Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Yeni Kanun Tasarısının Kamu Maliyesi ve SGK’ya Getireceği Mali Yük Üzerine Bir Değerlendirme – Mahmut ESEN, E. Mülkiye Başmüfettişi

Yeni Kanun Tasarısı Mali Yük

Mahmut ESEN
E. Mülkiye Başmüfettişi
mahmutesen@gmail.com

I-TASARI NE GETİRİYOR

AKP iktidarınca  24 Haziran seçimleri öncesinde  hazırlanmış   kanun tasarılarından olan  30.04. 2018 gün  ve 1/944 sayılı,  “Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı”  Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülerek kabul edilmiştir.

Tasarının bu hafta içinde  genel kurul gündemine  girmesi ve  yasa haline getirilmesi beklenmektedir.

Kanun Tasarısı geniş kapsamlı olup “ torba yasa” tekniğine göre hazırlanmıştır. “İmar affı” vb. çok değişik konuları da içermektedir.

Özellikli olarak 31.03.2018 tarihi itibarıyla  kamu idarelerince tahsili gereken vergiler/vergi cezaları, idari para cezaları, SGK prim alacakları ve cezaları ve  diğer kamu alacaklarına yeniden yapılandırmasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.Bu nedenle  vergi affı  tasarısı niteliği  ağır basmaktadır.

Yeniden yapılandırma sırasında kesinleşmiş vergi asılları ve cezalarının tamamı, alacak aslına bağlı olmayan cezaların  (Trafik idari para cezası vb.) ise %50 ‘si tahsil edilecektir. Bu sözü edilen kamu alacakları için idareler tarafından tahakkuk ettirilmiş olan gecikme faizi, gecikme zammı ve gecikme cezaları alacaklarının tahsilinden vazgeçilecek, bunun yerine (Yİ- ÜFE) esas alınarak belirlenecek tutar tahsil edilecektir. Daha önceki yapılandırma uygulamalarında olduğu gibi borçlulara iki ayda bir ödenmek üzere 6-18 arasında değişen taksit olanağı getirilmiştir.

2010/965 sayılı B.K.K. belirlenmiş ve 19.10.2010 tarihinden itibaren uygulamada olan aylık gecikme zammı oranı (% 1,4), Yİ-ÜFE’ye  göre yüksek olduğu için yapılandırma işlemi borçlulara kısmi bir avantaj sağlamaktadır.[1] Bu suretle süresinde ödenmeyen kamu alacaklarına önce yıllık %16,8 oranında gecikme zammı tatbik edilmekte ve sıklıkla yapılan yapılandırma sırasında da  gecikme zammı yerine daha düşük oranlı  Yİ-ÜFE uygulanmaktadır. Görünüşte  borçlulara ilave olanak sağlanmış olmaktadır.

İktidar partisinin kamu alacaklarının yapılandırılması uygulamasını çok sevdiği görülmektedir. Cumhuriyet yönetimi döneminde çıkarılmış olan toplam 34 adet vergi affı niteliğindeki yasalardan[2] 6 adedi  AKP iktidarları döneminde yasalaştırılmıştır. Söz konusu tasarısının yasalaşması halinde AKP döneminde iki yılda bir vergi affı yasası çıkarılmış olacaktır. Nitekim son vergi affı olan 18.05.2017 gün  7020 sayılı Yasanın kabul edilişinden bu yana henüz  bir yıl bile geçmemiştir.

Seçimler öncesi çıkarılacak olan bu yasanın Devlete maliyetinin 24 milyar TL olduğu ifade edilmektedir. [3]

Tasarıya ilişkin Başbakan Binali Yıldırım tarafından yapılmış açıklamalar,  yazılı/görsel medyada  “ müjdeli”  haber olarak  değerlendirilmiş ve  “İktidar seçim öncesi kesenin ağzını açtı!” başlığı ile yer almıştır.

