Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Yükseköğrenim Kredilerinin Birden Fazla Taksiti Ödenmediğinde Borcun Tamamının Muaccel Olmasını Öngören Kuralın İptali – Anayasa Mahkemesi Kararı E: 2022/67

21 Eylül 2022 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 31960

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Esas Sayısı: 2022/67

Karar Sayısı: 2022/103

Karar Tarihi: 8/9/2022

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Antalya 2. İdare Mahkemesi

İTİRAZIN KONUSU: 16/8/1961 tarihli ve 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri Kanunu’nun 17. maddesinin birinci fıkrasının Anayasa’nın 2., 13., ve 35. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.

OLAY: Yükseköğrenim kredi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”vista_blue”]

ÖZET:

Yükseköğrenim Kredilerinin Birden Fazla Taksiti Ödenmediğinde Borcun Tamamının Muaccel Olmasını Öngören Kuralın İptali

Anayasa Mahkemesi 8/9/2022 tarihinde E.2022/67 numaralı dosyada, 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri Kanunu’nun 17. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “…tekrarında ise tamamı…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

İtiraz Konusu Kural

İtiraz konusu kuralda, 351 sayılı Kanun kapsamında yararlanılan yükseköğrenim kredilerinin birden fazla taksitinin zamanında ödenmemesi durumunda alacağın tamamının muaccel olması öngörülmektedir.

Başvuru Gerekçesi

Başvuru kararında özetle; iki taksitin geciktirilmesi durumunda borcun tamamının muaccel hâle gelmesinin ölçülülük ilkesiyle bağdaşmadığı, öğrenim kredisinin eğitim hakkından yararlanabilmek amacıyla kullanıldığı, Türkiye İstatistik Kurumunun üretim fiyatları endeksine göre güncellenen bu kredi borcuna ayrıca gecikme zammı uygulanmasının idare karşısında güçsüz konumda bulunan bireyleri zor duruma düşüreceği, bu durumun sosyal devlet ilkesini ve mülkiyet hakkını ihlal ettiği belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

6183 sayılı Kanun’un 1. maddesi uyarınca devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, yargılama masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı ve gecikme faizi gibi feri kamu alacakları ile aynı idarelerin sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmeden doğanlar dışında kalan ve kamu hizmetlerinin yürütülmesinden kaynaklanan diğer alacakları ve bunların takip masrafları bu Kanun’a göre tahsil edilmektedir.

Anılan Kanun’un “Taksitlerin süresinde ödenmemesi” başlıklı 38. maddesinde, “Taksitle ödenmesi gereken âmme alacağının taksitleri vâdesinde ödenmezse alacağın tamamı muaccel olur. / Haczedilen malların paraya çevrilmesinden önce paraya çevirme tarihine kadar yapılan takip giderleri, gecikme zamları ve varsa cezaları alacağın tamamım muaccel kılan taksitle beraber rıza ile ödendiği takdirde diğer taksitler asıl ödeme sürelerinde tahsil olunur.” hükmü yer almakta iken bu hüküm 4369 sayılı Kanun’un 82. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Dolayısıyla 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklara ilişkin taksitlerin vadesinde ödenmemesi durumunda tüm taksitler muaccel hâle gelmemekte, sadece vadesi geçen alacaklar için gecikme zammı ve cebri tahsil işlemleri uygulanmaktadır.

Anayasa’nın 42. maddesi kapsamında maddi imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin öğrenimlerini sürdürebilmeleri için destek sağlamakla yükümlü olan devlet, yeterlikleri ve ihtiyaçları tespit edilen öğrencilere kredi sağlamaktadır. Kural da bu kredilerin birden fazla taksitinin ödenmemesi durumunda tüm borcun muaccel hâle gelmesini, başka bir deyişle tüm borcun vade tarihi beklenmeksizin tahsilini düzenlemektedir. 6183 sayılı Kanun’a tabi diğer alacaklar açısından taksitlerin ödenmemesi durumunda borcun tamamı muaccel hâle gelmemekte, borç vade tarihinde gecikme zammı ile birlikte tahsil edilmektedir. Bu yönüyle 6183 sayılı Kanun’a tabi diğer alacaklar açısından söz konusu müdahale aracı kullanılmazken eğitimi destekleme yönünden sosyal yanı ağır basan bir alacakta böylesine ağır bir tedbirle meşru amaca ulaşılmaya çalışılmasının son çare ve bu amaca ulaşmak için gerekli olduğu söylenemez.

