Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Meslek Mensuplarının Vergi Uzlaşma Komisyonlarındaki Uzlaştırıcı Rolü – Özkan AYKAR, Gelir Uzmanı

Meslek Mensupları Vergi Uzlaşma

Özkan AYKAR
Gelir Uzmanı
hukuk-portal-1@hotmail.com

1.GİRİŞ

Bilindiği üzere, yargı öncesi uyuşmazlıkları azaltmak amacıyla yapılan düzenlemeler ve alternatif çözüm yollarına işlerlik kazandırılma çabaları sürekli gündemde kalmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul kanununda bulunan Uzlaşma müessesesi (Ek/1-11. Md) idari safhada uyuşmazlıkların sonuçlandırılması için var olan düzenlemelerden biridir. Ancak uzlaşmanın kaldırılması gerektiğini savunanlar olduğu gibi, uzlaşma müessesesinin etkin ve adaletli uygulanabilmesi için yapısının değiştirilmesi gerektiğini düşünenler de bulunmaktadır.

Diğer taraftan anılan Kanununun değişik Ek 1 inci maddesinin son fıkrasında yer alan yetkiye dayanılarak hazırlanan Uzlaşma Yönetmeliğine göre; meslek odasına kayıtlı meslek mensupları, uzlaşma komisyonu toplantısına görüşlerini açıklamak üzere katılabilmektedirler.

Bu yazımızda, alternatif çözüm yolu niteliği taşıyan uzlaşma müessesesinde, meslek mensuplarının uzlaştırıcı rolü hakkında ve söz konusu uygulamaya işlerlik kazandırma çerçevesinde birtakım açıklamalar ve önerilere yer verilecektir.

2.UYUŞMAZLIKLARDA ALTERNATİF ÇÖZÜM YOLLARI

Anayasamızın 125 nci maddesiyle güvence altına alınan dava yoluyla hak arama özgürlüğü, kendisi bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birisini oluşturmaktadır. Bu itibarla kişilere yargı mercileri önünde dava hakkı tanınması, adil bir yargılamanın ön koşulunu oluşturur.[1]

Ancak bütün ihtilafların mahkemelerce çözümlenmesi arzulanan bir sonuç değildir. Bu sebeple yargı öncesi uyuşmazlıkları azaltmak amacıyla yapılan düzenlemeler ve alternatif çözüm yollarına işlerlik kazandırılma çabaları sürekli gündemde kalmaktadır.

Uyuşmazlıkların alternatif çözüm yolu, mahkemelerde yürütülen yargı yolu dışında işleyen ve uyuşmazlıkların tarafsız üçüncü bir kişinin yardımıyla çözümlenmesini öngören bir sistemi ifade etmektedir.[2]

Uyuşmazlıkların alternatif çözüm yollarından biri de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca uygulamaya giren “uzlaştırma”dır.

Uzlaştırma ile ilgili olarak 5 Ağustos 2017 tarihli ve 30145 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği kapsamında uzlaştırmacıya her yıl Adalet Bakanlığınca hazırlanan Tarifeye göre ücret ödenmektedir.

Diğer taraftan 1 Ocak 2018 tarihi itibarıyla çalışma hayatı ve işçi işveren uyuşmazlıkları kapsamında hayata geçirilen yeniliklerden biri de arabuluculuk düzenlemesidir.

Alomaliye.com Personel Bordro Programı Pro+İK
Avans | İcra | İzin | Rapor | Harcırah | Teşvikler | Puantaj | e-Bildirge | e-Beyan

Düzenleme kapsamında, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi-işveren alacak ve tazminatları ile işe iade taleplerinde arabulucuya başvurma şartı getirilmiştir. Arabuluculara verilecek ücretlerdeki asgari sınırı belirlemek üzere 30 Aralık 2018 tarihinde, 2018 yılı Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi Tebliği çıkarılmıştır.

Kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerinden doğanlar dışında kalan ve kamu hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü ise, idari yargı organlarınca yerine getirilmektedir. Bu bağlamda idari yargı, kamu idarelerinin idare hukuku kapsamında yapmış olduğu işlem ve eylemlerinden doğan uyuşmazlıklara bakan, adli yargının dışında, kendine özgü kuralları ve yargılama usulleri olan ayrı bir yargı düzenidir.[3]

Anayasamızın 2 nci maddesinde Cumhuriyetin niteliklerini sayarken hukuk devleti olma özelliği belirtilmiştir. Hepimizin bildiği üzere hukuk devletinin en önemli özelliği, idarenin her türlü işlem ve eylemlerine karşı yargı yolunun açık olmasıdır. Dolayısıyla verginin nasıl doğduğu ve mükellefinin kimler olduğu ve vergi alacağının nasıl hesaplanıp alınacağı, kanunlarla düzenlenmiştir.[4]

Vergisel uyuşmazlıkların yargısal çözümü ile hukuk devletinin gereği olarak bir yandan idarenin hukuka ve Anayasa’ya uygun hareket etmesi sağlanırken, diğer yandan da mükellef, adına ceza kesilen veya hakkında takibat yapılan kişi/kişiler açısından vergilendirmede adalet ve güvenlik sağlamış olmaktadır.[5] Dolayısıyla, yargı denetiminin kapsamı ve sınırlarının temeli Anayasa’dır.

3.UZLAŞMA MÜESSESESİ VE MESLEK MENSUPLARININ UZLAŞTIRICI ROLÜ

Vergi yargısı idari yargının özel bir ihtisas dalıdır. Vergi yargısı idari yargı yerlerinde yapılır. İdari yargı mercileri ise Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleridir.

Mükelleflerin vergi işlemlerine karşı dava açma hakları vardır. Bu hakla ilgili olarak 213 Sayılı VUK’un 377 nci maddesinde “Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilirler.” denilmektedir.

Vergi davalarının büyük bir oranını ise, ikmalen, re’sen ya da idarece yapılan tarhiyatlara istinaden düzenlenen vergi ceza ihbarnameleri oluşturmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul kanununda bulunan Uzlaşma müessesesi (Ek/1-11. Md) idari safhada uyuşmazlıkların sonuçlandırılması için var olan düzenlemelerden biridir.

Dolayısıyla vergi uyuşmazlıkları idari safhada genellikle uzlaşma müessesesi kapsamında çözümlenmekte olup, idari safhada çözümlenemediğinde mahkemelere başvurulmaktadır. Ya da söz konusu uyuşmazlık için doğrudan dava yoluna gidilmektedir. [6]

Farklı ülkelerde değişik şekillerde uygulamaları olan uzlaşma müessesesinin avantajları olmakla birlikte eleştirilen yönleri de bulunmaktadır. Bundan dolayı da uzlaşmanın kaldırılması gerektiğini savunanlar olduğu gibi, uzlaşma müessesesinin etkin ve adaletli uygulanabilmesi için yapısının değiştirilmesi gerektiğini düşünenler de bulunmaktadır. Uzlaşmanın hem devlet hem de mükellef için olumlu bir uygulama olduğu bu yüzden kesinlikle kaldırılmaması gerektiği ancak uygulamasında değişikliğe gidilebileceği değerlendirilmektedir. [7]

213 sayılı Vergi Usul Kanununun değişik Ek 1 inci maddesinin son fıkrasında yer alan yetkiye dayanılarak hazırlan 03.02.1999 tarihli ve 23600 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Uzlaşma Yönetmeliğinin “Uzlaşma Talebinin İncelenmesi ve Görüşmelerinin Yapılması” başlıklı 10 uncu maddesinde “… Mükellef, uzlaşma görüşmelerinde, bağlı olduğu meslek odasından bir temsilci ve 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Kanuna göre kurulan meslek odasından bir meslek mensubu bulundurabilir. Bu kişiler uzlaşma komisyonu toplantısına görüşlerini açıklamak üzere katılabilirler. Uzlaşma ile ilgili tutanaklara imza atamazlar. ….” düzenlemesine yer verilmiştir.

Söz konusu düzenleme kapsamında uzlaşma görüşmelerine, meslek odasından bir temsilci veya meslek mensupları fiilen katılabiliyorlar ve görüşlerini açıklayabiliyorlar. Ancak uzlaşmanın sağlanmasına katkısı olan meslek mensupları, uzlaşma komisyonu başkanı ve üyeleri gibi huzur ücretinden faydalanamıyorlar.

