Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Ödeme Emri Tebliği, İcranın Başlangıcıdır – Serhat ERDEN, Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı

Ödeme Emri Tebliği İcra

Serhat ERDEN
Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı
Yazar Hakkında

I- GİRİŞ

Kamu Gelirleri :

Kamu gelirleri içerisindeki en büyük payı hiç şüphesiz ki vergi gelirleri oluşturmaktadır.

Vergi; Devlet tarafından kamu harcamalarını finanse etmek amacıyla gerçek ve tüzel kişilerden, ödeme kabiliyetlerine göre, karşılıksız ve cebri olarak alınan parasal değerler şeklinde tanımlanmakta olup Devlet, sahip olduğu bu gücü Anayasanın 73. maddesinden almaktadır[1].

Literatürde 4T olarak da bilinen Vergilendirme Süreci; vergiyi doğuran olay gerçekleştikten sonra sırasıyla Tarh – Tebliğ – Tahakkuk – Tahsil [2] aşamalarının gerçekleşmesidir.

Tahakkuk aşaması gerçekleştikten sonra cebri takibat ve tahsilatın önündeki seti kaldıran Ödeme Emri Tebliği, yazmakta olduğumuz makalemizin konusunu oluşturmaktadır.

II- ÖDEME EMRİ

6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55. maddesinde: “Amme alacağını vadesinde ödemiyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumlu bir “ödeme emri” ile tebliğ olunur.” denilmektedir.

Ödeme Emri; lafzından da anlaşılacağı üzere muhatabın portföyünde biriken borç stoğunun 15 gün içerisinde ödenmesinin emrolunduğu veyahut borcu karşılayacak değerde mal bildiriminde bulunması ya da haczi kabil malının bulunmadığının bildirilmesini zorunlu kılan bir vesikadır.

III- TEBLİĞ

Tebliğ Yapılacak Kimseler:

Vergi Usul Kanununun 94 ila 98. maddelerinde bahsedildiği üzere Tebliğ;

Mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere,

Tüzel kişilerin başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine,

Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine,

Kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgâh adresinde bulunanlardan veya iş yerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılır.

Vergi sorumlusunun (Veli, Vasi, Kayyum) birden fazla olduğu durumlarda, yalnızca bir kişiye tebliğ yapılması yeterlidir.

Kara, deniz, hava ve jandarma eratına yapılacak tebliğler ise en yakın üst vasıtayla yapılır.

Yabancı memlekette bulunanlara tebliğ;

vasıtasıyla yapılır.

Kamu kurumlarına yapılacak tebliğ, ilgili kurumun en üst amirine, yardımcısına veya en üst amirin belirleyeceği memura yapılır.

Tebliğ Usulleri:

1.Posta Yoluyla veya Memur Eliyle Tebliğ

Tebliğ evrakı ister posta vasıtasıyla ister memur eliyle gönderilsin mutlaka VUK’ nun 101. maddesinde belirtilen bilinen adrese [3] gönderilir ve posta idaresince veya memur eliyle muhatabına teslim edildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılır.

İşyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamaması (geçici ayrılmalar dahil), işin bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğ;

adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri (MERNİS) adresinde yapılır.

Muhatabın işyeri adresi bulunmuyorsa, tebliğ evrakı doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine gönderilir.

MERNİS adresine gönderilecek tebligat:

i. İdare, tebliğ evrakını postaya vermeden veya memur eliyle tebligata çıkarmadan önce muhatabın adres kayıt sisteminde yer alan yerleşim yeri adresini kontrol eder.

ii. Adres kayıt sisteminde yer alan yerleşim yeri adresine ilk defa tebliğe çıkarılması ve muhatabın adreste bulunamaması halinde, tebliğ alındısı üzerine ilgili memur tarafından şerh ve imza edilerek tebliğ evrakı derhal ilgili idareye iade edilir.

iii. Münasip bir süre bekleyen İdare, adres kayıt sistemi üzerinden tekrar muhatabın yerleşim yeri adresini teyit ederek, tebliğ zarfının üzerine İKİNCİ DEFA TEBLİĞ kaşesi vurur ve ikinci defa yerleşim yeri adresinde tebligata çıkartır.

iv. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı, geçici ayrılmalar da dahil olmak üzere muhatabın tebliğ yapılacak adreste bulunamaması nedeniyle tebliğ edilememesi halinde, tebliğe çıkan memur tarafından tebliğ zarfı şerh ve imza edilerek, tebligat pusulasının muhatap nüshası kapıya yapıştırılır. İdarede kalacak nüsha ise evrakın arkasına yapıştırılarak ilgili idareye teslim edilir.

