Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

İşyerinde Maruz Kalınan Psikolojik Taciz ve Yaptırımları – Fatih ÇOŞKUN, Sosyal Güvenlik Denetmeni

İşyerinde Maruz Kalınan Psikolojik Taciz ve Yaptırımları

Mobbing

Fatih ÇOŞKUN
Sosyal Güvenlik Denetmeni
Bilirkişi
fatihsgk.uzman@hotmail.com
Yazar Hakkında

Dünyada nereye giderseniz gidin görebileceğiniz, makam, yaş, cinsiyet vb. fark etmeksizin çalışanların karşılaştığı çalışma barışını bozan, iş ahlakına aykırı bazen bir kişiye uygulanabildiği gibi belli bir çalışan grubuna da uygulanabilen, sistematik yürütülen, kişiyi yıldırmayı ve işten uzaklaştırmayı amaçlayan her türlü davranışa psikolojik taciz (mobbing) denir. Günlük hayatın önemli bir bölümünün işyerinde geçirildiği düşünüldüğünde aynı zamanda işyerinde yaşanan olayların kişinin özel hayatına da etkisi göz önüne alındığında konunun hassasiyeti daha iyi anlaşılacaktır.

Psikolojik taciz, sanılanın aksine her türlü olumsuz davranış olarak kabul edilemez, davranışın bazı unsurları içermesi ve en önemlisi herkese değil sadece belli bir kişi ya da gruba yöneltilmesidir. İşyerlerinde karşılaşılan psikolojik taciz aşağıdaki şartları sağlamalıdır.

1- Davranışlar bütünü işyeri sahası içerisinde gerçekleştirilmelidir. (Aynı işyeri ve işveren organizasyonu içerisinde bulunan kişi ile iş harici yaşanan ve işçinin özel hayatı içerisinde gerçekleşen davranışlar bu kapsama dahil değildir.)

2- Üstten asta, asttan üste veya eşitler arasında sistemli bir şekilde gerçekleştirilmelidir.

3- Bahse konu olumsuz davranışlar kasıtlı olarak sürekli ve yıldırma ile mağdurun kişiliğinde, mesleğinde veya sağlığında zarara yol açmalıdır.

Psikolojik taciz, iş hayatında yaşanan birçok olumsuz olaylar ile benzerlik teşkil ettiğinden etraflıca değerlendirilmeli ve ona göre tedbir alınmalıdır. İşyerinde yaşanan kaba davranışlar, bir defaya mahsus zarar verme gibi davranışlar, saygı kuralları dışına çıkma gibi durumlar işyerinde psikolojik taciz şart ve amaçlarını ihtiva etmediğinden en çok karıştırılan hususlardır.

“Psikolojik Taciz” Karşısında İşverenin Kanunen Sorumluluğu

İşveren işyerinde, belli bir kişiye veya gruba karşı psikolojik taciz uygulandığını öğrendikten sonra kesinlikle belli bir önyargı ile hareket etmemeli, konuyu objektif bir şekilde araştırmalıdır. İşçilerin bu husus hakkında yakınmaları dikkate alınmalı, geçiştirilmemeli ve üzeri kapatılmamalıdır. Psikolojik Taciz ile ilgili olarak iş sözleşmelerine hükümler koyularak işçiler bilinçlendirilmeli ve yaptırımlar belirtilmelidir.

Burada işveren üzerindeki yasal sorumluluk 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 417. Maddesinde şöyle ifade edilmiştir; “İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.”  Kanun lafzında “psikolojik taciz” kelimesini kullanarak işvereni direk olaya müdahil etmiş ve işçiyi korumaya almasını, konuyu araştırmak üzere gerekli işlemleri yapmasını hükme bağlamıştır.

İşveren tarafından gerekli önlemler alınmaz ise işçi 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinin (II) bendi gereğince iş akdini feshedebilir, yerine göre maddi ve manevi – ayrımcılık tazminatı talep edebilir.

Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki işyerinde yaşanan psikolojik taciz uygulanması olayını ortadan kaldırmak için işçinin işine son verilmesi hakkaniyete ve Yasaya uygun bir davranış değildir.

Psikolojik Tacize Uğrayan İşçinin Kanundan Doğan Hakları

İşyerinde psikolojik tacize uğradığını düşünen işçi öncelikle durumu sağlıklı bir şekilde tahlil etmeli ve yaşanan olumsuz davranışların mobbing olduğuna kanaat getirdikten sonra gerekli işlemleri yapmalıdır.

1- Psikolojik Taciz hususu derhal işveren veya işyeri yetkilisine bildirilmeli ve yönetimsel bir müdahaleye yol açılmalıdır. İşçi, üyesi olduğu sendikaya haber vermelidir.

2- Psikolojik Taciz ile ilgili olarak işyeri yazışmaları, mesajlar, e-postalar gibi fiziksel veya elektronik kanıtlar saklanmalı ve kaybolmayacak bir şekilde muhafaza edilmelidir.

3- Psikolojik Tacize maruz kaldığını iddia eden işçi, Aile, Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde hizmet veren ALO 170 İletişim Hattını arayarak konu ile ilgili uzman psikologlardan bilgi ve danışmanlık almalıdır.

4- Kişi maruz kaldığı psikolojik tacizden dolayı konuyu yargıya taşıyabilir ve bu sebeple maddi ve manevi tazminat talep edebilir.

5- Psikolojik Tacizin işverenden gelmesi üzerine, İş Kanunu’nda yer alan işverenin eşit davranma borcunu ihlal ettiği gerekçesi ile ayrımcılık tazminatı talep edebilir.

6- Toplu İş Sözleşmesinde veya İş Sözleşmesinde bulunmak ve koşulları arasında yer almakla birlikte haklı gerekçe ile iş akdini feshedebilir.

7- İşçi, işyeri yönetimi veya işverenden psikolojik taciz ile ilgili olarak başvurusuna bir yanıt alamazsa veya reddedilirse bunun üzerine Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna başvuruda bulunabilir. Kurum başvuruyu inceler, tarafların görüşünü aldıktan sonra resen veya talep üzerine uzlaşmaya davet edebilir fakat nihayetinde başvuru üç ay içerisinde sonuçlandırır. Ayrımcılık yapıldığına kanaat getirilen özel hukuk tüzel kişileri veya gerçek kişiler hakkında 1.000 TL – 15.000 TL arasında idari para cezasına hükmedilebilir.

Yargıtay Kararlarından da anlaşılacağı üzere, Psikolojik Taciz’e maruz kalan kişilerin yaşadığı en büyük problem bu durumun yargı veya Kurumlar karşısında ispat edilme zorluğudur. Bu nedenle her türlü kayıt ve belge(Dijital ortamda olanlar da dahil) işçinin uhdesinde saklanmalı ve ilgili yerlere ibraz edilmelidir.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 24. Maddesinin (II) numaralı bendinin (d) alt bendi içerisinde bulunan cümleye “psikolojik taciz” kelimesinin eklenmesinin işyerinde caydırıcılığa ve işveren tarafından yasal sorumluluğun öne çıkarılmasına ve işçiye daha açık bir haklı neden gösterilerek hükme bağlanmasının daha sağlıklı olacağını düşünmekteyim.

Exit mobile version