4.SONUÇ

İkmalen, re’sen ya da idarece yapılan tarhiyatlara istinaden vergi idaresince düzenlenen vergi ceza ihbarnameleri alan mükellefin ilk danışacağı kişi meslek mensuplarıdır.

Bu itibarla, meslek mensuplarının uzlaştırıcı rolü göz önünde bulundurularak, alternatif çözüm yolu niteliği taşıyan uzlaşma müessesesine işlerlik kazandırma adına, uzlaşmaya katılan meslek mensuplarına huzur ücretinin ödenmesine yönelik bir düzenlemenin yapılması etkin bir uzlaşma uygulanması açısından yerinde olacaktır.

Diğer hukuk dallarındaki uyuşmazlıklar için mevcut olan alternatif çözüm yollarına benzer bir uygulama çerçevesinde, meslek mensuplarının emek ve mesaisi karşılığında vergi uyuşmazlıklarının çözümünde yapacağı katkı, uyuşmazlıkların azaltılmasında ve uzlaşmanın teşvik edilmesi bakımından önemlidir.

Dileğimiz, mükellefler ile vergi idaresi arasında çıkan uyuşmazlıkların, idari aşamada çözüme bağlanmasıdır.

Kaynaklar

– Anayasa Mahkemesi, 05.09.2002 tarih ve 24867 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan E: 2001/5, K: 2002/42 sayılı AYM kararı

– AKSOY, Şerafettin; Vergi Hukuku ve Türk Vergi Sistemi, 5. Baskı, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1999, s. 86

– AYKAR Özkan, ÇAĞLAR Kemal, ERTEKİN Özkan; Vergisel İşlemlerde Dava Rehberi, Adalet Yayınevi, 2. Baskı, Ekim 2016. s.VI.

– GÖZÜBÜYÜK, Şeref; Yönetsel Yargı, 17. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara 2003. s. 4.

– KARATAŞ DURMUŞ, Neslihan; Vergi Uyuşmazlıklarında Uzlaşma ve Alternatif Çözüm Yolları, Adalet Yayınevi, Nisan 2018.

– SARI, Mehmet; Avukatlarin Uzlaşma Sağlama Yetkisi ve Uygulaması, http://www.ahmetyum.av.tr/en/avukatlarin-uzlasma-saglama-yetkisi-ve-uygulalb1vt, (Erişim: 24.04.2018)

– YAŞİN, Mehmet; Türk Vergi Yargısı ve Vergisel Uyuşmazlıkların Dava Yoluyla Çözümü, Yaklaşım Yayınları, Eylül 2006, s. 43

[1]   Anayasa Mahkemesinin 05.09.2002 tarih ve 24867 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan E: 2001/5, K: 2002/42 sayılı kararı

[2]   Mehmet SARI, Avukatlarin Uzlaşma Sağlama Yetkisi ve Uygulaması, http://www.ahmetyum.av.tr/en/avukatlarin-uzlasma-saglama-yetkisi-ve-uygulalb1vt, (Erişim: 24.04.2018)

[3]   Şeref GÖZÜBÜYÜK, Yönetsel Yargı, 17. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara 2003. s. 4.

[4] Şerafettin AKSOY, Vergi Hukuku ve Türk Vergi Sistemi, 5. Baskı, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1999, s. 86

[5] Mehmet YAŞİN, Türk Vergi Yargısı ve Vergisel Uyuşmazlıkların Dava Yoluyla Çözümü, Yaklaşım Yayınları, Eylül 2006, s. 43

[6] Özkan AYKAR, Kemal ÇAĞLAR, Özkan ERTEKİN, Vergisel İşlemlerde Dava Rehberi, Adalet Yayınevi, 2. Baskı, Ekim 2016. s.VI.

[7] Neslihan KARATAŞ DURMUŞ , Vergi Uyuşmazlıklarında Uzlaşma ve Alternatif Çözüm Yolları, Adalet Yayınevi, Nisan 2018.

Exit mobile version