Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Konut Teslimlerinde Katma Değer Vergisi Oranı – Doğan ÇENGEL, YMM

Konut Teslimlerinde KDV Oranı

Çalışmamız KDV’ye tabi olan (istisna kapsamında sayılmayan/KDV’nin konusuna giren) konut teslimlerine ilişkin olduğundan hangi teslimlerin süreklilik arz ettiği (bu sebeple ticari kazanç kapsamında değerlendirildiği) hususuna detaylı bir şekilde girmesek de yerleşik hale gelen aşağıdaki görüşü paylaşmakta fayda görüyoruz.

Doğan ÇENGEL
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
dogancengel@beratymm.com

1-Giriş

01.04.2022 Tarihi ve sonrasında uygulanmak üzere konut teslimlerinin tabi olduğu KDV oranında 5359 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla önemli değişiklikler yapılmış usul esasa ilişkin açıklamalara ise 41 Seri No.lu KDVGUT’da yer verilmiştir.  Yeni düzenlemeyle 01.04.2022 tarihi ve sonrası tarihli ruhsatlar için oran uygulamasında daha basit ve görüşümüze göre haksız rekabeti azaltan bir sistem benimsenmiş olmasına karşın 01.04.2022 tarihi öncesinde alınan ruhsatlar için önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilecek olması konuyu birçok açıdan daha karmaşık hale getirmiştir.  Bugün konut teslimlerinde KDV oranı nedir sorusuna maalesef hala detaylı birtakım bilgilere vakıf olmadan anında cevap verilmesi mümkün değildir. Oranın/matrahın tespit edilebilmesi için konutun metrekaresi, bulunduğu şehir, kentsel dönüşüm kapsamında olup olmadığı, konut olarak ruhsatlandırılıp ruhsatlandırılmadığı, ruhsat tarihi, daha sonra ruhsatın değişikliğe uğrayıp uğramadığı, uğradıysa yapılan değişikliklerin niteliği, (özel matrah açısından) teslimin kimin tarafından yapıldığı/nasıl tedarik edildiği gibi çok sayıda soruya cevap bulunması gerekir. Makalemizin hazırlığı içinde olduğumuz süreçte 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 10.07.2023 tarihinden (bu tarih dahil) uygulanmak üzere ile II Sayılı Liste için KDV oranı %8 den %10’a, genel KDV oranı ise %18’den %20’ye yükseltilmiştir. Yeri geldikçe bu konuya da zaman zaman değineceğiz.

2-KDV’ye Tabi Konut Teslimleri

KDVK’nın 1.maddesine göre Türkiye’de yapılan;

Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetler,

Her türlü mal ve hizmet ithalatı,

Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler (bazı teslimler ve hizmetler 8 fıkra halinde sayılmıştır)

KDV’ye tabidir. Maddenin devamında; “Ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliği Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceğine” hükmedilmiştir.

KDVK’nın 2.maddesine göre teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir.

KDVK’nın 10.maddesine göre vergiyi doğuran olay;

Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması,

Malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi, …

anında meydana gelmektedir. Kanun hükmünden hareketle konut teslimi yapılmadan ya da öncesinde fatura düzenlenmeden vergiyi doğuran olayın meydana gelmediğini, vergiyi doğran olay meydana gelmeden önce ise KDVK açısından birtakım yükümlülüklerin (beyan/ödeme gibi) ve hakların (indirim, tecil, iade gibi) söz konusu olmadığını söyleyebiliriz.

KDVGUT’un I/A-1.1 Bölümünde;

GVK’ya göre ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin vergiye tabi olduğu,

Ayrıca GVK’ya göre faaliyeti ticari sayılan esnafın teslim ve hizmetlerinin de verginin konusuna girdiği,

Bu faaliyetlerden devamlılık arz edenlerin vergiye tabi olduğu,

Arızi faaliyetler çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin ise vergiye tabi tutulmayacağı,

Ancak KDVK’nın 1/3-h maddesi hükmüne göre ihtiyari mükellefiyet şeklinde vergilendirilmelerini isteyen mükelleflerin teslim ve hizmetlerinin vergiye tabi olduğu,

ifade edilmiştir.

Çalışmamız KDV’ye tabi olan (istisna kapsamında sayılmayan/KDV’nin konusuna giren) konut teslimlerine ilişkin olduğundan hangi teslimlerin süreklilik arz ettiği (bu sebeple ticari kazanç kapsamında değerlendirildiği) hususuna detaylı bir şekilde girmesek de yerleşik hale gelen aşağıdaki görüşü paylaşmakta fayda görüyoruz.

Farklı tarihlerde alınan gayrimenkullerin satışının ticari bir organizasyon içerisinde yürütülmesi veya bu tür organizasyon içinde bulunmamakla beraber bu satışların;

Aynı kişiye farklı tarihlerde ve

Farklı kişilere aynı tarihte veya

Birbirini izleyen yıllarda yapılması

durumunda yapılan satışlar devamlı olarak gayrimenkul alım-satım işiyle uğraşıldığına karine teşkil edeceğinden elde edilecek kazancın GVK’nın 37.maddesi çerçevesinde ticari kazanç olarak vergilendirilmesi ve KDV mükellefiyeti tesis ettirilerek KDV hesaplanması gerekmektedir (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 02.08.2013 tarih ve 11395140-019.01-1172 sayılı özelgesi, Danıştay 4.Daire Başkanlığının 2018/2069 E., 2022/1541 K.).

Yukarıdaki açıklamalardan hareketle Türkiye’de yapılan gayrimenkul (konumuz özelinde konut) teslimlerinin KDV’ye tabi olduğunu ancak gerçek kişilerin şahsi serveti konumundaki (envantere dahil olmayan ya da ticari faaliyet olarak addedilmeyen) konut satışlarının KDV’ye tabi olmadığını söyleyebiliriz.

3-Konut Teslimlerinde Uygulanması Gereken KDV Oranı

KDVK’nın “Oran” başlıklı 28.maddesinde;

KDV oranı, vergiye tabi her bir işlem için %10 olduğu,

Cumhurbaşkanının (öncesinde BK’nın) bu oranı, dört katına kadar artırmaya, %1’e kadar indirmeye, bu oranlar dahilinde muhtelif mal ve hizmetler ile bazı malların perakende safhası ve inşaatın yapıldığı arsanın veya konutun vergi değeri ve bulunduğu yeri esas alarak konut teslimleri için farklı vergi oranları tespit etmeye yetkili olduğuna,

hükmedilmiştir.

2007/13033 sayılı BKK ile (7346 Cumhurbaşkanı Kararıyla değişen);

(I) Sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için KDV oranı %1,

(II) Sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %10 (10.07.2023 tarihi öncesinde %8)

Listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için (genel oran) %20 (10.07.2023 tarihi öncesinde %18) olarak belirlenmiştir.

5359 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla, KDV oranlarının belirlendiği 2007/13033 sayılı BKK’da aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu Cumhurbaşkanı Kararının;

4.maddesinde; Aynı Kararın (I) Sayılı Listenin “B) DİĞER MAL VE HİZMETLER” bölümünün 11 inci sırasında yer alan “Net alanı 150 m2,ye kadar konut teslimleri” ibaresi “16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerlerde dönüşüm projeleri çerçevesinde yapılan konutların net alanının 150 m2,ye  kadar olan kısmı” şeklinde değiştirilmiş,

9.maddesinde; Aynı Kararın eki (II) Sayılı Listeye “35- Konutların net alanının 150 m2,ye kadar olan kısmı”, “36- Arsa ve arazi teslimleri,” ilave edilmiş,

10.maddesinde ise; Kararın, yayımını izleyen ay başından itibaren (01.04.2022 Tarihinden itibaren) yürürlüğe gireceğine, Kararın yürürlük tarihinden önce yapı ruhsatı alınmış veya kamu kurum ve kuruluşları ile bunların iştirakleri tarafından ihalesi yapılmış projeler kapsamında inşa edilen konutlar için 1. ve 4.maddelerde kaldırılan veya değiştirilen hükümlerin uygulanmasına devam olunacağı

belirlemeleri yapılmıştır. Anlaşılacağı üzere 01.04.2022 tarihi ve sonrasında yapı ruhsatı alınan konutlarla bu tarih öncesinde yapı ruhsatı alınan konutlara oran açısından yapılacak uygulama farklılık arz etmektedir.

