Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

7440 Sayılı Kanun Kapsamında Borçların Yapılandırılması Durumunda Önceki Yönetici ve Ortakların Borçlardan Sorumlulukları – Dr. Emrah AYGÜL, YMM

Dr. Emrah AYGÜL
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
emrah.aygul@erisymm.com

7440 Sayılı Kanun Kapsamında Borçların Yapılandırılması Durumunda Önceki Yönetici ve Ortakların Borçlardan Sorumlulukları

İşletmelerin vergi ve sigorta borçlarını ödemelerini temin için zaman zaman çıkarılan yasalarla borçların uzun vadede daha düşük faizle ödenmesine imkân tanınmaktadır. Bu defa yine bu amaçla hazırlanan “7440 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun12.03.2023 tarih ve 32130 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Şirket yönetimleri yapılandırma kararı verirken; ödemenin peşin ya da taksitle mi olacağı, taksit sayısı, borçlarla ilgili davalardan vazgeçilip geçilmeyeceği gibi birçok noktayı dikkatle değerlendirmelidir. Bu noktalardan biri de önceki yönetimin/ortakların şirketin vergi ve sigorta borçlarına ilişkin sorumluluklarının, yapılandırmayı kabul ederek ödeyecek olan yeni yönetime/ortaklara geçip geçmeyeceği hususudur.

Şirket yönetimlerinin vergi ve sigorta borcundan sorumluluğu:

6183 sayılı Kanunun mükerrer 35 inci maddesi uyarınca şirketlerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi ve sigorta borçları şirket yöneticilerinden (anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri, limited şirketlerde müdürlerden) tahsil edilebilmektedir. Şirket yöneticileri kendi dönemlerinde ödenmesi gereken borçlardan sorumludur. (Anayasa Mahkemesi Kararı E.2014/144, K.2015/29) .[1] Danıştay bu durumu şu şekilde ifade etmiştir: “… beyan üzerine tahakkuk eden uyuşmazlık konusu vergilerin ödenmesi gerektiği dönemde kanuni temsilci olmayan davacının, yeni kanuni temsilci tarafından yapılması zorunlu olan vergisel ödevlerin yerine getirilmemesinden dolayı ortaya çıkan vergi alacaklarından müteselsil sorumlu tutulamayacağı”.[2]

Yönetici olmayan şirket ortaklarının vergi ve sigorta borcundan sorumluluğu:

6183 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin 1. fıkrası uyarınca limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.  Aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. 6183 sayılı Yasa’nın 35. maddesinden doğan ve limited şirket ortaklarını, şirketten tahsiline olanak bulunmayan kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan doğruya ve payları oranında sorumlu tutan kural karşısında, tahsili gereken kamu alacağını yaratan vergilendirmenin ait olduğu dönemde şirketin paylarına sahip ortakların, bu dönemden sonra paylarını devretmiş olsalar da ortaklık sıfatının sürdüğü dönemlere ilişkin şirketin kamu borçlarından sorumluluklarının kalkması söz konusu edilemez.[3]

20.06.2019 Tarih ve 30807 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Esas No:2013/1, Karar No:2018/1 sayılı Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararı ile limited şirket tüzel kişiliğinden tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcunun şirket ortaklarından tahsili için öncelikle kanuni temsilcilerin takibinin gerekmediği hakkında karar verilmiştir.

Anonim şirket ortakları, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumludur.

Yukarıda belirtildiği üzere önceki şirket yönetimleri, şirketin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan ve kendi dönemlerinde ödenmeyen vergi ve sigorta borçlarından sorumludur. Yine limited şirket ortakları da ortaklık payını devretmeden önceki dönemlere ait şirket borçlarından sorumludur.

Şirket yönetiminin/ortaklarının değiştiği ve önceki yönetim/ortaklık döneminde ödenmesi gereken vergi borçlarının yeni yönetimce yapılandırma kanunları kapsamında yapılandırıldığı ancak yapılandırılan tutarların ödenmediği bir durumda şirketin eski yönetici/ortaklarının bu borçtan sorumluluğu aşağıda yapılandırma kanunları bazında ele alınmıştır.

7440 Sayılı Kanun Toplu Mevzuatı İçin Tıklayınız

7143, 6736 ve 6111 sayılı Kanunlar kapsamındaki yapılandırmalar:

