Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Varlık Barışı (KVK’nın Geçici 15. Maddesi) – Doğan ÇENGEL, YMM

Varlık Barışı (KVK’nın Geçici 15. Maddesi)

Doğan ÇENGEL
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
dogancengel@beratymm.com

A-GİRİŞ

Bir yönüyle vergi affı niteliği de bulunan varlık barışı düzenlemeleri çeşitli gerekçelerle son yılların rutini hale gelmiştir. 30/06/2022 tarihine kadar yararlanma imkânı olan bir önceki varlık barışı düzenlemesine “Varlık Barışı (GVK Geçici 93. maddesi)” başlıklı makalemizde değinmiştik. Bu defaki varlık barışı KVK’da (geçici 15.maddesinde) düzenlenmiş olmasına karşın gerçek kişiler de uygulama kapsamındadır. Selefine benzer hükümler içermekle birlikte mevcut düzenlemenin faydalanabilecek olanların kapsamı, vergi, koşullar, fonun işletmeden çekilmesi gibi oldukça önemli farklılıkları olduğunu söyleyebiliriz. Bir diğer önemli farklılık ise yapılan düzenlemede süre uzatımına ilişkin Cumhurbaşkanına yetki verilmemesidir. Ayrıca düzenleme yurt dışı varlıklar için ve yurt içi varlıklar için farklı hükümler içermektedir. Müessesenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar 1 Seri No.lu Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliği ile belirlenmiştir. Bugünlerde vergi mevzuatı konusunda, kamuoyu gündeminde 7440 sayılı Kanun (vergi affı/yapılandırması) bulunmakla birlikte önemli avantajlar sağladığını ancak vergi külfeti nedeniyle çok da rağbet görmediğini düşündüğümüz varlık barışı düzenlemesinin gözden kaçırılmaması gerektiği düşüncesindeyiz.

B-YURTDIŞINDA BULUNAN VARLIKLAR

1-Uygulayama Konu Yurt dışı Varlıklar: Yurt dışında bulunan

bildirime konu edilebilir. Yurtiçi varlıklar için kanuni defter kayıtlarında yer almayan varlıklara ilişkin hüküm bulunurken yurtdışı varlıklar için böyle bir şart aranılmadığı görülmektedir. Bu durumda Türkiye’ye getirilmeyen ve çeşitli şekillerde bilanço hesaplarında takip edilen ancak gelir tablosuyla/matrahla ilişkilendirilmeyen varlıkların da uygulama kapsamına dâhil edilebileceği görüşündeyiz.

2-Taşınmazlar: Yurtiçinde bulunan taşınmazlar varlık barışı kapsamına alınmışken yurtdışındaki taşınmazlar kapsam dışı tutulmuştur. Ancak yurtdışındaki taşınmazların veya sayılanların dışında kalan diğer varlıkların Kanun’da belirlenmiş herhangi birine dönüştürülerek belirlenen şartlarda Türkiye’ye getirilmesi halinde uygulamadan yararlanılmasında engel bulunmamaktadır.

3-Uygulamadan Faydalanabilecekler/Bildirim Yapabilecekler:

4-Yurtdışı Varlıkların Uygulamadan Yararlanma Şartları:

5-Uygulamadan Faydalananların Bildirim Yapacağı Merci ve Son Bildirim Tarihi:

Söz konusu varlıklar, 31/03/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil), Tebliğ ekindeki (Ek-1’de yer alan form ile) bankalara veya (menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarına münhasır olmak üzere) aracı kurumlara bildirilebilecektir.

Uygulamadan faydalananlar vergi dairesine bildirimde bulunmayacak ya da beyanname vermeyeceklerdir.

6-Yurt Dışı Kredileri ve Sermaye Avansları:

7- İlave Bildirim / Düzeltme:

8-Varlıkların Türkiye’ye Getirilmesi:

9-Türkiye’ye Getirilmekten Maksat ve Tevsik:

10- Banka/Aracı Kurumlarca Yapılacak İşlemler:

şeklinde özetleyebiliriz. Banka/aracı kurumlar tarafından, bildirimde bulunanlardan bildirime konu edilen varlıklara ilişkin olarak herhangi bir belge istenilmeyecektir. Tebliğdeki bu ifadeden bankaların bildirimin doğruluğunu teyit etme (bildirimi yapanın yetkinliği harici) sorumluluklarının bulunmadığı söylenebilir.

