Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

KDV Vergi Artırımının Hesaplanması – Doğan ÇENGEL, YMM

KDV Vergi Artırımının Hesaplanması

Doğan ÇENGEL
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
dogancengel@beratymm.com

1-Giriş

7326 Sayılı Kanunun 5/3.maddesi KDV açısından vergi artırımı hükümlerini içermektedir. 1 Seri No.lu Genel Tebliğin V/D Bölümünde ise uygulamaya ilişkin esaslara yer verilmiştir. Mükellefler, bu kapsamda KDV vergisini artırarak belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde, istisnai durumlar haricinde (5/3-e maddesi) artırım yapılan yıllar için KDV yönünden vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap tutulmazlar. Bazı hallerde KDV vergi artırımı gelir/kurumlar vergisi matrah artırımı şartına bağlanmış ve artırılan gelir/kurumlar vergisi matrahının KDV vergi artırımına esas alınacağı ya da kıyas yapılacağı belirtilmiştir. Bugün ki konumuz iki yılı aşkın süredir mücadele ettiğimiz salgın hastalığın, ticari hayat üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmaya katkı sağlaması beklenen 7326 Sayılı Kanunda düzenlenen KDV Vergi artırımının hesaplama biçimleri ile bu müessesedeki bazı hükümlerin beklentiden uzak olduğuna dikkat çekmek üzerinedir.

2-Artırıma Konu Yıllara İlişkin KDV Beyannamelerinin Tamamını Veren ve Bu Beyannamelerde Hesaplanan KDV Bulunan Mükellefler (Genel Hesaplama Şekli)

KDV mükellefleri, artırımda bulundukları yıllara ait ihtirazi kayıtlı olanlar dahil verdikleri beyannamelerde hesaplanan KDV’nin yıllık toplamından üzerinden;

» 2016 yılı için %3

» 2017 yılı için %3

» 2018 yılı için %2,5

» 2019 yılı için %2

» 2020 yılı için %2

oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak (süre uzatılmazsa) 31.08.2021 tarihine kadar beyan ederek ve 30.09.2021 tarihine kadar peşin ya da Eylül Ayından başlamak üzere ikişer aylık dönemlerde altı eşit taksit halinde ödeyerek vergi artırımı hükümlerinden yararlanabilirler.

Hesaplamaya ilişkin hususları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

Artırıma ilişkin yılda verilmesi gereken 1, 3 veya 4 No.lu KDV Beyannameleri dikkate alınacak olup 2 No.lu KDV beyannamesi dikkate alınmayacaktır (zaten 2 No.lu KDV Beyannamesinde “hesaplanan KDV” alanı bulunmamaktadır).

Yıllık toplam hesaplanan katma değer vergisinden KDVK’nın 11/1-c (ihracatın süresinde gerçekleşmesi şatıyla) ve Geçici 17.maddesi kapsamındaki yıllık tecil edilebilir KDV toplamı hesaplanan KDV’den düşülecektir.

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilen mükellefler de vergi artırımı taleplerini %1,5 oranını değil bu oranları esas alarak yapacaklardır.

Mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak 7326 SK’nın yayımı tarihinden önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar (düzeltme beyannameleri, ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatlar) ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.

İlgili yıllarda tevkifatlı teslimleri olan mükellefler “Yıllık Hesaplanan KDV” tutarının hesabında kendileri tarafından beyan edilen kısmı dikkate alacaklardır.

Hesaplamaya beyannamenin “Daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin İlavesi” satırında yer alan tutarlar dahil edilmeyecektir. İstenilmesi halinde daha yüksek tutarda vergi artırımı yapılması mümkün olduğundan bu hususun göz ardı edilmemesinde fayda bulunmaktadır.

Artırıma esas alınan ilgili yılların vergilendirme dönemlerinin tamamı için artırımda bulunmaları gerekmektedir (örneğin 2016 yılının 1,3,5 dönemi için artırım yapılması kalan dönemler için artırım yapılmaması mümkün değildir). Ancak, mükelleflerin yıl bazında seçimlik hakları mevcuttur (örneğin 2016 yılı için artırım yapılırken 2017 yılı için artırım yapılmayabilir).

