Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Ticari Kazanç Mükellefiyetini Tesis Ettirmeyenler İçin Gelir Vergisi Matrah ve KDV Artırımları! – Av. Mehmet Göktuğ KÖKBULUT

Ticari Kazanç Mükellefiyetini Tesis Ettirmeyenler İçin Gelir Vergisi Matrah ve KDV Artırımları!

Mehmet Göktuğ KÖKBULUT
Avukat
goktugkokbulut@gmail.com

Geçmiş beş yıllık dönem için getirilen matrah/vergi artırımı düzenlemesi yürürlüğe girdi. 2016-2020 yılları için eksik vergi beyan eden veya hiç beyan etmeyenler için bu düzenlemeden faydalanmak büyük bir fırsat. Bu yıllara ilişkin herhangi bir vergi denetim ve incelemesi sonucunda vergi ve ceza tarhiyatı yaşamak istemeyen kişiler açısından da iyi bir imkân. Matrah ve vergi artırımına ilişkin düzenleme 7326 sayılı Kanun ile 9 Haziran 2021 tarihinde yürürlüğe girdi. İçerisinde birçok düzenlemeyi kapsayan Kanunun her bir uygulama için getirdiği vadeler farklı. Matrah ve vergi artırımı içim son gün 31 Ağustos 2021. Süre bitimine oldukça yeterli bir zaman olmasına rağmen başvuruları son günlere bırakmamakta fayda var.

Matrah ve vergi artırımına ilişkin 1 No.lu Genel Tebliğde çok tatmin edici örnekler ve açıklamalar yer almakta. Söz konusu dönemlere ilişkin zarar beyanı, indirim ve istisnalar nedeniyle matrah beyanı olmayanlar, mükellefiyet kaydı olup da beyanname vermeyenler ve ilgili yıllarda elde etmiş olduğu gelirlerini tamamen vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlara yönelik açıklamalar da yer almakta.

Vergi dairesine kayıtlı bulunan ve matrah beyan eden şahısların matrah ve vergi artırım işlemleri ise daha kolay. Burada beyan edilen matrah üzerinden hesaplanan matrah artırımının asgari tutarların üzerinde kalması halinde herhangi bir sorun yok. Asgari tutarların altında kalacak şekilde bir matrah beyanı söz konusu ise gelir unsurları itibariyle asgari matrahlar dikkate alınacak ve bu tutarlar üzerinden vergi hesaplanıp ödenecek.

Burada önem arz eden ve değinmek istediğimiz konu tamamen vergi dairesi bilgisi dışında bırakılan ticari kazancın bulunması halinde matrah artırımıdır. Ticari kazanç olarak beyan edilmesi ve vergilendirilmesi gereken kazançlarını beyan etmeyenler veya hiç mükellefiyet tesis ettirmeyenler açısından başvuruların doğru yapılması gerekir. Arızi kazanç kapsamında olduğunu düşünerek KDV’yi beyan etmeyenler veya onlarca taşınmazın satışının vergi kapsamında olmadığını düşünerek Maliye’nin tersi yönünde görüşleri nedeniyle cezalı olarak tarhiyata tabi olmamaları için başvuruların doğru şekilde yapılması gerekmektedir.

Bu durumda ilgili kişinin diğer gelir unsurları itibariyle de herhangi bir beyanı olmadığı dikkate alınırsa, bu şahıs hangi asgari tutarlar üzerinden matrah artırımı yapacak ve en önemlisi Katma Değer Vergisi açısından da bir artırımda bulunması da gerekecek mi?

a) Hiç beyanname vermeyen ve ticari kazanç elde edenler açısından matrah artırımında hangi esas uygulanacak?

2016-2020 yıllarında ticari kazanç elde etmesine rağmen vergi dairesinin bilgisi dışında bırakan ve bu gelirini beyan etmeyen gerçek kişiler için matrah artırımı nasıl olacak?

İlgili yıllarda ticari faaliyetleri vergi dairesinin bilgisi dışında bulunan gerçek kişilerin matrah ve vergi artırımında bulunma imkanları var. Matrah artırımına esas alınacak bir beyanları varsa önce bu tutarlar üzerinden artırım hesabı yapılmalı. Ticari kazancı olmakla birlikte bunu beyan etmeyen ve ancak diğer gelirlerini beyan eden gerçek kişilerin artırımlarına esas alınacak tutarların Kanunda ve Genel Tebliğde yer alan asgari tutarların altında olmaması gerekir. Kanunda yer almakla beraber Genel Tebliğde matrah artırımlarında dikkate alınacak olan asgari matrahlar gelir grupları ve kazanç tespit yöntemlerine göre ayrı ayrı belirlenmiştir.

