Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Danıştay Dokuzuncu Daire Kararı E: 2020/6196

Danıştay Dokuzuncu Daire Kararı E: 2020/6196

14 Temmuz 2021 Tarihli Resmi Gazete

Sayı:  31541

Danıştay Dokuzuncu Daire Başkanlığından:

Esas No : 2020/6196

Karar No: 2021/3077

KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN : Danıştay Başsavcılığı

DAVACI : Güven Ertaş

VEKİLİ : Av. Burcu Binici Ertaş

(E-Tebligat)

DAVALI : Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı-KAYSERİ

VEKİLİ : Av. Leman Koksal

Plevne Mah. Serin Sok. No:8 Kocasinan/KAYSERİ

İSTEMİN KONUSU : Kayseri Vergi Mahkemesinin 05/06/2020 tarih ve E:2019/796, K:2020/356 sayılı kararının kanun yararına temyizen incelenerek bozulması İstenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Davacı adına, satın aldığı taşınmazın iktisap bedelini eksik beyan ettiğine ilişkin düzenlenen tutanağa dayanılarak 2014 yılı için ikmalen tarh edilen vergi ziyaı cezalı tapu harcının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

Kanun yararına temyiz edilen kararın özeti: Kayseri Vergi Mahkemesince, davacının, Kayseri ili Kocasinan ilçesi Sümer Mahallesi 7240 Ada 3 Parselde kain gayrimenkulü, dava dışı Nuray Güntekin Akan isimli kişiden, 2014 yılında, 70,000,00-TL bedel beyan ederek satın aldığı ve bu tutar üzerinden tapu harcını ödediği, bilahare Dağtekin Mak. Taah. San. Tic. Ltd. Şti’ne ait indirimli orana tabi işlemden kaynaklanan katma değer vergisi iade raporunun tetkikinden, firma tarafından satışı yapılan daireler için düzenlenen faturalar ile tapu kayıtlarındaki satış bedelleri arasında fark incelendiğinde, davacı adına fatura düzenlendiğinin tespit edildiği, söz konusu fatura tutarı, satışı gerçekleştirilen gayrimenkule ilişkin emlak değeri ve kredi tutarı dikkate alındığında, gayrimenkulun gerçek devir ve iktisap bedelinin 128.712,87-TL olduğu kabul edilerek, bu durumun 20/09/2019 tarihli tutanağa bağlandığı anlaşıldığından, aradaki matrah farkına isabet eden tapu harcında ve kesilen vergi ziyaı cezai cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, kesin olarak karar verilmiştir.

Danıştay Başsavcılığı tarafından, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi hükmü uyarınca, Mahkeme kararının kanun yararına bozulması istenilmektedir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI ABDÜLKADİR ATALIK’IN DÜŞÜNCESİ:

Davacı adına 2014 yılında satın alınan bir adet taşınmazın devir ve iktisap bedelinin noksan beyan edildiği iddiasıyla ikmalen tarh edilen vergi ziyaı cezalı tapu harcına karşı açılan davayı reddeden Kayseri Vergi Mahkemesinin 05/06/2020 gün ve E:2019/796, K:2020/356 sayılı kararının yürürlükteki hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kanun yararına temyiz edilmesi üzerine konu incelendi:

2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51’inci maddesinde, niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu İfade eden” kararların kanun yararına temyiz olunabileceği belirtilmiştir.

492 sayılı Harçlar Kanunun 57’nci maddesinde, tapu kadastro işlemlerinden bu Kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların, tapu ve kadastro harçlarına tabi olacağı, olay tarihinde yürürlükte bulunan 63’üncü maddesinde, bu Kanunda sözü edilen “kayıtlı değer” veya “emlak vergisi değeri “deyiminin, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’na göre genel beyan veya vergi değerini tadil eden nedenler dolayısıyla beyan edilecek emlak vergisi değerini ifade edeceği, tapu ve kadastro harcının vergi değeri ile mükellef tarafından beyan edilmiş olan değerlerden yüksek olanı üzerinden hesaplanacağı, mükelleflerin vergi değerinden daha düşük beyanda bulunmaları halinde, harcın hesabında vergi değerinin esas alınacağı düzenlenmiş,492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 63’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasında ise, tapuda yapılan işlemden sonra, emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel üzerinden harç ödendiğinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının tespit edilmesi halinde, aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya re’sen tarh edileceği, bu suretle tarh edilecek tapu ve kadastro harcı için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan vergi ziyaı cezasının % 25 nispetinde uygulanacağı kurala bağlanmıştır.

incelenen dosyadan; Gevher Nesibe Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi Dağtekin Mak. Taah. Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 2014 yılında gerçekleştirilen indirimli orana tabi konut teslimleri ile ilgili olarak Gelir İdaresi Başkanlığı Yönetim Bilgi Sistemi üzerinde yapılan sorgulama sonucu Kayseri İli Kocasinan İlçesi Sümer Mahallesi 7240 Ada 3 nolu parselde kayıtlı taşınmazın gerçek devir ve iktisap bedelinin tespiti amacıyla incelemeye başlandığı, taşınmazın 2/3 hissesinin davacı tarafından Nuray Güntekin Akan’dan satın alındığı, beyan edilen harç matrahının 70.000 TL olduğu, belediye emlak değeri, kredi ve ilgili adına düzenlenen fatura tutarı birlikte değerlendirilerek taşınmazın devir ve iktisap bedelinin 128.712,87 TL olarak re’sen tespit edildiği ve davacının payına düşen devir ve iktisap bedelinin 85.808,58 TL olduğu yolunda düzenlenen 20/09/2019 günlü tutanağa dayanılarak davacı adına 2014 yılı için ikmalen vergi ziyaı cezalı tapu harcı tarh edildiği anlaşılmaktadır.