Gelir veya kurumlar vergisi bakımından özel hesap dönemi tayin edilen mükellefler de hesaplamayı ilgili takvim yılı bazında yapacaklardır.

Vergi artırımı sonucunda tahakkuk eden vergilerin tamamının ilk taksit ödeme süresi (30.09.2021) içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde, hesaplanan vergiden %10 indirim yapılacaktır. Ödemenin taksitle yapılmak istenmesi durumunda hesaplanan vergiye 1,09 kat sayısı uygulanarak ödeme 6 eşit taksit (ilk taksit eylül ayında kalan taksitler iki ayda bir) halinde yapılacaktır. (İndirim ve katsayı tutarları beyanname ve tahakkukta yer almamakla birlikte ödemeye yansımaktadır. Haliyle mükellefin asıl ödeyeceği tutarların tahakkukta görünmediği dikkate alınmalıdır).

Örnek: 2016 yılına ilişkin tüm KDV beyannamelerini veren ve hepsinde hesaplanan KDV’si bulunan mükellefin hesaplanan KDV toplamı 110.000 TL, tecil edilebilir KDV’si 10.000 TL olduğu varsayıldığında ((110.000-10.000) X 0,03)) = 3.000 TL KDV vergi artırımı hesaplanması gerekir. Ödemenin peşin yapılması durumunda (3.000-(3.000 X 0,10))= 2.700 TL vergi ödemesi, ödemenin taksitle yapılması halinde 3.000 X 1,09 = 3.270 TL vergiyi 6 taksitte (bir taksit tutarı= 3.270/6=545 TL) ödemesi gerekmektedir.

Verilmesi gereken KDV Beyannamelerinin tümünü veren ve her dönemde yukarıdaki hesaplama çerçevesinde hesaplanan KDV’si bulunan mükellefler KDV Vergi artırımını Beyanname Düzenleme Programındaki (BDP) Yeni 7326 Matrah Artırımı – 5/3-a – (MA2021EK14_1) tipi beyannameyle vergi artırımını beyan edeceklerdir.

7326 Sayılı Yeniden Yapılandırma Kanunu Mevzuatı – Toplu

3- En Az Üç Döneme Ait KDV Beyannamesi Vermiş Olan Mükellefler

Verilmiş olan KDV beyannamelerinin “Hesaplanan KDV” satırlarında yer alan tutarlar toplanacak ve beyanname verilen dönem sayısına bölünerek ortalama tutar bulunacaktır.

Bulunan bu ortalama tutar, 12 ile çarpılmak suretiyle 1 yıla tamamlanarak vergi artırımına esas olacak “Yıllık Hesaplanan KDV” tutarına ulaşılacaktır.

Kanunun 5/3-b-1 maddesinde ve Tebliğin ilgili kısmında bu kapsamdaki mükelleflerin verdikleri beyannamelerde hesaplanan KDV içerisinde tecil edilebilir KDV olması halinde nasıl hesaplama yapılması gerektiği açıkça belirtilmemiş olmasına karşın Kanunun 5/3-a hükmünün bu mükellefler için de geçerli olduğu haliyle beyan edilen dönemlerdeki tecil edilebilir KDV’nin düşülerek vergi artırımına esas tutarın bir yıla tamamlanması gerektiği görüşündeyiz.

Örnek: 2018 yılı içinde 3 vergilendirme dönemine ilişkin KDV beyannamesi vermiş ve hepsinde hesaplanan KDV’si olan mükellefin toplam hesaplanan KDV tutarı 30.000 TL’dir. Bu durumda;

KDV artırımına esas alınacak tutar: (30.000 / 3) X 12 = 120.000 TL

Artırım tutarı: 120.000 X 2,5 = 3.000 TL’dir.

Peşin tutar: 3.000 – (3.000 X 0,10) = 2.700 TL

Taksitli tutar: 3.000 X 1,09 = 3.270 TL

Tek taksit tutarı: 3.270 / 6 = 545 TL’dir.

