Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Anayasa Mahkemesinin 2021/58970 Başvuru Numaralı Kararı – Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlali

T.C.

Anayasa Mahkemesi

Genel Kurul

Pilot Karar

Nevriye KURUÇ Başvurusu

(Başvuru Numarası: 2021/58970)

Karar Tarihi: 5/7/2022

22 Temmuz 2022 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 31900

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”vista_blue”]

ÖZET:

Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlali İddiasına Yönelik Başvurulabilecek Etkili Bir Yol Bulunmaması Nedeniyle Etkili Başvuru Hakkının İhlal Edilmesi (Pilot Karar)

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 5/7/2022 tarihinde, Nevriye Kuruç (B. No: 2021/58970 başvurusunda, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkı ile Anayasa’nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Başvurucu; temizlik işçisi olarak işe başladığı hastanede emekli olana kadar çalıştığını belirterek kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, millî ve dinî bayramlarda çalışma ücretlerinin ödenmesi için dava açmıştır. İş mahkemesi davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. İstinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesi iş mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine hükmetmiştir. İş mahkemesi, bölge adliye mahkemesi kararı doğrultusunda yaptığı yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Anılan karara yönelik olarak davalı, istinaf talebinde bulunmuş olup karar henüz kesinleşmemiştir.

İddialar

Başvurucu; iş sözleşmesine dayalı olarak 10/12/2014 tarihinde açtığı alacak davasının uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının, yargılamanın makul sürede tamamlanmadığı şikâyetini ileri sürebileceği etkili bir yol bulunmaması nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkı ile bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

Mahkemenin Değerlendirmesi

1. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlali İddiası Yönünden

Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır.

Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler dikkate alındığında başvuruya konu davanın karmaşık olmaktan uzak olduğu anlaşılmıştır. Başvurucunun tutum ve davranışlarıyla, usule ilişkin haklarını kullanırken özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep olduğu da söylenemez.

Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında başvurucu tarafından açılan işçi alacağı davasının devam ettiği, somut olaydaki 7 yılı aşkın yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

2. Etkili Başvuru Hakkının İhlali İddiası Yönünden

Anayasa’nın 40. maddesinde, Anayasa’da güvence altına alınmış hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkesin yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkı (etkili başvuru hakkı) güvence altına alınmıştır. Etkili başvuru hakkı, kamusal görev ve yetkilerin kullanımında temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilip edilmediğinin denetlenmesinin bir yolu olarak düzenlenmiştir.

Etkili başvuru hakkı, bağımsız nitelikte koruma işlevine sahip olmayıp temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını, korunmasını ve başvuru yollarını güvence altına alan tamamlayıcı haklardandır. Somut olayda Anayasa’nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkı ile bağlantılıdır. Dolayısıyla bu hak, Anayasa’da güvence altına alınmış ve Sözleşme kapsamında olan temel hak ve özgürlüklerin koruma alanında yer almaktadır. Bu nedenle etkili başvuru hakkının makul sürede yargılanma hakkı ile bağlantılı olarak incelenmesi mümkündür.

Etkili başvuru hakkı anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese hakkın niteliğine uygun olarak iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya (yeterli giderim sağlama) elverişli idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkânı sağlanması olarak tanımlanabilir.

Kişilerin etkili başvuru hakkı açısından sahip oldukları güvencenin kapsamı ihlal iddiasına konu edilen hakkın niteliğine göre değişmektedir. Fakat genel olarak ifade edilmelidir ki Anayasa’nın 40. maddesi uyarınca sağlanması gereken başvuru yolunun hem teoride hem de uygulamada ileri sürülen ihlali önlemesi, ihlal devam etmekte ise sonlandırması, gerçekleşip sona ermiş ihlallere yönelik olarak ise makul bir tazmin imkânı sunması gerekmektedir.

Anayasa’nın 36. maddesinde koruma altına alınan makul sürede yargılanma hakkının korunmasının sağlanabilmesi, kamu makamlarının kişilerin bu haklarını ihlal etmelerinin önüne geçilebilmesi için makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddialarına yönelik başvuruda bulunulabilecek etkili hukuk yollarının bulunması gerektiği açıktır. Bu yolun şikâyet konusu yargılamanın veya davanın uzun sürmesi nedeniyle ortaya çıkacak zararları giderecek çözümler sunabilmesi gerekir. İdari ve yargısal makamlar ile kanun koyucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlaline yol açılmaması için öngördüğü bazı tedbirler olduğu tespit edilmiştir. Ancak alınan tedbirlere rağmen ihlale yol açıldığı durumlarda ihlalin yol açtığı zararları giderebilmek için bir tazminat yolunun oluşturulması Anayasa’nın 40. maddesi uyarınca zorunlu ve gereklidir. Bu başvuruların ilk elden ve doğrudan Anayasa Mahkemesince incelenmesine devam edilmesi, gelinen noktada Anayasa’nın 148. maddesinin lafzı ve amacı ile de bağdaşmayacaktır. Bu doğrultuda oluşturulacak başvuru yolunun etkili kabul edilebilmesi için ise bazı ilkelere uygun olarak hareket edilmesi de önemlidir.

Öte yandan bireysel başvuru; ikincil nitelikte yani idari ve yargısal başvuru yollarının tüketilmesinden sonra başvurulabilecek kendine özgü, olağan dışı, anayasal bir başvuru yoludur. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvuru yapılmadan önce ihlalin tespiti ve oluşan zararın tazmini için başvuru yapılabilecek idari veya yargısal başvuru yolu mevcut olmadığından Anayasa’nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının güvencelerinin mevcut başvuruda da sağlanmadığı değerlendirilmiştir.

Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru sayıları ve verilen ihlal kararları incelendiğinde makul sürede yargılanma hakkının ihlaline yol açan yapısal bir sorunun mevcut olduğu sonucuna varılmıştır. Bu yapısal sorunun giderilmesi için alınan her türlü tedbire rağmen makul sürede yargılanma hakkının ihlali nedeniyle ortaya çıkacak zararların tazmin edilmesi için Anayasa’nın 40. maddesi gereğince bireysel başvurudan önce etkili bir başvuru yolunun kurulması gerekir.

Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun ikincilliği ve hukuk sisteminde düzenlenen başvuru yollarının tüketilmesinden sonra başvurulabilecek bir anayasal başvuru yolu olması da dikkate alınarak yargılamaların uzun sürmesinden kaynaklı ihlaller nedeniyle ortaya çıkan ve yapısal sorun teşkil eden durumun telafi edilebilmesi için kanuni bir düzenleme ile bu konuda başvurulabilecek bir mercinin oluşturulması gerekmektedir. Oluşturulacak başvuru yolunun başvurucuların yargılamaların uzun sürmesinden kaynaklı zararlarını tazmin edebilecek nitelikte olması gerektiği açıktır.

Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi, Anayasa ile verilen yetki ve görevlerini yerine getirerek makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiasıyla ilgili başvuru yapılabilecek etkili bir yolun ihdas edilmesi gerektiği tespitini yapmıştır. Dolayısıyla kararın bir örneğinin Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanında yer alan bir temel hak ve hürriyetin ihlaline yol açtığı tespit edilen söz konusu yapısal sorunun çözümü için Türkiye Büyük Millet Meclisine de bildirilmesi gerekir.

Bu bağlamda kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihe kadar makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiasıyla yapılmış olan başvurular ile bu tarihten sonra kaydedilecek aynı mahiyetteki başvuruların incelenmesinin kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından itibaren dört ay süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ve pilot karar usulünün uygulanmasına karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. (T.C. Anayasa Mahkemesi)

[/vc_message][vc_column_text]

Başkan : Zühtü ARSLAN
Başkanvekili : Hasan Tahsin GÖKCAN
Başkanvekili : Kadir ÖZKAYA
Üyeler : Engin YILDIRIM
    Muammer TOPAL
    M. Emin KUZ
    Rıdvan GÜLEÇ
    Recai AKYEL
    Yusuf Şevki HAKYEMEZ
    Selahaddin MENTEŞ
    Basri BAĞCI
    İrfan FİDAN
    Kenan YAŞAR
Raportör : Murat AZAKLI
Başvurucu : Nevriye KURUÇ
Vekili : Av. Hıdır YILDIZ

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1.Başvuru; iş sözleşmesine dayalı olarak açılan alacak davasının uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının, yargılamanın makul sürede tamamlanmadığı şikâyetinin ileri sürülebileceği etkili bir yol bulunmaması nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkı ile bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II.BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 16/8/2021 tarihinde yapılmıştır. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir.

4. İkinci Bölüm tarafından 15/6/2022 tarihinde yapılan toplantıda, başvurunun niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 28. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca Genel Kurula sevkine karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden elde edilen bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:

A. Bireysel Başvurudan Önceki Süreç

6. Başvurucu 10/12/2014 tarihinde Bakırköy 7. İş Mahkemesinde (İş Mahkemesi) Sağlık Bakanlığı, P.E.O. Tic. A.Ş. ve Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi aleyhine dava açmıştır.

7. Başvurucu anılan davada; davalı hastanede 23/7/1999 tarihinde temizlik işçisi olarak işe başladığını ve 27/10/2014 tarihinde emekli olana kadar çalıştığını belirterek kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, millî ve dinî bayramlarda çalışma ücretlerinin ödenmesini talep etmiştir.

8. İş Mahkemesi 18/10/2017 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.

9. Tarafların istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi (Bölge Adliye Mahkemesi) 8/1/2020 tarihinde, istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

10. Başvurucu 16/8/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. Bireysel Başvurudan Sonraki Süreç

11. İş Mahkemesi, Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda yaptığı yargılama sonunda 7/12/2021 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.

12. İş Mahkemesi;

– Kıdem tazminatı olarak 23.159 TL’nin 24/10/2014 tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile,

– Fazla mesai alacağı olarak 300 TL’nin dava tarihinden, 995 TL’nin ise ıslah tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile,

– Genel bayram tatili alacağı olarak 200 TL’nin dava tarihinden, 392 TL’nin ise ıslah tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile,

– Yıllık ücretli izin alacağı olarak 200 TL’nin dava tarihinden, 7.560 TL’nin ise ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile,

– Asgari geçim indirimi alacağı olarak 100 TL’nin dava tarihinden, 4.063 TL’nin ise ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak başvurucuya verilmesine karar vermiştir.

13. Davalı Sağlık Bakanlığı istinaf isteminde bulunmuş; İş Mahkemesi 17/2/2022 tarihinde, süre yönünden istinaf isteminin reddine karar vermiştir. Karar henüz kesinleşmemiştir.

Tamamı İçin Tıklayınız (word)

Exit mobile version