Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Anayasa Mahkemesinin E: 2022/156 Sayılı Kararı – 1618 Sayılı Kanun Hk

Anayasa Mahkemesinin E: 2022/156 Sayılı Kararı – 1618 Sayılı Kanun Hk

04 Mayıs 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32180

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:

Esas Sayısı: 2022/156

Karar Sayısı: 2023/58

Karar Tarihi: 22/3/2023

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”vista_blue”]

ÖZET:

“Anayasa Mahkemesi’nin birçok kararında belirtildiği üzere; Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti; eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuki güvenliği sağlayan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuk kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.

Hukuk devletinin temel unsurlarından biri de belirlilik ilkesidir. Bu ilkeye göre yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup kişinin kanundan belirli bir kesinlik içinde hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini verdiğini bilmesini zorunlu kılmaktadır. Kişi ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını ayarlayabilir. Hukuki güvenlik ilkesi bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.

Öte yandan; Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği hangi fiillerin yasaklandığının ve bu yasak fiillere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Bu ilke, Anayasa Mahkemesi’nin 03.10.2013 tarih ve E:2013/28 K:2013/106 sayılı kararında; “Ceza yaptırımına bağlanan fiilin kanunun “açıkça” suç sayması şartına bağlanmış olmasıyla, suç ve cezalara ilişkin düzenlemelerin şekli bakımdan kanun biçiminde çıkarılması yeterli olmayıp, bunların içerik bakımından da belirli amacı gerçekleştirmeye elverişli olmaları gerekir. Bu açıdan kanunun metni, bireylerin hangi somut fiil ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine imkân verecek düzeyde kaleme alınmış olmalıdır. Bu nedenle, belirli bir kesinlik içinde kanunda hangi fiile hangi hukuksal yaptırımın bağlandığının bireyler tarafından bilinmesi ve eylemlerin sonuçlarının öngörülebilmesi gerekir.” olarak ifade edilmiştir. Kişilerin yasak fiilleri önceden bilmeleri düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin 01.04.2015 tarih ve E:2015/22 K:2015/37 sayılı kararında ise, Anayasa’nın 38. maddesinde idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığı vurgulanarak, disiplin suç ve cezalarının da bu maddede öngörülen ilkelere tabi olduğu kabul edilmiştir.

1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’nun 33. maddesinin 2. fıkrasında; Birliğin, acentalık mesleğinin vakar ve haysiyetine uymayan hareketlerden dolayı birlik üyelerine disiplin cezası vereceği; bunun ayrıntılarının yönetmelikte belirtileceği kuralına yer verilmekle birlikte; 34. maddesinin (D) bendinin son fıkrasında; bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, disiplin kurulu ve disiplin cezalarına ilişkin olarak 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 24. maddesinin uygulanacağı öngörülmüştür.

Bu çerçevede; 1618 sayılı Kanun’un 33. maddesinin 2. fıkrasında yer alan ”… üyelerine disiplin cezası verir. Bunun ayrıntıları yönetmelikle belirtilir.” kuralı ile disiplin uygulamaları ile ilgili genel ilkeler, disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller ile bu fiillere uygulanacak disiplin cezaları ve izlenecek prosedür öngörülebilir bir şekilde düzenlenmeyip, ayrıntıların yönetmelikle belirleneceği öngörülerek, hukuki belirlilik ve güvenlik ilkeleri ile suçta ve cezada kanunilik ilkeleri ihlal edildiğinden, Anayasanın 2 ve 38. maddelerine aykırı olduğu anlaşılmıştır.

Bununla birlikte; 1618 sayılı Kanun’un 34. maddesinin (D) bendinin son fıkrasında; ”…Disiplin Kurulu ve disiplin cezaları …ilişkin olarak 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 24. maddesi … uygulanır.” kuralına yer verilerek, 1618 sayılı Kanun’da hüküm bulunmayan hallerde, disiplin kurulu ve disiplin cezalarına ilişkin olarak 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’na atıf yapılmıştır. Bir yandan; disiplin kurulu ve disiplin cezaları ile ilgili 5362 sayılı Kanun’a atıf yapılırken, diğer yandan disiplin cezalarının ayrıntılarının yönetmelikle belirtileceğinin öngörülmesi, Birlik üyesi seyahat acentalarının tabi olacakları disiplin cezaları bakımından, başka bir belirsizliği meydana getirmiş olup, hukuki belirlilik ve güvenlik ilkelerini ihlal ettiği anlaşıldığından, Anayasanın 2. maddesine aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU

Açıklanan nedenlerle;

1. 14.09.1972 tarih ve 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’nun;

a) 33. maddesinin 2. fıkrasının; ”… üyelerine disiplin cezası verir. Bunun ayrıntıları yönetmelikle belirtilir.” kısmının, Anayasa’nın 2. ve 38. maddelerine;

b) 34. maddesinin (D) bendinin son fıkrasının; ” …Disiplin Kurulu ve disiplin cezaları …ilişkin olarak 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 24. maddesi … uygulanır.” kısmının Anayasanın 2. maddesine aykırı olduğu kanısına ulaşılması nedeniyle Anayasanın 152. maddesi gereği Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına,

2. Dosyada bulunan konuyla ilgili belgelerin ve başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı birer örneğinin Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine,

19/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” (T.C. Anayasa Mahkemesi)

[/vc_message][vc_column_text]

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Danıştay Sekizinci Dairesi

İTİRAZIN KONUSU: 14/9/1972 tarihli ve 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’nun;

A. 33. maddesinin ikinci fıkrasının,

1. Birinci cümlesinde yer alan “Birlik,…” ve “…birlik üyelerine disiplin cezası verir.” ibarelerinin,

2. İkinci cümlesinin,

B. 34. maddesine 28/12/2006 tarihli ve 5571 sayılı Kanun’un 10. maddesiyle eklenen üçüncü fıkrada yer alan “…Disiplin Kurulu ve disiplin cezaları…”, “…ilişkin olarak 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 24 üncü maddesi…” ve “…uygulanır.” ibarelerinin,

Anayasa’nın 2. ve 38. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebidir.