Söz konusu mükellefler KDV Vergi artırımını BDP’deki Yeni 7326 Matrah Artırımı – 5/3-b1,c – (MA2021EK15_1) tipi beyannameyle beyan edeceklerdir. Ayrıca bu kapsamdaki mükelleflerin, KDV artırım imkânından yararlanmaları için verilen tüm beyannamelerde hesaplanan KDV olması kaydıyla ilgili yıla ilişkin olarak gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunma zorunluluğu bulunmamaktadır. Verilen beyannamelerin herhangi birinde hesaplanan KDV olmaması halinde aşağıdaki bölümlerde yer verdiğimiz karşılaştırma yöntemine göre hesaplama yapılarak beyanname verilecektir.

4-Hiç Beyanname Vermemiş Veya En Fazla İki Dönemde Beyanname Vermiş Olan Mükellefler

Bu mükelleflerin ilgili yıla ilişkin olarak gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları zorunludur.

Artırılan gelir veya kurumlar vergisi matrah tutarı üzerinden %18 oranında KDV vergi artırımı hesaplanacaktır.

3 No.lu KDV Beyannamesi veren mükellefler (Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayıp, Türkiye’de KDV mükellefi olmayan gerçek kişilere bir bedel karşılığında elektronik ortamda hizmet sunanların verecekleri KDV Beyannamesi) bu bölüm kapsamında artırım yapamazlar.

Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları gerekmektedir. Ortaklık yapısının tamamen gerçek kişilerden oluşması durumunda, bilanço esasında gelir vergisi mükellefleri için belirlenen matrah artırımına ilişkin asgari tutar; adi ortaklığın ortaklık yapısında en az bir kurumlar vergisi mükellefi bulunması durumunda, kurumlar vergisi matrah artırımına ilişkin asgari tutar, ortaklık için KDV artırım tutarının tespitinde dikkate alınır.

KVK’nın 4/1-k maddesine göre kurumlar vergisinden muaf kooperatifler, istemeleri hâlinde, kurumlar vergisi matrah artırımına ilişkin asgari tutarı dikkate alarak KDV vergi artırımı yapabilirler. Bu durumda ayrıca kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmuş olmaları şartı aranmaz. Ancak, kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması hâlinde bu matrah esas alınarak KDV vergi artırımı (KVArtırılan matrahın %18’i) yapılır.

Örnek: 2016 yılında sadece bir dönem KDV beyannamesi veren mükellef aynı dönem için 120.000 TL kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmuştur. 2016 Yılı asgari kurumlar vergisi matrah artırım tutarı 94.000 TL olsa da KV açısından fiilen artırılan matrah dikkate alınacaktır.

Artırım tutarı: 120.000 X 18 = 21.600 TL’dir

Peşin tutar: 21.600 – (21.600 X 0,10)= 19.440 TL

Taksitli tutar: 21.600 X 1,09 = 23.544 TL

Tek taksit tutarı: 23.544 / 6 = 3.924 TL’dir.

Söz konusu mükellefler KDV vergi artırımını BDP’nin Yeni 7326 Matrah Artırımı – 5/3-b2,c – (MA2021EK16_1) tipi beyannamesiyle beyan edeceklerdir.

5-KDV Beyannamelerinde Hesaplanan KDV Bulunmayan Veya Hesaplanan KDV Beyanları Sadece Tecil-Terkin Uygulaması Kapsamındaki Teslimlere İlişkin Olan Mükellefler

İlgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmuş olmaları şarttır.

Bu mükelleflerin KDV vergi artırımı gelir veya kurumlar vergisi bakımından artırılan matrahlara %18 oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır.

Bu yöntem, ilgili yıl içinde en az üç dönemde KDV beyannamesi veren ve hiçbir dönemde hesaplanan vergisi çıkmayan veya sadece tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimleri nedeniyle hesaplanan vergi beyanı bulunan mükellefler için de kullanılır.

Hesaplama şekli bir önceki örnekle aynı olduğundan bu duruma ilişkin ayrıca bir örneğe yer verilmemiştir.

Bu durumdaki mükelleflerin KDV vergi artırımını BDP’nin Yeni 7326 Matrah Artırımı – 5/3-b3 – (MA2021EK17_1) tipi beyannamesiyle beyan etmesi gerekmektedir.

