Doğan ÇENGEL
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
Volkan DEMİRCİOĞLU
Yeminli Mali Müşavir
bilgi@beratymm.com
A. GİRİŞ
Genel kural mükelleflerin vergiye tabi işlemler üzerinden hesapladıkları katma değer vergisinden (KDV’den) belgeye bağlanarak ödedikleri/borçlandıkları KDV’nin indirilmesi yönündedir. Bununla birlikte bir kısım yasal düzenlemeler veya idari görüşlerle/uygulamalarla KDV indirimine ilişkin çeşitli sınırlar ve/veya şartlar getirilmiştir. Bu sınırların bilinmemesi ve/veya şartların yerine getirilmemesi beyanın doğru yapılmasını, haliyle ödenecek/devreden KDV’nin tespitini doğrudan etkilemekte ve vergi ziyaına neden olabilmektedir. İndirilemeyecek KDV, esas itibariyle Katma Değer Vergisi Kanununun (KDVK’nın) 30. maddesinde sayılmakla birlikte sınırlamanın sadece bu maddeyle ve hatta sadece KDVK ile sınırlı olmadığını belirtmemiz gerekir. Bugün mevcut mevzuat ve özelgeler çerçevesinde indirilemeyecek KDV’nin unsurlarını sıralamaya çalışacağız. Ancak öncesinde KDVK’nın indirime ilişkin bir kısım hükümlerini hatırlamamızda fayda bulunmaktadır.
B. GENEL OLARAK KDV İNDİRİMİ
KDVK’nın 29/1. maddesine göre mükellefler, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, bu Kanunda (KDVK’da) aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak;
- Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV,
- İthal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen KDV,
- Götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin, çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV,
- Vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenen KDV,
indirim konusu yapılabilir.
KDVK’nın 29/2. maddesine göre, bir vergilendirme döneminde indirilecek KDV toplamı, hesaplanan KDV toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemde indirim konusu yapılmak üzere devretmektedir. Maddenin devamında indirilemeyen KDV’nin iadesine ilişkin sınır ve usul/esas belirlemeye yönelik yetki hükmü bulunmaktadır.
KDVK’nın 29/3. maddesine göre, indirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir. Şu kadar ki, boru hatları veya elektrik telleri ile taşınan ve sürekli akış hâlinde olan malların ithaline ilişkin olarak ithalatın yapıldığı vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesinin verilme süresi sonuna kadar ödenen KDV, ithalatın yapıldığı dönemde indirim konusu yapılabilir.
KDVK’nın 29/4. maddesine göre, Vergi Usul Kanununun (VUK’un) 322. maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilir (Şu kadar ki VUK’un 323. maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan KDV bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması şarttır).
KDVK’nın 29/5. maddeside, Hazine ve Maliye Bakanlığına (HMB) vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, KDVK’nın ana ilkelerine uygun olarak giderme ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenlemeye yetkisi verilmiştir.
KDVK’nın 34/1. maddesine göre, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebilir. Kanunun 34/2. maddesinde ise belgelerde ayrıca gösterilmesine gerek görülmeyen işlemlerde vergi indiriminin nasıl belgelendirileceğinin HMB tarafından tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.
KDVK’nın 47. maddesine göre, ithal sırasında alınan KDV gümrük makbuzunda ayrıca gösterilir.
Yukarıdaki hüküm ve açıklamalardan hareketli KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için;
- İşletme faaliyetiyle illiyet bağı olması (Diğer şartlar taşınsa dahi işletme faaliyetiyle ilgisi olmayan başka bir ifadeyle işletme işi ile ilgili olmayan alımların KDV’si indirim konusu yapılamaz),
- İndirime ilişkin Kanunda aksine hüküm bulunmaması (KDVK’nın 30, 33 ve 38.maddeleri gibi)
- Fatura ve benzeri vesikalarda (ithal sırasında ödenenler gümrük makbuzunda) gösterilmesi ya da bu belgelerde ayrıca gösterilmesine gerek bulunmaması,
- İthal olunan mal ve hizmetle ilgili olanların ödenmiş olması,
- Vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanların bu vergiyi beyan etmiş ve ödemiş olmaları (kısmi ödemede kısmi indirim hakkı mevcuttur),
- İndirim hakkı tanınan sürenin geçmemiş olması ve ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedilmiş olması
gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, işletme faaliyetiyle ilgili olmayan, Kanunda indirimine engel hüküm bulunan, fatura ve benzeri belgeler ile gümrük makbuzunda ayrıca gösterilmesi gerektiği halde gösterilmeyen, beyan ve/veya ödeme şartı arandığı halde bu şartı/şartları sağlamayan, yasal sürede indirim konusu yapılmayan ve kanuni defterlere kaydedilmeyen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün değildir. Elbette bahsi geçen hususlara ilişkin bazı istisnalar mevcut olup çalışmamızın ilerleyen bölümlerinde bu hususlara ayrıca yer vereceğiz.
KDVK’nın 58. maddesine göre; mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV ile mükellefçe indirilebilecek KDV, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez. Başka bir ifadeyle indirim hakkı bulunan KDV’nin gider kaydedilmesi mümkün değildir.
Gerçek bir alım/satıma dayanmayan ya da işlemi doğru yansıtmayan (sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı) belgeye dayalı KDV’nin indirimi ve iadesi yasal zeminde zaten mümkün olmamakla birlikte bugünün esas konusu değildir.
C. İNDİRİLEMEYECEK KDV MUHTEVİYATI
İndirilemeyecek KDV, 1 No.lu beyannamede sonuç satırına (ödenecek/devir) ulaşılırken hesaplanan KDV’den mahsuba (indirime) konu edilmeyecek KDV’dir. Başka bir deyişle indirilemeyecek nitelikteki KDV, beyannamede ödenecek KDV’nin azalmasına, devreden/iade KDV’nin artmasına neden olmamalıdır. Bu belirlemeyi yapmamızın sebebi bir kısım KDV’nin öncelikle beyannamenin indirilecek KDV satırında yer verilmesi sonrasında ise daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin ilavesi satırı aracılığıyla indirimden çıkartılmasıdır (düzeltilmesidir).
1. Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası nedeniyle yüklenilen KDV
KDVK’nın 30/a maddesine göre, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV indirim konusu yapılamaz ancak maddenin parantez içi hükmünde KDVK’nın 17. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b), (c) ve (d) bentleri ile (4) numaralı fıkrasının (ı) ve (ö) bentleri uyarınca KDV’den istisna edilen işlemlerin hariç tutulduğu ifade edilmiştir. Genel kural bu yönde olmakla birlikte ve mezkur maddenin parantez içi hükmünde istisna nedeniyle KDV’si indirilebilecek istisnalar sayılmışsa da kapsam bu sayılanlarla sınırlı değildir. Hangi istisnaya ilişkin yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılabileceğinin tespiti ancak Kanun maddeleri (geçici maddeleri dahil) ile Tebliğ açıklamalarından tespit edilebilir. Bu çerçevede KDVK’nın 11, 13, 14, 15, 17/2-b, 17/2-c, 17/2-d, 17/4-c,17/4-ı, 17/4-i, 17/4-r (kısmen) 17/4-s, 17/4-t,17/4-ö (kısmen), 17/4-u (kısmen), 17/4-y (kısmen),17/4-z, geçici 10 (kısmen), geçici 12, geçici 23, geçici 24, geçici 32, geçici 33, geçici 34, geçici 37, geçici 38, geçici 39, geçici 40, geçici 41, geçici 42, geçici 43 (kısmen), geçici 44 ve geçici 45.maddeleri kapsamındaki istisnalar nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılabileceğini, bu saydıklarımız dışında kalan istisnalar nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılamayacağını, uluslararası sözleşmelerin ise ayrıca irdelenmesi gerektiğini söyleyebiliriz.
Kanunda ve KDVGUT’ta, bazı istisnalar sebebiyle yüklenilen KDV için indirim ve iade hakkı (KDVK 11/1-c ihracat gibi), bazı istisnalara sadece indirim hakkı (KDVK 17/4-ı serbest bölgelerde verilen hizmetler gibi), bazı istisnalara kısmi indirim hakkı (KDVK 17/4-r 15.07.2023 tarihinden önce aktifte yer alan taşınmaz satışı gibi), bazı istisnalar için ise indirim hakkı dahi tanınmamaktadır (KDVK 16/1-c gibi). Bununla birlikte KDV’nin konusuna girmeyen teslimler (transit ticaret gibi) sebebiyle yüklenilen KDV’nin indirimi mümkün değildir. İndirimine izin verilmeyen söz konusu KDV ise işin mahiyetine göre gider/KKEG ya da maliyet olarak dikkate alınır.
Diğer taraftan KDVK’nın 11/1-c maddesi ile geçici 17. maddesi kapsamında düzenlenen ihraç kayıtlı satış faturalarında her ne kadar KDV gösterilse de alıcı tarafından söz konusu KDV indirim konusu yapılamaz. Zira bu kapsamda düzenlenen faturalarda “3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) / (geçici 17. maddesi) hükümlerine göre, ihraç edilmek şartıyla teslim edildiğinden, KDV tahsil edilmemiştir” ifadesine yer verilmesi gerekir. Ancak ihracatın süresinde gerçekleştirilememesi sebebiyle KDV yükünün alıcıda kaldığı durumlar konumuz dışındadır. Bu hususa ilişkin detaylı bilgiye “İhraç Kayıtlı Satışlar-1” ve “İhraç Kayıtlı Satışlar-2” başlıklı çalışmalarımızdan ulaşabilirsiniz.
2. Binek otomobillerin iktisabı nedeniyle yüklenilen KDV
KDVK’nın 30/b maddesine göre, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV indirim konusu yapılamaz. Söz konusu KDV, mükellefin tercihine göre GVK’nın 40/1. maddesi kapsamında gider (2025 yılı için KDV+ÖTV 990.000 TL’ye kadar gider üstü KKEG) ya da GVK’nın 40/7. maddesi kapsamında maliyet kaydedilebilir.
Diğer taraftan KDV’si indirim hakkı olanlarca (kiralama/işletme) iktisap edilen binek otomobillerin sonradan kullanım amacının değişmesi ya da ticari aracın binek otomobile dönüşmesi halinde daha önce indirilen KDV’nin kullanım amacının değiştiği/dönüşümün yapıldığı dönemde indirim hesaplarından çıkarılması gerekir (KDVK-60/2011-1 Sirküleri, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığının 08.11.2016 tarih ve 64597866-105[313-2016]-20661 sayılı özelgesi).