Ancak bilindiği üzere ortada açılacak “kese, kullanılabilecek  ek bir kaynak”  bulunmamaktadır. Muhalefet partilerince dile getirilmekte olan “ demek ki kaynak varmış” söylemleri de gerçeği tam yansıtmamaktadır.

Zira 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi  65,9 milyar TL net borçlanma ile denkleştirilmiştir. 2017 yılı sonu itibarıyla, merkezi yönetimin brüt iç/dış borç stoku  876,4 milyar TL ulaşmıştır.[4]  2018 yılında  faiz ödemeleri için 71,7 milyar TL ödenek konulmuştur. Tahmin edilen faiz dışı fazlalık ise sadece 5,8 milyar TL dir.

Diğer yandan 2018 Yılı merkezi yönetim bütçesinde öngörülememiş olan ( beklenenin üzerinde gelir artışı  ile ek kaynak sağlanması vb.) olumlu bir gelişmeden söz etme olanağı bulunmamaktadır. Zira bütçenin  2018 yılı Ocak-Mart döneminde 20,4 milyar TL açık verdiği bilinmektedir.[5]

Seçim ekonomisi bağlamında getirildiği belli Kanun Tasarısının kamu maliyesini olumsuz etkileyeceği, mevcut/öngörülen bütçe açığını daha da artıracağı açıktır.

Bu yazımızda Kanun Tasarısıyla getirilmek istenen düzenlemelerden Sosyal Güvelik Kurumu (SGK) ilgilendiren yanları  üzerinde özellikle durulmakta; önemi nedeniyle SGK baz alınarak  sosyal güvenlik alanında oluşturacağı (kalıcı nitelikli) olumsuzlara dikkat çekilecektir.

II- TASARI  SGK’YA NE GETİRİYOR

A- Tasarı SGK’nın Temel/Asli Geliri Olan Prim Alacaklarını Azaltan Dolaysıyla SGK Bütçe Açıklarında Artışlara  Yol Açacak Düzenlemeler Getirmektedir.

Kanun Tasarısıyla 31.03.2018 tarihi itibarıyla tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan:

SGK prim alacakları, gecikme cezalarına,

– İnşaatlardan kaynaklanan eksik işçilik tutarlarına,

– İdari para cezalarına,

– Yapılandırma olanağı getirilmiştir.

Borçlu olan ve borçlarını yapılandıran Bağ-Kur’lu  (4/1-b)  sigortalılara Genel Sağlık Sigortasından  (GSS) yararlanma hakkı getirilmektedir.

Bağ-Kur’lu sigortalıların ödenmemiş  sosyal güvenlik destek prim borç ve cezaları silinmektedir.

Gelir testine başvurmamış olanların GSS primleri başvuru tarihinden itibaren tahakkuk ettirilecektir.

GSS prim borcu olanların borç asıllarını ödemeleri halinde gecikme cezaları kaldırılmaktadır.

Bağ-Kur’lu (köy/mahalle muhtarları dahil)  ve tarımda kendi adına çalışan sigortalılara durdurulmuş sigortalılık sürelerinin ihya edilebilmesi  olanağı sağlanmıştır. Ayrıca  bu sigortalılardan  31.05.2018 itibarıyla prim borcu olanlara sigortalılığını durdurma/ yeniden başlatma/yeniden ihya etme  gibi fırsatlar  verilmektedir.

Önceki yapılandırmalardan yararlanmış olanlara kalan borçlarının tümünü ödeyecek olanlara bazı kolaylıklar getirilmiştir.İşverenler ve üçüncü şahısların;  iş kazası, meslek hastalığı, malullük, ölüm vb. fiiller nedeniyle SGK’ya ödemekle  yükümlü oldukları her türlü borçlarının  belirtilen sürede ödenmesi halinde kolaylıklar getirilmiştir.

SGK tarafından yersiz/fazla ödenen aylıkların belirlenen sürelerde geri ödenmesi halinde kolaylıklar getirilmiştir.