6-KDV Beyannamelerinin Bazılarında Hesaplanan KDV Bulunan Mükellefler

Yıl içindeki vergilendirme dönemlerinden herhangi birisine ilişkin KDV beyannamesinde tecil-terkin işlemleri hariç “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” bulunmayan mükelleflerin, gelir veya kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmaları şarttır.

Bu durumda KDV vergi artırımı nedeniyle ödenmesi gereken verginin tespiti için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulan tutarın %18’i ile beyan edilen hesaplanan KDV’nin ortalamasının tüm yıla tamamlanmış (12 ile çarpılmış) haline ilgili yıla ilişkin oranın (%2- %2,5- %3) uygulanması suretiyle hesaplanan verginin karşılaştırılması gerecektir. Bu kıyas sonunda yüksek olan tutar artırım nedeniyle ödenmesi gereken vergi olarak kabul edilir.

Artırımda bulundukları takvim yılı içinde KDV Beyannamelerinin tamamını vermemekle birlikte, en az üç döneme ait KDV beyannamesi vermiş ve bu beyannamelerinin bir kısmında “Hesaplanan KDV” bulunmayan mükelleflerde bu kapsamda vergi artırımı yapacaklardır.

Mükelleflerin, işlemlerinin tamamının istisna kapsamındaki teslim ve hizmetlerden, ilgili dönemde işlemin bulunmamasından veya diğer nedenlerden kaynaklanmasının önemi yoktur.

Örnek: 2020 Yılının 12 döneminde de KDV beyanı veren ancak, 1 dönemde salgın hastalık nedeniyle çalışamadığından hizmet veremeyen haliyle hesaplanan  KDV’si bulunmayan ve ilgili dönemde zarar beyan eden serbest meslek erbabının toplam 11.000 TL hesaplanan KDV’si bulunmaktadır. Bu mükellefin KDV yönünden vergi artırımı yapabilmesi için gelir vergisi yönünden de matrah artırımı yapması gerekmektedir. Serbest meslek erbaplarının 2020 yılı asgari matrah artırım tutarı 63.700 TL’dir.

11.000 X 0,02 = 220 TL

63.700 X 0,18 = 11.466 TL

KDV artırım tutarı bu tutarlardan büyük olan 11.466 TL olacaktır.

Bu durumdaki mükellefler KDV vergi artırımını BDP’nin Yeni 7326 Matrah Artırımı – 5/3-b3 – (MA2021EK17_1) tipi beyannamesiyle beyan edeceklerdir. Söz konusu beyanname başlığının “İstisnalar veya Tecil-Terkin Kapsamına Giren İşlemleri Bulunan Mükellef için KDV Artırımı Bildirimi” olması sebebiyle uygulamada mükelleflerin zaman zaman tereddüt yaşandığı görülmektedir.

Örneğimizde olduğu gibi beyannamelerin tamamını vermekle birlikte, beyannamelerin bir kısmında veya tamamında vergiye tabi işlem bulunmayan mükellefler de KDV vergi artırımını bu beyannameyle (yani karşılaştırma yaparak) beyan edeceklerdir.

2020 yılında küçük ölçekli işletmelerin önemli bir kısmı salgınla mücadele nedeniyle işyerlerini kapatmış ve/veya hizmet verememiş ya da satış yapamamışlardır. Haliyle bu işletmelerin 2020 yılının birkaç döneminde hesaplanan KDV’leri bulunmamaktadır. Örneğimizde de görüleceği üzere söz konusu mükellefler açısından KDV yönünden vergi artırımı, gelir/kurumlar vergisi yönünden matrah artırımı yapma ve bu matrahlar esas alınarak (ya da karşılaştırma yapılarak)  KDV vergi artırımı tutarı hesaplama hükümleri/uygulaması faaliyet hacimlerine göre oldukça yüksek maliyetler getirmektedir. Bu yönüyle 7326 Sayılı Kanunun 5.maddesinde yer alan üzerinde durduğumuz hükmü, Kanunun etkinliğini azaltmakta ve salgın hastalığın ekonomik etkilerinin yoğun olarak yaşandığı günümüzde hem mükellef hem de idare açısından ihtiyacı karşılamaktan oldukça uzak kalmaktadır.