11-Vergi Yükü:

Bildirilen varlıkların değeri üzerinden vergi yükü:

Bu sürelerin bildirim tarihi olduğu ve bildirim yapanların söz konusu varlıkları Türkiye’ye getirmek için üç ay müddeti olduğunu hatırlatmamız gerekir. Bankalar/aracı kurumlar peşin olarak tahsil edecekleri (bildirim esnasında) vergiyi, bildirimi izleyen ayın 15.günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla beyanname ile bağlı bulundukları vergi dairesine beyan edecektir. Tarh edilen vergiler, beyan süresi içerisinde banka/aracı kurumlarca vergi sorumlusu sıfatıyla ödenecektir. Anlaşılacağı üzere bildirime konu varlık henüz Türkiye’ye getirilmemiş olsa dahi verginin ödenmesi gerekmektedir.

12-Verginin Bildirim Sahibine İadesi

B-TÜRKİYE’DE BULUNAN VARLIKLAR

1-Uygulamaya Konu Varlıklar: Türkiye’de bulunan, ancak kanuni defter kayıtlarında 05/07/2022 tarihi itibariyle yer almayan;

Bir şekilde (örneğin ortaklar, avanslar gibi) resmi kayıtlarda yer alan varlıklar için bu uygulamadan yararlanılmasının mümkün olmadığı görüşündeyiz.

2-Uygulamadan Faydalanabilecekler: Gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri ile vergi mükellefiyeti bulunmayanlar uygulamadan yararlanabilir. Hatırlanacağı üzere bir önceki düzenlemede (GVK’nın 93.maddesi) vergi mükellefi olmayanlar varlık barışı uygulamasından faydalanamamaktaydı.

3-Varlıkların Beyanı:

4-Yurtiçi Varlıkların Uygulamadan Yararlanma Şartları:

5-Vergi Yükü ve Vadesi: Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değerleri üzerinden vergi dairelerince %3 oranında vergi tarh edilecektir. Bu şekilde hesaplanan vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecektir. Bu durumda Mart ayında yapılan beyana ilişkin verginin vadesi 30/04/2023 tarihidir. Anlaşılacağı üzere yurt içi varlıkların vergilendirilmesinde tek oran (%3) belirlenmiş olup yurt dışı varlıklar için çeşitli şartlarla sağlanan iade imkânı yurt içi varlıklar için sağlanmamıştır.

6-Varlıkların Bankaya/Aracı Kuruma Yatırılması: Gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayanların taşınmaz dışındaki varlıklarını beyan tarihi itibarıyla banka veya aracı kurumlarda açılan hesaplara yatırmaları ve bu durumu tevsik edici belgelerle (dekont, işlem formu gibi) kanıtlamaları zorunludur.

C-ORTAK HÜKÜMLER VE DİĞER HUSUSLAR

1- Varlıkların Bildirim Değeri: Bildirim veya beyanlarda söz konusu varlıkların TL karşılığı bedelleri esas alınacaktır. Söz konusu varlıklar bildirim veya beyan edildiği tarih itibarıyla aşağıdaki değerleme ölçütleri ile değerlenecektir.

Söz konusu varlıkların elden çıkarılması halinde satış kazancının tespitinde bu bedel dikkate alınacaktır.

Rayiç bedel, varlıkların bildirildiği veya beyan edildiği tarih itibarıyla belirlenen alım-satım bedeli olup (bu tanım VUK’un mük.266.maddesiyle uyumludur), bu bedelin gerçek durumu yansıtması gerekmektedir. Buradan hareketle rayiç bedelin gerçeği yansıtmadığının tespiti halinde farka ilişkin verginin cezalı tarh edilebileceği bu nedenle de taşınmazlar için emlak vergisine konu vergi değerlerinin dikkate alınamayacağı hususunu hatırlatmamızda fayda bulunmaktadır. Görüldüğü üzere rayiç bedelin tespitinde titiz davranılması, değer tespitinin belgelendirilmesi (değerleme raporu gibi) ve bu belgelerin muhafaza edilmesinde fayda bulunmaktadır.

Bildirimde bulunduktan sonra, yapılan hataların düzeltilmesi ya da bildirime konu edilen varlıkların azaltılması amacıyla 31/03/2023 tarihine kadar yapılacak düzeltmelerde varlıkların ilk bildirim tarihindeki değerleri esas alınır.