Tebliğ ve Sirkülerde kiralama/işletme faaliyetinde bulunan ancak bu amaçla iktisap edilmeyen binek otomobilin sonrasında kiralama/işletme faaliyetinde kullanılması halinde ilk iktisapta yüklenilen KDV’nin indirilip indirilemeyeceği konusunda açıklama bulunmamakla birlikte VUK’un 3. maddesi kapsamında ve ispat külfetinin yerine getirilmesi şartıyla söz konusu KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi gerektiği görüşündeyiz.
Diğer taraftan Binek otomobil kapsamında sınıflandırılan araçlara ilişkin detaylı bilgiye “Binek Otomobillerde Amortisman Uygulaması ve Gider Kısıtlamasıyla İlgili Bazı Hususlar” başlıklı çalışmamızdan ulaşabilirsiniz. Binek otomobillere ilişkin gider kısıtlaması (KKEG) sebebiyle indirilemeyecek KDV, KDVK’nın 30/d maddesi kapsamında olduğundan bu hususa ilgili bölümünde yer verilmiştir.
3. Zayi olan mallar / ATİK (Amortismana Tabi İktisadi Kıymet) sebebiyle yüklenilen KDV
3.1 Genel olarak zayi olan mallar için yüklenilen KDV: KDVK’nın 30/c maddesine göre, deprem veya sel felaketi ya da Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın nedeniyle zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan malların alış vesikalarında gösterilen KDV, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyecektir.
Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus deprem ve sel felaketinde zayi olan mallara ilişkin KDV’nin indirim yapılabilmesi için mücbir sebep ilanı aranmamışken yangın hali için mücbir sebep hali aranmış olmasıdır. Başka bir ifadeyle Bakanlıkça yangın sebebiyle mücbir sebep ilan edilmediği sürece, yangın sonucu zayi olan mal nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün değildir (Diyarbakır Vergi Dairesi Müdürlüğünün 25.10.2013 tarih ve 71387770-130[29-2012/234]-39 sayılı özelgesi).
Zayi olan söz konusu malların ilgili mevzuat uyarınca teşkil edilen resmi komisyonlar veya Takdir Komisyonu huzurunda imha edilmesi durumunda da bu mallara ilişkin yüklenilen KDV indirilemez (KDVGUT’un III/C-2.4 Bölümü).
Diğer taraftan zayi olan iktisadi kıymetten fayda ele edilmemiş olması hali KDV indirimine imkân sağlamamaktadır (Isparta Vergi Dairesi Valiliğinin 15.11.2017 tarih ve B.07.4.DEF.0.32.10.00-130-11 sayılı özelgesi).
3.2 ATİK Sebebiyle yüklenilen KDV: Kanun koyucu zayi olan/istisna kapsamında teslim edilen ATİK’ler için ayrı bir belirleme yapmıştır. KDVK’nın 30/c maddesinin parantez içi hükmü gereği VUK’a göre Bakanlıkça belirlenen faydalı ömürleri tamamladıktan sonra zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen ATİK’e ilişkin yüklenilen KDV ile faydalı ömrünü tamamlamadan zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen ATİK’e ilişkin yüklenilen KDV’nin kullanılan süreye isabet eden kısmının indirim konusu yapılması mümkündür. Bu ifadenin mefhumu muhalifine göre ATİK’in zayi olduğu veya istisna kapsamında teslim edildiği tarih itibarıyla faydalı ömrünün kalan kısmına (faydalı ömrünün işletmede kullanılmayan süresine) isabet eden yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün değildir. Daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin ATİK’in zayi olduğu veya istisna kapsamında teslim edildiği dönem beyannamesinde “Daha Önce İndirim Konusu Yapılan KDV’nin İlavesi” satırında beyan edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekir. ATİK’in işletmede kullanılan süresinin tespitinde ATİK’in işletmede kullanıldığı her 12 ay ile 12 aydan kısa olan süreler bir yıl olarak kabul edilecektir (Antalya Vergi Dairesi Başkanlığının 19.07.2022 tarih ve 49327596-125[KVK.ÖZ.2020.14]-173478 sayılı özelgesi)
4.Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla yüklenilen KDV
Gelir ve Kurumlar Vergisi yönünden indirimi kabul edilmeyen giderler GVK’nın 41. maddesi ile KVK’nın 11. maddesinde hükme bağlanmakla birlikte KKEG muhteviyatı mezkur maddelerle sınırlı değildir. KKEG’lere ilişkin detaylı bilgiye Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler-1 (Kurumlar Vergisi Yönünden), Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler-2 (Kurumlar Vergisi Yönünden) başlıklı çalışmalarımızdan ulaşabilirsiniz.
KDVK’nın 30/d maddesine göre; Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV indirim konusu yapılamaz. Ancak maddenin parantez içi hükmünde;
- KVK’nın 13. maddesine göre transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlar ile GVK’nın 41. maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendine göre işletme aleyhine oluşan farklara ilişkin ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenen KDV ile
- Yurt içindeki işlemlerde mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükellefler tarafından ilgili vergilendirme döneminde beyan edilerek ödenen KDV
kapsam dışında tutulmuştur. Diğer taraftan borç verme işi finans hizmeti kapsamında değerlendirildiğinden ve KDVK’nın 30/d maddesinin parantez içi hükmünde “yurt içindeki işlemlerde mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükellefler tarafından ilgili vergilendirme döneminde beyan edilerek ödenen KDV” hariç tutulduğundan bu kapsamdaki örtülü sermayeye denk gelen KDV’nin karşı tarafça ödenmesi halinde indirim konusu yapılabileceği görüşündeyiz.
KDVK’nın 30/d maddesinden hariç tutulan bir diğer unsur da finansman gider kısıtlaması nedeniyle yüklenilen KDV olup bu hususa ilişkin KDVGUT’un III/C-2.1 bölümünde aşağıdaki açıklama yapılmıştır.
- 3065 sayılı Kanunun 29/5 inci maddesinin verdiği yetki çerçevesinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 41’inci maddesinin birinci fıkrasının 9 numaralı bendi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi kapsamında gider ve maliyet unsurlarından indirimi kabul edilmeyen kısma ilişkin 3065 sayılı Kanunun 30/d maddesi hükmünün uygulanmaması uygun görülmüştür.
Daha yalın bir ifadeyle finansman gider kısıtlaması sebebiyle yüklenilen KDV indirim konusu yapılacaktır.
Uygulamada binek otomobil iktisabına ilişkin indirilemeyecek KDV (KDVK 30/b) ile binek otomobil gider kısıtlamasına ilişkin indirilemeyecek KDV (KDVK 30/d) karıştırıldığı görülmektedir. KDVK’nın 30/b maddesi hükmü ve açıklamalarına üst bölümde yer verdiğimizden bu bölümde ayrıca yer vermeyeceğiz. Diğer taraftan GVK’nın 40/5. maddesinin parantez içi hükmünde faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’i indirilebileceğine hükmedilmiştir. Haliyle söz konusu giderlerin %30’luk kısmı KKEG niteliğinde olduğundan bu kısma denk gelen KDV’nin de KDVK’nın 30/d maddesi gereği indirim konusu yapılması mümkün değildir.
Diğer taraftan önceki yıla ait harcamalar her ne kadar gelir ve kurumlar vergisi yönünden KKEG niteliğinde olsa da bu harcamalarda yer alan KDV’nin KDVK’nın 29/2. maddesi kapsamında ertesi yıl indirimi mümkündür.
5. Değersiz alacaklarda alıcı tarafından ödenmeyen KDV
Genel kural yapılan mal teslimleri ve hizmet ifalarına ilişkin hesaplanan KDV’nin, söz konusu mal ve hizmet bedellerinin tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın beyan edilerek ödenmesi şeklindedir. Buna karşın KDVK’nın 29/4. maddesinde Vergi Usul Kanununun (VUK’un) 322. maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV’nin, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılmasına olanak sağlanmıştır. KDVGUT’un III/C.1 bölümünde söz konusu KDV tutarının, alacağın zarar yazıldığı tarihi kapsayan vergilendirme dönemi 1 No.lu KDV Beyannamesinin “İndirimler” kulakçığında “İndirimler” tablosunda 111 kod numaralı “Değersiz Hale Gelen Alacaklara İlişkin İndirilecek KDV” satırı aracılığıyla yapılacağı ve değersiz hale gelen alacağa ilişkin borçlu mükellef bilgilerini içeren beyanname eki formun doldurulacağı ifade edilmiştir.
KDVK’nın 30/e maddesinde ise VUK’un 322. maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin alıcı tarafından ödenmeyen KDV’nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. KDVGUT’un III/C-2.1 Bölümünde, değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde satıcı tarafından indirim konusu yapılabildiğinden mükerrer vergi indirimine yol açmayacak şekilde değersiz hale gelen alacaklara ilişkin alıcı tarafından ödenmeyen ve daha önce indirim konusu yapılmış KDV, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde 1 No.lu KDV Beyannamesinin “Matrah” kulakçığında “Diğer İşlemler” tablosunda 505 kod numaralı “VUK 322 Kapsamına Giren Borçlara Ait KDV” satırı aracılığıyla beyan edilir.
Borçlunun daha önce indirim konusu yaptığı KDV’yi hesaplanan KDV’ye eklemesi (indirimden çıkarması) alacağın zarar yazılmasına bağlanmış olup esasında zarar yazma konusu alacaklının (satıcının) tasarrufundadır. Diğer taraftan KDVK’nın 30/d maddesinde ve Tebliğ açıklamalarında alacaklının değersiz alacağa ilişkin KDV’yi indirim konusu yapabilmesi için her ne kadar borçlunun söz konusu KDV’yi hesaplanan KDV’ye dahil etmesi şartı açıkça aranmasa da KDVGUT’un III/C-2.1 Bölümünde yer alan “…mükerrer vergi indirimine yol açmayacak şekilde…” ifadesinin bu yönde yorumlanmasına neden olabilmektedir. 1 No.lu KDV Beyannamesinde değersiz alacaklar sebebiyle indirilecek ve hesaplanan KDV için “111” kod ile “505” no.lu kodlu satıların ayrılmasının da mükerrer indirimi kontrol etmek/engellemek amaçlı olduğu söylenebilir. Bu durum alıcı ile satıcının değersiz alacağa ilişkin KDV’nin beyanı konusunda iletişim halinde olmalarını gerektirmekle birlikte pratikte uygulamanın zor olduğunu belirtmemizde fayda bulunmaktadır. Zira ortada tahsil edilemeyen bir alacak bulunmakta ve alacağın tahsil edilemeyeceği halinin VUK’un 322. maddesine göre yargı kararına (ya da kanaat verici bir vesikaya) bağlanması gerekmektedir. Yargı safhasında taraf olanların, iletişim süreçlerinin çoğunlukla sağlıklı olmadığı söylenebilir.
6. Beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilemeyen KDV
7524 sayılı Kanunun 20. maddesiyle KDVK’nın 30. maddesine eklenen “f” bendine göre beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilemeyen KDV’nin devreden KDV’den tenzil edilmesine, 7524 sayılı Kanunun 22. maddesiyle KDVK’nın 58. maddesine ilave fıkra eklenerek söz konusu KDV’nin vergi incelemesi sonucuna göre gider kaydedileceğine hükmedilmiştir. Buna karşın mezkur madde değişiklikleri 01.01.2030 tarihinde yürürlüğe gireceğinden bu çalışmamızda ayrıntılara yer vermedik.
7.Kısmi vergi indirimi sebebiyle indirilemeyecek KDV
KDVK’nın 33. maddesinde; indirim hakkı tanınan işlemlerle indirim hakkı tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’nin ancak indirim hakkı tanınan işlemlere isabet eden kısmının indirim konusu yapılabileceğine hükmedilmiştir. Maddenin mefhumu muhalifine göre indirim hakkı tanınmayan işlemlere denk gelen KDV indirim konusu yapılamaz. Bu durumda müşterek genel giderler ile amortismana tabi iktisadi kıymetler nedeniyle yüklenilen vergilerden indirilemeyecek KDV’nin hesaplanarak beyanname üzerinde ilave edilecek KDV satırına dahil edilmesi gerekmektedir. Kısmi vergi indirimi hükmü gereği indirilemeyecek KDV, işin mahiyetine göre gider ya da maliyet olarak dikkate alınır.
8. Daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin ilavesi
Bazı hallerde KDV’nin borçlanıldığı/ödendiği dönemde indirim hakkı mevcutken sonraki dönemlerde bu hakkın kısmen ya da tamamen ortadan kalkması söz konusu olabilmektedir. Bu durumda da daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin indirim hakkının kaybolduğu dönemde indirim hesaplarından çıkartılması başka bir deyişle düzeltilmesi gerekmektedir. Düzeltme ise 1 No.lu KDV Beyannamesindeki “Daha Önce İndirim Konusu Yapılan KDV’nin İlavesi” satırı aracılığıyla yapılmaktadır. Yukarıda bir kısmına değindiğimiz bu konuya ilişkin detaylı bilgi “İlave Edilecek KDV (Daha Önce İndirim Konusu Yapılan KDV’nin İlavesi)” başlıklı çalışmamızda yer verildiğinden bu çalışmamızda ilave edilecek KDV’nin unsurlarını sadece saymakla yetineceğiz.
» İki Tam Yıl Süreyle Sahip Olunan İştirak Hisseleri ve Taşınmazların Satışı İstisnası Sebebiyle İlave Edilecek KDV (KDVK 17/4-r)
» Varlık Kiralama Şirketleri Tarafından Yapılan Devir ve Kiralama İşlemleri İstisnası Sebebiyle İlave Edilecek KDV (KDVK 17/4-u)
» Sat-Kirala-Geri Al İstisnası Kapsamında İlave Edilecek KDV (17/4-y)
» Konaklama İşletmelerinde Kullanılan Alkollü İçecekler Dolayısıyla Yüklenilen KDV’nin İlavesi (KDVGUT III/B-2.5)
» Promosyon Ürünlerin Teslimine İlişkin İlave KDV (KDVGUT I/B-10.1)
» Binek Otomobil Sebebiyle İlave Edilecek KDV (Binek araca dönüşüm/kullanım amacı değişikliği KDVK 30/b, KDVGUT III/C.2.1)
» Zayi Olan Mallara/ATİK’lere İlişkin İlave KDV (KDVK 30/c, KDVGUT III/C.2.1)
» Kullanım Süresi Geçen veya Kullanılamayacak Hale Gelen Mallara İlişkin İlave KDV (KDVK 30/c, KDVGUT III/C.2.4)
» Olağanüstü Fire/Atık Sonucu Meydana Gelen Kayıplara İlişkin İlave KDV (KDVK 30/c-d, KDVGUT III/C-2.2, 60 No.lu KDV Sirküleri 8.1.3.3)
» Çalınan/Kaybolan Mallara İlişkin İlave KDV (KDVK 30/c)
» Örtülü Sermayeye ve Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımına İlişkin İlave KDV (KDVK 30/d, KDVGUT III/C-2.1)
» Kısmi Vergi İndirimine İlişkin İlave KDV (KDVK 33, KDVGUT III/C.4)
9.Hasılat esaslı vergilendirme sebebiyle indirilemeyecek KDV
KDVK’nın 38. maddesi ile Tebliğin V/A-2.3 Bölümüne göre; hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi mükellefler kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde gösterilen KDV ile 2 No.lu KDV beyannamesiyle tevkif suretiyle ödedikleri KDV ve ithal ettikleri mal ve hizmetler dolayısıyla ödedikleri KDV’yi indirim konusu yapamazlar. Bu kapsamdaki mükellefler, indirilecek KDV tutarları ile hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre beyan ederek ödedikleri KDV tutarlarını, işlemin mahiyetine göre gider veya maliyet olarak, yaptıkları teslim ve hizmetler dolayısıyla alıcılar için hesapladıkları ve düzenledikleri belgelerde gösterdikleri KDV’yi ise gelir olarak dikkate alırlar. Gerçek usulden hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, hasılat esasına geçtikleri vergilendirme dönemi beyannamesinde yer alan devreden KDV tutarını indirim konusu yapma imkânını kaybedeceklerinden, bu tutarları gelir/kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alabilirler. Diğer taraftan, hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi olan mükelleflerin düzenleyecekleri belgelerde hesaplanan KDV tutarları, KDV mükellefi alıcılar tarafından genel esaslara göre indirim konusu yapılabilir.
10. 7440/7326/7143 sayılı Kanunlar kapsamında indirilemeyecek KDV
7440 sayılı Kanun 6/1-c maddesi kapsamında beyan edilen; makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen KDV, hesaplanan KDV’den indirilemez. Emtia üzerinden ödenen vergi genel esaslara göre indirilir, ancak iadeye konu edilmez. Bu emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar için KDVK’nın 9/2. maddesi (fiili veya kaydi envanter sırasında belgesiz mal bulundurma veya belgesiz hizmet satın alma) uygulanmaz. Yine 7440 sayılı Kanunun 5/4-b maddesine göre matrah/vergi artırımı sebebiyle ödenen vergiler indirim, mahsup ve iade konusu yapılmaz. 7326 ve 7143 sayılı Kanunlarda da aynı hükümler bulunduğunu ancak bu kanunların 6/1-c maddesinde emtia sebebiyle beyan edilerek ödenen KDV’nin indirimin yanında iadesine de hak tanındığını belirmemiz yerinde olacaktır.
D. ÖZELLİKLİ DURUMLAR VE ÖZELGELER
Perakende satış fişi veya yazar kasa fişinde yer alan KDV’nin indirimi: KDVGUT’un III/C-2.5 bölümünde; 204 sıra numaralı VUK Genel Tebliğinde; “Ancak, mükelleflerin ticari faaliyetlerine ilişkin olarak; işyerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın aldıkları (Kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri gibi) ve bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen Kanuni haddi aşmayan diğer bir anlatımla perakende satış fişi (veya yazar kasa fişi) düzenleme sınırları içinde kalan mal ve hizmet bedelleri için düzenlenen perakende satış veya yazar kasa fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesi VUK’un mükerrer 257. maddesinin Bakanlığımıza (HMB) verdiği yetkiye dayanılarak uygun görülmüştür.
İşletmenin tüketimi dışında satışa konu olacak mal ve hizmetlerin alımlarında ise bedeli ne olursa olsun fatura düzenlenmesi defterlere faturalara dayanılarak kayıt yapılması gerekmektedir.”
Bu durumda, sözü edilen Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde gider belgesi olarak kabul edilen perakende satış veya yazar kasa fişlerinde ayrıca gösterilen katma değer vergisi, bu belgelerin kanuni defterlere de kaydedilmesi şartıyla, genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılacaktır.”
açıklamalarına yer verilmiştir.
KDV mükelleflerinin işletmelerinde tüketime konu olacak kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri, gıda gibi genel giderlerin ödeme kaydedici cihaz fişi ile tevsik edilmesi mümkündür. Ancak, bunlar dışında kalan alış ve giderler ödeme kaydedici cihaz fişi ile tevsik edilemeyeceğinden, söz konusu belgelerde yer alan KDV de indirim konusu yapılamaz.
KDV Dahil ibareli belgelerde indirim: KDVGUT’un III/C.5.2 bölümünde; gerçek usulde vergilendirilen KDV mükelleflerinden perakende mal satışı yapanlar ile hizmet ifa edenlerin mal satışlarına ve hizmetlere ait etiket ve listelerdeki fiyatlar, KDV dahil tek tutar olarak ifade edileceği; etiket ve listelere fiyatların hemen altına gelecek şekilde “FİYATLARIMIZA KDV DÂHİLDİR.” ibaresi yazılacağı,
KDVGUT’un III/C.5 bölümünde ise, KDV’nin fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmesine gerek görülmeyen işlemler ile vergisi önceki safhada beyan edilen özel matrah şekline tabi işlemlere konu teslim ve hizmetlerde bu mal ve hizmetleri satın alanlar, tarife, bilet veya fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen bedel üzerinden iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle KDV hesaplayacakları ve bu tutarı yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirecekleri,
ifade edilmiştir.
Dava konusu yapılan faturada yer alan KDV’nin indirimi: KDVGUT’un III/C-5.6 Bölümüne göre; düzenlenen faturanın alıcı tarafından dava konusu yapılması nedeniyle ilgili takvim yılında indirim konusu yapılamayan KDV, davanın sonuçlandığı yıl içinde alıcı tarafından kanuni defterlere kaydedilmesi şartıyla indirim konusu yapılabilir.
