Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Vergi Davalarında Mükelleflerin Kazanma Oranı Azalıyor mu? Emrah AYGÜL, YMM

Vergi Davalarında Mükelleflerin Kazanma Oranı Azalıyor mu?

Emrah AYGÜL
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
emrah.aygul@erisymm.com

0. Giriş

Belli yargı mercilerinde, taraflardan birinin kollandığı izlenimi toplum içinde yaygındır. İş mahkemelerinde işçi, aile mahkemelerinde kadın, vergi mahkemelerinde mükellef adına verilen kararlardan yola çıkarak zaman içinde yaygın bir kanaat oluşmuştur. Bu sebeple mükelleflerin, idarenin cezalı vergi istemlerine “dava açarsak kazanırız” söylemi ile yaklaştıkları gözlenmektedir.

Mükelleflerin haklarında yapılan vergi tarhiyatlarını dava konusu etmeleri başta haklı oldukları ya da haksızlığa uğradıkları düşüncesine,  idari yargıda mükelleflerin kollandığı inancına, idari yollar ile ihtilafın çözümünün mümkün olmaması düşüncesine,  geçmişte aynı konuda açılmış davaların akıbetine, beklenen af kanunlarından faydalanma amacıyla zaman kazanma vb. saiklere dayanmaktadır.

Yazımızda mükelleflerin son yıllarda açtığı davalarda kazanma oranları ile kimi gelişmelere değinilecektir.

1. Mükellef Lehine Kalıplaşmış Kararlar İdare Lehine Evriliyor

Son yıllarda vergi yargısında, mükelleflerin öteden beri ileri sürdükleri gerekçelerin dikkate alınmadığı, mükellef lehine olan kararların idare lehine evrildiğini izliyoruz.

Örneğin;

Bu durum, geçmişteki yargı kararlarının emsal olarak kullanılmasını anlamsız kıldığı gibi, mükellefin idari yargıya güvenini de olumsuz etkilemektedir. Aynı olayın farklı zaman dilimlerinde aynı yargı organlarınca farklı şekilde karara bağlanması adalete olan inancı zedeler.

2. Mükellefe “Dava Açma/Davadan Vazgeç Uzlaşalım” Diyen Yasa Koyucu

Bilindiği üzere vergi ihtilaflarının yargıya gitmeden çözülmesi için öteden beri tarhiyat öncesi uzlaşma, tarhiyat sonrası uzlaşma ve indirim gibi Vergi Usul Kanununda yer alan barışçıl müesseseler uygulanmaktadır. Ancak bu müesseseler yeterli olmadığından açılan vergi dava sayıları 2018 yılında 90.973 iken 2019 yılında 101.804 olmuştur.

İhtilafların yargıya gitmeden hatta yargı aşamasında çözümünü mümkün hale getirmek için son yıllarda idari çözüm yollarında mükellef lehine kimi düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler aşağıda belirtilmiş olup, ne kadar etkin oldukları zaman içerisinde kendini gösterecektir.

2.1. Kanun Yolundan Vazgeçene Vergi İndirimi

İdare ile mükellefler arasında vergi ve cezalara ilişkin olarak ortaya çıkan ihtilafların yargı aşamasında mükelleflerin tercihlerine bağlı olarak sonlandırılması, yargı mercilerinin iş yüklerinin azaltılması ile uyuşmazlık konusu vergi ve cezaların müessese kapsamında tahakkuku ve tahsilinin sağlanması amacıyla 7/12/2019 tarihli ve 30971 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 27 nci maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 379 uncu maddesi başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmek suretiyle vergi sistemimizde “Kanun yolundan vazgeçme” müessesesi ihdas edilmiştir.

Vergi Usul Kanununun 379. maddesinde yapılan düzenleme ile, vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştay’ın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);

Kaldırılan vergi tutarının %60’ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75’i,

Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359 uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25’i ve tasdik edilen tutarının %75’i,

Mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk eder.

Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80’inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır. Şu kadar ki, tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında indirim yapılmaz. İndirim hükmünden yararlanılabilmesi için dava konusu yapılan ve bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezaları ile gecikme faizlerinin birlikte bu fıkra kapsamında ödenmesi şarttır.