Konuya ilişkin açıklamalara ise 41 Seri No.lu Tebliğ ile değişikliğe uğrayan KDVGUT’un “İndirimli Orana Tabi Bazı Mal ve Hizmetlere İlişkin Açıklamalar” başlıklı III/B-2 bölümünde yer verilmiştir. Yapılan düzenlemeler sonrasında konut teslimlerine ilişkin KDV oranının aşağıdaki şekilde tespit edilmesi gerekmektedir.

A-Yapı ruhsatı 01.04.2022 tarihinden önceki konutlarda uygulanacak KDV oranı

Konut net alanı,

a. Büyükşehirler hariç 150 m2’ye kadar konut teslimleri için %1

b. Büyükşehirlerdeki 150 m2’ye kadar konut teslimlerinde;

b.1 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerlere ilişkin konut teslimleri %1 (Alt bölümlerde de belirtildiği üzere 150 m2’ye kadar olan 6306 sayılı Kanun kapsamındaki konutlar için büyükşehir kapsamında olup olmadığına bakılmaksızın %1 oranı uygulanır)

b.2 Lüks veya birinci sınıf inşaat olarak yapılan (sonradan revize edilenler dahil) konut teslimlerinde; üzerine yapıldığı arsanın Emlak Vergisi Kanununa göre tespit edilen arsa birim m2 vergi değeri;

b.2.1 Yapı ruhsatı 01/01/2013 – 31/12/2016 tarihleri arasında alınan konut inşaat projeleri için;

b.2.2 Yapı ruhsatı 01/01/2017 tarihinden sonra alınan konut inşaat projeleri için;

b.2.3 Yapı ruhsatı 01.01.2013 tarihi öncesinde alınan konut inşaat projeleri için Emlak Vergisi Kanununa göre tespit edilen arsa birim m2 vergi değeri dikkate alınmadan %1

b.3 İkinci-üçüncü-basit sınıflı konut teslimlerine %1

c. 150 m2’nin üzerindeki konut teslimlerinde tüm m2 için genel KDV oranı (%20)

oranı uygulanır.

B- Yapı ruhsatı 01.04.2022 tarihi ve sonrası olan konutlarda uygulanacak KDV oranı

Konutun net alanının;

a. 150 m2 veya daha az olması durumunda %10

b. 150 m2’den fazla olması durumunda ise satış bedelinin 150 m2’ye kadar olan kısmı için %10, 150 m2’nin üzerindeki kısmı için KDV oranı %20 (kademeli)

c. 6306 sayılı Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerlerde dönüşüm projeleri için;

c.1. 150 m2 veya daha az olması durumunda %1

c.2. 150 m2’den fazla olması durumunda ise satış bedelinin 150 m2’ye kadar olan kısmı için %1, 150 m2’nin üzerindeki kısmı için %20 (kademeli)

olarak uygulanır.

10.10.2023 Tarihindeki KDV Oran Artışı: 07.07.2023 Tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 10.07.2023 tarihinden (bu tarih dahil) uygulanmak üzere ile II Sayılı Liste için KDV oranı %8 den %10’a, genel KDV oranı ise %18’den %20’ye çıkartılmıştır. Ancak I Sayılı Listede değişikliğe gidilmemiştir. Bu sebeple makalemizde genel oran nitelendirmesinden 10.07.2023 tarihi ve sonrası için %20 anlaşılması gerekir.

İşyeri teslimleri: Anlaşılacağı üzere sadece konut teslimleriyle ilgili KDV oranlarında değişikliğe gidilmiş olup işyeri teslimlerinde düzenleme öncesinde olduğu gibi genel oranda (%20) KDV uygulaması devam etmektedir.

Lüks veya birinci sınıf inşaatın tespiti: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 20.06.2016 tarih ve 39044742-KDV.28-83001 sayılı özelgesinde, konut teslimi uygulamasına ilişkin … 2012/4116 sayılı Kararname uyarınca, lüks veya birinci sınıf inşaat ifadelerindeki sınıf çeşidinin tespitinde, Emlak Vergisine Matrah Olacak Vergi Değerlerinin Takdirine İlişkin Tüzük, Bina İnşaat Sınıflarının Tespitine Dair Cetvel ile 14 ve 64 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğlerinde yer alan açıklamaların dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Özelge 2016 tarihinde verildiğinden sonraki tarihli Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğlerinin de bu listeye dahil edilmesi gerekmektedir. Ayrıca söz konusu bilgilere yapı ruhsatının 73 ve 74. No.lu bölümlerinden ulaşmak mümkündür.

İcradan yapılan satışlar: KDVGUT’un I/B-6.Bölümünde belirtildiği üzere her ne kadar usulü farklı olsa da cebri icra, izale-i şüyu, ipoteğin paraya çevrilmesi, tasfiye gibi nedenlerle yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışlar da dahil olmak üzere, müzayede mahallerinde yapılan her türlü satışların KDV’ye tabi olduğunu ve Kanunun istisna ve vergi oranlarına ilişkin hükümlerinin bu satışlar için de geçerli olduğunu belirtmemiz gerekir.

6306 sayılı Kanun kapsamındaki satışlarda şehir farklılığı ve sonraki safhalardaki satış: İnşaatın yapılacağı taşınmazın tapu kaydında 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı olarak değerlendirilmiş olması halinde net alanı 150 m²’nin altında bulunan konut teslimlerinde arsa birim m² vergi değerlerine ve Büyükşehir Belediyesi Kanunu kapsamındaki büyükşehirlerde bulunup bulunmadıklarına bakılmaksızın, inşaat şirketi tarafından firmaya teslimi ile inşaat şirketi tarafından firmaya teslim edilen konutların üçüncü kişilere tesliminde %1 oranında KDV uygulanması gerekmektedir (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 28.01.2015 tarih ve 39044742-KDV 28-135 sayılı özelgesi). Ruhsat tarihinin 01.04.2022 tarihi ve sonrası olması halinde ise 150 m2’nin üzerindeki konutlar için kademeli oran uygulanması gerekmektedir.

Konutla birlikte teslim edilecek eşya için uygulanacak oran: KDVGUT’un III/B-3.1.3.1 Bölümünde yer verilen örnekler çerçevesinde; buzdolabı, fırın, davlumbaz, bulaşık makinesi, mobilya, perde, avize, vestiyer, televizyon ve benzeri eşyalar, konut sahibi kişilerce sökülüp taşınarak tekrar kurulup kullanılabilecek (eklenti) mahiyetinde olduğundan bunların bağımsız bir teslim olarak değerlendirilerek tabi olduğu oranda KDV uygulanması, bu nitelikte olmayanların teslimlerinin ise taşınmaz teslimi ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 08.04.2015 tarih ve 21152195-35-02-174 sayılı özelgesinde de bu yönde görüş verilmiştir.

4-5359 ve 7346 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararlarıyla Yapılan Değişiklikler ve Etkileri

Öncelikle yapılan değişikliklerin 01.04.2022 tarihi ve sonrasında ruhsatı alınan konutları kapsadığını tekrar hatırlatmamız yerinde olacaktır. Zira bu tarih öncesi ruhsatı alınan konutlar için yazımızın (3/A) bölümünde belirttiğimiz oranların uygulanması gerekir. Söz konusu kararın konutlara uygulanacak KDV oranlarına etkilerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

Büyükşehir statüsünde olan yerlerde inşaat sınıfı ve Emlak Vergisi Kanununa göre tespit edilen arsa birim m2 vergi değerine göre KDV oranı uygulamasına son verildi. Limitlerin 2017 yılında belirlendiği ve bu yıldan sonra hiç güncellenmediği düşünüldüğünde %1’lik KDV oranı uygulaması açısından belirlenen limitlerin cazibesini koruduğunu söylemek zaten çok mümkün değildir.

Büyükşehir statüsünde olan ve olmayan illerdeki konutlara uygulanan KDV oranları eşitlenmiş oldu. Başka bir deyişle büyükşehirler dışındaki illerde 150 m2’ye kadar olan konut teslimlerindeki KDV oranı (6306 sayılı Kanun kapsamında olanlar hariç) %1’den %10’a çıkmış oldu. Böylelikle büyükşehir statüsünde olmayan şehirlere uygulanan pozitif ayrımcılık son bulmuştur.

150 m2’nin üstündeki konut teslimlerinde kademeli KDV oranı uygulamasına gidildi. Örneğin net alanı 170 m2 olan bir konutun 150 m2’sine %10 KDV oranı, kalan 20 m2’ye ise %20 KDV oranı uygulanacak. Böylelikle birkaç cm2 sebebiyle 150 m2’ye ulaşılması/üzerine çıkılması sebebiyle oluşan/oluşabilecek haksız rekabetin önüne geçildi.