Sorumlu sıfatıyla KDV beyanının / ödemenin geç ya da eksik yapılması halinde indirim: Sorumlu sıfatıyla KDV beyanının hiç yapılmadığının veya eksik yapıldığının tespiti üzerine veya mükellefin kanuni süresinden sonra sorumlu sıfatıyla verdiği beyanname üzerine bu vergilerin tarh edilmesi halinde, tarh edilen KDV’nin vergi dairesine ödenmesi ve ödemenin gerçekleştiği takvim yılı aşılmaması şartıyla, ödenen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkündür.
Vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından tevkif edilen ve tevkifatın yapıldığı döneme ait 1 No.lu KDV Beyannamesinden önce verilen aynı döneme ait 2 No.lu KDV Beyannamesiyle süresinde beyan edilerek süresinde ödenen KDV’nin, 2 No.lu KDV Beyannamesinin ait olduğu dönemin 1 No.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapılması mümkündür (Örneğin Haziran/2025 Dönemi 2 No.lu KDV süresinde beyan edilerek ödenmesi halinde Haziran 2025 Dönemi 1 No.lu KDV Beyannamesi üzerinden söz konusu KDV indirim konusu yapılabilir).
Vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından tevkif edilerek beyan edilen ancak kısmen ödenen KDV’nin ödendiği kısım itibarıyla indirim konusu yapılması mümkündür (örneğin tevkif edilen Haziran/2025 dönemine ait KDV’nin tamamı beyan edilmiş olmakla birlikte yarısı süresinde ödenmişse, yarısı Haziran/2025 Dönemi 1 No.lu KDV Beyannamesinde indirilebilir kalan yarısının ise Ağustos Ayında ödendiğini varsaydığımızda bu kısım Temmuz ayına ilişkin olan Ağustos ayında verilen No.lu KDV beyannamesinde değil, Eylül ayında verilen Ağustos Dönemi 1 No.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapılabilir).
Kısmi tevkifata tabi işlemlerde, işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin satıcı tarafından beyan edilecek kısmı (tevkifata tabi olmayan kısmı), alıcı tarafından takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla işleme ait fatura veya benzeri belgenin defterlere kaydedildiği döneme ilişkin olarak verilmesi gereken 1 No.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapılır.
2 No.lu KDV Beyannamesiyle beyan edilen ve tahakkuk eden KDV’nin mükellefin iade alacağından mahsubu suretiyle ödenmesi mümkündür. Bu durumda özellikle dikkat edilmesi gereken husus, iade talebine ilişkin standart iade talep dilekçesi ve iade için aranan belgelerin eksiksiz ve tam olarak verilmiş (mahsuben iade talepleri YMM Raporu sonucuna göre yerine getirilen iadelerde YMM Raporu dahil) ve hangi vergilendirme dönemine ilişkin tahakkuk eden 2 No.lu KDV Beyannamesinden kaynaklanan borca mahsubunun talep edildiğinin belirtilmiş olması ve 1 No.lu KDV Beyannamesinin ekler bölümündeki 109-Sorumlu Sıfatıyla Ödenen KDV’ye ilişkin bildirimin doldurulması gerektiğidir. Ayrıca mahsup talebi aşamasında çeşitli sebeplerle (fazla yüklenim gibi) iade alacağında sonradan meydana gelebilecek azalmanın dikkate alınarak mahsup taleplerinde ihtiyatlı davranılması yerinde olacaktır.
Diğer taraftan tevkif edilen KDV’nin süresinde beyan edilerek ödenmemesi halinde 1 No.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapılamaması, mükelleflerin daha fazla gecikme faizine/zammına muhatap olmasına sebep olabilmektedir. Şöyle ki; mükellefin Mayıs/2025 döneminde 2 No.lu KDV Beyannamesine ilişkin (4017) vergi koduyla 1.000.000 TL KDV tahakkuk ettiğini ve bu vergiyi vadesinde ödemediğinden 1 No.lu KDV Beyannamesinde mahsup edemediğini ve bu beyannamede de (0015) vergi koduyla 1.000.000 TL vergi tahakkuk ettiğini varsaydığımızda esasında ödenmeyen borç tutarı 1.000.000 TL olmasına karşın hem (4017) vergi kodu için hem de (0015) vergi kodu için ayrı ayrı gecikme zammına muhatap olacaktır. Söz konusu mükellef (4017) vergi koduyla tevkif edilen KDV’yi vadesinde ödeseydi indirim imkanından yararlanacak ve (0015) vergi kodunda da ödeme çıkmayacağından her iki vergi türü için de gecikme zammıyla karşılaşmayacaktı. Başka bir ifadeyle tek vergi ödemesiyle her iki vergi borcu da sona erecekti. Mükellefin tek borç için mükerrer şekilde gecikme zammına muhatap olması halinin temel hukuk ilkelerinden ölçülü olma ilkesiyle (bu ilkenin alt ilkesi olan orantılı olma ilkesiyle) bağdaşmadığı görüşünde olduğumuzu belirtmemiz gerekir. Zira hali hazırda devam eden bu uygulamanın vergi güvenlik önlemi olma amacından gittikçe uzaklaşarak vergi tahsilat aracı haline geldiği tespiti çok da zor değildir.
Alıcı tarafından faturanın geç düzenlenmesi halinde indirim: KDVGUT’un III/C-5.6 Bölümüne göre KDV’ye tabi işlemi yapan satıcı tarafından zamanında düzenlenmeyip, alıcı tarafından en geç fatura düzenleme süresinin son gününü takip eden vergilendirme dönemi içinde noterden ihtarname gönderilmesi üzerine satıcı tarafından düzenlenen faturada gösterilen KDV, alıcı tarafından faturanın düzenlendiği takvim yılı içinde kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirim konusu yapılabilir.
Özel hesap dönemine tabi mükelleflerin KDV indirim süresi: 3065 sayılı Kanunun (29/3) üncü maddesi hükmüne göre indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde kullanılabilecektir. VUK’un 174. maddesinde “Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır. Şu kadar ki, takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar için, bunların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı 12’şer aylık özel hesap dönemleri belli edebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, gelir veya kurumlar vergisi bakımından özel hesap dönemine tabi olan KDV mükelleflerinin yüklendikleri KDV’yi özel hesap dönemini takip eden özel hesap dönemini aşmamak kaydıyla belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği dönemde indirmeleri mümkündür.
Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi : . Araç kiralaması faaliyetinin kapsamına dair uygulamada sorun bulunmamakla birlikte hangi faaliyetlerin çeşitli şekillerde işletme faaliyeti kapsamında değerlendirileceğine dair tereddütler bulunmaktadır. KDVGUT’un III/C-2.1 bölümünde faaliyetleri; kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması, taksicilik işletmeciliği yapılması veya binek otomobillerinin çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobillerinin alışlarında ödenen ve faturalarda ayrıca gösterilen KDV indirim konusu yapılabileceği ifade edilmiştir
60/2011-1 Sayılı KDV Sirkülerinin 8.1.2 Bölümünde ise; gerçek usulde vergilendirilen taksi işletmecisi, sürücü kursu ve otomobil kiralama şirketi gibi işletmelerin faaliyetleri ile ilgili satın aldıkları binek otomobilleri nedeniyle ödenen KDV indirim konusu yapılabileceği belirtilmiştir.
Araç satım faaliyetinde bulunan mükellefin deneme amaçlı binek otomobil iktisabı: Konya Vergi Dairesi Başkanlığının 29.12.2017 tarih ve 37009108-130 – 130783 sayılı özelgesinde “Araç satım faaliyetiyle iştigal eden mükellef tarafından deneme sürüşünde kullanılmak üzere aktifleştirilen araçların binek otomobili kapsamında olması halinde, aracın alımında yüklenilen KDV ile araca ait ÖTV üzerinden hesaplanan KDV nin, 3065 sayılı Kanunun (30/b) maddesi gereğince hesaplanan KDV den indirimi mümkün olmayıp, indirilemeyen bu verginin kurumlar vergisinin tespiti bakımından gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerekmektedir” şeklinde görüş verilmiştir.
Görüldüğü üzere çeşitli şekillerde işletilmesi faaliyetinin daha somut kriterlere bağlanması gerekmektedir. Zira sürücü kursunda eğitim amacıyla ya da kiralama amacıyla iktisap edilen ile kullanılmamış araç satan bayide deneme amaçlı iktisap edilen binek otomobil arasındaki amaç farklılığının çok da belirgin olduğu söylenemez.
Söz konusu faaliyetin ana sözleşmede bulunması halinin ise tek başına binek otomobillere ilişkin KDV’yi indirim konusu yapılmasına imkân sağlamadığını binek otomobilinin esas itibarıyla bu amaca tahsis edilmiş olması gerektiğini hatırlatmamız yerinde olacaktır (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 08.11.2016 tarih ve 39044742-010-198490 sayılı özelgesi).
Kullanım amaçlı olmayan binek otomobil iktisabına ilişkin KDV: Bir kısmının parçalanıp simülatör yapılmak, kalan kısmının da piyasada satılmak üzere … fatura ile alınan ve trafik tescil kaydı yapılmayan binek otomobile ait yüklenilen KDV, söz konusu aracın hiçbir suretle binek otomobili olarak kullanılmaması ve satışa konu edilmemesi kaydıyla, indirim konusu yapılabilecektir (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 29.09.2014 tarih ve 39044742-KDV.32-2298 sayılı özelgesi).
Finansal kiralama yoluyla iktisap edilen binek otomobil için yüklenilen KDV: Finansal kiralama işleminin süre bitiminde malın mülkiyetinin kiracıya geçmesi durumunda, binek otomobillerine ait yüklenilen KDV nin indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Sözleşme sonunda malın kiralayanda kalması durumunda ise söz konusu işlem bir kiralama hizmeti olarak değerlendirileceğinden, kira tutarları üzerinden ödenen KDV indirim konusu yapılabilecektir (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 01.03.2024 tarih ve 21152195-130[2023/5859]-129461 sayılı özelgesi ile İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 02.12.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.17.01-35-02-121 sayılı özelgesi).
6361 sayılı Kanunun 3/1-ç maddesinde finansal kiralama; bir finansal kiralama sözleşmesine dayalı olmak koşuluyla, bu Kanun veya ilgili mevzuatı uyarınca yetkilendirilen kiralayan tarafından finansman sağlamaya yönelik olarak bir malın mülkiyetinin kira süresi sonunda kiracıya devredilmesi; kiracıya kira süresi sonunda malın rayiç bedelinden düşük bir bedelle satın alma hakkı tanınması; kiralama süresinin malın ekonomik ömrünün yüzde sekseninden daha büyük bir bölümünü kapsaması veya finansal kiralama sözleşmesine göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerlerinin toplamının malın rayiç bedelinin yüzde doksanından daha büyük bir değeri oluşturması hâllerinden herhangi birini sağlayan kiralama işlemi olarak tanımlanmıştır.
