Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Emisyon Priminin Ek Deprem Vergisi Kapsamında Değerlendirilmesi ve Çözüm Önerisi – Ferit TAŞ, YMM

Ferit TAŞ
Yeminli Mali Müşavir
VDK Başkan Yardımcısı (E)
Maliye Müfettişi (E)
ftas@isik-ymm.com.tr

Bilindiği üzere 7440 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinin 27’nci fıkrası ile 2022 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde gösterilen istisna ve indirim tutarlarına %10 ek deprem vergisi gelmiştir. Yazımızın konusu emisyon priminin kazanç değil sermayenin bir unsuru olduğu, bu nedenle ek deprem vergisine tabi tutulmasının ilgili maddenin ruhuna uymadığı, çıkma ihtimali olan torba yasa ile çözüme kavuşturulması gerektiği üzerinedir.

Emisyon Primi Kazanç Değil Sermayedir

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile “Anonim şirketlerin kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları payların bedelinin itibari değeri aşan kısmı” olarak tanımlanan emisyon primi kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesi kurumlar vergisinden istisna olan kazançları düzenlediği için, 5/1-ç maddesinde istisna tutulan emisyon priminin de sanki normalde kurumlar vergisine tabi bir kazanç olduğu yanılgısına sebep olmaktadır.

Ancak emisyon priminin istisna olarak düzenlenmesinin sebebi Gelir Vergisi Kanununun 38’inci maddesi kapsamında bir eleştiri konusu olmasının önüne geçmektir. Zira Gelir Vergisi Kanununun Bilanço esasında ticari kazancın tespiti” başlıklı 38’inci maddesine göre “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce: 1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir; 2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.”

Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi Kurum Kazancı” başlıklı 6’ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır. Bu nedenle Gelir Vergisi Kanunun 38’inci maddesi Kurumlar Vergisi açısından da geçerlidir.

Peki Kurumlar Vergisi Kanunun 38’inci maddesi konumuzu neden ilgilendirmektedir? Bu maddeye göre özkaynak kalemi olan emisyon primi, özkaynaklarda artışa neden olduğu için kurum kazancının arttığı yanılgısına sebep olabilir. Ancak maddenin devamında yer alan, sahiplerce işletmeye ilave edilen değerlerin bu farktan indirileceği hükmü, sermaye ve sermaye yedeklerinin kazançta değişiklik oluşturmayacağını netleştirmek için konulmaktadır. İşletme sahiplerince konulan değerlerin kazanç sayılmadığı hükmü tam olarak da sermayenin vergilenmesini engellemek için konulan bir hükümdür. Emisyon primleri de zaten muhasebe standardımıza göre gelir kalemi olarak değil sermaye yedeği olarak kayıt altına alınmaktadır.

Peki ama emisyon primi bir kazanç olarak nitelendirilemeyecekse, hangi sebeple kazanç istisnaları bölümünde işlenmektedir? Bu sorunun cevabı herhangi bir incelemede yanlış anlamadan kaynaklı fiktif bir tarhiyatın önüne geçmek içindir. Zira inceleme elemanının emisyon primini sadece özkaynak artırıcı kalem olarak yorumlamasına karşılık, işletme sahiplerince ilave olunan değerler olarak yorumlamaması ihtimaline binaen, tereddütleri ortadan kaldırmak maksatlı bir istisna maddesidir. Zaten bir kazancın istisna olması için ortada kazanca ilişkin bir muhasebe kaydı gereklidir. Ancak emisyon primi muhasebe standardımıza göre de kazanç değil sermaye yedekleri arasında kaydolunmaktadır. Bu nedenle olmayan kazancın istisna gösterilebilmesi için önce kanunen kabul edilmeyen gider yazarak fiktif olarak vergiye tabi kazanç artırılmakta sonra ise istisna yapılmaktadır. Bu işlem dahi tek başına emisyon priminin aslında bir kazanç olmadığını ortaya koymaktadır.