6306 sayılı Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerlerde dönüşüm projeleri (konut) için de kademeli KDV oranı uygulamasına geçildi. Örneğin 6306 sayılı Kanun kapsamında net alanı 170 m2 olan bir konutun 150 m2’sine %1 KDV oranı, kalan m2’ye %20 KDV oranı uygulanacak.

Genel itibariyle kademeli oran uygulamasının emlak vergisi rayiç bedellerinin her yıl artması buna karşın limitlerin aynı kalması sebebiyle büyükşehirlerdeki konut projeleri için KDV iadelerinde artışa, diğer şehirlerdeki konut projeleri içinse azalışa, 6306 sayılı Kanun kapsamındaki 150 m2’nin üzerindeki konut satışları için ise iade hakkına neden olması oldukça muhtemeldir. Zira alıcıdan tahsil edilen KDV’nin artışı iadeye ters yönlü etki yapmaktadır.

Arsa ve arazi teslimlerinde uygulanan KDV oranı 5359 sayılı Kararla genel orandan (%18’den) %8’e indirildi ancak 7346 sayılı Kararla da %10’a çıkarıldı. Konuyu, konut üreten inşaat firmaları özelinde ele aldığımızda arsa teslimleri için ödenen KDV azalacağından yüklenimin/iadenin de azalacağını bu KDV’nin indirim suretiyle giderilebileceğini, indirim suretiyle giderilemeyen kısmın ise iadeye konu edilebileceğini haliyle arsa için ödenen KDV’nin indirim suretiyle giderildiği dönem ya da iadenin mükellefin uhdesine geçtiği tarih aralığında paranın zaman kaybı dışında düzenlemenin önemli olarak nitelendirilecek bir etkisi olmadığını söyleyebiliriz. Arsa karşılığı inşaat işlerinde ise süreç bir miktar da olsa farklı ilerlemektedir. Arsa sahibine verilen konut maliyetlerinin üzerine %5 (arsa sahibinin vergi mükellefi olması halinde toptan satış olarak addedilir) ilave ederek ve üzerine KDV eklenerek fatura edilir ve karşılığında arsanın KDV’li faturası alınır. Bu durumda da arsa karşılığı teslim edilen konutların maliyeti içerisinde yer alan ve indirim suretiyle giderilemeyen KDV iade alınabilir. Konuya ilişkin detaylı bilgiye “Arsa Karşılığı İnşaat İşlerinde Katma Değer Vergisi” başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz.

7346 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla 10.07.2023 tarihi itibariyle II Sayılı Liste için oranlar %8’den %10’a, genel KDV oranı ise %18’den %20’ye çıkarılmış oldu. Bu durumda 10.07.2023 tarihi öncesi düzenlenecek faturalar ile teslimler için %8 / %18, sonrası için ise %10 / %20 oran uygulanması gerektiği hususu göz ardı edilmemelidir.

TÜİK verilerine göre 01.04.2022/31.05.2022 tarihleri aralığında 1.647.702 adet konut satılmış olup bu konutların 510.914 adeti ilk el satıştır. 01.04.2022/31.03.2023 tarih aralığında ise toplam 125.225 adet binaya (694.561 adet daireye) ruhsat alınmıştır. TÜİK’in web sitesinden konut ciro ve inşaat maliyet endeksleri gibi birçok istatistiğe ulaşmak mümkün olmakla birlikte düzenlemenin satış fiyatlarına olan etkisinin tespiti, hangi tarihte alınan ruhsatlara ilişkin üretilen konutların hangi tarihte satıldığı, ilk alınan ruhsatın esaslı değişikliğe uğraması, satış fiyatı ve bu fiyatın güvenirliliği, satışların içindeki enflasyon payı, tapu devrinden önce faturanın düzenlenmesinin mümkün olması ve rekabet gibi gerekçelerle tam olarak tespit edilmesinin mümkün olmadığını düşünüyoruz. Oran değişikliğinin yaklaşık 1 yıl 3 ay önce yapılması ve konut üretiminin olağan şartlarda bu süreden daha uzun bir süre gerektirmesi sebebiyle satışların ağırlıklı olarak 01.04.2022 tarihi öncesinde ruhsatı alınmış konutlara ait olduğunu söyleyebiliriz. Her durumda düzenleme sebebiyle KDV oranı/tutarı artan konutların fiyatlarının da artması kuvvetle muhtemeldir.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 1.maddedesinde Kanun’un amacı “Afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir” şeklinde ifade edilmiştir. 06.02.2023 Tarihi ve sonrasında meydana gelen depremler, deprem kuşağında yer alan Ülkemizdeki yapı dayanıklılığını/güvenirliliğini ve riskli yapıların dönüşümü ile denetimin ne derece önemli olduğunu acı bir şekilde tekrar hatırlamamıza neden oldu. Haliyle kentsel dönüşüme tabi yerlerdeki pozitif ayrımcılığın artarak devamına ihtiyaç olduğu ayrıca büyükşehir sınırları dışında da üretilen konutlar için pozitif ayrımın yapılması gerektiği görüşündeyiz. Buna karşın 01.04.2022 tarihine kadar ruhsatı alınmış 150m2 ve üzerindeki 6306 sayılı Kanun kapsamındaki konutlar ile büyükşehir sınırları dışındaki konutların kademeli oran uygulaması dışında bırakıldığını bu hususun da olumsuz etkileri bulunacağını söyleyebiliriz. Konunun önemi binaen depremde zarar gören, depremde zarar görme olasılığı olan tüm yapılan yeniden inşa edilerek teslimi sırasında prefabrik yapılarda/konteynerlerde olduğu gibi m2’sine, yerine, niteliğine (konut/işyeri) bakılmaksızın %1 KDV oranı uygulanması hatta söz konusu teslimlerin KDV’den istisna tutulması temennisi içinde olduğumuzu belirtmek isteriz.

5-KDV Oranı uygulamasında ruhsat tarihinin esas alınması

Yetki ve yasal dayanak: Anayasanın 73.maddesinde Cumhurbaşkanına oran konusunda kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisi verilmişken KDVK’nın 28.maddesinde farklı kıstaslar getirilmiş olması sebebiyle KDVK’nın 28.maddesinin Anayasanın 73.maddesine, KDVK’nın 28.maddesine ve ayrıca kararlarda vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihten farklı bir tarihin esas alınarak oran belirlenmesinin KDVK’nın 10.maddesine aykırılık teşkil ettiği görüşündeyiz. Verginin sadece bütçe geliri aracı olmadığı, farklı kıstaslarla yapılan düzenlemelerin  teşvik/destek/denge aracı olarak kullanılabildiği ya da  salgın hastalık döneminde olduğu gibi sosyal amaçlara hizmet edebildiği ya da caydırıcılık niteliği bulunduğu bu sebeple de oran belirlenmesi konusunda farklı kıstasların uygulanmasının esas itibariyle zorunluluk olduğu ancak normlar hiyerarşisi gereği Anayasa’da değişiklik yapılması gerektiği şeklindeki tespitimizin eleştiri olarak yorumlanmaması gerekir. Diğer taraftan aksine görüşlerin ağırlıkta olduğunu ve Bakanlar Kurulu Kararları da dâhil olmak üzere öteden beri düzenlemelerin bu yönde yapıldığını belirtmemiz gerekir.

Hak kavramı ve KDV’nin asıl muhatabı: Bilindiği üzere inşaat işleri yüksek maliyetli olduğu gibi üretim (özellikle işçilik tarafı) açısından uzun bir süreyi ve detaylı bir planlamayı gerektirmektedir. Konu bu yönüyle düşünüldüğünde önceki düzenlemelerde olduğu gibi ruhsat tarihinin milat olarak tayin edilerek bir kısım mükellefler açısından kazanılmış hakların baki kalması gerekçesiyle makul karşılanabilir olduğu düşüncesi yaygındır. Hakkın birçok tanımı ve kuramı bulunmakla birlikte TDK’da; “adalet”, “adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç” olarak tanımlanmıştır. Genel hukuk açısından ise hakkın “hukuk tarafından tanınan, yararlanılması hak sahibinin iradesine bırakılan ve korunmasını isteme hususunda bireyin yetkili sayıldığı menfaatlerdir” şeklinde ifade edilmesi mümkündür. KDVK’nın 10.maddesine göre, konut teslimi açısından vergiyi doğuran olayın fatura düzenlenmesi ya da fiili teslimden hangisi önce gerçekleştiyse bu tarihte meydana geldiği tartışmasızdır. Bu durumda KDVK açısından yükümlülüklerin (beyan, ödeme gibi) ve hakların (şartlar dahilinde iade, tecil  ve indirim gibi) bu tarih itibariyle doğduğunun kabulü gerekir.