Kanun yolundan vazgeçme dilekçesi vergi dairesince ilgili yargı merciine gönderilir ve bu dilekçenin vergi dairesine verildiği tarih kanun yolundan vazgeçme tarihi olarak kabul edilir. Kanun yolundan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaf sürdürülmez. Kanun yolundan vazgeçildiği hâlde istinaf veya temyiz yoluna başvurulması durumunda ise bu başvurular incelenmez.

Kanun yolundan vazgeçilen vergi ve vergi ziyaı cezası için bu maddeye göre yapılan tahakkuktan önce ödenen gecikme faizi ve gecikme zammı da dâhil tutarlar, bu madde hükmüne göre ödenecek tutarlara mahsup edilir.

Bu madde uyarınca istinaf ve temyiz yolundan vazgeçilen davaya ilişkin kararlarda hükmedilen yargılama giderleri, avukatlık ücretleri ve fer’ileri karşılıklı olarak talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz.

Kaldırılmasına karar verilen vergi/ceza ödeme oranı Tasdikine karar verilen vergi/ceza ödeme oranı
Dava Konusu Normal İndirimli Normal İndirimli
Vergi aslı %60 %48 %100 %100
Vergi ziyaı cezası 0 0 %75 %60
Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359 uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları %25 %20 %75 %60

2.2. Vergi Ceza İndiriminde Yapılan Değişiklik

7194 Sayılı Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun  ile Vergi Usul Kanununda vergi cezalarında indirimi düzenleyen 376 ncı maddede değişiklik yapılarak, vergi ziyaı cezalarında ilk defa işlenip işlenmediğine bakılmaksızın indirim oranı % 50 olarak belirlenmiştir. Ayrıca, aynı düzenlemeye göre uzlaşmanın vaki olması halinde ödenecek vergi ziyaı cezası için maddede yer alan şartlar dâhilinde % 25 oranında indirimden yararlanılmasına imkan sağlanmıştır.

  1. maddenin değişiklikten sonraki hali:

“Mükellef veya vergi sorumlusu;

İkmalen, resen veya idarece tarh edilen vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının yarısını ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse kesilen cezanın yarısı,

Uzlaşmanın vaki olması durumunda, üzerinde uzlaşılan vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı cezasının %75’ini, bu Kanunun ek 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ödeme süreleri içinde öderse üzerinde uzlaşılan cezanın %25’i,

indirilir.”

3. Son 5 Yılın Vergi Mahkemesi İstatistikleri

2576 Sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca vergi mahkemeleri:

a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,

b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları,

c) Diğer kanunlarla verilen işleri,

çözümler.

Vergi mahkemeleri vergisel ihtilaflara bakan ilk derece mahkemelerdir. Vergi uyuşmazlıklarının yargı yolu ile çözümünde uyuşmazlık konusu tutar bu mahkemelerin kararının nihai olup olmadığını belirlemektedir. Bu konudaki yazımız için tıklayınız.

Yıllar itibariyle vergi mahkemelerinde karara bağlanan mükellef lehine olan (iptal)  karar sayısı ile idare lehine olan (ret) karar sayıları aşağıdaki tablolarda gösterilmiştir.[1]  Tablolarda yalnızca iptal ve ret kararlarına yer verilmiştir. Kısmen iptal-kısmen ret, birleştirme, dilekçe ret gibi diğer karar türlerine yer verilmemiştir. İstinaf ve temyiz süreçleri bilinmemektedir. Yine ret ve iptal kararları içerisinde bozma kararına uyma, ısrar gibi sebeplerle verilmiş kararlar da vardır.

Tablolardan görüleceği üzere dava türü olarak vergi mahkemelerinde önemli yer işgal eden KDV, vergi cezaları ve ÖTV konusundaki ihtilaflarda genel görünüm, yıllar itibariyle mükellef aleyhine yani idare lehine olan kararların oranında artıştır. Bu artış, 2019 yılında kendini iyice göstermektedir. Bundan sonraki süreçte de yargı organlarındaki idare lehine görüş değişiklikleri dikkate alındığında, idare lehine kararlarda artış görüleceği düşünülmektedir.

a. Katma Değer Vergisi İhtilafları (Toplam karar sayısı içerisindeki ağırlığı: %13,2)