Tüm beyannamelerini vermekle birlikte sadece birkaç dönemde hesaplanan KDV’si olmayan mükelleflerden yukarıdaki şartlar aranırken, ilgili yılda en az üç dönem KDV beyanı veren (yani diğer dönemlerde KDV beyanı vermeyerek vergisel yükümlülüklerini yerine getirmeyen) ve beyan verilen dönemlerde hesaplanan KDV’si bulunan mükelleflere ortalama hesaplanan KDV’nin tam yıla tamamlatılarak ayrıca gelir/kurumlar vergisi yönünden matrah artırımı şartı aranmaması adil olmamıştır. Vergi afları ve matrah/vergi artırımlarının bu denli sık mevzuatımızda yer alması beyanını doğru yapan ve vergisini zamanında ödeyen mükellefler açısından zaten adil olmayan bir durum iken en azından yapılan bu düzenlemelerin kendi içinde adil, tutarlı ve ihtiyacı karşılamaya yönelik olması sağlanmalıdır.

Anlatmak istediğimizi bir örnekle açıklayalım. 2020 yılında sadece 3 dönem KDV beyannamesi veren, bu beyannamelerin hepsinde hesaplanan KDV’si bulunan ve hesaplanan KDV toplamı 3.000 TL olan bir başka serbest meslek erbabının gelir vergisi yönünden matrah artırımı yapma zorunluluğu olmayacak ayrıca 3.000/3 X 12 X 0,02 = 240 TL vergi maliyetiyle KDV vergi artırımının tüm nimetlerinden yararlanması mümkün olacaktır. Benzer iş hacmine sahip bir önceki örneğimizdeki mükellef ile bu örnekteki mükellefi karşılaştırdığımızda, beyanname verme yükümlülüğünü yerine getiren mükellefin KDV vergi artırımında 11.466 TL (GV Matrah artırımı maliyeti hariç) diğerinin ise sadece 240 TL maliyete katlandığı görülmektedir. Beyanname verme ödevini yerine getiren mükellef adeta cezalandırılmakta diğeri ise ödüllendirilmektedir. Bu hususun düzeltilmesi gerektiği kuşkusuzdur.

KDV vergi artırımı hesaplamasının, GV/KV matrah artırımına bağlandığı (ya da karşılaştırılmaya esas alındığı) durumlarda GV/KV matrah artırımının Kanunun öngördüğü şekilde yapılması ancak ödenmemesi nedeniyle ihlalinin, ödenmesi kaydıyla KDV vergi artırımının da ihlali anlamına gelmeyeceği görüşündeyiz. Zira Kanunda KDV vergi artırımı için sadece GV/KV yönünden matrah artırımı yapılması öngörülmüş, şartların sonradan ihlal edilmesinin KDV vergi artırımına etkisine değinilmemiştir.

7- Vergilendirme Dönemleri Üç Aylık Olan KDV Mükelleflerinin Durumu 

a-Vergilendirme dönemi üçer aylık olan mükelleflerden bir, iki veya üç dönem için beyanname verilmiş olması (Dört dönemin tamamında beyanname vermeyenler) halinde hesaplama aşağıdaki şekilde yapılır.

Bir dönem beyanname verilmişse, bu beyannamenin “Hesaplanan KDV” satırındaki tutarın 4 katı alınarak,

İki dönem için beyanname verilmişse, verilen beyannamelerdeki “Hesaplanan KDV” satırlarında yer alan tutarların toplamının 2 katı alınmak suretiyle,

Üç dönem için beyanname verilmişse, üç dönem için verilen bu beyannamelerin “Hesaplanan KDV” satırlarında yer alan tutarların toplamına, bu tutarın 1/3’ü ilave edilerek;

yıllık hesaplanan KDV tutarı bulunacaktır.

b-Dört dönem için beyanname verilmişse, dört dönem için verilen bu beyannamelerin “Hesaplanan KDV” satırlarında yer alan tutarların toplamı dikkate alınarak ilgili yıl için belirlenmiş oranlar (%2-%2,5-%3)  uygulanmak suretiyle KDV vergi artırımı hesaplanır.

c-Üç aylık vergilendirme dönemlerinin hiçbirinde beyanname verilmemiş olması durumunda bu mükelleflerin KDV artırımından yararlanabilmeleri için, gelir/kurumlar vergisi yönünden matrah artırımı yapmaları ve bu matrahlara %18 oranı uygulayarak KDV vergi artırımı hesaplamaları gerekir.

d-Artırımın Beyanı: KDV vergilendirme dönemleri üç aylık dönemler olan mükellefler, KDV artırım taleplerini 1 Seri No.lu Genel Tebliğ ekinde yer alan KDV artırımında kullanılabilecek bildirimlerden durumlarına uygun olanını kullanacaklardır.