KDV’nin dolaylı bir vergi olduğu ve alıcının KDV’yi satıcıya ödediği, alıcının indirim hakkı olmaması halinde ise bu yükün alıcı açısından bir gider/maliyet unsuru olduğu, satıcının (müteahhidin ya da bu işi meslek olarak yapanın) tahsil ettiği bu KDV’den indirim hakkı olan KDV’yi düşerek kalanı ödediği, indirim konusu yaptığı/yüklendiği KDV, tahsil ettiği KDV’den yüksek ise KDVK’nın 29.maddesi gereği KDVGUT’da belirtilen esaslar çerçevesinde iade hakkı olduğu ya da sonraki dönemlerde indirim konusu yapabildiği bu sebeple de satıcı ya da müteahhit açısından ruhsat tarihi itibariyle kazanılmış bir haktan bahsedilemeyeceği görüşündeyiz. Teslimi yapılmayan konutlar için iade talep edilemeyeceğini, KDV iadesinin diğer sebeplerle oluşan iadelerde olduğu gibi belirlenmiş süreçlere tabi olduğunu ve bu süreçlerinde günümüzde azımsanmayacak bir sürede tamamlandığını ancak KDVGUT’da belirlenmiş yöntemlerle (ön kontrol, teminat gibi) iade süresinin kısaltılabileceğini belirtmemiz gerekir. Diğer taraftan ortada bir hak varsa bu hakkın sahibinin/muhatabının alıcı olması gerektiği ancak inşaatın ruhsatlandırılması aşamasında büyük çoğunlukla alıcının henüz belirsiz olduğunu hatırlatmamız da yerinde olur. Özetle vergiyi doğuran olay göz ardı edilerek KDV oranının ruhsat tarihine gören tayin edilmesinin “kazanılmış bir hak” olarak nitelendirilmesi ruhsata/üretime/alım-satıma/sözleşmeye konu tüm teslimler için ruhsatlandırıldığı, sözleşmesinin yapıldığı, envantere girdiği hatta siparişinin verildiği tarih itibariyle de doğan bir hakkın mevcudiyetine işaret eder.

Haksız rekabet ve vergi adaleti: KDV oranının bu tarihten aylar/yıllar önce alınmış ruhsat tarihine göre değişmesi aynı tarihte ve aynı nitelikteki konut satışları için oran sebebiyle farklı tutarlarda KDV ödemesine/talep edilmesine, sonuç olarak da satıcı nezdinde haksız rekabete, alıcı nezdinde de vergi adaletsizliğine neden olur. Bu sebeple diğer teslimlerde olduğu gibi konut teslimlerinde de vergiyi doğran olayın meydana geldiği tarihte geçerli olan KDV oranlarının uygulanması yönünde düzenleme yapılması gerektiği görüşündeyiz.

6-Net Alan Hesabı

Konut teslimlerinde uygulanacak KDV oranı net m2 hesabına göre değişmektedir. KDVUGT’nun net alanla ilgili belirlemelerin yapıldığı III/B-2.1.3 Bölümü Danıştay Dördüncü Dairesinin 2/3/2017 tarihli ve Esas No: 2014/4835, Karar No: 2017/2170 sayılı kararı ile iptal edilmiş buna karşın 41 Seri No.lu KDVGUT ile ilgili bölüm “Bağımsız bölüm net alanı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının “Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğine göre hesaplanır.” şeklinde tekrar düzenlenmiştir.

Planlı İmar Yönetmeliğinin 4/3.maddesinde ise bağımsız bölümün net alanı “İçerden bağlantılı piyesleri ile birlikte bağımsız bölümün içerisindeki boşluklar hariç, duvarlar arasında kalan temiz alan (Bu alana; kapı ve pencere eşikleri, 2.5 santimetreyi geçmemek koşuluyla sıva payları, kolonlar, duman, çöp, atık, tesisat ve hava bacaları ile ışıklıklar, bağımsız bölüm içindeki asansör ve galeri boşlukları, tesisat odası, merdivenlerin altlarında 1.80 metre yüksekliğinden az olan yerler, tek bağımsız bölümlü müstakil binalarda bağımsız bölüm içindeki otopark, sığınak, odunluk, kömürlük, hidrofor ve arıtma tesisi alanı, su ve yakıt deposu ve kazan dairesi dâhil edilmez. Açık çıkmalar, balkonlar, zemin, çatı ve kat terasları, kat ve çatı bahçeleri gibi en az bir cephesi açık olan mekânlar ile aynı katta veya farklı katta olup bağımsız bölümün eklentisi olan mekânlar ile ortak alanlar bağımsız bölüm net alanı içinde değerlendirilmez. Bağımsız bölümün içten bağlantılı olarak çatı araları dâhil birden fazla katta yer alan mekânlardan oluşması halinde bu katlardaki bağımsız bölüme ait alanlar birlikte değerlendirilerek bağımsız bölüm net alanı bulunur.)” şeklinde belirlenmiştir.

Danıştay’ın iptal yönündeki kararına dayanak teşkil eden aşağıdaki gerekçesine katıldığımızı ve esaslı tadilat konusunda da bu kararın emsal teşkil etmesi gerektiği görüşündeyiz.

“Bakanlar Kurulu kararıyla %1 oranında katma değer vergisine tabi olacağı belirtilen ”net alanı 150 m²’ye kadar konut”un tanımlamasında bu konuda teknik düzeyde düzenleme ve tanımlama yetkisi ve yeterliliği bulunan Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin dikkate alınması gerekir. Zira, bu hususta teknik bilgi ve uzmanlığı üst düzeyde olmayan Maliye Bakanlığı’na her ne kadar tanımlama yetkisi verilmişse de bu yetkisi sınırsız olmayıp, “net alan” tanımlaması teknik bir konu olduğundan uzman kuruluşlardan görüş alınması veya bu konuda teknik düzeyde düzenleme ve tanımlama yetkisi bulunan kurumların düzenlemelerinden yararlanılması “idarelerin takdir yetkilerine giren işlemleri tesis ederken mutlak ve sınırsız hareket edemeyeceklerine ilişkin idare hukuku ilkesinin” bir gereği olup bu ilkeye aykırı düşen yöntemle belirlenen dava konusu düzenlemede hukuki isabet görülmemiştir.”

7-Yapı Ruhsatı Değişikliği Sonrasında Uygulanacak KDV Oranı

Çeşitli gerekçelerde ruhsatlar tadil edilebilmektedir. Bu durumda ise KDV oranının tespitinde hangi tarihin dikkate alınması gerektiği konusu önem arz eder. Konuya ilişkin Tebliğ açıklaması ile birkaç özelgeye aşağıda yer verdik.

KDVGUT’un III/B-2 Bölümünde “…lüks veya birinci sınıf inşaat olarak yapılan ve ruhsatın sonradan revize edilip inşaat kalitesinin yükseltilmesi hali de dâhil olmak üzere, yapı ruhsatının alındığı tarihte, üzerine yapıldığı arsanın 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29.maddesine istinaden tespit edilen arsa birim m2 vergi değeri …” esas alınarak KDV oranının uygulanacağı dair açıklama yapılmıştır.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 21.12.2022 tarih ve E-39044742-130[Özelge]-1518444 sayılı özelgesinde; 31.01.2022 tarihli yapı ruhsatlarına göre inşa edilen konutlarla ilgili olarak 22.04.2022 tarihinde yapılan ruhsat değişikliğindeki tadilatın taşınmazın kullanım amacını değiştiren veya temel niteliklerinde esaslı değişiklikler yapan bir mahiyetinin olmaması; 12/9/2022 tarihli ruhsat değişikliğinde ise yalnızca isim değişikliği yapılması nedeniyle söz konusu konutların tesliminde, 5359 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı öncesinde geçerli olan KDV oran hükümlerinin uygulanması gerektiği şeklinde görüş verilmiştir.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 28.02.2023 tarih ve E-39044742-130[Özelge]-261061 sayılı özelgesinde; 17.02.2022 tarihli veriliş amacı “Yeni Yapı” olan yapı ruhsatına göre inşa edilen konutlarla ilgili olarak 25.10.2022 tarihli ruhsat değişikliğinde (gayrimenkulün satışı sebebiyle) yalnızca isim değişikliği yapılması nedeniyle söz konusu konutların tesliminde, 5359 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı öncesinde geçerli olan KDV oran hükümlerinin uygulanması gerektiği şeklinde görüş verilmiştir.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 23.05.2023 tarih ve E-39044742-130[Özelge]-568231 sayılı özelgesinde ise; 01.04.2022 öncesi alınan ruhsatla ilgili olarak, yeni vaziyet planında; binaların temel formları ile taban oturum alanlarının, blok ve bağımsız bölüm sayısının ve niteliğinin, toplam inşaat alanının değiştirilmesi gibi esaslı değişikliklere gidilmesi ve ilgili Belediye tarafından başvurunun kabul edilerek söz konusu yeni vaziyet planı uyarınca tadilat ruhsatı düzenlenmesi halinde, bu ruhsatın düzenlendiği tarih esas alınarak ilgili konut teslimleri için 5359 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile belirlenen KDV oran hükümlerinin uygulanması gerektiği yönünde görüş verilmiştir. Özelgenin içeriğinde ise mükellefin binaların dış kontürleri (en-boy ölçüleri) ve geometrik formlarında, zeminde kapladığı taban oturum alanlarında, toplam kat adetleri, katların yüksekliği ve toplam gabari yüksekliğinde, site giriş çıkış kurgusu, otopark rampası, yüzme havuzu gibi alanlarda değişiklik yaptığını görmekteyiz.