Karar Yılı</tdh Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı  İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) İdare Lehine Kararların Ağırlığı
2019 5.649 64,12% 3.161 35,88%
2018 9.414 75,05% 3.130 24,95%
2017 12.724 76,23% 3.968 23,77%
2016 12.499 68,97% 5.624 31,03%
2015 12.097 67,21% 5.902 32,79%

b. Vergi Cezaları (Toplam karar sayısı içerisindeki ağırlığı: %9,2)

Karar Yılı Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı  İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) İdare Lehine Kararların Ağırlığı
2019 4.853 76,65% 1.478 23,35%
2018 4.801 78,42% 1.321 21,58%
2017 6.183 81,43% 1.410 18,57%
2016 8.355 78,90% 2.234 21,10%
2015 13.042 83,05% 2.662 16,95%

c. Özel Tüketim Vergisi İhtilafları (Toplam karar sayısı içerisindeki oranı: %2,2)

Karar Yılı Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı  İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) İdare Lehine Kararların Ağırlığı
2019 883 58,36% 630 41,64%
2018 1.247 68,55% 572 31,45%
2017 1.253 71,03% 511 28,97%
2016 876 58,83% 613 41,17%
2015 1.040 69,19% 463 30,81%

d. Kurumlar Vergisi İhtilafları (Toplam karar sayısı içerisindeki oranı: %2,6)

Karar Yılı Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı  İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) İdare Lehine Kararların Ağırlığı
2019 1.104 72,02% 429 27,98%
2018 1.011 71,25% 408 28,75%
2017 1.326 70,76% 548 29,24%
2016 1.535 73,30% 559 26,70%
2015 1.913 74,06% 670 25,94%

e. Amme Alacaklarının Tahsili (Toplam karar sayısı içerisindeki ağırlığı: %19,9)

Karar Yılı Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı  İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) İdare Lehine Kararların Ağırlığı
2019 7.832 68,99% 3.520 31,01%
2018 7.759 67,80% 3.685 32,20%
2017 5.934 68,49% 2.730 31,51%
2016 8.084 68,58% 3.704 31,42%
2015 6.425 68,39% 2.970 31,61%

f. Gelir Vergisi İhtilafları (Toplam karar sayısı içerisindeki oranı: %5,9)

Karar Yılı Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı  İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) İdare Lehine Kararların Ağırlığı
2019 2.905 79,28% 759 20,72%
2018 3.956 83,35% 790 16,65%
2017 3.447 81,80% 767 18,20%
2016 2.757 80,92% 650 19,08%
2015 2.978 77,77% 851 22,23%

4. Değerlendirme ve Sonuç

Vergi yargısında öteden beri mükellef lehine verilen kimi kalıplaşmış kararların gerekçesi sayılan argümanların, bugün iptal kararına gerekçe sayılmaması, emsal sayılan kararların güvenilirliğinin sorgulanmasına ve adalete olan inancın zedelenmesine yol açmaktadır.

İdare ile mükellefler arasında vergi ve cezalara ilişkin olarak ortaya çıkan ihtilafları, yargı aşamasından önce ya da yargı aşamasında çözmeyi amaçlayan yeni vergi ve/veya ceza  indirimi düzenlemelerinin etkinliği zaman içerisinde görülecektir. Ancak düzenlemeler sık sık çıkan vergi barışı düzenlemelerine nispeten daha az avantajlı olduğundan, mükellefler dava açmak suretiyle olası vergi barışı düzenlemelerine kadar zaman kazanmak isteyebilir.

Son yıllarda vergi mahkemelerinde ÖTV, KDV ve vergi cezası ihtilaflarında idare lehine olan kararların oranındaki artış dikkat çekmektedir. Bundan sonraki süreçte de, idare lehine görüş değişiklikleri dikkate alındığında, idare lehine kararlarda artış görüleceği düşünülmektedir.

Geldiğimiz noktada mükelleflerin vergi idaresi ile olan ihtilaflarını yargıya taşırken  “ne de olsa kazanırız” düşüncesini bir kenara koymaları, durumun analizini daha gerçekçi yapmaları ve güncel yargı kararlarını dikkate almaları önem taşımaktadır.

Dip Notlar:

[1] Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün yıllık istatistik yayınlarından derlenmiştir.

Exit mobile version