VUK’un mük. 299/2. maddesinde; kiracı tarafından aktifleştirilen finansal kiralamaya konu iktisadî kıymeti kullanma hakkının, … kiralama konusu iktisadî kıymet için belirlenmiş esaslar çerçevesinde yeniden değerlemeye ve amortismana tâbi tutulur.
KDV oranlarının belirlenmesine yönelik 2007/13033 sayılı Kararın 1/2 maddesine göre; (I) sayılı listenin “B) DİĞER MAL VE HİZMETLER” bölümünün 16. ve 17. sıralarında sayılan işlemler hariç olmak üzere finansal kiralama işlemlerinde, işleme konu olan malın tabi olduğu katma değer vergisi oranı uygulanır.
Görüldüğü üzere finansal kiralama özü itibariyle bir finans enstrümanı olup bu yöntemle iktisadi kıymet edinilmesi halinde genel olarak ilgili iktisadi kıymet için belirlenmiş hükümler geçerli olmaktadır. Tüm bu açıklamalar çerçevesinde binek otomobil finansal kiralama yöntemi de dahil olmak üzere hangi yöntemle finanse edilirse edilsin işletme faaliyeti, binek otomobil kiralanması/çeşitli şekillerde işletilmesi değilse ve bu amaçla kullanılmıyorsa VUK’un 3. maddesi gereği KDVK’nın 30/b hükmüne göre bu sebeple yüklenilen KDV’nin indiriminin mümkün olmadığı görüşündeyiz. Diğer taraftan finansal kiralama yoluyla aktifleştirilen binek otomobiller için VUK’un mük.299. maddesi ile VUK’un 262. maddesinin dikkate alınması ve iktisap edilen yıldan sonraki dönem faizleri için gider kaydetme yöntemi benimsenmişse gider kısıtlamasına tabi tutulması gerekmektedir.
Başkası adına kayıtlı olan elektrik, su, doğalgaz ve sabit telefon bedellerine ilişkin KDV’nin indirimi : Adınıza kayıtlı olmayan elektrik, su ve sabit telefon bedellerinin, faaliyette bulunulan işyerine ait olduğunun ve işle ilgili olarak kullanıldığının ilgili kurumlardan alınacak belgelerle tevsiki (kesin delillerle ispatı) halinde, kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi ve söz konusu ödemelere ait KDV’nin KDV Kanununun 29/1-a maddesi kapsamında indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 23.09.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.30-369 sayılı özelgesi). Bir başka özelgede ise mülk sahibi adına kayıtlı doğalgaz giderlerine ilişkin KDV’nin de indirim konusu yapılabileceği ifade edilmiştir (Denizli Vergi Dairesi Başkanlığının 28.08.2014 tarih ve 51421814-130[29-2014/29]-116 sayılı özelgesi).
Arsa sahibi adına düzenlenen proje ve yapı denetim, elektrik, su, yol katılım paylarının müteahhit tarafından KDV’sinin indirimi: Mükellefiyet ve vergi sorumluluğu ile ilgili özel sözleşmeler vergi idaresini bağlamayacaktır. Bu nedenle arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri uyarınca arsa sahibi adına düzenlenen yapı denetim hizmet fatura bedellerinin arsa sahibi adına ödenmesi durumunda, bu faturalarda gösterilen bedellerin müteahhit tarafından indirim konusu yapılması mümkün bulunmadığı gibi bu tutarın iadeye konu edilmesi de mümkün bulunmamaktadır (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 23.01.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV15 sayılı özelgesi). Buna karşın müteahhit firmanın arsada pay sahibi olması halinde ise sadece payına denk gelen KDV’nin indim konusu yapılabilmektedir (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 27.01.2020 tarih ve 39044742-130[Özelge]-E.97769 sayılı özelgesi). Bir başka özelgede ise kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca şirket tarafından arsa sahibi adına ödenen ve ödeme belgeleri arsa sahibi adına düzenlenen vergi resim ve harçlarla, İSKİ Genel Müdürlüğü ve elektrik kurumuna ödenen tutarlar, belediyelere ödenen yol katılım payları tutarları ile mimarlık ofislerine ödenen proje ve yapı denetim hizmet bedelleri ile ilgili yüklenilen KDV’nin KDV Kanununun 30/d maddesi gereğince indirim konusu yapılmasının mümkün olmadığı ifade edilmiştir (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 05.09.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1458 sayılı özelgesi).
Sehven şirket ortağı adına açılan beyanname ilişkin ödenen KDV: Tek ortaklı Şirketin ortağı tarafından açılan ithalat beyannamesi nedeniyle doğan ve Şirket adına düzenlenmeyen belgelerde yer alan KDV’nin, Şirket tarafından ödenmiş olsa dahi indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 12.08.2020 tarih ve 39044742-130[Özelge]-E.591417 sayılı özelgesi).
Başkası adına düzenlenmiş bakım faturalarındaki KDV: … Ltd. Şti. ile Şirketiniz arasında yapılan sözleşme uyarınca, Şirketiniz tarafından … marka araç sahiplerine ödenen bakım ücret bedellerinin, bu kişiler adına düzenlenmiş olan yetkili servis hizmet faturalarına istinaden kayıtlarınıza alınması mümkün olmadığından, söz konusu faturalarda yer alan KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. Ancak, araç sahiplerinin KDV mükellefiyetinin bulunması ve bakım ücret bedellerinin araç sahipleri tarafından Şirketiniz adına düzenlenecek faturada gösterilmesi halinde, söz konusu faturada yer alan KDV’nin KDV Kanununun 29. maddesinde yer alan açıklamalar çerçevesinde Şirketinizce indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 19.07.2019 tarih ve 27575268-105[229-2018-153]-244188 sayılı özelgesi).
Taahhüt işlerinde idare adına düzenlenen faturalardaki KDV: … İl Özel İdaresi ile … firması arasında abonelik sözleşmesinin bulunmasından dolayı, faturanın gaz şirketince hizmet verdiği söz konusu idare adına düzenleneceği tabiidir. Dolayısıyla, ödenen abone bağlantı bedeline ilişkin (ödeme yüklenici tarafından yapılsa dahi) idare adına düzenlenen belgeler yüklenici firma tarafından gider belgesi olarak kullanılamayacağından faturada yer alan tutarın da gider veya maliyet olarak indirimi mümkün değildir. Bu itibarla, KDV Kanununun 30/d maddesi uyarınca; gelir ve kurumlar vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen söz konusu giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisinin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilmesi mümkün bulunmamaktadır (Samsun Vergi Dairesi Başkanlığının 01.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.55.15.01-2010-KDV-ÖZE-36-34 sayılı özelgesi).
İşletme aktifine kayıtlı olmayan (sahibinin/ortağının adına kayıtlı olan) cep telefonu haberleşme giderine ilişkin KDV’nin banka dekontuyla indirimi: Cep telefonuna ilişkin haberleşme giderlerinin, cep telefonunun işletme aktifine kayıtlı olması, ticari kazancın elde edilmesi ve idamesi ile açık ve doğrudan bir bağının bulunması, yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip bulunması halinde ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün olup, faturada gösterilen KDV’nin indirim konusu yapılacağı tabiidir. Ancak, cep telefonu haberleşme hizmetine ilişkin banka dekontuna istinaden KDV indiriminin yapılması mümkün bulunmamakta olup, işletmenin aktifine kayıtlı olmayıp, işletme sahibinin şahsına kayıtlı cep telefonuna ilişkin haberleşme ücretinin ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir (Bursa Vergi Dairesi Başkanlığının 26.08.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.16.01-GV-10-102-192 sayılı özelgesi).
İdarenin, başkası adına çeşitli sebeplerle zorunlu olarak düzenlenen faturalardaki KDV’nin indirimine ilişkin çelişkili görüşleri bulunduğunu indirime izin vermeyen görüşlerin VUK’un 3. maddesiyle uyumlu olmadığını belirtmemiz gerekir.
Belgesiz mal alışıyla/satışıyla ilgili VİR’e göre ödenen KDV’nin indirimi: Belgesiz mal satışları nedeniyle vergi inceleme raporuna istinaden tarh edilen (ve uzlaşarak ödenen) KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün değildir.
KDVK’nın 9/2. maddesi kapsamında belgesiz alışlar dolayısıyla stoklarda yer alan mallar için vergi inceleme raporu uyarınca tarh edilen ve uzlaşılarak ödenen KDV ise, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı(nı takip eden takvim yılı) aşılmamak şartıyla indirim konusu yapılabilecektir (Şanlıurfa Vergi Dairesi Başkanlığının 07.04.2014 tarih ve 64958909-015-17 sayılı özelgesi).
KDV’nin konusuna girmeyen işlemlerle ilgili Yüklenilen KDV: Yurt dışından satın alınıp yetkili antrepoya getirilen malların millileşmeden (serbest dolaşıma sokulmadan) tekrardan yurt dışı edilmesi işlemi, malların teslim anında Türkiye’de bulunması şartı sağlanmadığından, KDV Kanununun 6’ncı maddesine istinaden KDV’ye tabi olmayacak ve ihracat olarak değerlendirilmeyecektir. Buna göre, transit malların paketlenmesinde kullanılacak ambalaj malzemesi alımı, antrepoya kadar ambalaj malzemesinin nakliyesi ve antrepodaki yetkili firmaya ödenen bedel üzerinden hesaplanan KDV’nin, 3065 sayılı Kanunun 30/a maddesi uyarınca firmanız tarafından indirim ve iadeye konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 02.11.2020 tarih ve 21152195-130[99-2019.2252]-E.322301 sayılı özelgesi).
Fiberglas yelkenli tekne ile uluslararası karasularında ifa edilecek kurs hizmetleri, yurt dışında ifa edildiğinden ve hizmetten yurt dışında yararlanıldığından KDV nin konusuna girmemekte olup, verilen bu hizmetler dolayısıyla KDV hesaplanmaması gerekmektedir. Ayrıca, verginin konusuna girmeyen bu hizmetle ilgili yüklenilen vergilerin KDV Kanunun 30/a maddesine göre indirim konusu yapılmayacağı da tabiidir (Muğla Vergi Dairesi Başkanlığının 15.04.2014 tarih ve 96620903-130[1-4-6-11-12-30/ 2012-36]-46 sayılı özelgesi).