Şirket yönetiminin/ortaklarının değiştiği ve önceki yönetim/ortaklık döneminde ödenmesi gereken vergi borçlarının yeni yönetimce 7143 Sayılı Kanun kapsamında yapılandırıldığı ancak yapılandırılan tutarların ödenmediği bir durumda, önceki ortağa gönderilen ödeme emirlerinin iptali istemi ile açılan bir davaya ilişkin Ankara 2. Vergi Mahkemesinin 07/03/2019 tarih ve E:2018/971, K:2019/233 sayılı kararında, “…bazı alacakların yeniden yapılandırılmasını düzenleyen yasalar kapsamında gerçekleştirilen başvurular sonucunda, yapılandırma öncesinde zamanaşımına uğramış borçlar hariç, borcun tutarı, vadesi, dönemi ve ödenmemesi halinde sorumlu tutulacak kişinin değiştiği, bir başka ifadeyle, borcun artık nitelik değiştirdiği, eski borcun sona erdiği, yeni bir borç doğduğu, eski borçlunun sorumluluğunun da ortadan kalktığı, yenilenen bu borcun ödenmemesi halinde ise önce asıl borçlu şirkete, şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda da, yapılandırma tarihinde ve yapılandırmayla oluşan yeni vade tarihlerinde asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi olanlara ve şirket ortaklarına yönelinmesi gerektiği…” ifade edilmiştir.

Bu kararın “yapılandırma başvurularının borcun sorumlusunu değiştirmeyeceği” gerekçesi ile kaldırılması için yapılan istinaf başvurusunda ise Ankara BİM’in, 3. VDD, E. 2019/374 K. 2020/397 T. 25.6.2020 tarihli kararında “…şirket borçlarının tahsili amacıyla davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle davacı tarafından 12.04.2018 tarihinde dava açıldıktan sonra şirket tarafından 7143 sayılı Kanuna göre vergi borçlarının yapılandırıldığı görüldüğünden, yapılandırma ile tutarı, vadesi ve niteliği değişen şirket borçlarının ödenmemesi halinde önce şirketten ödeme emri ile tahsili yoluna gidilmesi, tahsil edilemezse yapılandırma tarihindeki ortak ve kanuni temsilcilerin takibi gerektiğinden, dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 2. Vergi Mahkemesinin 07/03/2019 tarih ve E:2018/971, K:2019/233 sayılı kararının kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf isteminin belirtilen gerekçeyle reddine…” karar verilmiştir.

Yukarıdaki emsal karara göre;

– 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan vergi ve sigorta borçlarının tutarı, vadesi, dönemi ve niteliği değişmekte,

– Eski borç sona ermekte, yeni borç doğmakta

– Eski yönetimin/ortakların sorumluluğu ortadan kalkmakta,

– Yenilenen bu borcun ödenmemesi halinde önce asıl borçlu şirkete, şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda da, yapılandırma tarihinde ve yapılandırmayla oluşan yeni vade tarihlerinde asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi olanlara ve şirket ortaklarına yönelinmesi gerekmektedir.

İdari yargıda benzer anlayış ;

-25/2/2011 tarihli ve 1. Mükerrer 27857 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun,

– 19/8/2016 tarihli ve 29806 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun kapsamında

yapılandırılan alacaklar için  de kabul görmektedir. Nitekim aşağıda emsal kararlara yer verilmiştir.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E. 2021/1559 K. 2022/1130 T. 5.10.2022: “Davacının şirket ortaklığından ayrıldığı ve kanuni temsilcilik sıfatının sona erdiği tarihten sonra, 06/11/2014 tarihinde davalı idarenin kayıtlarına giren dilekçeyle asıl borçlu …Makina İnşaat Elektrik Turizm Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılan başvuru üzerine şirketin kesinleşmiş tüm borçlarının 6111 Sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması ile yeni bir hukuki durum ortaya çıkmış olup yapılandırma sırasında borçlu şirketle ilişkisi bulunmayan davacının yapılandırılan borçlar nedeniyle sorumlu tutulması mümkün bulunmamaktadır. Yapılandırmanın, ihlal edilmesi nedeniyle iptal edilmiş olması da belirtilen hukuki durumda herhangi bir değişikliğe yol açmayacaktır.”

Danıştay 3. Daire E. 2019/4398 K. 2022/1988 T. 21.4.2022: 6111 ve 6736 Sayılı Kanun kapsamındaki yapılandırma sonucu şirkete ait kamu alacaklarına ilişkin yeni bir hukuki durum ortaya çıkmış olup yapılandırmanın ihlali sırasında borçlu şirketle ilişkisi bulunmayan davacının söz konusu borçlar nedeniyle sorumlu tutularak adına düzenlenen ödeme emirleriyle takibe alınmasında hukuka uyarlık bulunmadığından, yazılı gerekçeyle dava konusu ödeme emirlerini iptal eden Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine dair Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

Emsal kararlara göre 7143, 6736 ve 6111 sayılı Kanunlar  kapsamındaki yapılandırmalarda borcun tutarı, vadesi, dönemi ve ödenmemesi halinde sorumlu tutulacak kişinin değiştiği, bir başka ifadeyle, borcun artık nitelik değiştirdiği, eski borcun sona erdiği, yeni bir borç doğduğu, eski borçlunun sorumluluğunun da ortadan kalktığı, yenilenen bu borcun ödenmemesi halinde ise önce asıl borçlu şirkete, şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda da, yapılandırma tarihinde ve yapılandırmayla oluşan yeni vade tarihlerinde asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi olanlara ve şirket ortaklarına yönelinmesi gerektiği genel kabul gören yasal görüştür.