2-Varlıkların Resmi Defterlere Alınması:

3-Fonun İşletmeden Çekilmesi: Fonda takip edilen tutar sermayenin cüz’ü addolunacak, bildirim veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmedikçe işletmeden çekilemeyecek ve sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamayacaktır. Diğer taraftan işletmenin tasfiye edilmesi halinde bu tutarlar vergilendirilmeyecektir. Fon hesabında tutulan bu tutarların, GVK’nın 81. ile KVK’nın 19. ve 20. maddeleri uyarınca gerçekleşecek devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmesi söz konusu olmayacaktır.

Fondan çekme ifadesi “bildirime/beyana konu varlıkların banka/aracı kurumlardan işletme amaçları doğrultusunda kullanılmayacağı” şeklinde anlaşılmamalıdır. Bu ifadeden maksat fonun işletme faaliyetleri dışında (ortaklara dağıtma gibi) kapatılamayacağına ilişkindir.

Fonun sermayeye ilavesi durumunda ise özellikle taşınmazlar açısından TTK’nın ayni sermaye artırımına ilişkin usulün değil iç kaynakların sermayeye ilavesine ilişkin usulün geçerli olması gerektiği görüşündeyiz.

Kanuni defterlere kaydedilen varlıklar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın işletmelerine dâhil edilecek ve bildirim veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmesi koşuluyla vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmelerinden çekilebilecektir.

4-Beyana Konu Taşınmazların İşletmeye Devri: İşletme kayıtlarına alınacak taşınmazların işletmeye devrine ilişkin tapuda yapılacak işlemlerden 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca harç alınmayacaktır. Ancak bu devir işlemlerinde tapu harcının alınmaması için maddede belirtilen beyannamenin verilmesine müteakiben, ilgili vergi dairesinden, beyan edilen taşınmazların tapu kayıtlarına ilişkin bilgileri de içerecek şekilde bu madde kapsamında şirket adına beyan edilerek özel fon hesabına alındığı (veya kanuni defterlerin ilgili sayfalarında gösterildiğini) ve bu çerçevede tapu işleminde harç alınmayacağı hususunda beyanın yapıldığına dair vergi dairesinden alınacak yazı, ilgili tapu sicil müdürlüğüne ibraz edilecektir. Tebliğ’de söz konusu yazının ilgilisine verilmesi aşamasında vergi dairelerince yapılacak tespitlere ilişkin bir ifade yer almamaktadır.

Devir işlemine ilişkin tapu harcı alınmayacak olmasına karşın döner sermaye ücretleri 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan bir tutar olmadığından bu istisna kapsamına girmemektedir (İstanbul V.D. Başkanlığının 01/08/2016 Tarih ve 97895701-140.04.01-104585 sayılı özelgesi).

Taşınmazların işletmeye devrinde GVK’nın mükerrer 80.maddesindeki değer artışı kazancı hükümleri uygulanmayacaktır. Her ne kadar “GİB Varlık Barışı’na İlişkin Soru ve Cevaplar” broşüründe ortaklar adına görünen taşınmazların işletmeye devrinde değer artış kazancı hesaplanmayacağı ifade edilse de Kanun ve Tebliğ’de devredenin ortak olma şartı aranmamıştır.

5- Gelir, Gider Ve Amortisman Uygulaması:

6-Uygulamanın İncelemeye ve Tarhiyata Etkisi: Uygulamadan yararlanılarak bildirime/beyana konu edilen varlıklar için şartların sağlanması (bildirim/beyan, Türkiye’ye getirme/bankaya-aracı kuruma aktarma-yatırma, verginin ödenmesi, deftere kayıt, fona alma ve fonda tutma gibi) kaydıyla inceleme yapılmayacaktır.

Başka sebeplerle başlayan vergi incelemeleri ile takdir komisyonu kararları sonucu bulunan matrah farkının madde kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle ortaya çıktığının tespiti durumunda, bildirilen veya beyan edilen varlık tutarının;

Vergi incelemesine/takdir komisyonuna sevk tarihinden sonra uygulama kapsamında bildirim/beyan yapılmasının mevcut sürece ve sonuçta bulunacak matrah farkına etkisi bulunmamaktadır. Hatırlanacağı üzere yurt dışı varlıkların bildirim tarihinden itibaren Türkiye’ye getirilmesi için üç aylık müddet verilmiştir. Bu durumda bildirim tarihiyle Türkiye’ye getirilme tarihi arasında geçen süre için başka sebeplerle vergi incelemesi başlasa dahi matrah farkının bir kısmının bildirime konu varlıklardan ibaret olması durumunda ilgili varlıkların Türkiye’ye getirilme şartı yerine getirilinceye kadar incelemenin neticelendirilmemesi ve sonrasında Türkiye’ye getirilme şartı yerine getirildiğinin tevsik edilmesi şartıyla bildirim tutarının matrah farkından düşülmesi gerektiği görüşündeyiz. Bu görüşümüz yurt içi varlıkların beyanıyla verginin ödenmesi arasında geçen süre açısından başlayan vergi incelemeleri için de geçerlidir.

