Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Covid-19 Günlerinde İhracat Bedellerinin 180 Gün İçerisinde Yurda Getirilmesi – Rebia Rezzan ÖZDURAN, Avukat

Covid-19 İhracat Bedellerinin Yurda Getirilmesi

Rebia Rezzan ÖZDURAN
Avukat – MBA
rozduran@ozduran.av.tr
Yazar Hakkında

Türkiye’de ve dünyada yayılımı devam eden Coronavirus 2019, (Covid-19) insan sağlığı ile birlikte küresel ticareti de son derece ciddi ve kaygı verici şekilde etkilemektedir. Bu noktada, Covid-19’un ihracatçılar bakımından önemli sonuçlar doğurduğu söylenilebilir.

İhracatçılar açısından ihracat bedellerinin yurda getirilmesi de bugünlerde incelenmesi gereken konulardandır. Konuya ilişkin düzenlemeler açısından mevzuatımıza bakacak olursak; 04.09.2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (İhracat Bedelleri Hakkında) (Tebliğ No: 2018-32/48) ve 31.12.2019 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (İhracat Bedelleri Hakkında) (tebliğ no: 2018-32/48)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ[1] (birlikte “Tebliğ” olarak anılacaktır) yol gösterici olacaktır.

Tebliğ’in 3. maddesine göre; “Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedeller, ithalatçının ödemesini müteakip doğrudan ve gecikmeksizin ihracata aracılık eden bankaya transfer edilir veya getirilir. Bedellerin yurda getirilme süresi fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçemez.”

Yukarıda yer verilen madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere; Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedellerin fiili ihraç tarihinden itibaren 180 gün içerisinde yurda getirilmesi zorunludur.

Günümüz koşullarında ise; Covid-19 etkisiyle; ihracat işlemlerinde ve dahi bedellerin tahsilinde son derece zor ve karmaşık günlerden geçildiği meydandadır. Dolayısıyla, ihracatçıların bu bedelleri 180 gün içinde yurda nasıl getirecekleri soru işareti oluşturmuştur.

Belirtmek gerekir ki;  Tebliğin 8. Maddesine göre; (1) Ticari amaçla mal ihracında, bedelleri yurda getirilme süresi içinde gelen ihracat ile ilgili hesaplar aracı bankalarca kapatılır.” Ancak; “(2) Süresi içinde kapatılmayan ihracat hesapları aracı bankalarca 5 iş günü içinde muamelenin safhalarını belirtecek şekilde yazılı olarak ilgili Vergi Dairesi Başkanlığına veya Vergi Dairesi Müdürlüğüne ihbar edilir.”

(3) İlgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce, ihbarı müteakip 10 iş günü içinde ilgililere hesapların kapatılmasını teminen 90 gün süreli ihtarname gönderilir. Bu süre içinde hesapların kapatılması veya yine Tebliğ’in 9.  maddede belirtilen mücbir sebep hallerinin ya da haklı durumun belgelenmesi gereklidir.

Konunun belgelenerek mücbir sebep olarak ele alınması halinde; mücbir sebebin devamı müddetince altışar aylık dönemler itibarıyla ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce ek süre verilir.

Mücbir sebep halleri dışında kalan haklı durumların varlığı halinde, hesapların kapatılmasına ilişkin altı aya kadar olan ek süre talepleri, firmaların haklı durumu belirten yazılı beyanına istinaden üçer aylık devreler halinde ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce, altı aylık süreden sonraki ek süre talepleri Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır.

Mücbir sebeplerin varlığı nedeniyle Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce verilen 24 aylık ek sürenin sonunda mücbir sebebin devamının belgelenmesi halinde açık ihracat hesabının kapatılmasına ilişkin talepler Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır.

