Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Covid-19 Etkisiyle Gümrük Uygulamalarına Bakış – Rebia Rezzan ÖZDURAN, Avukat

Covid-19 Etkisiyle Gümrük Uygulamalarına Bakış

Rebia Rezzan ÖZDURAN
Avukat – MBA
rozduran@ozduran.av.tr
Yazar Hakkında

Hem ulusal hem uluslararası kamuoyunun yoğunlaştığı ana mesele olan Coronavirus 2019 (“Covid-19), özellikle dış ticaret açısından kritik bir mesele haline gelmiş, hem sürdürülebilir ekonomi hem de yaşamın akışı bakımından dış ticaretin sekteye uğramaması hayati niteliğe bürünmüştür.

Bu kapsamda Gümrük uygulamaları açısından da süreçlerin kesintisiz yürümesi son derece önemlidir ve özellikle şirketlerin gümrük mevzuatında bulunan kimi süresel yükümlülükleri yerine getirememelerinden doğacak sorunların bertaraf edilmesine yönelik adımlar atılmıştır.

Mevzuatımıza bakacak olursak; öncelikle Covid-19’un gümrük uygulamaları açısından etkisini belirlemek adına Gümrük Yönetmeliği 31. Maddesine odaklanılması gerekecektir.

Gümrük Yönetmeliği 31. Maddesine göre; 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nda belirtilen süreler aksine bir hüküm bulunmadıkça uzatılamaz veya ertelenemez niteliktedir. İlgili madde kapsamında;  mücbir sebep ve beklenmeyen hallerden herhangi birinin bulunması halinde bu sebep ortadan kalkıncaya kadar Gümrük Kanunu’nda yer alan sürelerin işlemeyeceği belirtilmiştir. Bu noktada, Gümrük Kanunu’nda belirtilen sürenin dışında yapılan müracaatlarda, mücbir sebep ve beklenmeyen hallerin süresi içerisinde meydana geldiğini kanıtlayan belgenin ibraz edilmesi durumunda; ilgili gümrük idaresince mücbir sebep ve beklenmeyen hallere ilişkin olarak ibraz edilen belgelere göre ek süre verilecektir.

Sözü edilen maddede; mücbir sebep ve beklenmeyen hallere de yer vermiştir. Madde kapsamında;

“a) Doğal afetler (yangın, yer sarsıntısı, su basması, don, fırtına, kasırga v.b.),

b) Kanuni grev ve lokavtlar,

c) Genel salgın hastalık,

ç) Kısmi veya genel seferberlik ilanı,

d) Devletçe konulan yasaklar, abluka veya savaş hali, terör,

e) Ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk,

f) Yükümlü firmanın iflası veya şahıs firmalarında firma sahibinin ölümü,

g) Yükümlü firmanın faaliyetinin kamu otoritelerince durdurulması,

ğ) Yükümlünün iradesi dışında meydana gelen ve müdahalesiyle önlenemeyecek diğer durumlar”

mücbir sebep ve beklenmeyen hal olarak kabul edilmektedir.

Yukarıda yer verilen 31. Madde metninden de görüleceği üzere; “genel salgın hastalık” mücbir sebep ve beklenmeyen haller arasında yer almaktadır. Dolayısıyla, Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilen Covid-19’un, Gümrük Yönetmeliği kapsamında, mücbir sebep veya haklı durum olarak kabul edileceği değerlendirilmektedir.

Bununla birlikte; Ticaret Bakanlığı’nın “Gümrük işlemlerinde süre aşımlarına ilişkin duyuru” başlığıyla yaptığı yayın kapsamında[1], Gümrük idaresine sunulan eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem ve kullanıma tabi tutuluncaya kadarki bekleme sürelerine ilişkin uzatım taleplerinin mücbir sebep olarak değerlendirilebileceğine yönelik talimat verildiği bildirilmiştir.

Bakanlığın yukarıdaki talimatı ile söz konusu eşyanın tasfiyelik hale gelmesi engellenerek tacirlere kolaylık sağlanması hedeflenmiştir.