Bununla birlikte birden fazla taksitin ödenmemesi durumunda borcun muaccel hâle gelmesi yanında borç 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edildiğinden vadesi dolan taksitlerin gecikme zammı ile birlikte ödenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda birden fazla taksiti ödenmeyen borcun sürüncemede kalmaması için borcun tamamının ivedilik kazanmasının kamu yararının sağlanmasına yönelik amacın gerçekleştirilmesi için tek araç olduğu söylenemez. Dolayısıyla anılan meşru amacın gerçekleştirilmesi açısından seçilen araçlar değerlendirilirken borcun gecikme zammı ile birlikte tahsili sayesinde alacağın zamanında tahsil edilmemesi nedeniyle uğranılan zararların giderildiğinin ve ek maliyetle karşılaştıklarından borçluların borcu zamanında ödemek durumunda kaldığının, bu aracın söz konusu amacın gerçekleştirilmesi açısından yeterli olduğunun da göz önünde bulundurulması gerekir. Bu itibarla kuralın “gereklilik” ölçütü ile bağdaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. (T.C. Anayasa Mahkemesi)[/vc_message][vc_column_text]

I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ

Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 17. maddesi şöyledir:

Taksitlerin zamanında ödenmemesi

Madde 17 – Borç taksitlerini zamanında ödemiyenlerin birinci defada borçlarının bir seneliği, tekrarında ise tamamı ivedilik kazanır. Bu tarihten itibaren borç 6183 sayılı kanun hükümlerine göre malsandıklarınca tahsil olunarak Gençlik ve Spor Bakanlığına ödenir.

Öğrenim sırasında ve öğrenimden sonra ölenlerin ve öğrenim sırasında veya öğrenimlerinden sonra çalışamıyacak derecede daimi malüllüğe uğramış oldukları tam teşekküllü bir hastanenin sağlık kurulu tarafından tesbit edilenlerin borçları silinir.

II. İLK İNCELEME

1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM, Hicabi DURSUN, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ, Basri BAĞCI, İrfan FİDAN ve Kenan YAŞAR’ın katılımlarıyla 1/6/2022 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında öncelikle davada uygulanacak kural ve sınırlama sorunları görüşülmüştür.

2. Anayasa’nın 152. ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddelerine göre bir davaya bakmakta olan mahkeme, o dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda bu hükümlerin iptalleri için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidir. Ancak anılan maddeler uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması, iptali talep edilen kuralın da o davada uygulanacak olması gerekir. Uygulanacak kural ise bakılmakta olan davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.

3. Bakılmakta olan davanın konusu, yükseköğrenim kredi borcunun birden fazla taksitinin ödenmemesi nedeniyle tüm taksitlerin tahsili için düzenlenen ödeme emrinin iptali talebine ilişkindir. Bu itibarla itiraz konusu fıkranın birinci cümlesinde yer alan “…birinci defada…” ve “…bir seneliği…” ibarelerinin bakılmakta olan davada uygulanma imkânı bulunmamaktadır.

4. Öte yandan itiraz konusu kuralın birinci cümlesinin kalan kısmı bakılmakta olan davanın konusu olan birden fazla taksitin ödenmemesi hâlinin yanı sıra davada uygulanma imkânı bulunmayan bir taksitin ödenmemesi durumu bakımından da geçerli, ortak kural niteliğindedir. Dolayısıyla bakılmakta olan davanın konusu gözetilerek itiraz konusu fıkranın birinci cümlesinin kalan kısmının esasına ilişkin incelemenin kalan kısımda yer alan “…tekrarında ise tamamı…” ibaresi ile sınırlı olarak yapılması gerekir.