Bu noktada Tebliğ kapsamında yer alan Mücbir Sebep ve Haklı Durum hallerini incelemek gerekecektir. Konu Tebliğ’in 9. Maddesinde ele alınmıştır. Buna göre;

“a) İthalatçı veya ihracatçı firmanın infisahı, iflası, konkordato ilan etmesi veya faaliyetlerini daimi olarak tatil etmesi, firma hakkında iflasın ertelenmesi kararı verilmesi, şahıs firmalarında firma sahibinin ölümü,

b) Grev, lokavt ve avarya hali,

c) İhracatçı veya ithalatçı memleket resmi makamlarının karar ve işlemleri ya da muhabir bankaların muameleleri dolayısıyla hesapların kapatılmasının imkânsız hale gelmesi,

ç) Tabii afet, harp ve abluka hali,

d) Malların kaybı, hasara uğraması veya imha edilmesi,

e) İhtilaf nedeniyle dava açılması veya tahkime başvurulması”

halleri mücbir sebep olarak kabul edilir.  Tebliğ’in 9. Maddesi’nde, mücbir sebep hallerinden yukarıda (a) ve (e) paragrafı altında sayılan durumların yetkili mercilerden, (b) ve (ç) paragrafı altında sayılan durumların ithalatçının bulunduğu memleketin resmi makamlarından veya mahalli odaca tasdik edilmiş olmak kaydıyla alıcı veya ithalatçı firmadan (harp ve abluka hali hariç), (c) paragrafı altında sayılan durumların resmi makamlarımızdan, ithalatçının bulunduğu memleketin resmi makamlarından veya muhabir bankalardan, (d) paragrafı altında sayılan durumların ise sigorta şirketlerinden, uluslararası gözetim şirketlerinden veya ilgili ülke resmi makamlarından alınmış belgelerle tevsik edilmesi” şartı bulunmaktadır.

Ayrıca yine Tebliğ’in 9. Maddesine göre; Mücbir sebep halleri ile ilgili olarak “… yurtdışından temin edilecek belgelerin dış temsilciliklerimizce veya Lahey Devletler Özel Hukuku Konferansı çerçevesinde hazırlanan Yabancı Resmi Belgelerin Tasdik Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi hükümlerine göre onaylanmış olması gerekir.”

Bununla birlikte, mücbir sebep halleri dışında kalan, ancak bedel getirme süreleri içerisinde ihracat bedelinin yurda getirilmesine engel olan ve resmi kayıtlarla tevsik edilebilen durumların Vergi Dairesi Başkanlıkları veya Vergi Dairesi Müdürlüklerince haklı durum olarak değerlendirileceği de madde kapsamında belirtilmiştir.

Bu noktada, görülmektedir ki; yukarıda yer verilen 9. Maddede “salgın hastalık” bir mücbir sebep hali olarak sayılmamıştır. Buna rağmen, dünya sağlık örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilen Covid-19’un, küresel anlamdaki geniş etkileri göz önüne alındığında; Tebliğ kapsamında mücbir sebep veya haklı durum olarak kabul edileceği şahsi bir kanı olarak değerlendirilmektedir.

Ancak, Covid-19’un tebliğ kapsamında mücbir sebep olacağına ilişkin kesin bir düzenleme olmamakla birlikte, 180 gün içinde ihracat gelirini yurda getiremeyen ve bankalar nezdinde ihracat hesapları kapanmayan ihracatçıların nasıl bir yol izleyeceği berrak bir netlikte değildir. Bu bakımdan, mücbir sebep veya haklı durum kapsamına ilişkin yukarıda anıldığı şekilde Tebliğ’in 9. Maddesinde yer alan tesvik edici belgeleri nasıl temin edecekleri ihracatçılar nezdinde tedirginlik uyandırabilecek niteliktedir. Zira, küresel anlamda bir “evde kalma” prensibi benimsemişken, tesvik edici belgelere 9. Maddede belirtilen kaidelere uyularak nasıl erişileceği, ibrazının nasıl gerçekleşeceği soru işaretleri oluşturmaktadır.

Konunun aynı süreçte birçok ihracatçıyı ilgilendirmesi ve fiili durumda ihracat bedellerinin fiili ihraç tarihinden itibaren 180 gün içinde yurda getirilmesi zorunluluğunun birçok ihracatçı tarafından yerine getirilemeyeceği düşünüldüğünde;  Tebliğ hükümlerine ve özellikle 9. Maddedeki “mücbir sebep ve haklı neden” uygulamasına yönelik, Hazine ve Maliye Bakanlığınca ihracatçılara Covid-19 süreci ile ilgili yol gösterici ve yeknesaklık kazandırıcı bir açıklama sağlanmasının son derece faydalı olacağı düşünülmektedir.

[1] Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (İhracat Bedelleri Hakkında) (Tebliğ No: 2018-32/48)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2019-32/56)

Exit mobile version