Ayrıca yine aynı duyuru kapsamında; geçici ithalat rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi, hariçte işleme rejimi veya geçici ihracat kapsamında gümrük idaresince verilen izin süresi dolan veya dolacak eşya için, izin süre sonunun, yükümlü tarafından herhangi bir başvuruda bulunulmasına gerek olmaksızın, 30.06.2020 tarihi olarak belirlendiği belirtilmiştir. Bakanlık bu kapsamda, sürelere uyulamamasından kaynaklı yaptırımların söz konusu olmayacağını ifade etmiştir.

Bu kapsamda, yükümlülerin mağduriyetlerine sebebiyet verilmemesini teminen tüm transit süre sınırı aşımlarında para cezası uygulanmaması sağlanmıştır.

Bununla birlikte, 01.04.2020 tarihli ve 31086 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik kapsamında da, mücbir sebep hallerine yönelik ilave yapılmıştır. Bu noktada, Menşe şahadetnamesinin sonradan ibraz edileceğinin serbest dolaşıma giriş beyannamesinde belirtilmesi veya ibraz edilen menşe şahadetnamesinin şekil veya muhteva itibarıyla yanlış veya eksik bilgi taşıması nedeniyle gümrük idaresince kabul edilmemesi halinde; menşe esaslı ticaret politikası önlemleri, ilave gümrük vergisi veya ek mali yükümlülük gibi diğer mali yükümlülükler nakit teminata bağlanmak suretiyle usulüne uygun bir menşe şahadetnamesi ibrazı için beyannamenin tescil tarihinden itibaren altı aylık süre verilecektir.

Maddeye göre, Mücbir sebep halleri saklı kalmak ve bitiminden önce başvurmak kaydıyla bu süre gümrük idare amirince en fazla otuz gün uzatılabilecektir.

Yukarıda belirtilen haller dışında, menşe esaslı ticaret politikası önlemleri, ilave gümrük vergisi veya ek mali yükümlülük gibi diğer mali yükümlülüklerin beyan edilerek ödenmesi halinde, beyannamenin tescil tarihinden itibaren altı aylık süreyi aşmamak üzere menşe şahadetnamesi ile gümrük idaresine başvurulması halinde, tahsil edilen tutar geri verilecektir. Mücbir sebep halleri saklı kalmak ve bitiminden önce başvurmak kaydıyla bu süre gümrük idare amirince en fazla otuz gün uzatılabilecektir.

Uygulamaya yönelik yukarıdaki düzenlemelerle birlikte, Türkiye’nin dış ticareti bakımından son derece önemli bir rol oynayan gümrük müşavirleri ve gümrük personeli bakımından; hali hazırda “uzaktan çalışma” gibi riski azaltacak yöntemler bütünüyle uygulanabilir değildir ve sahada fiziken çalışma gereği bulunmaktadır.

Özellikle eşyanın evrakları ile birlikte fiziki kontrole tabi tutulduğu Kırmızı Hat ve eşyaya ilişkin evrak kontrolünün yapıldığı Sarı Hat bakımından sahada fiilen çalışma kaçınılmaz olmakta, dolayısıyla görevli personel evrakla, eşyayla temas etmekte, bulaşıcılık riski artmaktadır.  Bu noktada, Covid-19 süreci başladığından beri hemen her makalede yer alan Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin[2] kararını tekrar göz önüne almak gerekecektir. İlgili kararda, tır şoförü olan işçinin işvereni tarafından Ukrayna’ya sefere gönderildiği, Türkiye’ye dönüşü sonrasında şikayetlerinin başladığını, hastaneye başvuru tarihi ve H1N1 virüsünün kuluçka süresi göz önünde tutularak işçinin, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında H1N1 virüsünü kaptığının değerlendirildiği belirtilmiş ve söz konusu olay ilgili Yargıtay kararı kapsamında iş kazası olarak kabul edilmiştir. Bu noktada, gümrük işlemlerinde çalışan kişiler bakımından bulaşıcılık ve dolayısıyla iş kazası riskini azaltmak açısından, fiziki temasın minimuma indirilecek önlemlerin hayata geçirilmesinde fayda olacağı değerlendirilmektedir.

Dip Notlar

[1] Gümrük İşlemlerinde Süre Aşımlarına İlişkin Duyuru

[2] Yargıtay 21. Hukuk Dairesi Kararı 2018/5018 E., 2019/2931 K.

Exit mobile version