1.06.2018 tarihinden itibaren ilk defa Bağ-Kur kapsamında sigortalı olacak, 18-29 yaşlarındaki gelir vergisi mükellefi genç girişimcilerin, sigorta primlerinin bir yıl süreyle Hazine tarafından karşılanması esası getirilmiştir.

Yukarıda belirtilen düzenlemelerin birlikte değerlendirildiğinde,  Tasarının yasalaşarak yürürlüğe halinde SGK’nın  2017 yıl için 24,4 milyar TL olan bütçe açığının daha da artacağı, SGK’nın kendi öz kaynakları ile giderlerini karşılamasının olanaksız hale geleceği, aktüeryal dengenin daha fazla bozulacağı anlaşılmaktadır.

B- Tasarı Merkezi Yönetim Bütçesi Giderlerini Artırıcı Hükümler Getirmektedir.

620 bin kişiye ödenmekte olan 65 yaş  aylığı %90 oranında artırılmaktadır

Kanun Tasarısı ile 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanun uyarınca 65 yaş aylığı almakta olanların aylıkları % 90 oranında artırılarak yaklaşık 500 TL ye yükseltilmesi  öngörülmüştür.

Öngörülen  artışlar   bir yıllık dönemde, merkezi yönetim bütçesine (4.387-2. 332) x ( 0,108550) x 1.04x 620.019= 1,7 milyar TL  mali yük getirmektedir.

11,2 milyon emekliye bayram ikramiyesi ödemesi yapılacaktır

Kanun Tasarısı ile  5510 sayılı Kanuna ek madde eklenmesi ile SGK tarafından  gelir ve aylık ödemesi yapılanlara Ramazan ve Kurban bayramlarında 1.000 ‘er TL bayram ikramiyesi ödemesi yapılması öngörülmüştür.

Bayram ikramiyeleri bir yıllık dönemde yaklaşık olarak (1000 +1000) x 11.252.307= 22,5 milyar TL mali yük getirmektedir.

65 yaş aylığı ve bayram ikramiyelerinin bir yıllık toplam  tutarları olan 24,2 milyar TL nin merkezi yönetim bütçesi cari transferler tertibinden SGK ya ödenmesi gerekmektedir. Bu rakam tek başına 2018 yılı için öngörülmüş olan bütçe açığını % 37 oranında artıracak büyüklüktedir. Bu tür cari transferler sonucu merkezi yönetim bütçesinden yatırıma, mal/hizmet alımlarına gitmesi gereken kaynakların azaldığı, SGK bütçesinin merkezi yönetim bütçesi aleyhine büyüdüğü görülmektedir.

III- SGK BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ

Kanun Tasarının merkezi yönetim/SGK bütçelerinde yol açacağı ilave açıkları, SGK’nın prim alacakları/ öz gelirleri giderlerini karşılamasının  giderek zorlaşacağının aktüeryal dengenin daha fazla bozulacağının somut olarak görülebilmesi için SGK’nın 2016 ve 2017 bütçe gerçekleşmeleri aşağıda tabloda gösterilmiştir.

                          Tablo:  2016, 2017 Yılları SGK  Bütçe Gerçekleşmeleri    (Milyar TL)

 

2016

2017

A-TOPLAM GELİRLER 256 288,3
1-Prim Gelirleri 184,4    209
2-Diğer Gelirler

[Devlet Katkısı, % 4 Ek Ödeme (vergi iadesi)  Transferi, Maliye Bakanlığı Adına Yapılmış Faturalı Ödemeler (2022 vb. kanunlara göre bağlanmış aylıklar, ikramiye ödemeleri) ve  SGK’nın  diğer ödemeleri]

71,6    79,3
B- TOPLAM GİDERLER 276,5   312,7
1-SGK’dan Hane Halkına Yapılan Fayda Ödemeleri

a)-Emekli Aylık Ödemeleri

(Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Aylıkları,% 4 Ek Ödemeler,İkramiyeler, 2022 s.k.göre bağlanmış aylıklar vb.)

b)-Sağlık Giderleri (  Tedavi, ilaç ve sağlık malzemesi giderleri)

201,4

 

 

 

68

229

 

 

 

77,7

2-Diğer Giderler ( Yönetim, yatırım) 7 6
C-GELİR-GİDER DENGESİ -20,6 -24,4

Not: Küsuratlar yuvarlatılmıştır.