Bahse konu özelgelerde İdarenin, ruhsatın esaslı değişiklik sebebiyle tadil edilmesi halinde yeni tarihin dikkate alınarak KDV oranının belirlenmesi gerektiği yönünde görüş verdiği anlaşılmaktadır. KDVGUT’da ise esaslı değişikliğe neden olacak gerekçelere yer verilmemiş olmakla birlikte “… lüks veya birinci sınıf inşaat olarak yapılan ve ruhsatın sonradan revize edilip inşaat kalitesinin yükseltilmesi hali de dahil olmak üzere, yapı ruhsatının alındığı tarihte, üzerine yapıldığı arsanın 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine istinaden tespit edilen arsa birim m2 vergi değeri”nin dikkate alınması gerektiğine dair ifade yer almaktadır.

Üzerinde önemle durulması gereken husus sadece özelgelerle “esaslı değişikliğin” kapsamının belirlenemeyeceği zira özelgelerde sadece özelgeyi talep eden mükellefin vakasının incelendiği ve cevabın da bu vakaya göre verildiği hususudur. Başka bir deyişle ruhsatı tadil gerektiren mükellefin tadil gerekçesi/değişiklikleri özelgeye konu vakalardan farklı nitelikte ya da özelgelerde sayılanların sadece bir kısmına ilişkin olabilir. Bu durumda hangi değişikliklerin esaslı değişiklik olarak nitelendirilmesi gerektiği ve bu nitelendirmenin yasal kaynağı/dayanağının ne olduğu sorusunu beraberinde getirmektedir. Bir üst bölümde yer verdiğimiz üzere net alanın belirlenmesi konusunda Danıştay’ın verdiği kararın gerekçesinde yetki ve yeterlilik açısından Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin (Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği geçiş hükümleri saklı kalmak kaydıyla 01.10.2017 tarihinde yürürlükten kaldırılmış ve aynı tarihte Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir) esas alınması gerektiği belirtilmiştir. Hangi değişikliklerin esaslı olduğu konusunda yetki ve yeterliliğin yine yeni ismiyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda olduğu kuşkusuz olmakla birlikte söz konusu hususa ilişkin tanım ve belirlemeler Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde yapılmıştır.

Planlı İmar Yönetmeliği’nin;

4/1-i Maddesinde Basit tamir ve tadil, yapılarda esaslı tadilat kapsamında olmayan, taşıyıcı sistemi, bağımsız bölümün dış cephesini, ıslak hacimlerin yerini ve sayısını değiştirmeyen; derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile bahçe duvarı, duvar kaplamaları, baca, saçak, çatı onarımı ve kiremit aktarılması gibi her türlü tamir ve tadil işlemleri şeklinde tanımlanmış olup Yönetmeliğin 59/1.maddesinde ruhsata tabi olmayan konular,

4/1-y Maddesinde Esaslı tadilat;  yapılarda taşıyıcı unsuru etkileyen veya yapı inşaat alanını veya emsale konu alanını veya taban alanını veya bağımsız bölüm sayısını veya ortak alanların veya bağımsız bölümlerin alanını veya kullanım amacını veya ruhsat eki projelerini değiştiren işlemleri şeklinde tanımlandığı ve esaslı tadilatın ruhsata tabi olduğu,

58/2.MaddesindeYapı ruhsatı alınmış olan yeni inşaat, ilave ve esaslı tadillerde, sonradan değişiklik yapılması istendiğinde mimari projenin yeniden tanzim edilmesi gerekli olduğu, bu değişiklik yapının statik ve tesisat esaslarında da değişiklik yapılmasını gerektirdiği takdirde istenen belgelerde de gerekli değişikliğin yapılacağı, yapı ruhsatına da bu projelerin tarihleri ve müelliflerin bilgilerinin yazılacağı

hususları belirlenmiştir.

Bu durumda Planlı İmar Yönetmeliğine göre yapılarda;

Taşıyıcı unsuru etkileyen,

Yapı inşaat alanını,

Emsale konu alanı,

Taban alanını,

Bağımsız bölüm sayısını,

Ortak alanların veya bağımsız bölümlerin alanını,

Kullanım amacını,

Ruhsat eki projeleri,

konulularda yapılan herhangi bir değişikliğin (sadece biri olsa dahi) esaslı tadilat (değişiklik) kapsamında değerlendirilerek KDV oranının tespitinde değişiklik sonrası ruhsat tarihinin dikkate alınması gerektiği görüşündeyiz (özelgelerde açıkça Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’ne atıf yapılmasa da sayılan unsurların önemli bir kısmının muhteviyatta sayıldığını görmekteyiz). 13.01.2022 tarihinde ruhsat almış bir mükellef yukarıda bahsi geçen değişikliklerden herhangi biri sebebiyle 10.10.2022 tarihinde ruhsatı yenilemiş olması durumunda teslime konu ettiği konutlara 5359 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla değiştirilen şekliyle KDV oranlarını uygulaması gerekir. İdarenin farklı bir görüş benimsemesine karşın emsal Danıştay Kararı dikkate alındığında yargının mükellef lehine karar vermesi şaşırtıcı olmayacaktır.

Görüldüğü üzere ruhsatın yenilenmesi hali, yeni ruhsat tarihi ve değişikliğin esaslı tadilat kapsamında olup olmadığı durumlarına göre konutlara uygulanacak KDV oranını değiştirmesi/kademeli değiştirmesi oldukça muhtemeldir. Değişiklikler sebebiyle gerek ruhsatı yenileme ve yenilenen ruhsat esas alınarak KDV oranlarının belirlenmesi hususları mükelleflerin tasarrufunda olmadığından hatalı uygulamaların, haksız iadeye, vergi ziyaına ve usulsüzlük cezalarına neden olabileceği göz ardı edilmemelidir. Zira esaslı ruhsat tadiline bağlı oran değişiklik mükellef lehine olabileceği gibi aleyhine de olabilir.

8-Yapı Ruhsatında İş Yeri Olan Taşınmazın Yapı Kayıt Belgesi İle Konut Olması Hali ile Yapı Ruhsatı İşyeri Olan Taşınmazların Konut Olarak İnşa Edilerek Konut Olarak Satılması

Gelir İdaresi Başkanlığının web sitesinde “Sıkça Sorulan Sorular – Katma Değer Vergisi” bölümünün 17.sorusunun muhteviyatı “3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16’ncı maddesi doğrultusunda konut olarak tescillendiği, imar barışından faydalanılarak yapı kayıt belgesi ile niteliği mesken (konut) olarak değiştirilen ve tapu kayıtlarında mesken olarak yer alan söz konusu bağımsız bölümlerin, niteliği İmar Barışı ile konuta dönüşse dahi; inşaat ruhsatının konut olarak değil, ofis ve işyeri olarak verildiği, bu taşınmazların fiili durumda işyeri olarak kullanılabileceği, verilen inşaat ruhsatının da bu taşınmazların işyeri olarak kullanılmasını mümkün kıldığı ve işyeri olarak kullanılmak üzere satın alınabileceği hususları dikkate alındığında, KDV oran uygulaması bakımından ilgili taşınmazların konut olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bu teslimlerde genel oranda KDV uygulanması gerekmektedir” şeklindedir. Konuya ilişkin Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 19.06.2020 tarih ve 84974990-130[KDV.5/İ/28-2019/55]-162142 sayılı özelgeyle verdiği cevap da bu yöndedir.