Bu durumda tebliğ tarihi:

Muhatap nüshasının kapıya yapıştırıldığı tarihten itibaren onbeş gün içerisinde ilgili daireden alınırsa alındığı günde,

Aksi takdirde pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihi izleyen onbeşinci günde tebliğ yapılmış sayılır.

Muhatabın tebliğe çıkarılan evraktan önce ilgili daireye gelmesi üzerine, tebliğ evrakının daireye gelmesi beklenmeksizin tebliğ edilecek belgeler yeniden düzenlenerek muhataba dairede elden tebliğ edilir.

Örnek:  Beşiktaş Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi Bay (S) adına düzenlenen vergi/ceza ihbarnameleri ilgili mükellefin yerleşim yeri adresine gönderilmiş olsa da, mükellefin adreste bulunamaması nedeniyle tebliğ evrakı daireye iade edilmiştir.

Tebliğ evrakını alan vergi dairesi, münasip bir süre bekledikten sonra yerleşim yeri adresi kontrolü yaparak adreste herhangi bir değişiklik olmadığını görmüş ve tebliğ evrakının üzerine İKİNCİ DEFA TEBLİĞ kaşesini vurarak 11.11.2019 tarihinde ikinci kez tebliğe çıkarmıştır.

Mükellef yine adresinde bulunamamış olup, ilgili memur tarafından tebliğ evrakının “muhatap” nüshası kapıya yapıştırılmıştır. Bu durumda pusulanın yapıştırıldığı tarihi izleyen onbeşinci gün olan 26.11.2019 tarihinde tebliğ yapılmış sayılacaktır.

Bay (S), 26.11.2019 tarihinden önce daireye gelerek tebliğ evrakını alsaydı, tebligatı aldığı tarihte tebliğ yapılmış sayılacaktı.

v. Yerleşim yeri adresi ile işyeri adresinin aynı olduğu yani home-office şeklinde faaliyet gösterildiği durumlarda tebliğ evrakının ilk seferde tebliğ edilememesi halinde, yukarıda açıkladığımız 2-3-4. maddelerimizde bahsedildiği üzere, tebliğ evrakının üzerine doğrudan İKİNCİ DEFA TEBLİĞ kaşesi vurularak yeniden tebliğe çıkartılır ve tebligat işlemleri yürütülür.

vi. Muhatap, bilinen adreste (işyeri veya yerleşim yeri) bulunmuş ancak tebliğ evrakını almaktan imtina etmiş ise; tebliğ evrakının ilgili idareden alınabileceği şerhini içeren pusula kapıya yapıştırılır ve o gün tebliğ yapılmış sayılır.

vii. Muhatap dışındaki üçüncü kişilerin imtina etmesi durumunda tebliğ işlemleri, muhataba ulaşılamamış gibi devam edecektir.

viii. İdare ile muhatabın yerleşim yeri adresinin farklı ilçelerde veyahut farklı illerde olması durumunda, yerleşim yeri adresi yetki sınırları içerisinde yer alan İdare vasıtasıyla niyabeten tebliğ yaptırılabilir. Niyabeten yapılan tebligat hakkındaki bilgi ve belgeler, gerekli iş ve işlemler tamamlandıktan sonra 5 gün içerisinde ilgili idareye geri gönderilir.

2.İlanen Tebliğ:

Vergi Usul Kanununun 104. maddesinde belirtildiği üzere,

tebliğ ilan yoluyla yapılacaktır.

İlanın şekli, muhteviyatı ve neticeleri hakkındaki bilgilere ilgili kanunun 104-106. maddelerinden ve 293 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinden ulaşabilirsiniz.

3.Elektronik Ortamda Tebliğ

Fiziki ortamda posta yoluyla, memur eliyle veya dairede elden tebliğ usullerinin yanı sıra çağımızın her an gelişen teknolojisiyle internet ortamına entegre edilmiş, modern hayata uygun bir tebliğ yöntemi olan elektronik tebligat modeli geliştirilmiş olup, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 107/A maddesinde;

Bu Kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, 93 üncü maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabilir.

