Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Anayasa Mahkemesinin 29/3/2017 Tarihli ve E:2017/47, K: 2017/84 Sayılı Kararı

Anayasa Mahkemesi Kararı E.2017/47

04 Mayıs 2017 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30056fana

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:

Esas Sayısı : 2017/47

Karar Sayısı: 2017/84

Karar Tarihi: 29.3.2017

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Pasinler Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)

İTİRAZIN KONUSU: 31.5.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 17.4.2008 tarihli ve 5754 sayılı Kanun’un 68. maddesiyle değiştirilen geçici 8. maddesinin birinci fıkrasının Anayasa’nın 2., 5., 10., 13. ve 60. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.

OLAY: Davacı tarafından açılan sigortalılığın tespiti davasında, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.

I- İPTALİ İSTENİLEN KANUN HÜKMÜ

Kanun’un itiraz konusu kuralı da içeren geçici 8. maddesi şöyledir:

“1479 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 8- (Değişik: 17/4/2008-5754/68 md.)

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğü bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren başlar. Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendine göre sigortalı sayılanların hak ve yükümlülüğü ise 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre başlar.

Ancak, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı ali bentlerim göre sigortalı sayılanlardan bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların, bu Kanunun yürürlük tarihi ile 4/10/2000 tarihi arasında geçen vergi mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla, sigortalının bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunması halinde, vergi mükellefiyet sürelerinin tamamı için 80 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendine göre talep tarihindeki prime esas kazancının % 32 ’si üzerinden borçlanma tutarı hesaplanır ve sigortalıya tebliğ edilir. Sigortalının kendisine tebliğ edilen borçlanma tutarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde ödemesi halinde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Sigortalıya tebliğ edilen borç tutarının bu süre içerisinde tam olarak ödenmemesi halinde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve ödenen tutar bu Kanunun 89 uncu maddesine göre iade edilir.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 1479 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi gereğince 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre başlatılmış olan icra takipleri anılan Kanun hükümlerine göre takip edilerek sonuçlandırılır. ”

II-İLK İNCELEME

1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü Arslan, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Nuri NECİPOGLU, Celal Mümtaz AKINCI, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL ve Yusuf Şevki HAKYEMEZ’in katılımlarıyla 1.3.2017 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında, öncelikle uygulanacak kural sorunu görüşülmüştür.

2. Anayasa’nın 152. ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddelerine göre, mahkemeler, bakmakta oldukları davalarda uygulayacakları kanun ya da kanun hükmünde kararname kurallarını Anayasa’ya aykırı görürler veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırlarsa, o hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidirler. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralların da o davada uygulanacak olması gerekmektedir. Uygulanacak yasa kuralları, davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.
3. İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, Kanun’un geçici 8. maddesinin, birinci fıkrasının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

4. İtiraz yoluna başvuran Mahkemede bakılmakta olan davanın uyuşmazlık konusunu, Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde düzenlenen köy ve mahalle muhtarlarının sigortalı sayılması oluşturmaktadır. Kanun’un geçici 8. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ise tarımsal faaliyette bulunanlarla ilgilidir. Dolayısıyla, Kanun’un geçici 8. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi bakılmakta olan davada uygulanacak kural değildir.

5. Açıklanan nedenlerle; 31.5.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun, 17.4.2008 tarihli ve 5754 sayılı Kanun’un 68. maddesiyle değiştirilen geçici 8. maddesinin birinci fıkrasının;

A- İkinci cümlesinin, itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu cümleye ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,

B- Birinci cümlesinin esasının incelenmesine,

OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.

III- ESASIN İNCELENMESİ

6. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Aydın AYGÜN tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükmü ve dayanılan Anayasa kuralları ile bunların gerekçeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

A- Anlam ve Kapsam

7. Kanun’un geçici 8. maddesi 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’na ilişkin geçiş hükümlerini düzenlemektedir.

8. Maddenin birinci fıkrasının itiraz konusu kuralı içeren ilk cümlesi, Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliğini taşıdıkları halde Kanun’un yürürlük tarihi olan 1.10.2008 tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmamış olanların, sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin Kanun’un yürürlük tarihinden başlayacağını kurala bağlamıştır.

9. Sigortalılığın başlangıcı ile sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin başlangıcı 5510 sayılı Kanun’un 7. maddesinde düzenlenmiştir. Kanun koyucu anılan düzenlemede sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin ne zaman başlayacağını çalışma ilişkisine göre ayrı ayrı belirlemiştir. Farklı statüdeki çalışanların sigorta hak ve yükümlülüklerinin çalışmaya başladıkları tarihten itibaren başlayacağı öngörülmüştür. Söz konusu madde, sigortalılığın başlangıç tarihi bakımından genel düzenleme niteliğindedir.

10. İtiraz konusu kural ise 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerinde belirtilen sigortalılar için geçici 8. maddede özel bir düzenleme getirmiştir. Buna göre, Kanun’un yürürlük tarihinden önce Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayanların sigorta hak ve yükümlülükleri Kanun’un yürürlük tarihi olan 1.10.2008’de başlayacaktır.

11. Kanun’un geçici 8. maddesi, 17.4.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun’un 68. maddesiyle değişikliğe uğramıştır. Değişiklik öncesi halinde, 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık niteliği taşıdıkları halde, 5510 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce kayıt ve tescil yaptırmamış olanların iki yıl içinde kayıt ve tescil yaptırmamaları durumunda sigortalılık hak ve yükümlülüğünün düşeceği düzenlenmiştir.

12. 1479 sayılı Kanun’un mülga 26. maddesi uyarınca, zorunlu sigortalı sayılanlar sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar.

B- İtirazın Gerekçesi

13. Başvuru kararında özetle, seçim dönemi boyunca köy muhtarlığı yapanların sırf süre sınırlaması nedeniyle çalıştığı bu sürelerin sigortalıktan sayılmamasının sosyal bir hukuk devleti olma ilkesiyle çeliştiği, devletin sosyal güvenlik hakkı gibi temel bir hakkı, süre ile sınırlayarak engel koymasının devletin temel amaç ve görevleriyle bağdaşmadığı, getirilen başvuru süresi nedeniyle aynı süre çalışmaları bulunan kişilerden bazılarının daha erken emekliliğe hak kazanmalarının eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu, Anayasanın 60. maddesi gereğince herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, itiraz konusu kural ile sosyal güvenlik hakkına getirilen sınırlamanın Anayasa’da sayılan bir neden olmayıp itiraz konusu kuralın Anayasa ile güvence altına alınan sosyal güvenlik hakkının ortadan kaldırılmasına sebebiyet verdiği belirtilerek kuralın, Anayasa’nın 2., 5., 10., 13. ve 60. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Tamamı İçin Tıklayınız

Exit mobile version