Kanunlar genellikle bir hususu açıklayan değil düzenleyen metinlerdir. Ancak bazı durumlarda tereddüde mahal vermemek için Kanun metinleri ile de açıklamalar yapıldığı görülmektedir. Emisyon primi istisnası bu tarzda kanunların bir örneği olup, zaten vergiye tabi olmayan bir hususun açıklanmasından ibarettir. Zira bu istisna olmasa dahi emisyon primi vergiye tabi bir kazanç değil, sermayenin bir unsurudur.

Emisyon Primi 7440 Sayılı Kanun Kapsamında Ek Vergiye Tabi midir?

7440 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinin 27’nci fıkrası ile 2022 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde gösterilen, istisna ve indirim tutarlarına %10 ek deprem vergisi gelmiştir. Bu maddede kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilen istisna ve indirim tutarından hangilerinin bu ek vergiye tabi olmadığı bentler halinde tek tek sayılmıştır. Ancak 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile emisyon primi istisnası ek vergiden istisna tutulmayarak, lafzen ek vergiye tabi tutulmuştur.

Yukarıdaki başlıkta emisyon priminin bir kazanç olmadığını belirtmemize rağmen burada ek vergiye tabi tutulduğunu belirtmemizin nedeni; ek vergi kapsamının kazanç kavramı üzerinden değil, kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilen ve Kurumlar Vergisi Kanunu ile diğer kanunlarda tanımlanan istisna satırları üzerinden tanımlanmasıdır. Kurumlar Vergisi Kanununda ve beyannamede istisna olarak beyan edilen emisyon primi lafzi yorumla ek vergiye tabi olmaktadır.

Ek vergi müessesesinin açıklanacağı ve çıkmasını beklediğimiz Genel Tebliğ’de emisyon priminin ruhuna inerek vergiye tabi tutulmamasını istemekle birlikte, Bakanlıkla yapılan görüşmelerden vergiye tabi olacağını anlamaktayız.

Emisyon Priminin Deprem Vergisine Tabi Olmaması İçin Çözüm Önerisi

Yukarıdaki başlıkta ifade ettiğimiz üzere 7440 sayılı Kanuna göre emisyon primi deprem vergisine tabi tutulmaktadır. Bu sorunun en kolay çözümü çıkacak torba yasada emisyon priminin de ek vergi kapsamından çıkarılmasıdır.

Meclis henüz tatile girmemiş olup, yeni bir torba yasa çıkması ihtimal dahilindedir. 2022 yılında emisyon primi bulunan tüm mükellefler bu konuda girişimlerde bulunarak tüm platformlarda emisyon priminin aslında bir kazanç değil sermaye olduğunu izah edilebilir.  Bu konuda mağdur olan tüm mükelleflerin ortak bir çalışma grubu kurarak birlikte hareket etmesi sonuç alma ihtimali artıracaktır.

Bakanlıkça emisyon priminden tahsil edilecek deprem vergisinden vazgeçilmek istenmemesi ihtimali yüksek olup, konunun TBMM başta olmak üzere kamu tarafındaki tüm paydaşlara açıklanmasında fayda bulunmaktadır. Vergi alma hakkı Devletin egemenlik hakkına dayanır ve deprem sebebiyle oluşan ihtiyaçların karşılanması zorunludur. Ancak 2022 yılında emisyon primli sermaye artıran şirketlerin karşılaştığı durum bir vergiden çok piyangoya benzemektedir. Elbette Devlet isterse sermayeyi de varlığı da vergileyebilir ancak buradaki durumda Devletin böyle bir iradesi gözükmemekte, kullandıkları istisnalar nedeniyle az vergi ödeyen veya hiç vergi ödemeyen mükellefleri hedeflemektedir. Emisyon priminin de bu kapsamda vergilenmesi Kanunun ruhuna aykırıdır.

Sonuç:

Emisyon priminden kaynaklı ek vergi mağdurlarının çıkması muhtemel torba yasa sürecinde aktif pozisyon alarak, emisyon priminin ek vergi kapsamından çıkarılmasını talep etmeleri uygun olacaktır. Tüm ilgililere emisyon priminin sermaye olduğu yani kazanç olmadığı anlatılmalıdır. Birlikte hareket ederek sorunun genel olduğunun vurgulanması sonuç alma ihtimali artıracaktır.

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink”]
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi  kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.
[/vc_message][vc_column_text]

Exit mobile version