamada özellikle tarh zamanaşımına çok az süre kalan incelemelerde vergi inceleme elemanlarınca, vergi incelemesi sonuçlandırılmadan matrah takdiri için takdir komisyonuna dosyaların sevk edildiği sıklıkla yaşanmaktadır. Böylelikle takdire sevk edilmek suretiyle zamanaşımı süresi durdurulmuş olmakta zamanaşımı süresinde yetişemeyecek olan inceleme için zaman kazanılmakta, inceleme sonuçlanınca da vergi inceleme raporu takdir komisyonuna gönderilerek inceleme neticesinde tespit edilen matrah farkları üzerinden komisyonlarca matrah takdirleri yapılmaktadır.

Normal şartlar altında herhangi bir gerekçe olmaksızın takdir komisyonuna dosya sevk edilemez. Ancak uygulamada takdir komisyonlarına gerek inceleme elemanlarınca gerekse vergi dairelerince bu şekilde sevk edilen dosyalarla zamanaşımını durdurma amacı olarak kullanılır hale gelmektedir. Yapılan inceleme neticesinde tespit edilen matrah veya matrah farkları da takdir komisyonlarınca veri olarak kabul edilmekte ve bu rakamlar takdir edilerek vergi dairesince tarhiyat yapılması sağlanmaktadır. Takdir Komisyonlarının ceza kesme yetkisi olmadığından sadece matrah takdiri yaptıklarından dolayı vergi dairesi tarafından vergi tarhiyatı ve vergi ziyaı cezası uygulanmaktadır. Gerek kanuni düzenlemeler gerekse vergi idaresinin tamimlerinde belirtilen inceleme ve araştırmalar yapılmadan matrah takdirleri yapılmaktadır.

Takdir Komisyonlarına sevk edilen incelemelerin sahte belge kullanma incelemeleri olması durumunda ya da yasal defter ve belgelerin vergi incelemesine ibraz edilememesi durumunda matrah farklı incelemelerden farklı bir durum ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki sahte belge incelemelerinde belgelerin gerçek olmadığından hareketle faturalarda yer alan katma değer vergilerinin 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 29 ve 34 üncü maddeleri gereğince haksız indirim yapıldığı ve bu nedenle mal alışlarına isabet eden katma değer vergilerinin tenzili yoluna gidilmektedir. Mükelleflerin yapmış oldukları katma değer vergisi indirimlerinin hukuka uygun olup olmadığını incelemek amacıyla defter ve belgelerin incelemeye ibrazının incelemeye yetkililer tarafından istenilmesine rağmen ibraz edilmemesi durumunda ise,  3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. ve 34. maddelerinde düzenlenen indirim şartlarının yerine getirilmediği kabul edilerek, indirim konusu vergilerin reddi yapılmaktadır.

Dolayısıyla takdir komisyonuna veri olarak sunulan raporlarda matrah farkı değil vergi farkı tespit edilmekte ve bu şekilde düzenlenmektedir. Oysa takdir komisyonlarının vergi takdiri değil matrah takdiri yetkisi bulunmaktadır. Uygulamada da vergi indirimi yapılarak düzenlenmiş raporlar takdir komisyonlarına geldiğinde indirimi reddedilen verginin matrahı hesaplanmakta ve bu matrahın takdiri yapılarak karar vergi dairesine gönderilmekte böylelikle de vergi ve cezanın tahakkuku gerçekleştirilmektedir. Oysa yapılan işlem katma değer vergisi reddiyatıdır matrah takdiri değildir. O mükellefin inceleme gerekçesi de vergi farkına işaret eder çünkü yasal defterlerin ibraz edilmemesi veya sahte belge kullanımı vardır.

Mali idarenin zamanaşımının dolmasına az bir süre kalmış olan sahte belge incelemelerini bu şekilde takdir komisyonları marifetiyle matrah takdiri yapmak suretiyle sonlandırmasına karşın, vergi yargısı haklı olarak bu uygulamanın yanlışlığı yönünde kararlar vermektedir. Takdir komisyonlarının görevi matrah takdiri yapmaktır.

Bize göre, Komisyonun bir vergi tarh edebilmesi için ortada bir vergi inceleme raporu olsa bile Vergi Usul Kanununun 30. maddesi hükmüne göre, vergiye tabi matrahın mutlaka takdir komisyonu vasıtasıyla takdir ve tespit edilmesi gerekmektedir.

Örneğin; Danıştay 9. Dairesinin bir kararında “Takdir Komisyonlarının görevinin, matrah ve servet takdiri yapmak olduğu, mükelleflerin sahte fatura kullandığı gerekçesiyle indirimlerin reddine ilişkin takdir yetkisinin bulunmadığı, bu nedenle sahte fatura kullanım nedeniyle takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden tarhiyat yapılamayacağı[1] yönündedir.

Başka bir yargı kararında; “Takdir Komisyonunun sadece matrah takdiri yetkisinin bulunduğu ve bu nedenle komisyonun vergi kanunlarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmesi gerektiği vurgulanarak katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonu kararlarının bu yönden iptali istenilmiştir.[2]

Bir diğer kararda “Mükelleflerin matrah takdiri için takdir komisyonlarına sevk edilmesi ve kendisine matrah, servet ve kıymet takdiri görevi verilmiş olan ve katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonlarınca takdir edilen matrah üzerinden cezalı tarhiyat yapılması mümkün değildir.[3]

IV- SONUÇ

Makalemizin önceki bölümlerinde de açıklandığı üzere, matrah takdiriyle görevli olan takdir komisyonlarının matrah takdiri yaparken mükelleflerin ne kadar gelir elde ettikleri hususunun araştırılması, mükellefin faaliyette bulunduğu sektörün ve emsali işletmelerin durumu da dikkate alınarak mesleki teşekküllerden bilgi alınması, kanuni ölçülerden yararlanılması, piyasa araştırması yapılması gerekmektedir. Ayrıca bu matrah takdirlerini zamanaşımı süresiyle sınırlı olmaksızın yapmaları gerekmektedir. Oysa zamanaşımı süresinin son yılında yapılan vergi incelemelerinde özellikle de sahte belge kullanımı incelemelerinin takdir komisyonlarına sevk edilmesi suretiyle vergi idaresi tarafından hem süre kazanılmakta hem de matrah takdir yetkisi olan vergi reddiyatı yetkisi olmayan komisyonlar vasıtasıyla vergi reddiyatı yapılmaktadır. Ancak vergi yargısı idare gibi düşünmemekte ve bu tür vergi ve cezaları kaldırmaktadır.

Kaynakça:

– 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu

– VUK Tebliğler

– gib.gov.tr

– ivdb.gov.tr

[1] Danıştay 4. Dairesinin 19.11.2013 tarih ve 2013/6870 Esas, 2013/10358 sayılı Kararı

[2] Danıştay 9. Dairesinin 24.10.2013 tarih ve Esas No: 2013/6993 ve 2013/8837 sayılı Karar

[3] Danıştay 9. Dairesinin 01.11.2013 tarih ve E:2013/2811, 2013/9173 sayılı Karar

Exit mobile version