Sivas Defterdarlığı’nın 16.03.2015 tarih ve 67630374-130[2014-41]-1 sayılı özelgesinde de benzer gerekçeyle yapı ruhsatında işyeri olan yerin konut olarak satılması durumunda genel oranda KDV’ye tabi tutulması gerektiği ifade edilmiştir.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 08.09.2015 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-010-79410 sayılı özelgesinde; yapı ruhsatında turistik tesis olarak tanımlanan, konut (rezidans ) olarak inşa edilip, konut olarak teslimi gerçekleştirilecek taşınmazlara genel oranda KDV hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Ancak söz konusu özelgede yukarıdaki gerekçelerle birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 29.01.2013 tarih ve 2013/6 sayılı Genelgesinin referans alındığı görülmektedir.

Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin geçici 5.maddesi kapsamında inşaatı devam eden ya da yapı kullanma izin belgesi (iskanı) alınmış yapılarda belirlenen şartların sağlanarak ruhsatın konut olarak yenilenmesi halinde konutlar için öngörülen yenilenmiş ruhsat tarihe göre belirlenen KDV oranının uygulanması gerektiği görüşündeyiz. Zira gerek yönetmelikte gerekse verilen özelgelerde kullanım amacı değişikliği esaslı tadilat/değişiklik kapsamında değerlendirilmiştir.

Anlaşılacağı üzere İdarenin “konut-ofis” projeli olarak ruhsatlandırılan yapılar ile ruhsatsız yapılar haricinde KDV oranı belirlenmesi hususunda fiili kullanım ya da inşaattan ziyade inşaat ruhsatını esas aldığı görülmektedir.

9-Tapu Kaydında Arsa/Tarla Olarak Görünen Konutlara Uygulanacak KDV Oranı

Üst bölümlerde konut teslimlerinde KDV oranının uygulanmasında ruhsat tarihinin esas alındığını belirtmiştik. Ancak Ülkemizdeki yapıların büyük bir çoğunluğunun ruhsatsız olduğu da bir gerçektir. Sivas Defterdarlığı’nın 27.03.2017 tarih ve 67630374-130[2017/25]-9 sayılı özelgesinde; tapu kaydında arsa/tarla olarak görünen gayrimenkullerin üzerinde fiilen ve kullanılabilir halde konut bulunması, bu gayrimenkullerin arsa/tarla olma vasfını ortadan kaldırarak bunları üzerinde bulunan konutun mütemmim cüzü haline getirdiği, bu durumda, net 150 m² ye kadar olan konutlar ile bu konutların mütemmimi halindeki tarla ve arsa teslimlerine %1 oranında KDV uygulanacağı ifade edilmiştir. Özelgede her ne kadar %1’lik KDV oranı zikredilse de içerik incelendiğinde 2007/13033 sayılı BKK eki listelere atıf yapıldığı görülmektedir.

10-Prefabrik Yapılarda KDV Oranı

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 28.06.2019 tarih ve 39044742-130[Özelge]-E.527226 sayılı özelgesinde; ruhsatı olmayan prefabrik konutlar için genel oranın uygulanacağı, yapı ruhsatı olan prefabrik konutlar içinse ruhsat tarihine göre belirlenen oranların uygulanması gerektiği şeklinde görüş verilmiştir. Ancak 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına 6790 ve 6830 sayılı Cumhurbaşkanı Kararlarıyla eklenen/değiştirilen Geçici 10.maddeye göre “Prefabrik yapı ile konteynerlere 31/12/2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) tesliminde (kurulum ve montaj işleri dahil) %1’lik KDV oranı uygulanacaktır. 6830 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 23.02.2023 tarihinde yürürlüğe girdiğinden ruhsat tarihine, ruhsatlı olup olmadığına hatta niteliğine (işyeri-konut) bakılmaksızın 31.12.2023 tarihine kadar teslimi yapılan prefabrik yapı ve konteynerlere %1 oranında KDV hesaplanması gerekir. Ancak süre uzatımına ilişkin ya da farklı bir düzenleme söz konusu olmazsa 31.12.2023 tarihten sonraki prefabrik konut teslimlerine bahse konu idari görüşe göre yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde KDV hesaplanması gerekeceğini söyleyebiliriz.

11-Yapı Ruhsatında Home-Ofis Olarak Yer Alan Taşınmazların KDV Oranı

KDV oranlarının belirlendiği 2007/13033 sayılı BKK’da hem konut hem de ofis (home-ofis) olarak ruhsatlandırılan gayrimenkullere ayrıca bir belirleme yapılmamıştır. Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 28.05.2014 Tarih ve 84974990-130[2014-28/06]-524 sayılı özelgesinde ise; yapı ruhsatında home-ofis olan ve fiilen home-ofis olarak kullanılacak olan bağımsız bölümler için genel oranda KDV uygulanması gerektiği ancak söz konusu gayrimenkullerin fiilen konut olarak teslime konu edilmesi durumunda KDV oranın fiili kullanıma bağlı olarak Emlak Vergisi birim m2 değerine göre tespit edileceği şeklinde görüş verilmiştir. Home-ofis özelinde bu görüşe katıldığımızı, söz konusu görüşün VUK’un 3/B maddesinin “Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya, ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır” hükmüyle örtüştüğünü ve görüşün alıcı lehine olduğunu söyleyebiliriz. Ancak oranının fiili kullanıma bağlanması, satıcının ise teslimden sonra fiili kullanımla ilgili tasarrufunun bulunmaması ya da alıcının teslimden sonra gayrimenkulü fiilen kullanmaması (yatırım ya da kiralama maksadıyla alması) gibi hususların belirsizliğe sebebiyet verdiği, özelge her ne kadar GİB’in özelge havuzunda yer alsa da 2014 yılında verildiği ve İdarenin söz konusu görüşünde değişikliğe gitmiş olabileceği hususlarının dikkate alınması bu sebeple de home-ofis olarak ruhsatlandırılan/projelendirilen (tapuya home-ofis kaydedilen) gayrimenkullerin teslimini gerçekleştirecek mükelleflerin kendi vakalarıyla ilgili yazılı görüş talep etmelerinin yerinde olacağını söyleyebiliriz. Zira bahse konu özelgenin aynı konu özelinde olmasa da gerekçe itibarıyla Sivas Defterdarlığı’nın 16.03.2015 tarih ve 67630374-130[2014-41]-1 sayılı özelgesinde bahsi geçen “Söz konusu taşınmazların fiili durumda işyeri olarak kullanılabileceği, verilen inşaat ruhsatının da bu taşınmazların işyeri olarak kullanılmasını mümkün kıldığı, bu taşınmazların işyeri olarak kullanılmak üzere satın alınabileceği gerekçeleri tereddütte neden olmaktadır. Belirsizliğin giderilmesi adına günümüzde oldukça yaygınlaşan ve konut/ofis olarak ruhsatlandırılan/projelendirilen yapıların tabi olduğu KDV oranının somut bir şekilde belirlenmesine ilişkin düzenleyeme ihtiyaç vardır.

12-Konutların İlk Tesliminden Sonraki Teslimlerde Uygulanacak KDV Oranı

Belirtilmesi gereken bir diğer önemli husus da mevzuatta ayrık hüküm bulunmadığından konut teslimleri için uygulanacak yukarıda belirttiğimiz KDV oranlarının sadece ilk teslimler için geçerli olmadığıdır. Haliyle ilk teslimden sonraki teslimler için KDV oranının doğru tespit edilebilmesi için tadil edilenler de dahil inşaat ruhsatlarına ulaşılması zorunlu gibi görünmektedir. Zira KDV oranları ruhsat tarihi esas alınarak belirlenmektedir. Bu durumun ise uygulama ve denetim açısından sorun teşkil ettiği kuşkusuzdur. Konuyla ilgili İdari görüş bu yönde olmakla birlikte haklı gerekçeleri olan farklı görüşlerin de bulunduğunu belirtmek isteriz (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 17.08.2015 tarih ve 84974990-130[8-2014/06]-840 sayılı özelgesi).

13-Fiili Teslimden Önce Fatura Düzenlenmesi Durumunda Fatura Tarihi İle Teslim Tarihindeki Oran Farklılığı ile Faturanın Fiili Teslimden Sonra Düzenlenmesi Halinde Uygulanacak Oran

a-Fiili Teslimden Önce Faturanın Düzenlenmesi

VUK’un 231/5.maddesinde, fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, KDVK’nın 10/b maddesine göre, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi halinde vergiyi doğuran olayın meydana geleceği hususları hüküm altına alınmıştır.