Kaynak: SGK 2016/ 2017 yıllarına ait  faaliyet raporları.

SGK bütçesi 2016 yılında 20,6 milyar TL, 2017 yılında ise 24,4 milyar TL açık vermiştir.  Sadece bütçe açıklarının finansmanın sağlanması sosyal güvenlik/sigorta sorunlarının  çözümlenmesi açısından yeterli olmadığı açıktır.

Nitekim oluşan açıkların finansmanının yanı sıra;   ek ödeme, faturalı ödemeler, Devlet katkısı ve Devletin sağladığı sigorta prim destekleri, ödeme gücü olmayanların GSS prim tutarları karşılığında merkezi yönetim bütçesinin cari transfer giderleri kaleminden[6], SGK’ya toplam olarak; 2016 yılında 108 milyar TL ve 2017 yılında  da 128,2 milyar  TL[7] ödeme yapılmıştır.

SGK’ya yapılan ve her yıl artış gösterdiği bütçe transferlerinin merkezi yönetim bütçe giderleri  içinde de önemli bir pay oluşturmaktadır. Merkezi yönetim bütçesi toplam giderlerinin; 2016 yılında 18,3’ünün,  2017 yılında ise % 20’sinin, SGK’ya yapılmış olan transfer ödemeleri  olduğu görülmektedir.

Merkezi yönetim bütçesinden SGK’ya yapılan cari transferler elimine edilmek (düşülmek) suretiyle yapılacak bir karşılaştırma da ise SGK gider bütçesi toplamının, merkezi yönetim gider bütçesinin 2016 yılında  %58’ i 2017 yılında ise % 57,5 ‘i  oranında büyüklüğe eriştiği anlaşılmaktadır.

Merkezi yönetim bütçesi açısından en büyük “kara deliğin” SGK olduğu görülmektedir.[8]  Kara deliğin büyütülmesi değil, kapatılması/küçültülmesi; bu bağlamda üretime/yatırımlara ağırlık verilmesi gerektiği  açıktır.

[1]https://odatv.com/ara.phpt=

E.%20M%C3%BClkiye%20Ba%C5%9Fm%C3%BCfetti%C5%9Fi%20Mahmut%20Esen

[2] https://alomaliye.com/2016/08/19/cumhuriyet-tarihimizde-cikartilan-vergi-aflari/

[3] http://www.turkdevrimi.com/bakanlar-kurulu-24-haziran-oncesi-kesenin-agzini-acti/544/

[4] Hazine Müsteşarlığı Kamu Finansmanı İstatistikleri. (https://www.hazine.gov.tr/kamu-finansmani-istatistikleri

[5] http://www.bumko.gov.tr/Eklenti/11150,mart-2018-aylik-butce-gerceklesmeleri raporupdf.pdf?0&_tag1=3CFECD9204C6A8256AB512C0E40E7D63E76510DF

[6] Sermaye birikimi hedeflemeyen ve cari nitelikli mal ve hizmet alımını finanse etmek amacıyla yapılan karşılıksız ödemeleri kapsamaktadır.

[7] Bu rakam  SGK 2017 Faaliyet Raporundan alınmıştır. Muhasebat G. Md. kayıtlarına göre SGK’ya yapılmış  bütçe tranferleri toplamı 133,5 milyar TL dir.

[8] https://mahmutesen.wordpress.com/

Exit mobile version