Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Serbest Meslek Faaliyetlerinin Vergilendirilmesine İlişkin Bir Öneri

Ali ÇAKMAKCI

Serbest Meslek Faaliyetlerinin Vergilendirilmesi

Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
cakmakciali@taxauditingymm.com

Bildiğiniz üzere Serbest Meslek Erbaplarının vergilendirilme sistemi 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 65. ve müteakip maddelerine göre tahsil esasında vergilendirilmesi prensibi üzerine inşa edilmiştir. Bu durumda, milyonlarca vergi mükellefi olan bir kesim, tahsil etmese bile KDV ödemek zorunda bırakılmakta, bu sistem vergi ödeme gücüne kavuşmadan vergi ödenmesini gerektirmekte, bu durum tahsil esasına dayalı bulunan sistemi zorlamakta, sisteme zarar vermekte ve amaca hizmet etmemektedir.

Burada kamuoyunda KDV oranlarının indirilmesi ile ilgili bir beklenti olsa da, bu husus ta iyileştirme olmasa bile, sistemi daha sağlıklı, vergi kaybı yaratmayan, rasyonel, belge ve kayıt düzenine aykırı olmayacak şekilde çözmek mümkündür.

Bildiğiniz üzere serbest meslek erbapları tahsil etmese bile KDV açısından vergiyi doğuran olay gerçekleştiğinden makbuz kesmekte ve beyan etmektedir. Bu durum ilk başta Gelir Vergisi ve KDV Kanunun çelişmesi sonucunu çıkarmaktadır. Keza, sadece KDV tahsilatının yapıldığı ortamda KDV tutarı kadar (özelgeler dikkate alınarak)  makbuz kesilmekte ve ilk makbuza atıf yapılarak sorunun çözülmesi önerilmektedir.

1 seri no’lu KDV Uygulama Genel Tebliğinde serbest meslek erbapları için sadece GVK’nın 18. Maddesine mucibince yapılan hizmetlere KDV tam tevkifat esasında beyan edilip ödenmektedir.

Düzenlemeye göre teslim ve hizmetleri münhasıran aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilen kişi, kurum ve kuruluşlara yapanların hesaplayacağı KDV’nin, bu kişi veya kuruluşlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi gerekir. Serbest meslek erbabının bu uygulamadan faydalanabilmesi için KDV mükellefiyetinin sadece Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren işlemlerden ibaret olması ve işlemlerinin tamamının aynı Kanunun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlara yapılması gerekmektedir.

Ayrıca, ilgili Uygulama Genel Tebliğinin (I/C-2.1.3.1/b) ayırımında sayılanlara-belirlenmiş alıcılara karşı ifa edilen etüt, plan-proje, danışmanlık, denetim ve benzeri hizmetlerde alıcılar tarafından (9/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu konudaki önerimiz, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 3065 sayılı KDVK arasındaki uygulama farklılığının ortadan kaldırılması adına KDV tutarı için KDV sorumluluğu olarak “tam tevkifat” kapsamında işlem yapılması, bunun sadece KDV mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerde geçerli olması, gerekirse isteğe bağlı olarak uygulanabilmesi, sadece KDV tahsilatı için tam tevkifat kapsamında makbuz kesilebilmesi, böylece serbest meslek faaliyetlerinin tahsilat yapmadan, vergi ödeme gücüne kavuşmadan vergi ödemelerinin önüne geçilmesi, ayrıca daha sonra tahsil edilen tutarın KDV sinin tahsil edildiğinde ikinci bir belge düzenlenme ile ilk düzenlenen belgeye atıf yapılması gibi gereksiz iş ve işlemlerin ortadan kaldırılması gündeme gelecektir.

Bu durumda, ekonomik açıdan daha zayıf konumda bulunan ve sermayeden ziyade şahsi mesai, ilmi ve mesleki bilgisi ile iş yapan önemli bir kesimi vergi ödenmesinde aracı konumundan çıkartacak, ekonomik olarak rahatlatacak ve tam anlamıyla amaca hizmet eden bir vergi sistemine uygun hale getirecektir.

Exit mobile version