Bir başka konu ise başka sebeplerle başlayan vergi incelemeleri ile takdir komisyonu kararları sonucu bulunan matrah farkının madde kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle ortaya çıktığının tespiti halidir. Bir bakıma bildirim/beyanda bulunandan kayıt dışı bırakılan işlem sonucu oluşan varlıklarla vergi incelemesi/takdir komisyonu kararlarına konu matrah farklarının ilişkilendirilmesi beklenmektedir. Bildirime/beyana konu varlığın birden fazla döneme sirayet etmesi ve birden fazla işlem sonucu meydana gelmesi oldukça muhtemel olup doğrudan ilişki (illiyet bağı) kurulması her zaman mümkün olamayabilir. Bu durumda tespit yapılmaksızın ya da mükellefin açıklaması/beyanına göre varlıkların bildirim/beyan değerlerinin matrah farkından düşülmesinin yerinde olacağı aksi halde mükellef ile idare arasında yeni uyuşmazlıkların kaçınılmaz olduğu kuşkusuzdur.

7-Şartların Sağlanmaması Halinde Tahakkuk Eden Verginin Akıbeti: KVK’nın geçici 15/10.maddesine göre gerek yurt dışı gerekse yurt içi varlıklar için Kanunda hükmedilen şartların sağlanmaması halinde bildirimde/beyanda bulunanlar mezkur maddenin 9.fıkrasında yer alan vergi incelemesi/takdir komisyonuna ilişkin imkânlardan faydalanamazlar. Tapu harcı istisnasına ilişkin hüküm ise mezkur maddenin 5.fıkrasında yer almakla birlikte bu hususa Tebliğin 11/7 ve 11/8.maddelerinde yer verilmiştir. Tebliğde, vergi dairelerinden alınan varlıkların beyanı, fona alma işlemi ve işlemden harç alınmayacağına dair yazının (bu yazıda tapu bilgileri de yer alacak) tapu sicil müdürlüklerine ibraz edileceği ifade edilmiştir. Özetle gerek Kanunda gerekse Tebliğde tapu harcı istisnası için verginin ödenmesine ilişkin bir şart bulunmamaktadır.

Şartlara uyulmaması sebebiyle (varlıkların Türkiye’ye getirilmemesi, verginin ödenmemesi gibi) uygulamadan yararlanılamayacağı gibi tahakkuk eden verginin terkini de mümkün değildir. Bu durumda tahakkuk eden vergilerin vadesinde ödenmemesi vergi aslının gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsiline engel teşkil etmez. Tahsil edilmiş olan vergiler red ve iade edilmez.

8-Şirketlerin kanuni temsilcileri, ortakları, vekilleri ya da bunlar dışındaki kişiler adına görünen varlıklar için de Tebliğin 9.maddesi kapsamında uygulamadan yararlanılabilir.

9-Bildirime konu taşınmazların satılması durumunda taşınmaz satış kazancı ve KDV istisnası hali ile konunun suç gelirlerinin aklanması ve ceza hukukuna açısından değerlendirilmesi “Varlık Barışı (GVK Geçici 93. maddesi)” başlıklı makalemizde ele alındığından tekrarına gerek görmemekteyiz.

