Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Dünya Ekonomisinde Son Gelişmeler Bülteni – 2021 IV. Çeyrek

Dünya Ekonomisinde Son Gelişmeler Bülteni – 2021 IV. Çeyrek

1 Yönetici Özeti

2021 yılının son çeyreğinde küresel ekonomik faaliyet beklenenden daha yavaş artmıştır. Kovid-19 salgınında Omikron varyantına ilişkin endişeler, çip krizi, küresel tedarik zincirlerindeki sorunlar, küresel ölçekte artan enflasyon ve buna bağlı olarak faiz artışları gibi nedenlerle 2021 yılının son çeyreğinde küresel ekonomik faaliyetlerdeki canlılık beklentilerin bir miktar altında kalarak, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,5, 2021 yılının tamamında ise yüzde 5,8 oranında büyümenin gerçekleştiği tahmin edilmektedir.

Yılın son çeyreğinde önceki dönemlere göre gelişmiş ekonomiler büyüme hızlarını bir miktar artırırken, gelişmekte olan ekonomilerin büyüme oranları bir miktar yavaşlamıştır. Gelişmiş ekonomiler incelendiğinde, ABD ve Japonya ekonomilerinin iç talep kaynaklı büyüdüğü, Avro Bölgesi’nde Omikron varyantı nedeniyle kısıtlayıcı önlemlerin uygulanması ve artan enflasyonun satın alma gücünü düşürmesinin etkisiyle büyüme oranlarının sınırlandığı görülmektedir. Gelişmekte olan ekonomiler incelendiğinde ise; salgının yayılması, girdi teminindeki zorluklar ve maliyetlerdeki artış ve enerji kesintileri gibi etkenlerin büyüme oranlarını yavaşlattığı değerlendirilmektedir.

2021 yılının dördüncü çeyreğinde küresel ticaret hacmi bir önceki çeyreğe göre yüzde 3 artmıştır. Böylece 2021 yılının tamamındaki artış hızı yüzde 25 gibi rekor bir seviyeye ulaşmıştır. Bu güçlü büyümede; emtia fiyatlarındaki artış, salgına yönelik kısıtlamaların azalması, ekonomik teşvik paketleri ve talepteki güçlü toparlanma etkili olurken, küresel tedarik zincirlerinde ortaya çıkan sorunlar ve lojistik maliyetlerindeki artış küresel ticaret hacmindeki büyümeyi kısıtlayan etkenler olmuştur.

İşgücü piyasaları yılın son çeyreğinde toparlanma kaydetmesine rağmen işsizlik oranları yüksek seviyesini korumuştur. Son çeyrekte ekonomik faaliyetlerdeki toparlanmanın sürmesinin, işgücü piyasalarını arz ve talep yönünden olumlu etkilemesiyle birçok büyük ölçekli ekonomide işsizlik oranları düşüş kaydetmesine karşın uzun dönemli ortalamalarının üzerinde kalmaya devam etmiştir.

Küresel emtia fiyatlarındaki keskin artış yılın son çeyreğinde en fazla öne çıkan ekonomik gelişme olmuştur. Yılın ikinci yarısında ekonomik faaliyetlerdeki toparlanmanın hızlanması ve talepteki artışa karşın arz kısıtlarının artması emtia fiyatlarının yılın son çeyreğinde yüzde 60,3 gibi yüksek bir oranda yükselmesine neden olmuştur. Özellikle küresel tedarik zincirlerindeki sorunlar nedeniyle enerji fiyatlarında yüzde 135,7 oranındaki artış bu gelişmede önemli rol oynamıştır.

Salgınla ve Fed’in para politikası uygulamalarıyla ilgili riskler azalırken, 2022 yılının ilk çeyreğinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ekonomik ve sosyal etkileri ve yüksek enflasyona ilişkin riskler daha çok ön plana çıkmaktadır. Aşıya olan erişimin önceki dönemlere göre artması ve yeni varyantların sağlık sistemi üzerinde beklendiği kadar yük oluşturmaması salgının küresel ekonomik işleyiş üzerinde artık baskın bir risk unsuru olmadığına işaret etmektedir. Rusya-Ukrayna Savaşı Fed’in hareket alanını bir miktar kısıtlarken, Fed 2022 yılının ilk çeyreğinin sonu itibarıyla altı defa faiz artışının olabileceğine dair sinyal vermiştir. Diğer yandan, savaş nedeniyle hammadde ve enerji maliyetlerindeki artışın yüksek seyrini sürdürmesi küresel enflasyon görünümü açısından önemli bir risk unsuru olarak ortaya çıkmıştır. Ayrıca, Rusya’ya uygulanan sert yaptırımların küresel reel ve finansal akımların yavaşlamasına neden olabileceği değerlendirilmektedir.

Küresel sermaye piyasaları yılın son çeyreğinde güç kaybetmiştir. Küresel enflasyon riskindeki artışın getirdiği gelişmiş ekonomilerdeki parasal sıkılaşma ihtimali ilk aşamada gelişmekte olan ekonomilerin sermaye piyasalarına yönelik yatırımcı ilgisini azaltmıştır. Bu dönemde, ABD’de enflasyondaki artış, Fed’in faiz oranını sabit bırakması, işsizlik başvurularının azalması gibi nedenlerle ABD doları değer kazanırken, küresel ölçekte artan makroekonomik ve jeopolitik riskler gelişmekte olan ekonomilerin bono getirilerinin artmasına neden olmuştur.

Tamamı İçin Tıklayınız

Kaynak: T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı

Exit mobile version