Bu durumda BDP’deki 5/3-a (MA2021Ek14_1), 5/3-b1,c (MA2021Ek15_1) tipi beyannameleri kullanmak durumunda olanlar ilgili yılın 1. dönemi için mart, 2.dönemi için haziran, 3.dönemi için eylül, 4.dönemi için aralık ayına ilişkin satırlara hesaplanan KDV’yi gireceklerdir. BDP’deki 5/3-b2,c (MA2021Ek16_1) tipi beyannameyi kullanmak durumunda kalan mükellefler için bir farklılık söz konusu değildir.

8-Yıl İçinde İşe Başlayan veya Bırakan KDV Mükellefleri

Mükellefler, işe başlama veya işi bırakma gibi nedenlerle kıst dönemde faaliyette bulunmuş olmaları hâlinde, yukarıdaki esaslara göre kıst dönem itibarıyla hesaplama ve artırım yapacaklardır (buradaki kıst dönem ifadesinden takvim yılı anlaşılmalı ve hesaplamaya işe başlanan/bırakılan ay da dahil edilmelidir).

Kurumlar vergisi mükelleflerinin tasfiyeye girmeleri hâlinde kıst dönem hesaplaması yapılmayacaktır. Ancak, tasfiyeleri sonuçlanarak ticaret sicilinden silinen kurumlar vergisi mükelleflerinin nihai tasfiye dönemi ile kurumların devir veya tam bölünme hallerinde ilgili yıl için kıst dönem hesaplaması yapılacaktır.

9-KDV Vergi Artırımı Beyanın Doğru Yapılmaması

Tebliğin V/E-8-f bölümünde; matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin, matrah ve vergi artırımlarının, 7326 sayılı Kanun hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı vergi dairelerince araştırılabileceği, Kanun hükümlerine göre, doğru beyan edilmeyen veya vergi hataları nedeniyle eksik beyan edilen matrah ve vergi artırımları ile ilgili olarak eksik tahakkuk eden vergilerin, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılarak ve Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edileceği açıklanmıştır. Bu ifadeden hatalı beyanın tek başına Kanun hükmünden yararlanmaya engel olmadığı anlaşılmaktadır. Beyanname düzenleme programı ile e-beyanname internet vergi dairesinin bu hususta oldukça etkili çalıştığını, hata mesajlarıyla mükellefi/meslek mensubunu yönlendirdiğini bunlara rağmen beyanname verme aşamasında sorunla karşılaşılması durumunda genel yoğunluk dışında oldukça hızlı dönüş yapıldığını/cevap verildiğini belirtmemiz gerekir. Ayrıca KDV vergi artırımı için gerekli bilgilere (hesaplanan ve tecil edilebilir KDV tutarlarına) İnternet Vergi Dairesinin Mükellef Dosyası/Hesaplanan Tecil Edilebilir KDV Sorgulaması menüsünden ulaşılabildiğini hatırlatmamızda fayda bulunmaktadır.

10-Sonuç

Mükellefler artırımda bulundukları yıllara ait verdikleri beyannamelerde hesaplanan KDV’nin yıllık toplamı üzerinden 2016 ve 2017 yıllar için %3; 2018 yılı için %2,5; 2019 ve 2020 yılları için %2 oranından az olmamak kaydıyla hesaplayacakları KDV’yi vergi artırımı olarak, süresinde beyan ederek ödemeleri (tercihlerine göre peşin/6 taksitte) şartıyla 7326 SK’nın 5/3.maddesi kapsamındaki vergi artırımı hükümlerinden faydalanabilirler. Konumuz KDV vergi artırımının hesaplama şekilleri olduğundan avantajları gibi diğer hususlara ayrıca değinilmemiştir. KDV vergi artırımı özetle aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