10-Mücbir Sebep Halinin Uygulamaya Etkisi: 06/02/2022 Tarihi ve sonrasında ülkemizde meydana gelen deprem felaketleri sebebiyle deprem bölgesinde bulunan mükellefler için 08/02/2022 tarihli GİB duyurusuna göre mücbir sebep hali ilan edilmiştir. 14/02/2022 tarihli GİB duyurusuyla da kendisi bir fiil deprem bölgesinde olmamakla birlikte deprem bölgesindeki meslek mensuplarıyla sözleşmesi olan mükellefler kapsama dahil edilmiştir. Mücbir sebep sebebiyle;

Varlık barışı ihtiyari bir uygulama olduğundan mücbir sebep halinin bu uygulamaya ilişkin bildirim/beyan sürelerini uzatmayacağı ancak beyannamesi daha önce verilmiş vadesi bu sürelere gelen varlık barışı vergilerinin vadesinin 31/08/2023 tarihine uzayacağı ayrıca VUK’un 15.maddesi gereği yurt dışındaki varlıkların Türkiye’ye getirilmesine ilişkin sürelerin de uzayacağı söz konusu süre uzamalarının uygulamanın ihlali anlamına gelmeyeceği görüşündeyiz.

11-Varlık Barışı Düzenlemesi ile Matrah Artırımı Düzenlemesinin Karşılaştırılması

Vergi incelemesi karşısında sağladığı koruma yönünden benzerlikleri bulunsa da esasında Varlık Barışı (KVK’nın Geçici 15.Maddesi) ile Matrah Artırımı (7440 Sayılı Kanun) uygulamaları farklı amaçlara hizmet etmektedir. Bu iki düzenlemeyi karşılaştırdığımızda aşağıda yer verdiğimiz benzer ve farklılıklarının bulunduğunu söyleyebiliriz.

Karılaştırma Yönü Varlık Barışı Matrah/Vergi Artırımı
Amaç / Sonuç Varlıkların ekonomiye kazandırılması (bu sürecinin vergilendirilmesi) ve söz konusu varlıkların elden çıkarılması sonucu elde edilen kazancın vergilendirilmesi. İdarenin vergi incelemesi yükünün hafifletilmesi, mevcut uyuşmazlıkların çözümü, olası uyuşmazlıkların azaltılması, vergi toplamak.
Beyan Yurt içi varlıklar için beyan, yurtdışı varlıklar için bildirim gerekir. Vergi türü bazında beyan gerekmez bildirim/beyan tüm vergi türlerini kapsar (Tebliğ’de gelir/kurumlar ve KDV ifadesi mevcut). Her bir vergi türü için beyan gerekir.
Taşınmazlar Beyana konu taşınmazların işletme kayıtlarına alınmasını sağlar. Devir tapu harçlarından istisnadır ve devreden açısından değer artış kazancı hesaplanmaz. Taşınmazlara özgü bir hükmü yoktur.
Matrah Taşınmazlar dâhil bildirime/beyana varlıkların değeri hesaplanacak verginin matrahıdır. Alt limit mevcut değildir. Vergi türü itibariyle ilgili dönem için beyan edilen matrah/vergiler. Matrahın tespiti için çeşitli alt limit ve şartlar söz konusu. Belirli varlığa odaklı değildir.
Vergi ve Oranı Beyan edilen varlıkların değeri üzerinden yurt dışı varlıklar için %0-%3 arası, yurtiçi varlıklar için içinse standart olarak vergi %3 hesaplanır. Her bir vergi türü itibariyle matraha, döneme ve vergiye uyuma ilişkin değişiklik gösterir.
Verginin Ödenmemesi Verginin ödenmemesi halinde tahakkuk eden vergiler terkin edilmez, gecikme zammı işler ve müessesenin sağladığı vergi inceleme/vergi tarhına ilişkin imtiyazlardan faydalanılamaz. Verginin ödenmemesi halinde tahakkuk eden vergiler terkin edilmez, gecikme zammı işler ve müessesenin sağladığı vergi inceleme/vergi tarhına ilişkin imtiyazlardan faydalanılamaz.
Kapsadığı Tarih / Dönem Bildirim beyan tarihine kadar olan varlıkları kapsar.  Bu durumda 31/03/2023 tarihine kadar yapılan işlemler nedeniyle elde edilen varlıkların bildirime/beyana konu edilmesi halinde bu varlıklar da kapsam dâhilindedir. 2018, 2019, 2020, 2021, 2022 hesap dönemleri için her bir dönem bağımsız olarak uygulamaya konu edilebilir. 2023 hesap dönemini kapsamaz.
Vergi İncelemesi/Tarhı Beyana/bildirime konu varlıklar sebebiyle vergi incelemesine/tarhına konu edilmez. Başka nedenlerle başlayan vergi incelemeleri/takdir işlemleri sonucu bulunan matrah farklarından bildirim/beyan değerleri düşülür. Vergi incelemesi/takdire sevkten sonra bu kapsamda bildirim/beyan yapılamaz. Özetle sağladığı koruma varlıkların bildirim/beyan değeriyle sınırlıdır. İstisnaları olmakla birlikte matrah/vergi artırımı yapılan dönemler için vergi incelemesi, vergi tarhı yapılamaz. 12/03/2023 Tarihinden önce başlamış vergi incelemeleri/takdir işlemlerinin bu tarihi izleyen 7 iş günü içinde neticelendirilmesi gerekir. Bu sürede neticelendirilmez ise inceleme/takdir işlemine devam edilmez.
Son Beyan/Bildirim Tarihi 31/03/2023 (uzatma yetkisine dair hüküm yoktur) 31/05/2023 (Cumhurbaşkanının süreyi 1 ay uzatma yetkisi vardır)