Vergi mahkemesince, tarh edilen tapu harcına esas alınan devir ve iktisap bedelinin davalı idarece re’sen tespit edilerek düzenlenen 20/09/2019 tarihinde düzenlenen tutanağa bağlandığı ve Dağtekin Mak. Taah. Sanayi Ticaret Limited Şirketinin indirimli orana tabi işlemlerinden kaynaklanan katma değer vergisi iade raporunun incelendiği, vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin araştırılmış ve tespit edilmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3’üncü maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu kurala bağlandığından, harcın matrahının noksan beyan edildiğinden söz edilebilmesi için vergi idaresince taşınmazın emlak vergisi değerinin araştırılması ve satıcısının Nuray Güntekin Akan olduğu tutanağa bağlanan taşınmazın devri ile ilgili olarak Dağtekin Mak. Taah. Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile davacı arasındaki ticari ilişkinin mahiyeti somut olarak ortaya konulmak suretiyle devir ve iktisap bedelinin gerçeği yansıtmadığının tespit edilmesi gerekirken, salt adı geçen şirketin düzenlediği faturalardan hareketle soyut ve genel ifadelerle belirlenen devir ve iktisap bedeli esas alınarak yapılan tarhiyatın noksan incelemeye dayandığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bu nedenle noksan incelemeye dayalı cezalı tarhiyatta ve bu tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle Kayseri Vergi Mahkemesinin 05/06/2020 gün ve E:2019/796, K:2020/356 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun 51’inci maddesi uyarınca kanun yararına temyiz edilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ SEMRA YALÇININ DÜŞÜNCESİ:

Eksik incelemeye dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta ve bu tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmadığı için kanun yararına temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE;

MADDİ OLAY:

Davacı adına, satın aldığı taşınmazın iktisap bedelini eksik beyan ettiğine ilişkin düzenlenen tutanağa dayanılarak 2014 yılı için ikmalen tarh edilen vergi ziyaı cezalı tapu harcının kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının kanun yararına temyizen İncelenmesi istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kanun yararına temyiz” başlıklı 51’inci maddesinde, idare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği, temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde kararın, kanun yararına bozulacağı, bozma kararının, daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarını kaldırmayacağı, bozma kararının bir örneğinin ilgili bakanlığa gönderileceği ve Resmi Gazete’de yayımlanacağı hükmü yer almaktadır.

492 sayılı Harçlar Kanunu‘nun 57’nci maddesinde, tapu kadastro işlemlerinden, bu Kanun’a bağlı (4) sayılı Tarife’de yazılı olanların, tapu ve kadastro harçlarına tabi olacağı, 63’üncü maddesinde, bu Kanun’da sözü edilen “kayıtlı değer” veya “emlak vergisi değeri” deyiminin, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’na göre genel beyan veya vergi değerini tadil eden nedenler dolayısıyla beyan edilecek emlak vergisi değerini ifade edeceği, tapu ve kadastro harcının, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanacağı düzenlenmiştir. Aynı Kanun’a bağlı (4) sayılı Tarife’nin 20/a maddesinde, gayrimenkullerin, ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanılarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında, gayrimenkulun beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere, emlak vergisi değeri üzerinden, devir eden ve devir alan İçin ayrı ayrı harç alınacağı belirtilmiştir.

Ayrıca, 492 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasında ‘Tapuda yapılan işlemden sonra, emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel üzerinden harç ödendiğinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının tespit edilmesi halinde, aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya re’sen tarh edilir. Bu suretle tarh edilecek tapu ve kadastro harcı için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan vergi ziyaı cezası % 25 nispetinde uygulanır. Takdir komisyonu kararlarına istinaden bu fıkra uyarınca tarhiyat yapılamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30’uncu maddesinde re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanarak, re’sen takdir sebepleri bentler halinde sayılmış, 6 numaralı bentte tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması, re’sen takdir nedeni olarak kabul edilmiştir.

Aynı Kanun’un 3’üncü maddesinin (B) bölümünde de vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, 134’üncü t maddesinde ise vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden, vergilendirme işlemi yapılırken, kanuna uygun biçimlendirilen muamelelerin, bu biçimselliğinin ötesine geçilerek, muamelenin tarafları arasında oluşan maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin araştırılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Kanun, gerçek mahiyetin ortaya çıkarılmasının, yemin hariç her türlü delil ile ispatlanabileceğin! düzenlemiştir. Bu deliller, tarafların ikrarı, vergiyi doğuran olayla ilişkisi doğal ve açık bulunan tanık ifadesi, muamelenin taraflarının ekonomik ve ticari konumlarına ilişkin tespitler olabilir. Olayda ise davalı idarece, taşınmazı satan kişi nezdinde karşıt inceleme yapılmadığı, Dağtekin Mak, Taah. San. Tic. Ltd. Şti. ile davacı arasındaki ticari ilişkinin mahiyeti, somut olarak ortaya konulmak suretiyle, devir ve iktisap bedelinin gerçeği yansıtmadığının tespit edilmediği, taşınmazın emlak vergi değerine ve bu değerden daha düşük bir bedel üzerinden harç ödendiğine ilişkin herhangi bir inceleme yapılmadığı görülmüştür.

Bu durumda, tapu harcına esas alınan matrahın gerçekte olandan düşük beyan edildiği hususunun somut olarak ortaya konulamadığı görüldüğünden, eksik incelemeye dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta ve bu tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davanın reddine yönelik Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin kabulüne,

2. Kayseri Vergi Mahkemesinin 05/06/2020 tarih ve E:2019/796, K:2020/356 kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca, hükmün sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

3. Kararın birer örneğinin taraflara ve Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve bu kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasına, 20/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

Exit mobile version