Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

6736 Sayılı Yapılandırma Kanununda KDV Artırımları Yönünden Yaşanan Tereddütler

6736 Sayılı Yapılandırma Kanununda KDV Artırımları

Mahmut Bülent YILDIRIM
Yeminli Mali Müşavir
b.yildirim@vdd.com.tr

I-GİRİŞ

6736 Sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun” 03.08.2016 tarihinde kabul edilerek 19/08/2016 tarihli ve 29806 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir.

Bilindiği üzere kanun düzenlemesi ana hatları itibariyle;

– Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması,

– 2011-2012-2013-2014 ve 2015 yılları için matrah artırımı yapılması ve vergi incelemelerinden kurtulması,

– Yurt dışında para, altın döviz vs gibi kıymeti bulunanların milli ekonomiye kazandırılması,

– İşletme kayıtlarının düzeltilmesine olanak sağlaması ,

gibi çok geniş bir mükellef kitlesini ilgilendiren düzenlemeleri kapsamaktadır.

En son düzenlemeyle, kanundan faydalanmak üzere başvuru süresi 25 Kasım 2016 tarihine uzatılmıştır. Bu uzama çok da faydalı olmuş, zira henüz hala netliğe kavuşmamış çelişkili hususlar bulunmaktadır. Bu yazımızın da konusunu teşkil eden mükellefleri ve meslek mensuplarını tereddütte bırakan bir husus olan KDV artırımlarındaki mağduriyet ele alınacaktır.

II-KDV ARTIRIMINDA YAŞANAN TEREDDÜTLER

Bilindiği üzere kanunun 5. maddesi “Matrah ve Vergi Artırımı” başlığını taşımakta olup KDV artırımı da bu maddede düzenlenmiştir.

5.maddenin 3. fıkrası hükmüne göre, katma değer vergisi mükellefleri, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden;

2011 yılı için %3,5,

2012 yılı için %3,

2013 yılı için %2,5,

2014 yılı için %2

2015 yılı için %1,5

oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak beyan ederler. 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi ve geçici 17 nci maddesine göre tecil-terkin uygulamasından faydalanan mükellefler için artırıma esas tutarın belirlenmesinde, tecil edilen vergiler hesaplanan vergiden düşülür.

Bir aylık vergilendirme dönemine tabi olan katma değer vergisi mükelleflerince, artırımda bulunulmak istenilen yıl içindeki vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak;

1) Verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamelerinden, en az üç döneme ait beyannamenin verilmiş olması hâlinde, bu yıla ait dönemlerden verilmiş olan beyannamelerdeki hesaplanan katma değer vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı bulunur ve bu tutar üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlara göre artırım tutarı hesaplanır.

2) Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmiş olması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılır. Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları şarttır.

3) İlgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılır. Şu kadar ki, ilgili takvim yılı içinde bu alt bentte belirtilen durumların yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu fıkra hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamaz. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden yararlanamaz.

Tebliğden bir örnek; Örnek 24- Gelir vergisi mükellefi (A), 2015 yılı için KDV yönünden artırımda bulunmak istemektedir. Söz konusu yılda, KDV’den istisna işlemlerin yanı sıra bazı dönemlerde (Şubat, Nisan, Mayıs ve Eylül/2015 dönemlerinde) vergiye tabi (KDV beyanını gerektiren) işlemler de bulunmaktadır. Mükellef, aynı takvim yılı ile ilgili olarak 30.000 TL gelir vergisi matrah artırımında bulunmuştur. Mükellefin 2015 yılı beyan durumu her bir dönem itibarıyla aşağıdaki gibidir.

DÖNEM HESAPLANAN KDV
Ocak HKDV YOK
Şubat 31.500-TL
Mart HKDV YOK
Nisan 30.000-TL
Mayıs 49.000-TL
Haziran HKDV YOK
Temmuz HKDV YOK
Ağustos HKDV YOK
Eylül 38.000-TL
Ekim HKDV YOK
Kasım HKDV YOK
Aralık HKDV YOK
TOPLAM 148.500-TL

 

Bu durumda, mükellefin KDV artırım tutarı ve taksit tutarı (18 taksit imkânından yararlandığı varsayıldığında) aşağıdaki gibi hesaplanacaktır. 2015 Yılı KDV Artırım Tutarı:

KDV artırım tutarı bu tutarlardan büyük 5.400 TL olacaktır.

6736 Sayılı Kanun 1 Seri Nolu Tebliğde verilen örnek bu şekilde olmasına rağmen, Gelir İdaresi Başkanlığının web sayfasında 6736 Sayılı Kanun soru cevaplar bölümünde sorulmuş olan bir soruya Başkanlık tarafından verilen cevap kafaları karıştırmaktadır.

Soru şu şekildedir: KDV artırımında yıl içinde tüm beyannameler verilmiş buna göre; 111 ayda hesaplanan KDV var 1 ayda yok, -8 ayda hesaplanan KDV var 4 ayda yok, 1 ayda hesaplanan KDV var 11 ayda yok. Bu durumda KDV artırımı nasıl yapılacaktır. Bu soruya GİB tarafından verilen cevap aşağıdaki gibidir.