Konunun detayına girildiğinde her iki düzenlemenin, yukarıda sıraladıklarımız haricinde benzer ve farklı yönlerini tespit etmek mümkün olmakla birlikte tam anlamıyla birbirlerinin alternatifi olduğuna ilişkin belirleme yapmak mümkün değildir. 31/03/2023 tarihine kadar edinilen varlıklar varlık barışına konu edilebilecekken 2023 hesap dönemi matrah/vergi artırımına hali hazırda konu edilememektedir. Taşınmazlar varlık barışı düzenlemesi kapsamında işletme kayıtlarına alınabilecekken matrah/vergi artırımına ilişkin düzenlemede buna ilişkin bir hüküm mevcut değildir.

Vergi maliyetinin karşılaştırılması konusunda ise; varlık barışına konu yurt dışı varlıkların belli şartlarda %0 (yani vergisiz) vergi yükü taşıdığı, varlık barışının tek bildirim/beyan ile tüm vergi türleri açısından koruma sağladığı ve bildirim/beyan için alt limit olmadığı buna karşın matrah/vergi artırımının her bir vergi türü itibariyle ayrı bir külfet getirdiği hususlarının da dikkate alarak işletme ve işlem bazında bir değerlendirme yapmanın daha doğru olacağını söyleyebiliriz. Ayrıca bir düzenlemeden yararlanmak diğerinden yararlanmaya engel olmadığı gibi her iki düzenlemeden yararlanmak işletmenin amaçları/çıkarları açısından faydalı da olabilir. Örneğin, şirketin resmi kayıtlarında yer almayan kaynaklarla şirket ortakları adına 3 yıl önce 1.000.000 TL’ye alınan bir arsanın bugün ki rayiç bedelinin 10.000.000 TL olduğunu varsayalım. Bu arsa %3 vergi yüküyle işletme kayıtlarına alınabilecek (normal satış olarak işlem yapılsaydı %2 alıcıdan, %2 satıcıdan olmak üzere toplamda %4 tapu harcı ödenmek durumunda kalınacaktı) ve aradaki 9.000.000 TL şirket ortakları açısından değer artış kazancı olarak vergilendirilmeyecektir. Elbette şirket ortaklarının ticari kazanç kapsamında addedilmeyecek şekilde ve iktisap tarihinden 5 yıl sonra bu taşınmazı elden çıkarmaları halinde değer artış kazancı oluşmayacağı hususunu hatırlatmamızda fayda bulunmaktadır. Ancak bu arsanın satışa çıkarıldığı ya da kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu edildiği düşünüldüğünde varlık barışının bir nevi maliyet artırımı işlevi göreceği ve vergisel avantaj sağlayacağı söyleyebilir.

D-SONUÇ

Sürekli hale gelen varlık/vergi barışlarının/aflarının toplumdaki vergi beyan etme ve ödeme bilincini zayıflattığını, kayıt dışılığı teşvik ettiğini, artık toplumda nasılsa bir vergi affı çıkar düşüncesinin hâkim olduğunu ve maalesef bu afların/barışların toplumda karşılık gördüğünü söyleyebiliriz. Varlık barışına ilişkin yeni düzenleme KVK’nın geçici 15.maddesinde yapılmış, uygulamaya ilişkin usul ve esaslar ise 1 Seri No.lu Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğ ile belirlenmiştir. Düzenlemenin, yukarıdaki olumsuzluklara rağmen kapsam dâhilindeki varlıkların milli ekonomiye kazandırılması, ekonomiye kazandırma işleminin vergilendirilmesi, bu varlıkların kayıt altına alınarak elden çıkarılması halinde oluşan kazancın vergilendirilmesi hatta döviz rezervlerinin arttırılması gibi haklı gerekçelere hizmet ettiğini söyleyebiliriz.