7256 Sayılı Kanun kapsamındaki yapılandırmalar için konunun değerlendirilmesi:

7256 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 3/8. maddesinde önceki yapılandırma yasalarından farklı olarak şu ifadelere yer verilmiştir:  “Kanun kapsamında yapılandırıldığı hâlde bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmeyen alacakların yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak takip işlemleri ilgili mevzuat kapsamında yapılır ve bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlamış olan takip işlemleri geçerliliğini koruyarak kaldığı yerden devam eder.”

Yasa metni uyarınca 7256 Sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamında yapılandırıldığı hâlde Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmeyen vergi ve sigorta borçlarının, yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak takip işlemleri ilgili mevzuat kapsamında yapılacağından, diğer bir deyişle borçların tutarı, vadesi, dönemi ve niteliği değişmediğinden ve Kanunun yayımı tarihinden önce başlamış olan takip işlemleri geçerliliğini koruyarak kaldığı yerden devam edeceğinden yukarıda belirtilen 7143, 6736 ve 6111 sayılı Kanunlar  kapsamındaki yapılandırmalar ile ilgili emsal yargı kararları 7256  Sayılı Kanun kapsamındaki yapılandırmalar için dikkate alınabilir değildir.

Nitekim Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7256 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 1) uyarınca alacağın ödenmesinden sorumlu olan diğer kişiler (213 ve 6183 sayılı Kanunlar ile diğer kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler) hakkında yapılan takip işlemlerine Kanunun 3 üncü maddesinin sekizinci fıkrasına göre kaldığı yerden devam edilmesi gerekmektedir.

7440 Sayılı Kanun kapsamındaki yapılandırmalar için konunun değerlendirilmesi:

7440 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 9/8  maddesinde de 7256 sayılı Kanunda yer alan yukarıdaki düzenleme ile aynı olarak şu ifadelere yer verilmiştir: “Kanun kapsamında yapılandırıldığı hâlde bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmeyen alacakların yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak takip işlemleri ilgili mevzuat kapsamında yapılır ve bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlamış olan takip işlemleri geçerliliğini koruyarak kaldığı yerden devam eder.”

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliğinde (Seri No: 1) konu ile ilgili olarak şu ifadeler yer almaktadır:

“Bu hükme göre, Kanun kapsamında yapılandırıldığı hâlde Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmeyen alacakların, yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak takip işlemleri ilgili mevzuat kapsamında yapılacak ve bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlamış olan takip işlemleri geçerliliğini koruyarak kaldığı yerden devam edecektir.

 Dolayısıyla, alacakların Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle yapılandırılması bu alacakların niteliğini değiştirmediğinden, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmeyen alacakların yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak, daha önce yapılan takip işlemleri yenilenmeksizin, bu işlemlere kaldığı yerden devam edilecektir.

Diğer taraftan, alacağın ödenmesinden sorumlu olan diğer kişiler (213 ve 6183 sayılı Kanunlar ile diğer kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler) hakkında yapılan takip işlemlerine de Kanunun 9 uncu maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca kaldığı yerden devam edilmesi gerekmektedir.”

7440 sayılı Yapılandırma Kanunu metni ve Tebliğ açıklamaları uyarınca göre, yapılandırılan vergi ve sigorta borçlarının ödenmemesi halinde eski yönetici ve ortakların borca ilişkin sorumluluklarının değişmeyeceği anlaşılmaktadır.

Dip Notlar:

[1] Bilindiği üzere Anayasa Mahkemesi 19.03.2015 tarih ve E: 2014/144, K:2015/29 sayılı kararı ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35’inci maddesinin 5’inci fıkrasındaki “Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur.” düzenlemesini şu gerekçeler ile iptal etmişti: “Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilcilerin farklı kişiler olabileceği gerçeği göz önüne alındığında, kural ile getirilen düzenleme vergi ve diğer mali ödev ve sorumluluklarını zamanında ve eksiksiz olarak yerine getiren kanuni temsilcilerin, sonradan kendilerinin görevde olmadığı ve müdahale şanslarının bulunmadığı bir dönemde gerçekleşen bir eylemden müteselsilen sorumlu tutulmaları sonucunu doğurmaktadır. Adalet ve hakkaniyet ilkeleri karşısında, bireyin bu şekilde belirsiz ve güvencesiz bir biçimde kendi kusurundan kaynaklanmayan bir nedenle, başkalarının eylem veya ihmali sonucu oluşacak sorumluluğa ortak olması adalet ve hakkaniyetle bağdaşmaz.  Dolayısıyla,  itiraz konusu kural hukuk devleti ilkesine aykırıdır.”

[2] Danıştay 4. Daire Karar No:2015/1801

[3] Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun Esas No: 2011/491 Karar No:2013/190 sayılı kararı.

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink”]
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi  kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.
[/vc_message][vc_column_text]

Exit mobile version