Vergi ve Diğer Bazı Alacakların yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7326 Sayılı Kanun Genel Tebliğinin (1 No.lu) ilgili bölümünde;

2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin olarak,

– Yıllık gelir vergisi beyannamelerinde zarar beyan eden mükellefler,

– Yıllık gelir vergisi beyannamelerinde indirim ve istisnalar nedeniyle matrah beyan etmeyen mükellefler,

– Mükellefiyet kayıtları olup da beyanname vermemiş olan mükellefler,

– İlgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanların bu bölümdeki açıklamaları esas alarak matrah artırımından yararlanabilecekleri belirlenmiştir.

b) Ticari veya zirai kazancı bilanço esasına göre tespit edilen gelir vergisi mükellefleri ile serbest meslek erbabı;

2016 yılı için 47.000 TL’den,
2017 yılı için 49.800 TL’den,
2018 yılı için 52.900 TL’den,
2019 yılı için 56.200 TL’den,
2020 yılı için 63.700 TL’den

az olmamak üzere, matrah beyanında bulunmaları şartıyla 7326 sayılı Kanunun matrah artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir.

Ticari veya zirai kazancı bilanço esasına göre tespit edilmesi gereken gelir vergisi mükellefleri ile serbest meslek erbabının, kazanç ve iratları arasında diğer gelir unsurlarının bulunması hâlinde dahi, söz konusu mükellefler, yukarıda yer alan asgari matrahlardan az olmamak üzere matrah artırımında bulunacaklardır. Bu kapsamda, ticari veya zirai kazancı bilanço esasına göre tespit edilmesi gerekenler ile serbest meslek erbabına ilişkin asgari matrah tutarı üzerinden artırımda bulunan mükellefler diğer gelir unsurları nedeniyle de vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacaktır.

c) Ticari veya zirai kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilen gelir vergisi mükellefleri;

2016 yılı için 31.900 TL’den,
2017 yılı için 33.200 TL’den,
2018 yılı için 35.250 TL’den,
2019 yılı için 37.500 TL’den,
2020 yılı için 42.500 TL’den

az olmamak üzere, matrah beyanında bulunmaları şartıyla 7326 sayılı Kanunun matrah artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir.

Ticari veya zirai kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilmesi gereken gelir vergisi mükelleflerinin, kazanç ve iratları arasında diğer gelir unsurlarının da bulunması hâlinde, söz konusu mükellefler, yukarıda yer alan asgari matrahlardan az olmamak üzere matrah artırımında bulunacaklardır. Bu kapsamda, ticari veya zirai kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilmesi gerekenlere ilişkin asgari matrah tutarı üzerinden artırımda bulunan mükellefler diğer gelir unsurları nedeniyle de vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacaktır.

Defter tutan ve mükellefiyeti olan gerçek kişilerin matrah artırımında dikkate alacakları asgari tutarların tespiti kolay. Çünkü mevcut durumları itibariyle ilgili yıllarda ticari veya zirai kazancını hangi deftere göre tespit ediyorsa o esasa göre belirlenmiş asgari matrah tutarları dikkate alınacaktır.

Öte yandan, 2016 – 2020 yılları arasında ticari faaliyeti olmakla birlikte bu faaliyetini ve kazancını vergi dairesinin bilgisi dışında bırakan ve diğer gelir unsurları sebebiyle de hiç beyanda bulunmayan bir kişi hangi asgari tutarlar üzerinden matrah artırımında bulunacak?

1 No.lu Genel Tebliğin ilgili bölümünde ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanların eğer vergi dairesine bildirmiş olsa idi hangi esasa göre (bilanço veya işletme hesabı esası) ticari veya zirai kazancını tespit edecekse artırım için o bölüme göre belirlenmiş asgari matrah tutarlarını dikkate alması gerekeceği sonucuna ulaşılmaktadır.