KDVGUT’un III/B-2.1.1 Bölümünde; konut tesliminden önce fatura düzenlenmesi halinde, faturada gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi anında vergiyi doğuran olay meydana geleceği, bu faturada gösterilen KDV’nin beyan edilip ödenmesi gerektiği, konutun fiilen teslim edildiği tarih ile faturanın düzenlendiği tarihte konuta ilişkin geçerli olan KDV oranlarının farklı olması durumunda, faturanın düzenlendiği tarihte geçerli olan KDV oranının esas alınacağı, dolayısıyla faturanın düzenlendiği tarihte geçerli olan oran esas alınarak hesaplanan KDV’de, konutun fiilen teslim edildiği tarihte geçerli olan KDV oranına göre herhangi bir düzeltme yapılmayacağı ifade edilmiştir.  Konuyu, fiili teslim tarihinden önce fatura düzenlenebileceği, fatura tarihindeki KDV oranının esas alınması gerektiği ve daha sonra düzeltme yapılmayacağı şeklinde özetleyebiliriz. Tebliğin bu açıklamasının konutlarda esasa müessir ruhsat değişikliği öncesi fatura düzenlenmesi hali için de geçerli olması gerektiği görüşündeyiz.

b- Faturanın Fiili Teslimden Sonra Düzenlenmesi

Fiili teslim ile vergiyi doğuran olay meydana geleceğinden bu tarih itibariyle geçerli olan KDV oranı üzerinden hesaplama yapılması ve fatura düzenlenmesi gerekmektedir (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 19.08.2020 Tarih ve 84974990-130[KDV2/İ/28/2016/69]-217847 sayılı özelgesi). Ancak fiili teslim tarihinden ve VUK’un 231/5.maddesinden belirtilen süreden sonra (yedi gün) faturanın düzenlenmesi (ya da hiç düzenlenmemesi) halinde yine VUK’un 353/1.maddesi kapsamında faturada yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezasına muhatap olunacağı, KDV iadesi taleplerinde ise bu hususun İdarece özellikle irdelendiği hususu göz ardı edilmemelidir. Ayrıca faturanın yasal sürede düzenlenmemesi ya da yasal sürede düzenlenmekle birlikte dönem kayması halinde dahi matrahın/verginin vergiyi doğuran olayın meydana gediği dönem KDV beyannamesinde yer verilmesi gerekmektedir. Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığının 04.12.2018 tarih ve 41931384-120[231-2018-3]-E.54789 sayılı özelgesinde de, süresinde düzenlenmeyen faturanın vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihi içeren dönemde beyan edilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

14-Taşınmaz Ticaretinde Özel Matrah Uygulaması

KDVK’nın 23/f maddesinde; “ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, KDV mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dâhil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrahın, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutar olduğuna” hükmedilmiştir.

KDVGUT’un III/A-4.9 Bölümünde; “Taşınmaz ticareti ile iştigal edenlerin, 05.06.2018 tarihli ve 30442 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik kapsamında yetki belgesi alan ticari işletmeler ile esnaf ve sanatkârlar olduğu, taşınmaz ticareti ile iştigal etmekle birlikte henüz yetki belgesi almamış olanların, Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmeliğe göre yetki belgesi alınması için verilen süre ile sınırlı olmak üzere yetki belgesi olmaksızın, özel matrah uygulayabilecekleri, 6362 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan gayrimenkul yatırım fonları ile gayrimenkul yatırım ortaklıkları, yetki belgesi aranmaksızın, taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerden sayılacağı, verilen süre içinde yetki belgesini almamış olanlar ile yetki belgesi almaksızın ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticareti ile iştigal edenlerin ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz teslimlerinde özel matrah uygulanmayacağı, özel matrah uygulanabilmesi için, araç veya taşınmazın basit tadil, bakım ve onarım işlemleri dışında vasfında esaslı değişiklik yapılmaması gerektiği” ifade edilmiştir.

Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmeliğin Geçici 1.maddesinde ise çeşitli süreler öngörülmüş olmakla birlikte Yönetmeliğin yürürlük tarihi itibariyle (05.08.2018) taşınmaz ticaretiyle iştigal edenler için belirlenmiş olan tarihinden günümüz ve sonrasına sirayet eden bir uzama söz konusu olmadığı görülmektedir. Haliyle taşınmaz ticareti yetki belgesi olmayanlar tarafından özel matrah uygulaması söz konusu değildir.

Mevzuatımızda KDV oranlarının belirlenmesine ilişkin ayrık hüküm bulunmadığından taşınmaz ticaretiyle uğraşanlar özel matraha tabi olsalar dahi ruhsat tarihlerini dikkate alarak özel matraha üst bölümlerde belirlenen oranlarda KDV hesaplamaları gerektiğini ancak işlemin alım-satımdan ziyade sadece aracılık faaliyetiyle sınırlı olması halinde ise (bu durumda özel matrah uygulaması söz konusu olmaz) aracılık hizmetine genel oranda (%20) KDV hesaplanması gerektiğini belirtmemiz gerekir (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 17/08/2015 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.17.01-130[8-2014/06]-840 sayılı özelgesi).

15- Sonuç ve Görüş

5359 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla 01.04.2022 tarihi ve sonrasında ruhsatı alınan konutların KDV oranlarının tespitinde büyükşehir, inşaat sınıfı, emlak vergisi m2 değeri gibi hususların artık önemi kalmamıştır. Bu tarih öncesi ruhsatlar için önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilecektir. Büyükşehir statüsünde olmayan yerlerde bulunan 150 m2’nin altındaki konutlara uygulanan %1’lik KDV oranı 5359 sayılı Kararla %8, 7346 sayılı Kararla da %10 olarak belirlenmiştir. 6306 sayılı Kanun kapsamındaki projeler dahil tüm 150 m2’nin üzerindeki konutlar için kademeli KDV oranı uygulamasına geçilmiştir. Öncesinde Arsa teslimlerinde uygulanan %18’lik KDV oranı 5359 sayılı Kararla önce %8’e düşürülmüş sonrasında ise 7346 sayılı Kararla %10’a çıkarılmıştır.

Kademeli KDV oranı uygulaması ile birkaç cm2 nedeniyle 150 m2 ve üzerine çıkılması halinde konutun tüm alanının genel oranda KDV’ye tabi tutulmasının önüne geçilmiştir. Bu durumun inşaat proje uygulamalarında esneklik sağlayacağı, adil olmayan fiyat ve haksız rekabeti törpüleneceği görüşündeyiz. Ancak 01.04.2022 tarihine kadar ruhsatı alınmış 150m2 ve üzerindeki 6306 sayılı Kanun kapsamındaki konutlar ile büyükşehir sınırları dışındaki konutların kademeli oran uygulaması dışında bırakılmasının olumsuz etkileri olduğunu/olacağını belirtmemiz gerekir. Zira sosyal açıdan bu grup konut projelerinin ruhsat tarihine bakılmaksızın desteklenmesi gerektiği görüşündeyiz.

5359 sayılı Kararın KDV iadeleri üzerindeki etkileri konutlardaki KDV oranının artışına ya da kademeli artışına göre değişmektedir. Ancak basitçe KDV oranı/tutarı artan konutlar için alıcıdan tahsil edilen KDV artacağından iadede düşüşe neden olacağı, KDV oranı kademeli artan konutlar için ise iade hakkı doğmasının muhtemel olacağı söylenebilir. Arsa tesliminde KDV oranın düşmesi ise satıcıya ödenen KDV azalacağından iadelerde de azalmaya sebebiyet verir. Genel itibariyle iade KDV denklemi yüklenilen KDV sabit kalır (ya da azalırsa) ve tahsil edilen KDV artarsa iade azalır buna karşın yüklenilen KDV artar ve tahsil edilen KDV azalırsa (ya da sabit kalırsa) iade hakkı artar şeklinde formüle edilebilir. Satıcı açısından rekabet fiyatı ve iade süre/süreci dikkate alınmadığında konutlardaki KDV oranındaki artış ya da azalışın satıcı üzerinde alıcı kadar etkili olmadığı görüşündeyiz.