Banka veya diğer finans kuruluşlarından temin edilen kredinin aynı faiz oranı ve masraflarıyla ilişkili kişiye kullandırılması: Ailenin diğer fertlerine ait olan şirketin temin ettiği krediyi Şirketinize anapara, faiz ve masraflarıyla birlikte aynen aktarması işleminde aynen aktarılan bu bedeller için KDV hesaplanmayacaktır. Ancak, aktarılan kredi tutarına ilaveten herhangi bir bedel alınması halinde ise bu bedel, krediyi kullandıran şirketin sunduğu hizmetin karşılığını teşkil edeceğinden, genel oranda katma değer vergisine tabi tutulacaktır (Antalya Vergi Dairesi Başkanlığının 10.04.2014 tarih ve 76464994-130[KDV.2013.125]-94 sayılı özelgesi).
Ana ortak veya ilişkili firmalar arasındaki borç verme işlemleri, finansman hizmeti olarak değerlendirilmekte ve KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre bu işlemler nedeniyle hesaplanacak faiz tutarları KDV’ye tabi bulunmaktadır. Ancak, yurt dışında mukim bağlı ortağa verilen ve yurtdışında faydalanılan finansman hizmetinin, KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-2.) bölümünde belirtilen şartların sağlaması kaydıyla, KDV’den istisna tutulması mümkündür (Kütahya Valiliğinin 03.02.2020 tarih ve B.07.4.DEF.0.43.10.00-130-5900 sayılı özelgesi).
Antrepo binasının kiralanmasına ve 17/4-o kapsamında gümrük müşavirlik hizmetlerine ilişkin KDV: KDVK’nın 17/4-o maddesi kapsamında verilen gümrüklü antrepo hizmeti kısmi istisna kapsamında olduğundan bu hizmetin ifası ile ilgili olarak antrepo binası kiralamasından dolayı yüklenilen KDV’nin, Kanunun 30/a maddesi gereğince indirimi, iadesi ve mahsubu söz konusu olmayıp, bu işle ilgili olarak yüklenilen KDV tutarlarının işin mahiyetine göre gelir ve kurumlar vergisi açısından gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır (Samsun Vergi Dairesi Başkanlığının 23.05.2014 tarih ve 13649056-130[30-2013/ÖZE-05]-60 sayılı özelgesi). Başka bir özelgede ise 17/4-o maddesi kapsamında istisna işlem sebebiyle gümrük müşavirinden alınan hizmete ilişkin KDV’nin indirilemeyeceği ifade edilmiştir (Mersin Vergi Dairesi Başkanlığının 31.12.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.33.15.01-2009-701-163-40 sayılı özelgesi)
Külçe altın teslimleri nedeniyle yüklenilen KDV: KDV Kanununun 17/4-g maddesi uyarınca, külçe altın teslimleri KDV den istisna olduğundan, sonradan ortaya çıkan gecikme zammı ve vade farkı faturalarında da KDV uygulanması söz konusu olmayacaktır. Öte yandan, KDV Kanununun 30/a maddesi gereğince vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içerisinde yer alan KDV indirim konusu yapılamayacağından indirilemeyen bu verginin işin mahiyetine göre kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider ya da maliyet unsuru olarak kabul edileceği tabiidir (Muğla Vergi Dairesinin 08.04.2014 tarih ve 96620903-130[17/4-g-2013/21]-33 sayılı özelgesi).
Sat Kirala Geri Al işlemine ilişkin yüklenilen KDV: Mükellefçe leasing sözleşmesine konu taşınmazın KDVK’nın 17/4-y maddesinde düzenlenen istisnadan (Sat Kirala Geri Al İstisnasından) yararlanılarak teslim edilmesi halinde, bu istisna düzenlemesi kısmi istisna niteliğinde olduğundan, taşınmaz nedeniyle yüklenilen KDV’nin Kanunun 30/a maddesi uyarınca indirim konusu yapılmaması, daha önce indirim konusu yapılmış ise istisnanın gerçekleştiği dönem beyannamesinde “ilave edilecek KDV” satırına yazılmak suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir (Konya Vergi Dairesi Başkanlığının 28.05.2014 tarih ve 37009108-130[17-2014/1024]-73 sayılı özelgesi).
Finansal kuruluşların KDV’nin konusuna giren işlemler sebebiyle yüklendikleri KDV: 6361 sayılı Kanun kapsamında faktoring faaliyetleri ile iştigal eden Şirketin BSMV’nin konusuna girmeyen taşıt satışları için genel hükümler çerçevesinde KDV uygulanması gerekmektedir. Diğer taraftan, bu Şirketçe taşıtların icra müdürlüğünden alınması sırasında ilgili kurum tarafından düzenlenecek belgede yer alan KDV’nin, yapılacak taşıt satışları için hesaplanan KDV’den indirilmesi mümkün bulunmaktadır (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 30.01.2020 tarih ve 39044742-130[Özelge]-E.114833 sayılı özelgesi)
Ulaşım kartı nedeniyle yüklenilen KDV: Mükelleflerin faaliyetlerine ilişkin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den yüklendikleri KDV’yi indirebilmeleri, ancak yapılan işlemin gerçek bir teslim veya hizmet ifası olması, indirim konusu yapılacak KDV’nin fatura veya benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmesi halinde mümkün bulunmaktadır. Buna göre, personelin işe gidip gelmelerinin sağlanması amacıyla Şirketçe ödemesi yapılan kart dolumlarına ilişkin bedel ücret mahiyetinde bir gider olduğundan, Şirketçe bu kartların personele verilmesi KDV’nin konusuna girmez. Diğer taraftan söz konusu kartlara ilişkin ödenen KDV’nin indirim konusu yapılması da mümkün değildir. (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 05.01.2017 tarih ve 21152195-130[29-2013-02-4638]-573 sayılı özelgesi). Diğer taraftan bu harcamaya ilişkin belirlenen limitler dahilinde gelir ve damga vergisine ilişkin istisna bulunduğunu hatırlatmamızda fayda bulunmaktadır.
Serbest meslek erbabı olarak faaliyetin icrası için şehir içi toplu taşıma hizmeti karşılığı ödenen ve serbest meslek kazancının tespitinde indirim konusu yapılması kabul edilen “istanbulkart” dolum fişleri üzerindeki bedel üzerinden iç yüzde yöntemi kullanılarak hesaplanan KDV’nin, Kanunun 29. maddesi hükmüne istinaden indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. Ancak, serbest meslek erbabının yanında çalışan ücretliler tarafından kullanılan ve GVK yönünden net ücretin bir unsuru olarak değerlendirilen İstanbul kart ödemelerine ilişkin KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün değildir (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 15.11.2017 tarih ve 62030549-120[68-2016/336]-457830 sayılı özelgesi).
Faaliyet konusu otel işletmeciliği olan mükellefin hava taşıtı alımında yüklendiği KDV: Faaliyet konusu otel işletmeciliği olan Firmanın iştiraki bulunduğu enerji üretimi yapan şirket ile arasındaki ulaşımı daha hızlı sağlamak amacıyla kullanılan hava (helikopter) taşıtına ait giderler ve amortismanların kurum kazancının tespitinde indirim olarak dikkate alınması mümkün bulunmadığından KDV Kanununun 30/d maddesine göre bunlar için ödenen KDV’nin indirim konusu yapılması da mümkün bulunmamaktadır (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 08.04.2014 tarih ve 39044742-130-813 sayılı özelgesi).
Şirket ortak ve müdürlerinin harcamalarına ilişkin KDV: Kurumlar Vergisi Kanununa göre kurum kazancının tespitinde gider olarak kabul edilmeyen şirket ortakları ile müdürünün, yurt içinde devlet veya özel bir üniversitede yapacakları yüksek lisans veya daha farklı eğitim harcamalarına ilişkin KDV tutarlarının indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 20.04.2016 tarih ve 21152195-130-221 sayılı özelgesi). Ayrıca KDVGUT’un III/C-2.1 bölümünde; faaliyetin yürütülmesi için gerekli olan giderler dışında kalan, işle ilgili bulunmayan veya işletme sahibinin özel tüketimine yönelik harcamalar niteliğinde bulunan ve sair kanunen kabul edilmeyen giderlere ilişkin belgelerde gösterilen KDV’nin tüketici durumunda bulunan işletme veya işletme sahibi üzerinde kalacağı ifade edilmiştir.
Dış giyim kuaför ve kozmetik harcamalarına ilişkin KDV: Şirket faaliyetlerinin ifasında kullanıldığı belirtilen dış giyim eşyalarının, kuaför ve kozmetik harcamalarının münhasıran faaliyetin yürütülmesine mahsus olmaması nedeniyle, belirtilen harcamalar ile kurum kazancının elde edilmesi veya idamesi arasında doğrudan bir bağ olduğundan söz edilemeyecektir. Buna göre; söz konusu harcamalar Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen gider olduğundan, Anılan Kanununun 30’uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca bu harcamalar nedeniyle yüklenilen KDV’nin şirket tarafından indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır (Antalya Vergi Dairesi Başkanlığının 22.07.2015 tarih ve 49327596-125[KVK.2014.ÖZ.40]-178 sayılı özelgesi).
Spor kulübünden loca kiralaması nedeniyle yüklenilen KDV: Spor kulübünden gerçekleştirilen loca kiralama işlemine ilişkin giderlerin KVK’ya göre kurum kazancının tespitinde indirimi kabul edilen kısmına ilişkin KDV’nin Şirket tarafından indirim konusu yapılması mümkün bulunmakta olup, kurum kazancının tespitinde indirimi kabul edilmeyen kısmına ilişkin KDV’nin ise indirim konusu yapılması mümkün değildir (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 12.11.2020 tarih ve 39044742-130[Özelge]-E.837266 sayılı özelgesi). Özelge içeriği incelendiğinde mükellefin spor faaliyetinde bulunduğu bu sebeple muhabirleri için kiralama yaptığı anlaşılmaktadır.