OLAY: 3/6/2018 tarihli ve 30440 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Seyahat Acentaları Birliği Yönetmeliği’nin disiplin suç ve cezalarına ilişkin bazı maddelerinin iptalleri talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.

I. İPTALİ İSTENEN VE İLGİLİ GÖRÜLEN KANUN HÜKÜMLERİ

A. İptali İstenen Kanun Hükümleri

1618 sayılı Kanun’un itiraz konusu kuralların da yer aldığı;

1. 33. maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

Birlik, acentalık mesleğinin vakar ve haysiyetine uymayan hareketlerden dolayı birlik üyelerine disiplin cezası verir. Bunun ayrıntıları yönetmelikte belirtilir.

2. 34. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

(Ek fıkra: 28/12/2006-5571/10 md.) Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, Disiplin Kurulu ve disiplin cezaları ile Genel Kurul toplantıları, seçimler ve yasaklara ilişkin olarak 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 24 üncü maddesi ile aynı Kanunun üçüncü kısmının birinci bölümünün esnaf ve sanatkâr odalarına ilişkin hükümleri uygulanır.

B. İlgili Görülen Kanun Hükmü

7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 24. maddesi şöyledir:

Disiplin kurulu ve disiplin cezaları

Madde 24- Birlik disiplin kurulu birliğe bağlı oda üyelerinin meslekî faaliyetleri sırasında meslek ahlakı ile bağdaşmayan hareket ve işlemlerini soruşturmaya ve durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre bu maddede belirtilen disiplin cezalarını vermeye yetkilidir.

Disiplin kurulu kendi üyeleri arasından bir başkan seçer. Disiplin kurulunun sekreterlik işleri birlik tarafından yerine getirilir. Disiplin kurulu üyeleri arasında eksilme olduğu takdirde, yedek üyelerden genel kuruldaki seçimde en fazla oy alanlar, oyların eşitliği halinde listeye göre sırayla disiplin kurulunca yazılı olarak disiplin kuruluna çağrılır.

Üyenin yazılı savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Disiplin kurulunun yedi günden az olmamak üzere verdiği süre içinde savunma yapmayan üye, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.

Disiplin kurulu kendilerine intikal eden ihbar ve şikâyetleri en çok bir ay içinde soruşturmaya başlar ve en geç üç ay içinde sonuçlandırır.

Disiplin kurulunca verilen cezalar on gün içinde ilgililere yazılı olarak tebliğ edilir. İlgililer bu karara karşı tebellüğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yetkili idare mahkemesine dava açabilirler. Davanın açılmış olması idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. Dava, zaruret görülmeyen hallerde, evrak üzerinden inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. Yetkili idare mahkemesince verilen kararlara karşı bölge idare mahkemesine başvurulabilir. Bölge idare mahkemesinin verdiği kararlar kesindir.

Oda üyelerine birlik disiplin kurulunca verilecek cezalar şunlardır:

a) Uyarma cezası: Meslek şeref ve haysiyetine uygun düşmeyen hareketleri olan, odaya olan üyelik görev ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen, üyesi olduğu oda ve diğer esnaf ve sanatkâr meslek kuruluşlarının itibarını zedeleyici fiilde bulunan ve sözler sarf eden, müşteri veya diğer kişilerle olan ilişkilerinde terbiye ve nezakete aykırı davranışlarda bulunan üyenin, meslekî faaliyetinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir. Üye, bir yıl içinde uyarma cezası gerektiren fiili tekrarlaması halinde kınama cezası ile tecziye edilir.

b) Kınama cezası: Müşterilerine ve diğer kişilere olan taahhütlerini yerine getirmeyen veya bunlara karşı haksız ithamda bulunan, müşterilerini ve diğer kişileri kandıran, nizami ölçü ve tartı aletlerini bilerek kullanmayan üyeye meslekî faaliyetinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesidir. Üye, bir yıl içinde kınama cezasını gerektiren fiili tekrarlaması halinde para cezası ile tecziye edilir.

c) Para cezası: Üyenin, Bakanlık, o yer idare amiri, esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşları tarafından mevzuata uygun olarak alınmış kararlara aykırı hareket etmesi ve mükerrer kınama cezası almasından dolayı, para cezası ile cezalandırılmasıdır. Para cezaları birliğe gelir kaydedilir. Verilecek para cezası 61 inci maddeye göre belirlenen yıllık aidatın iki katıdır. Üyenin para cezası verilmesini gerektiren eylem ve davranışlarının, aynı eylem ve davranış olmasına bakılmaksızın bir yıl içinde tekrarında, verilecek ceza yıllık aidatın beş katı olarak uygulanır.

d) Geçici veya uzun süreli oda üyeliğinden çıkarma cezası: Üyenin, esnaf ve sanatkâr sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde, huzur, sükûn ve çalışma düzenini bozucu eylem ve davranışlarda bulunması karşısında oda üyeliğinden geçici veya uzun süreli olarak çıkarılması, bu süre içerisinde meslekî faaliyetini yürütememesidir.

Geçici çıkarma cezası bir aydan az, altı aydan fazla; uzun süreli çıkarma cezası altı aydan az, iki yıldan fazla olamaz

Tamamı İçin Tıklayınız – (word)

Exit mobile version