Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Karşılıksız Çek ve Cezası – Talha APAK, YMM

Karşılıksız Çek ve Cezası

Talha APAK
Yeminli Mali Müşavir
E. Öğretim Görevlisi
Alomaliye.com Yayın Kurulu Başkanı
t.apak@apakymm.com

Bir çekin düzenlenmesi için, düzenleyenin emrine tahsis edilmiş bir karşılık bulunması ve düzenleyenin bu karşılık üzerinde çek düzenlemek suretiyle tasarruf hakkını haiz olacağına dair muhatapla düzenleyen arasında açık veya zımni bir anlaşma bulunması şarttır.

Türkiye’de 2022 yılında 16 milyon 760 bin adet çek yazılmış olup, bunun parasal karşılığının 2 trilyon 631 milyon TL olduğu bilinmektedir. Karşılıksız çekten dolayı alacaklının şikayetçi olması durumunda, borçlu karşılıksız kalan çek bedelinin yanı sıra bir de adli para cezası ödemek zorunda olup, bu para cezasını süresinde ödeyememesi durumunda hapis cezası ile karşı karşıya kalmaktadır.

Karşılıksız çekin cezası

Karşılıksız çekin yetkili mahkemesi; çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer mahkemesi, hesap sahibinin yerleşim yeri mahkemesi ve şikayetçinin yerleşim yeri mahkemesidir.

Görevli mahkeme ise İcra Ceza Mahkemesi’dir. Kural olarak, çek muhatap bankaya ibraz edildiğinde suç oluşur. Davanın açılabilmesi için, çekin hamili yani alacaklısının, suçu öğrendiği tarihten itibaren üç ay ve her halükârda bir yıl içerisinde şikâyette bulunması gerekir.

Alacaklının şikâyeti neticesinde, karşılıksız çek düzenleme suçu ile ilgili uygulanacak ilk yaptırım adli para cezasıdır. Bu suç kapsamında, her bir çekle ilgili olarak 1500 güne kadar adli para cezasına hükmedilebilir. Adli para cezası tutarı Türk Ceza Kanunu 52. maddesine göre günlük 20 TL’den az, 100 TL’den ise fazla olmamak üzere kişinin ekonomik ve sosyal durumu göz önünde tutularak mahkemece takdir edilir.

Mahkeme tarafından adli para cezasının iki yılı aşmamak kaydıyla en az dört taksit halinde ödenmesi kararlaştırabilir. Taksitler zamanında ödenmez ise geri kalan borcun tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen kısmın hapis cezasına çevrileceği, ön ödeme, uzlaşma ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılması ile ilgili hükümlerin uygulanmayacağı mahkeme hükmünde belirtilir.

Ayrıca, hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olanlar, ellerindeki bütün çek yaprakları ile düzenlemiş ve henüz karşılığı tahsil edilmemiş çekleri muhatap bankaya vermekle yükümlüdür.

Çek, vadesinden önce 31.12.2023’e kadar ibraz edilemez

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 795. maddesinde yer alan “Çek görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir. Düzenlenme günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan çek, ibraz günü ödenir.” hükmüne geçici süre ile istisna getirmektedir.

Buna göre; Covid-19 salgını sebebiyle ticari hayatta meydana gelen olumsuzluklar da dikkate alınarak, 7341 sayılı Kanun’un 16.maddesi ile de 5941 sayılı Çek Kanunu’nda yer alan ve 31.12.2021 tarihinde sona eren çeklerin üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazı yasağı 31.12.2023 tarihine uzatılmıştır.

Deprem bölgesindeki durum

6 Şubat’ta 11 ilde meydana gelen deprem nedeniyle 11 Şubat 2013 tarihli ve 120 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle aşağıdaki düzenleme getirilmiştir. Buna göre; üç ay süreyle ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararıyla olağanüstü hal ilan edilen iller için önemli bir karar alınmış bulunmaktadır.

Yargı alanında hak kayıplarının önlenmesi amacıyla; dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler ilgililer bakımından belirlenen süreler de uzatılmış bulunmaktadır. Son düzenleme ile 03 Mayıs 2023 tarih, 32179 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 145 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle, deprem bölgesi kapsamındaki il ve ilçelerde bulunan gerçek ve tüzel kişilerin keşide etmiş oldukları çeklerin ibraz süreleri 09/06/2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) durdurulmuştur.

Sonuç olarak; ülkemizde ileri tarihli çekin yaygın olarak kullanımına bağlı olarak, “vadeli ekonomi” uygulanmaktadır. Vadeli ekonomi; enflasyonun artmasına, fiyatların ve faizlerin yükselmesine ve dolayısıyla iç ve dış borçların çoğalmasına yol açar. Çekin ödeme aracı, bononun kredi aracı olarak aslî işlevlerine dönebilmesi ve ekonominin vadeli ekonomiden kurtulabilmesi için, ileri tarihli çek uygulamasının piyasadan çekilmesi gerekir.

İktibas: Dünya Gazetesi

Exit mobile version