KDV’nin dolaylı bir vergi olduğu, alıcı tarafından ödendiği, satıcının ise alıcıdan tahsil ettiği KDV’den indirim hakkı olduğu KDV’yi düşerek kalanını ödediği, indirim hakkı olan/yüklenilen KDV daha yüksek ise iade hakkı bulunduğu satıcı açısından kazanılmış bir haktan bahsedilemeyeceği görüşündeyiz. Konu alıcı açısından irdelendiğinde ise ruhsat tarihi itibariyle alıcının çoğunlukla henüz belli olmadığını hatırlatmamız gerekir.  Esas itibariyle KDVK açısından yükümlülük (beyan/ödeme gibi) ve haklar (iade/tecil gibi) vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih itibariyle doğarken bu tarih dikkate alınmadan KDV oranının bu tarihten çok daha önce alınmış ruhsat tarihine göre değişmesi satıcı nezdinde haksız rekabete, alıcı nezdinde ise vergi adaletsizliğine neden olur. Bu sebeple diğer teslimlerde olduğu gibi konut teslimlerinde de vergiyi doğran olayın meydana geldiği tarihte geçerli olan KDV oranlarının uygulanması yönünde düzenleme yapılması gerektiği görüşündeyiz. Diğer taraftan öteden beri gelen uygulama bu yönde olmakla birlikte ruhsat tarihi itibariyle oran belirlenmesine ilişkin yapılan düzenlemelerin KDVK’nın 10. ve 28.maddelerine, KDV’nin 28.maddesinde ise farklı kıstaslara yer verilmesinin Anayasanın 73.maddesine aykırılık teşkil ettiği görüşündeyiz.

Verilen farklı özelgelerde esaslı değişiklik haricindeki değişikliklerde (devir sebebiyle isim değişikliği gibi) önceki ruhsat tarihinin dikkate alınması gerektiği ancak binaların temel formları ile taban oturum alanlarında, blok ve bağımsız bölüm sayılarında ve niteliklerinde, kat adetlerinde, katların yüksekliğinde, toplam gabari yüksekliğinde, site giriş çıkış kurgusunda, otopark rampasında, yüzme havuzu gibi alanlarda değişiklik yapılması hali esaslı değişiklik olarak sayılmış ve yeni ruhsat tarihi dikkate alınarak oran belirleneceği ifade edilmiştir. Danıştay’ın KDVGUT’daki net alan belirlemesine ilişkin düzenlemenin, yetki ve yeterlilik açısından Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin esas alınması yönündeki iptal gerekçesini emsal alarak esaslı değişiklik/tadilat konusunda da aynı Yönetmeliğin dikkate alınması ve KDVGUT’da bu yönde bir düzenleme yapılması gerektiği görüşündeyiz.

Ülkemizin deprem kuşağında yer aldığı, mevcut yapıların önemli bir kısmının riskli yapı olduğu, riskli yapıların güvenli yapılara dönüştürülmesi için 06.02.2023 tarihinde zarar gören bölgelerdeki gibi acil planlama yapılarak eyleme geçilmesi gerektiği ancak kamunun tüm dönüşümü gerçekleştirmesinin zaman alacağından özel sektörün de teşvik edilerek (ve sıkı denetime tabi tutularak) bu dönüşüme katkı sağlayabileceği hususlarını belirtmemiz gerekir. 6306 sayılı Kanunun amacı da zaten bu yöndedir. KDV’nin nihai ödeyenin alıcı (depremden zarar gören, zarar görme olasılığı bulunan insanlar) olması sebebiyle m2’sine ve niteliğine (konut/işyeri) bakılmaksızın bu kapsamdaki tüm inşaat işleri ile yapı teslimlerinin KDV’den istisna tutulması ayrıca büyük şehirler dışındaki konut teslimlerinin %1 oranda KDV’ye tabi tutulması temennisindeyiz.

Son olarak her ne kadar bugünün asıl konusu olmasa da 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla 10.07.2023 tarihinden (bu tarih dahil) itibaren genel KDV oranı %18’den %20’ye, %8’lik KDV oranı ise %10’a yükseltilmiş, bazı temizlik malzemeleri (sabun, şampuan, deterjan, dezenfektanlar, ıslak mendil, tuvalet kağıdı, kağıt havlu, kağıt mendil ve peçete) ise II sayılı listeden çıkartılarak genel orana (%20) tabi tutulmuştur. Bu değişiklik neticesinde, 10.07.2023 tarihinden evvel yapılan teslimlere ilişkin teslim tarihindeki KDV oranının uygulanması gerektiğini, bu tarihten evvel alınan malların iadesinde ise işlemin düzeltme niteliğinde olması sebebiyle yine malın alındığı tarihteki (iade edildiği tarihteki değil) KDV oranının uygulanması gerektiğini, GİB’in 31.12.2020 tarihli duyurusuna göre 7 günlük fatura düzenleme süresine de riayet etmek koşulu ile ileriki tarihlerde e-belge düzenlenebileceğini ve söz konusu değişiklikler sebebiyle yazar kasa ve programlarda gerekli güncellemelerin yapılması gerektiğini hatırlatmamız yerinde olacaktır.

Kaynakça:

-Anayasa

-3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu

-213 Sayılı Vergi Usul Kanunu

-193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu

-6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun

-5359 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı

-7346 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı

-6830 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı

-2007/13033 sayılı BKK

-Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği

-Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği

-Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik

-Danıştay 4.Daire Başkanlığının 2018/2069 E., 2022/1541 K.

-Danıştay 4.Daire Başkanlığının  02.03.2017 tarihli ve Esas No: 2014/4835, Karar No: 2017/2170 sayılı kararı

-İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 02.08.2013 tarih ve 11395140-019.01-1172 sayılı özelgesi

-İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 20.06.2016 tarih ve 39044742-KDV. 28-83001 sayılı özelgesi

-İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 28.01.2015 tarih ve 39044742-KDV 28-135 sayılı özelgesi

-İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 08.04.2015 tarih ve 21152195-35-02-174 sayılı özelgesi

-İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 21.12.2022 tarih ve E-39044742-130[Özelge]-1518444 sayılı özelgesi

-İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 28.02.2023 tarih ve E-39044742-130[Özelge]-261061 sayılı özelgesi

-İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 23.05.2023 tarih ve E-39044742-130[Özelge]-568231 sayılı özelgesi

-Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 19.06.2020 tarih ve 84974990-130[KDV.5/İ/28-2019/55]-162142 sayılı özelgesi

-Sivas Defterdarlığı’nın 16.03.2015 tarih ve 67630374-130[2014-41]-1 sayılı özelgesi

-İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 08.09.2015 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-010-79410 sayılı özelgesi

-Sivas Defterdarlığı’nın 27.03.2017 tarih ve 67630374-130[2017/25]-9 sayılı özelgesi

-İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 28.06.2019 tarih ve 39044742-130[Özelge]-E.527226 sayılı özelgesi

-Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 28.05.2014 Tarih ve 84974990-130[2014-28/06]-524 sayılı özelgesi

-Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 17.08.2015 tarih ve 84974990-130[8-2014/06]-840 sayılı özelgesi

-Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 19.08.2020 Tarih ve 84974990-130[KDV2/İ/28/2016/69]-217847 sayılı özelgesi

-Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığının 04.12.2018 tarih ve 41931384-120[231-2018-3]-E.54789 sayılı özelgesi

-GİB’in E-Belge Uygulamalarından GİB Portalı Yöntemi ile Yararlanan Mükelleflere yönelik 31.12.2020 tarihli duyurusu

-Gelir İdaresi Başkanlığı, Sıkça Sorulan Sorular, Katma Değer Vergisi, https://www.gib.gov.tr/yardim-ve-kaynaklar/sikca-sorulan-sorular

-TÜİK, İstatistikler, İnşaat ve Konut, https://data.tuik.gov.tr/Kategori/GetKategori?p=insaat-ve-konut-116&dil=1

-Prof. Dr. Korkut Özkorkut, Hukukun Temel Kavramları, Hukuki İlişkiler ve Haklar, Anadolu Üniversitesi, Ağustos 2018

-Abdullah Tolu, Konut KDV oranında kafalar biraz karıştı, https://lebibyalkin.com.tr/haber/konut-kdv-oraninda-kafalar-biraz-karisti

-Ali Çakmakçı, Konut Teslimlerinde Yeni KDV Oranlarının Etkileri, Alomaliye, 01.04.2022

-Doğan Çengel, Arsa Karşılığı İnşaat İşlerinde Katma Değer Vergisi, Alomaliye, 17.04.2020

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink”]
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi  kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.
[/vc_message][vc_column_text]

Exit mobile version