Konuyu örnek ile açıklamak gerekirse;

2016-2020 yıllarında ticari faaliyet kapsamında bulunan Bay (A) ticari faaliyetlerini tamamen vergi dairesinin bilgisi dışında bırakmış ve bugüne kadar da herhangi bir tespit yapılmamış olsun. (Bunun fiiliyatta olması oldukça güç) Bay (A) 7326 sayılı Kanun kapsamında ilgili yıllar için ileride herhangi bir vergi tarhiyatına tabi olmamak için matrah artırımında bulunmaya karar verdi. Ticari kazancı dolayısıyla asgari matrah olarak dikkate alacağı iki tablo var. Birincisi bilanço esasına göre belirlenmiş asgari matrah, ikincisi ise işletme hesabı esasına göre belirlenmiş asgari matrah.1 No.lu Genel Tebliğin ilgili bölümünde:

“Ticari veya zirai kazancını bilanço esasına göre tespit edilmesi gereken…” diğer bölümde de,

“ticari veya zirai kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilmesi gereken…” ifadeleri yer almaktadır.

Dolayısıyla buradan sadece bilanço veya işletme hesabı esasına göre defter tutarak kazancını tespit eden değil, bu defterleri tutmamakla birlikte eğer tutmuş olsa idi hangi deftere göre ticari kazancı tespit edilecekse o tutarlara göre asgari matrah artırımı rakamlarını esas alması gerektiğini düşünmekteyiz.

Bu durumda Bay (A) 2016-2020 yılları için asgari matrah artırım tutarını dikkate alırken ilgili yıllardaki alım ve satım tutarlarının VUK 177, 178 ve 179’ da yer alan tutarlara göre bilanço veya işletme esasını dikkate alarak asgari gelir vergisi matrah artırım tutarlarını dikkate almasında fayda olduğunu düşünmekteyiz.

d) Hiç beyanname vermeyen ticari kazanç elde edenlerin Katma Değer Vergisi artırımında bulunmaları gerekir mi?

2016-2020 yıllarında ticari faaliyetleri olmasına rağmen bu faaliyetlerini vergi dairesinde bilgisi dışında tutan ve gelir vergisi matrah artırımında bulunanlar ileride gelir vergisi açısından herhangi bir tarhiyata muhatap olmayacaklar.

Ancak burada dikkate edilmesi gereken bir husus, ilgili yıllarda yapılan faaliyetlerin değer artış/arizi kazanç mı yoksa ticari kazanç mı kapsamına gireceği konusunda tereddüt olması durumunda Katma Değer Vergisi açısından da artırımda bulunmakta fayda var. Çünkü gelir vergisi yönünden asgari ticari kazanç tutarları dikkate alınarak matrah artırımında bulunulması veya diğer beyanlar dolayısıyla asgari rakamların çok üzerinde matrah artırımında bulunulması halinde ileride KDV açısından yapılacak tarhiyata engel bir durum bulunmamaktadır.

Örneğimizden devam edecek olursak Bay (A) ‘nın 2016-2020 yılları için sadece gelir vergisi açısından asgari matrahlar üzerinden gelir vergisi matrah artırımında bulunması, ileride 2016-2020 yıllarına ilişkin başta KDV olmak üzere diğer vergiler üzerinden tarhiyat yapılmasına engel değil. Çünkü Katma Değer Vergisi Kanununun 1. Maddesinde “Ticari, sinai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin” KDV’nin konusuna girdiği hüküm altına alınmıştır. KDV’nin konusuna giren bir işlem varsa bu durumda teslime konu mal ve hizmet tutarı üzerinden tabi olduğu oran dikkate alınmak suretiyle KDV hesaplanması gerekirdi. Mal ve teslimin gerçekleştiği tarihte ilgili gerçek kişi Bay (A)’nın mükellef olması gerekirken olmaması, defter tutması gerekirken tutmaması, beyanname vermesi gerekirken vermemesi o kişinin KDV ile ilgili yükümlülüğünü kaldırmaz. Bu durumda ileride gelir vergisi matrah artırımı yapılmış olmasına rağmen ticari faaliyetin tespiti halinde ödemesi gerekip de zamanında ödenmeyen KDV tarhiyatının yapılmasına engel bir durum bulunmamaktadır.

Dolayısıyla ticari faaliyetini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakan ve 7326 sayılı Kanuna göre matrah artırımında bulunan gerçek kişilerin gelir vergisi matrah artırımı ile aynı zamanda Katma Değer Vergisi açısından da artırımda bulunmalarında fayda olduğu düşüncesindeyiz.

Kaynakça:

1- 7326 Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun

2- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7326 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 1)

3- 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu

Exit mobile version