Özetle, vergi mükellefi olan/olmayan, Türk vatandaşı olan/olmayan gerçek ve tüzel kişiler (herkes); para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracı ile Türkiye’deki taşınmazlar için, 31/03/2023 Tarihine kadar bildirim/beyanda bulunarak; yurt içi varlıklar için %3, yurt dışı varlıklar için %0 ile %3’e kadar vergi külfetine katlanarak ve diğer şartları da sağlamak kaydıyla bildirilen/beyan edilen varlık tutarı kadar uygulamanın vergi incelemesine / tarhiyatına karşı koruma sağladığını, taşınmaz devirlerinin tapu harcından istisna olduğunu, taşınmazı devreden açısından GVK’nın değer artış kazançlarına ilişkin hükümlerinin uygulanmayacağını (vergilendirme yapılmayacağını), bazı şartlarda ve ilerleyen tarihlerde beyana/bildirime konu edilen tutarların kar dağıtımı olarak addedilerek vergilendirmeyeceğini hatırlatmamız yerinde olacaktır. Saydığımız bu avantajlara karşın uygulamanın beklenen seviyede rağbet görmemesinin temel sebebinin vergi yükü olduğunun tespiti zor olmasa gerek.

Uygulamanın vergi incelemesi/tarhı açısından sağladığı koruma dikkate alındığında matrah artırımı düzenlemesine benzerliği bulunsa da tam olarak birbirlerinin alternatifi olmamakla birlikte matrah artırımına nazaran daha dar kapsamlı koruma sağladığı söylenebilir. Ancak varlık barışı düzenlemesinin 01/01/2023 – 31/03/2023 tarihleri aralığındaki işlemeleri de kapsayabileceği bu yönüyle de matrah artırımının sağlayamadığı avantajları sunabileceği unutulmamalıdır. Vergisel maliyet karşılaştırmasının ise işletme, işlem ve vergi türü bazında özellikle de varlık barışının taşınmazlar için sağladığı maliyet artırıcı niteliği de dikkate alınarak hesaplanmasının karar vermek açısından önem teşkil ettiğini görüşündeyiz.

Uygulamaya ilişkin son yararlanma (bildirim/beyan) tarihinin 31/03/2023 tarihi olduğu ve Kanun metninde süre uzatımına ilişkin Cumhurbaşkanına yetki verilmediği göz önüne alındığında düzenlemenin mali külfeti ve avantajları da dikkate alınarak ilgi duyanların bu tarihe kadar kararlarını vermeleri gerekir. Gündemin seçim olduğu düşünüldüğünde süre uzatımına ilişkin yasal düzenleme olasılığı oldukça düşüktür. Ancak şartları, avantajları ve mali külfeti aynı olur mu bilinmez ama ülkemizin içinde bulunduğu koşullar da dikkate alınarak önümüzdeki süreçte yeni bir varlık barışı düzenlemesinin gündeme gelmesi oldukça muhtemeldir.

Bu yazımız vesilesiyle 06/02/2023 tarihinde ve sonrasında meydana gelen deprem felaketleri sebebiyle vefat edenlere Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bir şekilde yaralarımızın sarılmasına katkı sağlayan herkese şükranlarımızı sunuyoruz. Milletimizin başı sağ olsun. Mevla’m bu tür acıları bir daha yaşatmasın dualarıyla,

Kaynakça:

1- 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu,

2- 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu,

3- 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu,

4- 7440 Sayılı Kanun,

5- 1 Seri No.lu Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliği,

6- İstanbul V.D. Başkanlığının 01/08/2016 Tarih ve 97895701-140.04.01-104585 sayılı Özelgesi,

7- GİB, Varlık Barışı’na İlişkin Soru ve Cevaplar, Eylül/2022,

8- GİB’in Mücbir Sebep Halinin İlanına İlişkin 08/02/2023 ve 14/02/2023 Tarihli Duyuruları,

9- Erdoğan Sağlam, Varlık barışı mı, yoksa matrah artırımı mı tercih edilmelidir? (T24 Bağımsız İnternet Gazetesi, 21 Mart 2023),

10- Doğan Çengel, Varlık Barışı (GVK Geçici 93. maddesi), 24/12/2021 (Alomaliye).

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink”]
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi  kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.
[/vc_message][vc_column_text]

Exit mobile version