“Artırımda bulunulan yıl içindeki dönemlere ilişkin verilen beyannamelerin bir kısmında hesaplanan vergisi bulunan, diğer kısmında ise istisna veya tecil-terkin kapsamındaki işlemleri dışındaki nedenlerle (işlemlerinin bulunmaması veya işlemlerinin tamamının verginin konusuna girmemesi gibi) hesaplanan KDV bulunmayan mükelleflerin, vergi artırımı için 6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (b.3) bendi uyarınca karşılaştırma yapmaları gerekmektedir. Bu mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisi bakımından matrah artırımı yapmadan KDV artırımından faydalanmaları mümkün değildir.

Bu durumların hepsinde KDV artırım imkanından yararlanmak için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmak zorunludur. Her üç durumda da hesaplanan KDV’si bulunan dönemlerdeki hesaplanan KDV tutarları toplanır. Bu tutara ilgili yıl için belirlenen oran uygulanmak suretiyle bir hesaplama yapılır. Gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımı tutarlarının %18’i de hesaplanır. Hesaplanan bu tutarlardan hangisi büyükse KDV artırım tutarı olarak dikkate alınır. Tebliğ ekinde yer alan Ek:17’deki bildirim formu kullanılır.”

Verilen cevap KDV artırımı konusunda net bir açıklama bekleyen mükelleflerin ve meslek mensuplarının beklentilerini karşılamaktan uzaktır.

Şöyle ki öncelikle cevapta net ifadeler yoktur. Verilen beyannamelerin bir kısmı ifadesinin karşılığı subjektif bir ifadedir. Burada mutlaka beyanname sayısı belirtilerek açıklama yapılmalıdır. Öbür türlü bir dönem beyannamesinde hesaplanan KDV bulunmayan mükellef ile on bir dönem beyannamesinde hesaplanan KDV bulunmayan mükellef aynı uygulamaya tabi tutulmaktadır.

Diğer bir husus ta; (Tebliğdeki örneğe göre) bir mükellefin istisna veya tecil terkin nedeniyle herhangi bir dönemde hesaplanan KDV si bulunmaz ise artırım için yıl içindeki toplam hesaplanan KDV tutarı esas alınacak ama bu mükellefin eğer bir dönemde dahi işlemlerinin bulunmaması veya işlemlerinin tamamının verginin konusuna girmemesi gibi nedenlerle hesaplanan KDV si bulunmaz ise, bu mükellef Kurumlar Vergisinden de matrah artırımı yapmak zorunda kalacak, ayrıca artırım için hesaplanan KDV üzerinden bulunan tutar KV artırım tutarının % 18 inden az olmayacak. Bu da devlet ile barışmak isteyen bir çok mükellef nezdinde haksız uygulamaya kaldığı düşüncesine yol açmaktadır.

Netice itibariyle sorulan soru ve cevap üzerinden tekrar gidecek olursak, “yıl içinde verilmiş olan KDV beyannamelerinin bir kısmında hesaplanan vergisi bulunan, diğer kısmında ise istisna veya tecil-terkin kapsamındaki işlemleri dışındaki nedenlerle (işlemlerinin bulunmaması veya işlemlerinin tamamının verginin konusuna girmemesi gibi) hesaplanan KDV bulunmayan mükelleflerin, vergi artırımı için 6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (b.3) bendi uyarınca karşılaştırma yapmaları gerekmektedir. Bu mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisi bakımından matrah artırımı yapmadan KDV artırımından faydalanmaları mümkün değildir.” Açıklamasından şu anlaşılmaktadır: Yıl içinde verilmiş olan KDV beyannamelerinin bir veya birkaç döneminde hesaplanan KDV bulunan kalan dönemlerde ise istisna işlemleri veya tecil terkin işlemleri bulunan mükellefler herhangi bir karşılaştırma yapmadan hesaplanan KDV toplamını artırıma esas tutar olarak dikkate almaları gerekmektedir.

Şu hususu da belirtmekte fayda vardır. Netice itibariyle Başkanlığın herhangi bir konuda soru cevap yapması ve bunu da web sayfasına koymasının hukuki bir bağlayıcılığı bulunmamakta ancak idarenin görüşünü yansıtması bakımından önem arzetmektedir. Soru cevap bölümü uygulamada yaşanan bir takım sıkıntılara yön vermek amacıyla yayınlanmıştır.

III-SONUÇ

6736 Sayılı Kanunun son başvuru süresi bilindiği üzere 25 Kasım 2016 tarihine uzatılmıştır. Ancak buna rağmen gerek mükelleflerce gerekse meslek mensuplarınca KDV artırımı yapacakları aşamada birtakım tereddütler yaşanmaktadır. Bu da KDV artırımının KV matrah artırımıyla kıyaslandığı durumlarda ortaya çıkmakta ve mükelleflere fazladan maliyet unsuru olmaktadır. Gelir İdaresinin veya Maliye Bakanlığının ivedilikle bu konuya münhasır net bir açıklama yapması ve de bu açıklamanın mağduriyetleri giderici yönde olması gerekmektedir. Böylelikle kanunun KDV artırımı hükümlerinden faydalanmak isteyipte kıyaslama yüzünden vazgeçen mükelleflerin artırımda bulunmalarına ya da hala son başvuru gününü bekleyen mükelleflerin bir an önce kanundan faydalanmaları imkanı doğacaktır.

Kaynaklar

– 6736 Sayılı Kanun

– 6736 Sayılı Kanun Tebliği

– gib.gov.tr

Exit mobile version