Artırıma konu yıllara ilişkin KDV beyannamelerinin tamamını veren ve bu beyannamelerin tamamında hesaplanan KDV bulunan mükellefler, yıllık toplam hesaplanan KDV’nin ilgili yıl için belirlenmiş oranı uygulamak suretiyle,

En az üç döneme ait KDV beyannamesi vermiş ve bu beyannamelerin tamamında hesaplanan KDV’si bulunan mükellefler, ortalama hesaplanan KDV’yi tam yıla tamamlayarak yine ilgili yıl için belirlenmiş oranı uygulamak suretiyle (Bu mükelleflerin GV/KV yönünden matrah artırımı yapma zorunlulukları bulunmamaktadır),

Hiç beyanname vermemiş veya en fazla iki dönemde beyanname vermiş mükellefler (KVK açısından vergiden muaf kooperatifler dahil), GV/KV yönünden artırılan matraha %18 oranı uygulamak suretiyle (vergiden muaf kooperatifler hariç bu mükelleflerin GV/KV yönünden matrah artırımı yapmaları zorunludur),

KDV beyannamelerinde, hesaplanan KDV bulunmayan veya hesaplanan KDV beyanları sadece tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlere ilişkin olan mükellefler, yine GV/KV yönünden artırılan matraha %18 oranı uygulamak suretiyle (bu mükelleflerin GV/KV yönünden matrah artırımı yapmaları zorunludur),

KDV beyannamelerinin bazılarında hesaplanan KDV bulunan mükellefler, GV/KV yönünden artırılan matrahın %18’i ile beyan edilen hesaplanan KDV’nin ortalamasını tüm yıla tamamlayarak (12 ile çarparak) çıkan sonuca ilgili yılın oranını uygulamak suretiyle hesapladıkları verginin karşılaştırması sonucu yüksek olanı dikkate almak suretiyle (bu mükelleflerin GV/KV yönünden matrah artırımı yapmaları zorunludur),

hesaplayacaklardır. Yıl içinde işe başlayan/bırakan mükellefler kıst dönem itibarıyla hesaplama ve artırım yapacaklardır.

Hesaplamanın GV/KV matrah artırımına bağlandığı ya da karşılaştırıldığı durumlarda GV/KV matrah artırımının ödenmemesi nedeniyle ihlalinin, ödeme yapılması kaydıyla KDV vergi artırımının da ihlali anlamına gelmeyeceği görüşündeyiz.

İdarenin riskli mükellefleri arayıp matrah/vergi artırımına davet etmeleri işletmeler ve meslek mensuplarını zaman zaman tedirgin etse de müessesenin avantajları dikkate alındığında oldukça yerinde ve takdire değer bir davranıştır. Ancak yukarıda bahsettiğimiz üzere tüm beyannamelerini vermekle birlikte sadece birkaç dönemde hesaplanan KDV’si olmayan mükelleflerin muhatap olduğu şartlar, ilgili yılda en az üç dönem KDV beyanı veren (tamamında hesaplanan KDV olması şartıyla) mükelleflerin tabi olduğu şartlardan oldukça ağırdır. Beyannamelerini veren mükellefler açısından bir cezalandırma, vermeyenler içinse mükâfat niteliğindeki söz konusu hüküm, kanun etkinliğini azaltmakla kalmamakta ayrıca salgın hastalık gerçekleriyle de bağdaşmamaktadır. Ayrıca hükmün adil olmadığı, tutarlı ve ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğunu söyleyebiliriz. Son hatırlatma olarak vergi/matrah artırımlarına ilişkin vergilerin belirlenen sürelerde ödenmemesi vergi/matrah artırımına ilişkin hükümlerden (ayrıcalıklardan) faydalanılmasına engel olmakla birlikte söz konusu borçların gecikme zammı uygulanarak devam edeceğini belirtmemiz yerinde olur.

Kaynakça:

– 7326 Sayılı Kanun,

– 1 Seri No.lu Genel Tebliğ,

– Beyanname Düzenleme Programı (BDP),

– İnternet Vergi Dairesi.

 

Exit mobile version