5. Açıklanan nedenlerle 16/8/1961 tarihli ve 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri Kanunu’nun 17. maddesinin birinci fıkrasının;

A.1. Birinci cümlesinde yer alan “…birinci defada…” ve “…bir seneliği,…” ibarelerinin itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkânı bulunmadığından bu ibarelere ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,

2. Birinci cümlesinin kalan kısmının esasının incelenmesine, esasa ilişkin incelemenin kalan kısımda yer alan “…tekrarında ise tamamı…” ibaresi ile sınırlı olarak yapılmasına,

B. İkinci cümlesinin esasının incelenmesine,

OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.

III. ESASIN İNCELENMESİ

6. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Murat ÖZDEN tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükümleri, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

A. Genel Açıklama

7. 351 sayılı Kanun’un 14. maddesi gereğince yükseköğrenim gören ve bu Kanun’a göre yapılacak yönetmeliklerle belirtilen esas ve şartlar içinde yeterlikleri ve ihtiyaçları tespit edilen öğrencilere öğrenim kredisi verilmektedir.

8. Öğrenciler tarafından alınan kredi borcunun tespiti ile ödenmesine ilişkin usul ve esaslar Kanun’un 16. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre taksitler hâlinde ödenen öğrenim kredisi borcu, öğrenim kredilerinin verildiği tarihten öğrenim süresi bitimine kadar geçen sürede veya herhangi bir sebeple kredisinin kesildiği tarihe kadar öğrenim kredisi olarak verilen miktarlara, Türkiye İstatistik Kurumunun üretici fiyat endeksindeki artışlar uygulanarak hesaplanacak miktarın ilave edilmesi suretiyle tespit edilir.

9. Yine anılan madde uyarınca öğrenci, borcunu öğrenim gördüğü öğretim kurumunun normal eğitim süresinin bitiminden itibaren iki yıl (öğrencinin lisansüstü eğitim yapması hâlinde dört yıl) sonra başlamak üzere, kredi aldığı sürede ve aylık dönemler hâlinde ödemek zorundadır. Ancak bu süre bir yıl daha uzatılabilir. Ödeme askerlik dönemine rastlarsa anılan endeks uygulanmadan askerlik döneminin sonuna kadar ertelenir.

10. Borçlunun, başvurusu sırasında Sosyal Güvenlik Kurumu veya sosyal güvenlik kuruluşu niteliğindeki başka kuruluşlarla ilişkisinin bulunmaması hâlinde, ilgilinin talebi ile borcunu ödemesi kredi alma süresinin bitiminden itibaren endeks uygulanmak suretiyle birer yıllık sürelerle uzatılır. Katkı kredisi borcu ödemelerinde de aynı esaslar uygulanır.

11. Sağlık sebepleri dışında kendi isteği ile öğretim kurumunu bırakan veya herhangi bir sebeple öğretim kurumundan çıkarılan öğrenciler, öğretim kurumu ile ilişiğinin kesildiği tarihten itibaren iki yıl sonra başlamak üzere kredi aldığı kadar sürede ve aylık dönemler hâlinde borçlarını ödemek zorundadır. Ancak bu süre bir yıl daha uzatılabilir.

12. Endeks uygulamasına, kredi borçlarının geri ödenmesine ve taksitlendirilmesine ilişkin esas ve usulleri belirlemeye, öğrencilerin borçlarından birinci fıkraya göre hesaplanan endeks artışından ilave edilen miktarın %50’sine kadar indirim yapmaya Gençlik ve Spor Bakanlığı yetkilidir.

13. İndirim uygulandıktan sonra öğrencilerin ödeyecekleri bakiye kredi borcu, öğrencilerin eğitim süresince aldığı toplam kredi miktarının üç katını geçemez.

14. Öğrencinin tabi olacağı yükümlülükler, öğrencilerden alınacak taahhüt senedinde ayrıca belirtilir. Düzenlenen taahhüt senetlerinde krediyi alacak öğrencinin, öğrencinin reşit olmaması hâlinde ise öğrenci ile birlikte veli veya vasisinin borçlu sıfatıyla imzası yeterli olup ayrıca kefil aranmaz. Ancak yurt dışında öğrenim gören öğrencilerden kefil istenir veya diğer teminatlar alınır

Tamamı İçin Tıklayınız (Word)

Exit mobile version