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı ve örtülü sermaye nedeniyle yüklenilen KDV: Grup şirketleri veya grup şirketleri dışındaki firmalardan borç para temini işlemi, KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre finansman temini hizmeti olarak değerlendirilmekte ve bu işlemler nedeniyle hesaplanacak faiz tutarları KDV ye tabi bulunmaktadır. İlişkili kişilerden borç para temini işleminin KVK’nın 12. maddesi çerçevesinde örtülü sermaye ve 13.maddesinde sayılan transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç olarak değerlendirilmesi halinde, kurum kazancının tespitinde bu giderlerin indirimi kabul edilmediğinden bu giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin, KDVK’nın 30/d maddesi uyarınca indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 17.08.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.29-2637 sayılı özelgesi). Diğer taraftan özelge tarihinin KDVK’nın 30/d maddesine 6728 sayılı Kanunun 44.maddesiyle yapılan “5520 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine göre transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlar ile Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendine göre işletme aleyhine oluşan farklara ilişkin ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenen katma değer vergisi ile yurt içindeki işlemlerde mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükellefler tarafından ilgili vergilendirme döneminde beyan edilerek ödenen katma değer vergisi hariç” hükmü öncesine ait olduğunu ve transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımına ilişkin KDV’nin söz konusu parantez içi hükümde belirtilen şartları taşıması halinde indirim imkanının mevcut olduğunu hatırlatmamızda fayda bulunmaktadır.
Motosiklet iktisabı nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirimi ve gider kısıtlaması: İşyerinde kullanılmak üzere iktisap edilen motosikletin 333 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğine ekli listenin “6.5. Motosikletler (Mopedler ve Triportörler dahil)” bölümünde değerlendirilerek, faydalı ömrünün 4 yıl, amortisman oranının ise %25 olarak dikkate alınmak suretiyle amortismana tabî tutulması gerekmektedir. Öte yandan, motosikletin alış bedeli içerisinde yer alan ÖTV’nin maliyet bedeline ilave edilerek amortisman ayırmak suretiyle gider kaydedilmesi veya ilgili dönemde gider olarak dikkate alınması ihtiyari olduğundan bu tercihlerden herhangi birinin kullanılması mümkündür. Diğer taraftan iktisap edilen motosikletin işletmeye ilişkin faaliyetlerde kullanılması ve takvim yılı (nı takip eden takvim yılı) aşılmamak kaydıyla kanuni defterlere de kaydedilmesi şartıyla iktisabında yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkündür (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 23.08.2013 tarih ve 11395140-105[269-2012/VUK-1- . . .]-1328 sayılı özelgesi). Ayrıca motosiklete ait giderlerin GVK’nın 40. maddesi kapsamında, binek otolarda gider kısıtlamasına ilişkin sınırlamalara tabi olmaksızın, safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılması mümkündür (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 06.03.2024 tarih ve E-62030549-120[40/2023]- sayılı özelgesi).
Sanat değeri olan tablolar nedeniyle yüklenilen KDV: GVK’nın 40. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespit edilmesinde gider olarak yazılabileceği hükmü yer almıştır. Şirket ofisinin tefriş ve düzenlenmesi amacı ile satın alınan tablolar için yapılan harcamalar, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış bir harcama niteliğinde olmadığından, söz konusu harcamaların kurum kazancından indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, şirket ofisinin tefriş ve düzenlenmesi amacı ile satın alınan tablolar için ödenen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 23.01.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.30-238 sayılı özelgesi). Özelge talebinin sanatsal değere sahip tablolara ilişkin olduğunu belirtmemiz gerekir.
Değeri düşen/hasarlı mala ilişkin yüklenilen KDV: Vergi sistemimizde sermayenin herhangi bir unsurunda meydana gelen değer kayıplarının emsal bedelle değerlendirilerek, gerçekleşen zararların karşılık ayırma yöntemi ile muhasebe kayıtlarına intikal ettirilmesi gerekmekte olup, değeri düşen malın kıymet takdirinin Takdir Komisyonları vasıtasıyla yapılacağı tabiidir. Alınan malların değer kaybına uğradığının Takdir Komisyonunca tespit edilmesi ve kayıtlara “kıymeti düşen mal” olarak intikal ettirilebilmesi kaydıyla, bu mallar için yüklenilen KDV tutarlarına yönelik olarak bir düzeltme yapılmasına gerek bulunmamakta olup, aksi takdirde Kanunun 30/c maddesi (zayi mallar) hükmü gereğince gerekli düzeltmelerin yapılması gerekeceği tabiidir (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 09.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.17.01-KDV-2:2010-14001-64-192 sayılı özelgesi).
Hasarlı olmaları nedeniyle takdir komisyonlarınca hurda bedeli belirlenen ve bu değer üzerinden satışa konu edilebilen kıymeti düşen mallar “zayi olan mal” olarak değerlendirilemeyeceğinden, söz konusu mallar için yüklenilen katma değer vergisinin KDVK’nın 29 ve 34.maddelerinde belirlenen şartlar dahilinde indirim konusu yapılabileceği tabiidir (Gelir İdaresi Başkanlığının 18.06.2007 tarih ve B.07.1.GİB.0.01.53/5330-120 sayılı özelgesi).
Boru patlaması sonucu oluşan su baskını sonucu zayi olan mala ilişkin KDV: Deprem ve sel felaketi olarak kabul edilmesi mümkün olmayan, boru patlaması sonucu oluşan su baskını sırasında zayi olan malların iktisabı nedeniyle yüklenilen KDV’nin KDV Kanununun 30/c maddesi uyarınca indirim konusu yapılması mümkün değildir (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 23.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.17.01-KDV-2:2010-14030-09-1051 sayılı özelgesi).
Yakıt tankından sızarak zayi olan yakıt nedeniyle yüklenilen KDV: Delinen benzin tanklarından sızan ve kullanılamayacak hale gelen benzin zayi olan mal mahiyetinde olduğundan bu mallara ait KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamakta olup, zayi olan benzine ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin benzinin sızdığının fark edildiği tarihi kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesinin ” İlave Edilecek KDV ” satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 11.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.18.02-1744-605 sayılı özelgesi).
İmha edilen mallar (ilaçlar) nedeniyle yüklenilen KDV: Stoklardaki miadı dolan, bozulan, ekonomik değerini kaybeden ilaçlar, zayi olan mal mahiyetinde olduğundan, bu ilaçların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. Söz konusu ilaçların, Sağlık İl Müdürlüğü Eczacılık Şube Müdürlüğü nezdinde imha edilecek olması bu durumu değiştirmemektedir. Diğer taraftan zayi olan mallara ait yüklenilen KDV, gelir veya kurumlar vergisi mevzuatı çerçevesinde işin mahiyetine göre gider, maliyet veya kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınabilecektir.
Çalınan-kaybolan mallar sebebiyle yüklenilen KDV: Çalınan mallara ait yüklenilen katma değer vergisi Kanunun 30. maddesinin (c) ve (d) bentleri gereğince hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyecektir. Bu mallara ait önceki dönemlerde indirim hesaplarına alınan katma değer vergisi bulunması durumunda ise söz konusu vergilerin indirim hesaplarından çıkartılarak son dönem beyannamesinde ilave edilecek katma değer vergisi olarak beyan edilmesi gerekmektedir (Gelirler Genel Müdürlüğünün 09.02.2005 tarih ve B.07.0.GEL.0.55/5530-91/6279 sayılı özelgesi).
Kaybolan ticari mala ilişkin olarak zayi olan mallarda olduğu gibi indirilemeyecek KDV koşulları sonradan oluşmuş olduğundan, yüklenilen KDV’nin daha önce indirim konusu yapılmış olması durumunda, bu tutarların indirilemeyecek KDV haline dönüştüğü vergilendirme dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesinin “İlave Edilecek KDV” satırına dahil edilmesi suretiyle indirim hesaplarından çıkarılacaktır (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 26.09.2014 tarih ve 84974990-130[1-2012/59]-943 sayılı özelgesi).
Mal tesliminden veya hizmet ifasından önce fatura düzenlenmesi halinde KDV indirimi: Bazı hallerde fatura fiili teslimden önce düzenlenebilmektedir. KDVK’nın 10/b maddesine göre, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi anında vergiyi doğuran olayın vukuu bulacağına hükmedilmiştir. İnşaatı tamamlanmamış gayrimenkulün fatura düzenlenmek suretiyle satışı halinde faturanın düzenlenmesi ile vergiyi doğuran olay gerçekleşmiş olacağından natamam binanın satış faturası üzerinden hesaplanan KDV’nin indirim olarak dikkate alınacağı tabiidir (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 02.01.2018 tarih ve 21152195-130[99-2016-02-6005]-389 sayılı özelgesi).
HGS ve OGS otoyol geçişlerine ilişkin KDV indirimi: Aktifinde kayıtlı bulunan araçların otoyol ve köprüden geçişleri dolayısıyla ödenen HGS ve OGS bedellerinin, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilen giderlerden olması halinde, bu geçişlerde kullanılmak üzere banka sisteminden otomatik olarak yapılan yüklemeler için dekont yerine aynı bilgileri taşımak şartı ile düzenlenecek ekstrelerde yer alan işlem bedeline KDV tutarının da (yap-işlet-devret yöntemi ile işletilen köprüler ve denizaltı karayolu tünelleri için %8, diğerleri için %18) dahil edilmiş olması halinde, ekstrenin düzenlendiği dönemde ayrı ayrı her bir işlem bedeline iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle geçiş ücretlerinin tabi olduğu oranda (%8, %18) hesaplanacak KDV’nin genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır (Kütahya Valiliğinin 25.07.2019 tarih ve 61504625-130-32658 sayılı özelgesi). 10.07.2023 Tarihinden itibaren %8 olan ürün ve hizmetlerin oranı %10’a genel oranın ise %20’ye yükseltildiğini hatırlatmakta fayda vardır.
E. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
KDV indirimi, KDVK’nın 29. maddesinde; indirilemeyecek KDV, KDVK’nın 30, 33 ve 38.maddeleri ile istisnalara ilişkin maddelerinde hükme bağlanmış olup usul ve esaslara KDVGUT’un III/C bölümünde yer verilmiştir.
Mükellefler faaliyetleriyle ilgili yapılan teslim ve hizmetler sebebiyle borçlandıkları/ödedikleri KDV’yi;
» Fatura ve benzeri belgeye bağlanması halinde,
» İthalat işlemlerinde ödenmesi ve gümrük makbuzunda ayrıca gösterilmesi halinde,
» Tevkif ettikleri KDV’yi beyan etmeleri ve ödemeleri şartıyla (tevkif edilmeyen kısım zaten genel şartlarda indirim konusu yapılabilir),
» KDVK’da ve diğer düzenlemelerde aksine hüküm bulunmadığı sürece,
» Vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla,
» İlgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde,
tahsil ettikleri KDV’den indirebilirler. Haliyle teslim ve hizmetin niteliği itibariyle bu şartlardan birinin sağlanmaması halinde söz konusu KDV’nin indirilmesi mümkün değildir. Ayrıca VUK’un 322. maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV’nin, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilir.
» Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası nedeniyle yüklenilen KDV’nin (özellikle indirim hakkı tanınlar ile kısmi indirim hakkı tanınanlarda bu kısma denk gelenler hariç, KDV’nin konusuna girmeyen işlemler sebebiyle yüklenilen KDV dahil),
» Binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV’nin (Kanunun parantez içi hükmünde işletme faaliyeti binek otomobillerin kiralanması ve çeşitli şekillerde işletmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç tutulmuş olmakla birlikte çeşitli şekillerde işletilmesi ifadesinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir),
» Deprem veya sel felaketi ya da Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın nedeniyle zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan malların alış vesikalarında gösterilen KDV’nin (Çalınan, kaybolan, miadı dolan, olağanüstü fire ve atıklar bu kapsama dahilken değeri düşen ya da hasarlı mallar bu kapsamda değildir),
» ATİK’lerin zayi olması ya da indirim hakkı tanınmayan istisna kapsamında teslim edilmesi halinde kalan faydalı ömre denk gelen KDV’nin,
» Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla yüklenilen KDV’nin (Finansman gider kısıtlaması, KVK’nın 12. maddesi ile GVK’nın 41/5. maddesine göre TFYÖKD hükümleri kapsamında ithalde ve sorumlu sıfatıyla ödenen ve mal teslimi/hizmet ifası yapanlarca ödenen KDV’ler indirim konusu yapılabilir),
» VUK’un 322. maddesi kapsamında değersiz alacaklara ilişkin alıcı tarafından ödenmeyen KDV’nin (mükerrer indirime sebebiyet vermemek için),
» Hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplan KDV’nin,
» İndirim hakkı tanınan işlemlerle indirim hakkı tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde indirim hakkı tanınmayan işlemlere denk gelen KDV’nin,
» Borçlanıldığı/ödendiği dönemde indirim hakkı mevcutken sonraki dönemlerde kısmen ya da tamamen indirim hakkı ortadan kalkan KDV’nin (Daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin ilavesi),
» 7143, 7326 ve 7440 sayılı Kanunların 6/1-c maddesi kapsamında beyan edilen; makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen ve bu kanunlar sebebiyle vergi artırımı nedeniyle ödenen KDV’nin,
» Belgesiz mal satışları nedeniyle vergi inceleme raporuna istinaden tarh edilen (ve uzlaşarak ödenen) KDV’nin,
tahsil edilen KDV’den indirim konusu yapılması mümkün değildir. Ayrıca işletme sahip ve ortaklarının ya da yöneticilerinin şahsi harcaması niteliğindeki harcamalarına ilişkin KDV, işletme adına belgeye bağlansa dahi işletme faaliyetiyle ilgisi olmadığından indirim konusu yapılamaz. Diğer taraftan gerçek bir alım/satıma dayanmayan ya da işlemi doğru yansıtmayan (sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı) belgeye dayalı KDV’nin de indirimi mümkün değildir.
Tevkif edilen KDV’nin süresinde beyan edilerek ödenmemesi halinde 1 No.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapılamaması, mükerrer gecikme faizine/zammına neden olabileceğinden bu durumun temel hukuk ilkelerinden ölçülü/orantılı olma ilkesiyle bağdaşmadığı görüşündeyiz. Diğer taraftan esasında bir vergi güvenlik önlemi olan tevkifat uygulamasının amacından uzaklaşarak adeta tahsilat aracı haline dönüştüğünün tespiti çok da zor değildir.
Özelge görüşleri genelde birbirleriyle tutarlı olmakla birlikte başkası adına kayıtlı olan elektrik, su, doğalgaz ve sabit telefon bedellerine ilişkin KDV’nin indirimine imkân tanınması buna karşın arsa sahibi adına düzenlenen ancak müteahhit tarafından ödenen proje, yapı denetimi, elektrik, su, yol katılım paylarına ilişkin KDV’nin müteahhit tarafından indirim konusu yapılamasına imkân verilmemesi halinin çelişkili olduğunu söyleyebiliriz.
Mükelleflerin, borçlandıkları/ödedikleri KDV’yi indirim konusu yapılabilecekler, indirim konusu yapılamayacaklar ya da kısmen yapılamayacaklar şeklinde doğru bir biçimde tasnifleyerek beyannamelerin bu çerçevede tanzim edilmesi, haksız iade dahil vergi cezalarına muhatap olmamak adına oldukça önemlidir. İndirim konusu yapılamayacak KDV ise işin mahiyetine göre gider/KKEG ya da maliyet olarak dikkate alınmalıdır. Diğer taraftan kayıt düzeninin KDVK’nın 54. maddesi kapsamında hesaplama ve kontrole imkân sağlayacak şekilde yapılması gerektiğini ve KDVK’nın 58. maddesine göre; mükellefçe indirilebilecek KDV’nin, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceğini hatırlatmamız yerinde olacaktır.
Kaynakça
— 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ve Genel Tebliği
— 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu
— 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
— 213 sayılı Vergi Usul Kanunu
— 7143, 7326, 7440 sayılı Kanunlar
— 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman Ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu
— KDVK-60/2011-1 Sirküleri
— Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığının 08.11.2016 tarih ve 64597866-105[313-2016]-20661 sayılı özelgesi
— Diyarbakır Vergi Dairesi Müdürlüğünün 25.10.2013 tarih ve 71387770-130[29-2012/234]-39 sayılı özelgesi
— Isparta Vergi Dairesi Valiliğinin 15.11.2017 tarih ve B.07.4.DEF.0.32.10.00-130-11 sayılı özelgesi
— Antalya Vergi Dairesi Başkanlığının 19.07.2022 tarih ve 49327596-125[KVK.ÖZ.2020.14]-173478 sayılı özelgesi
— Konya Vergi Dairesi Başkanlığının 29.12.2017 tarih ve 37009108-130 – 130783 sayılı özelgesi
— İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 08.11.2016 tarih ve 39044742-010-198490 sayılı özelgesi
— İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 23.09.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.30-369 sayılı özelgesi
— Denizli Vergi Dairesi Başkanlığının 28.08.2014 tarih ve 51421814-130[29-2014/29]-116 sayılı özelgesi
— İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 01.03.2024 tarih ve 21152195-130[2023/5859]-129461 sayılı özelgesi
— İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 02.12.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.17.01-35-02-121 sayılı özelgesi
— İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 23.01.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV15 sayılı özelgesi
— İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 27.01.2020 tarih ve 39044742-130[Özelge]-E.97769 sayılı özelgesi
— İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 05.09.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1458 sayılı özelgesi
— İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 12.08.2020 tarih ve 39044742-130[Özelge]-E.591417 sayılı özelgesi
— Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 19.07.2019 tarih ve 27575268-105[229-2018-153]-244188 sayılı özelgesi
— Samsun Vergi Dairesi Başkanlığının 01.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.55.15.01-2010-KDV-ÖZE-36-34 sayılı özelgesi
— Bursa Vergi Dairesi Başkanlığının 26.08.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.16.01-GV-10-102-192 sayılı özelgesi
— Şanlıurfa Vergi Dairesi Başkanlığının 07.04.2014 tarih ve 64958909-015-17 sayılı özelgesi
— Samsun Vergi Dairesi Başkanlığının 23.05.2014 tarih ve 13649056-130[30-2013/ÖZE-05]-60 sayılı özelgesi
— Mersin Vergi Dairesi Başkanlığının 31.12.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.33.15.01-2009-701-163-40 sayılı özelgesi
— İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 02.11.2020 tarih ve 21152195-130[99-2019.2252]-E.322301 sayılı özelgesi
— Muğla Vergi Dairesi Başkanlığının 15.04.2014 tarih ve 96620903-130[1-4-6-11-12-30/ 2012-36]-46 sayılı özelgesi
— Muğla Vergi Dairesi Başkanlığının 08.04.2014 tarih ve 96620903-130[17/4-g-2013/21]-33 sayılı özelgesi
— Konya Vergi Dairesi Başkanlığının 28.05.2014 tarih ve 37009108-130[17-2014/1024]-73 sayılı özelgesi
— İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 30.01.2020 tarih ve 39044742-130[Özelge]-E.114833 sayılı özelgesi
— İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 05.01.2017 tarih ve 21152195-130[29-2013-02-4638]-573 sayılı özelgesi
— İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 15.11.2017 tarih ve 62030549-120[68-2016/336]-457830 sayılı özelgesi
— Antalya Vergi Dairesi Başkanlığının 10.04.2014 tarih ve 76464994-130[KDV.2013.125]-94 sayılı özelgesi
— Kütahya Valiliğinin 03.02.2020 tarih ve B.07.4.DEF.0.43.10.00-130-5900 sayılı özelgesi
— İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 08.04.2014 tarih ve 39044742-130-813 sayılı özelgesi
— İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 20.04.2016 tarih ve 21152195-130-221 sayılı özelgesi
— Antalya Vergi Dairesi Başkanlığının 22.07.2015 tarih ve 49327596-125[KVK.2014.ÖZ.40]-178 sayılı özelgesi
— İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 17.08.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.29-2637 sayılı özelgesi
— İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 23.08.2013 tarih ve 11395140-105[269-2012/VUK-1- . . .]-1328 sayılı özelgesi
— İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 23.01.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.30-238 sayılı özelgesi
— Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 09.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.17.01-KDV-2:2010-14001-64-192 sayılı özelgesi
— Gelir İdaresi Başkanlığının 18.06.2007 tarih ve B.07.1.GİB.0.01.53/5330-120 sayılı özelgesi
— Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 23.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.17.01-KDV-2:2010-14030-09-1051 sayılı özelgesi
— İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 11.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.18.02-1744-605 sayılı özelgesi
— Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 26.09.2014 tarih ve 84974990-130[1-2012/59]-943 sayılı özelgesi
— İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 02.01.2018 tarih ve 21152195-130[99-2016-02-6005]-389 sayılı özelgesi
— Kütahya Valiliğinin 25.07.2019 tarih ve 61504625-130-32658 sayılı özelgesi
— Prof. Dr. Yüksel Metin; Anayasa Yargısı, Cilt: 40
[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”success”] Sorumluluk Beyanı ve Hukuki Haklarımız [/vc_message][vc_column_text]