Elektronik ortamda tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” denilmektedir.

456 Sıra Nolu V.U.K. Genel Tebliğinde belirlenen ve elektronik adres kullanma zorunluluğu getirilerek elektronik ortamda tebliğ yapılacak kişiler şunlardır:

i. Kurumlar vergisi mükellefleri

ii. Ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlar (Kazançları basit usulde tespit edilenlerle gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler hariç)

iii. İsteğe bağlı olarak kendilerine elektronik tebligat yapılmasını talep edenler.

E-Tebligat adresi edinim süresi yukarıdaki sırasıyla:

i. Kurumlar Vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine işe başlama tarihini takip eden 15 gün içinde,

ii. Gelir Vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine mükellefiyet tesisi sırasında,

iii. Tüzel kişiler ile Tüzel Kişiliği Olmayan Teşekküllerde KDV veya Gelir (Stopaj) Vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine, zorunluluk kapsamında olmayan gerçek kişiler ise internet vergi dairesi aracılığıyla veya ikametgahlarının bulunduğu yer vergi dairesine keyfiyetlerini bildirerek,

elektronik tebligat sistemini kullanmaya başlayacaklardır.

E-Tebligat sistemi ile gönderilen elektronik imzalı tebliğ evrakı, mükellefin elektronik ortamdaki adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda tebliğ edilmiş sayılır ve ayrıca posta yoluyla tebligat yapılmaz.

Zorunlu veya ihtiyari olarak elektronik tebligat sistemine kayıt olanların sistemden çıkışları:

elektronik tebligat adresleri kapatılacaktır. Özetle şairin dizelerinde geçtiği gibi.. Bizi ancak ölüm ayırır.

E-Tebligat sistemine dahil olması zorunlu olanlardan ilgili tebliğ ile getirilen yükümlülüklere uymayanlar için V.U.K. Mükerrer 355 inci maddesindeki cezai müeyyide uygulanır.

19.10.2019 tarihli ve 30923 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 511 Sıra Nolu V.U.K. Genel Tebliğinde:

Muhataplarının görme engelli olduğu durumlarda, elektronik tebligat sistemi kullanılmadan diğer tebliğ usullerine göre tebliğ yapılacağı,

1/1/2020 tarihinden itibaren Bağlı Vergi Dairesi müdürlüklerinde (mal müdürlükleri) faaliyet gösteren Kurumlar ve Gelir Vergisi mükelleflerine elektronik adres kullanma zorunluluğu getirildiği belirtilmiştir.

İlgili tebliğde en çok dikkat çeken yeniliklerden birisi de; “Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı 1/1/2020 tarihinden itibaren elektronik tebligat sistemini kullanmaya başlayacaktır.”

IV-  SONUÇ

Ödeme emrinin ilgili Kanunlarda belirtildiği usul ve esaslar doğrultusunda tebliğ edildiği andan itibaren;

İcra takip ve işlemlerine başlanması için gerim sayımın başlayacağı,

Amme borçlusuna tanınan onbeş günlük süre zarfında borcunu ödemesi veyahut borcunu karşılayacak mal bildiriminde bulunması ya da hacze konu edilebilecek bir mal varlığının bulunmadığını bildirmesi,

Borcunun bulunmadığı, borcun kısmen ödendiği veya borcun zamanaşımına uğradığı sebeplerinden biriyle dava açma hakkının saklı bulunduğu,

Aksi takdirde 6183 Sayılı Kanunun 55., 58., 60., 111. ve 114. maddeleri gereğince;

Yayınlanan Makalelerim

Kaynaklar

Dipnotlar

[1] Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.

Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.

Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.

(Değişik: 16/4/2017-6771/16 md.) Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir.

[2] Tarh: Vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tesbit eden idari muameledir.

Tebliğ: Vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna yazı ile bildirilmesidir.

Tahakkuk: Tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesidir.

Tahsil: Verginin kanuna uygun surette ödenmesidir.

[3] Madde 101- Bu Kanuna göre bilinen adresler şunlardır:

  1. Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri,
  2. Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adresleri,
  3. 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi.
Exit mobile version