Mustafa Bahadır ALTAŞ
Yeminli Mali Müşavir
mba@mbaymm.com
Sahte Belge Kullanımında İdarenin Görev İhmali Üzerine Değerlendirme İçin Tıklayınız |
Giriş; Geçtiğimiz hafta içinde sahte belge kullanan mükellefler için Vergi Denetim Kurulu (VDK) Başkanlığı tarafından 1 Ekim 2025 tarihi itibarıyla yürütülecek denetimlerde mevcut uygulamadaki “Bilmeden sahte fatura kullanma” değerlendirilmesinin dikkate alınmayarak düzenlenecek raporlarda mükellefler bu faturaları “Bilerek kullanmış sayılacaklar” şeklinde görüş değişikliği üzerine konuya taraf uygulayıcıların bunu bir milat olarak sunmasını ve konuyu sadece mükellef odaklı dikkate alması üzerine önceki yazımızda konuyu mükellefle birlikte idare yönüyle de ele almak gerekiyor diyerek bunun bir eksiklik olduğunun değerlendirmesini yapmıştım. Bu uygulamada ihmal edilen ve işin en çok külfetine katlanan ve mağdur olan meslek mensuplarını önemsememek çok büyük haksızlık olacaktır. Yazımızda 1 Ekim 2025 tarifinden itibaren uygulanması düşünülen yöntemin uygulamada meslek mensupları acısından oluşturacağı olumsuzluklar ve haksızlıklar özet olarak ele alınmıştır.
Uygulama; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu Mükerrer Madde 227 “Vergi Beyannamelerinin İmzalanması ve Yeminli Mali Müşavir Tasdik Raporları” başlıklı maddesinde, 3568 sayılı Kanun’un 8/A “Serbest muhasebeci mali müşavirlere rapor düzenlettirme yetkisi ve sorumluluk” maddesinde ve aynı kanunun 12’nci maddesinde yer alan “Tasdik ve tasdikten doğan sorumluluk” hükümleri düzenlenmiş olup Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Disiplin Yönetmeliğinin Madde 6 – “Kınama Cezası” başlıklı bölümünde “ Meslek mensuplarınca, sahte veya içeriği itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği resmi kurum ve kuruluşlarca saptanan iş sahiplerinin (zorunlu olarak oda tarafından görevlendirmeler hariç), odalar ve Birlik tarafından ilanından sonra defterlerinin tutulması ve işlerinin görülmesi,” cezayı gerektiren bir fiil olarak görülmüştür.
Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı 1 Ekim 2025 tarihinden itibaren başlatılacak uygulama ile sahte belge kullanan mükellefler hakkında düzenlenecek inceleme raporlarında mevcut uygulamadaki ‘Bilmeden sahte fatura kullanma’ yerine “Bilerek kullanmış sayılarak” işlem tesis edilmesi ve bu mükellefler için üç kat vergi ziyaı cezasının dışında ayrıca savcılığa suç duyurusunda bulunacağını açıklaması ile birlikte bu işlemden kaynaklı risk ve sorumluluk kapsamı hukuksal açıdan yeni sorunlara ve tartışmalara neden olacaktır.
Çünkü sahte belge düzenleyen veya kullanan mükelleflerle ilgili düzenlenen vergi inceleme raporlarına bağlı olarak birçok denetim elemanı düzenlemiş oldukları inceleme raporlarıyla ilgili meslek mensupları hakkında da bağlı bulundukları odaya yazı yazarak haklarında disiplin işlemi yapılması istenilmektedir.
Edindiğimiz bilgiye göre vergi denetimleri sonucunda her geçen gün odalara sayıları yüzleri, binleri bulan dosyalar VDK tarafından ilgili meslek mensubu hakkında disiplin işlemi yapılmak üzere gönderilmektedir.
Yapılan işlem hatalıdır! Çünkü Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’nın Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Ve Yeminli Mali Müşavirler Hakkında Vergi Müfettişleri Tarafından Sorumluluk Raporu Düzenlenmesinde Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönerge’sinde “… Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler veya Yeminli Mali Müşavirlerin, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmaması durumunda, incelemede tespit edilen hususlar ile meslek mensubunun davranışı arasındaki illiyet bağını delilleri ile birlikte net olarak belirler.” Şeklinde bir düzenleme yer almakta olup gerçekleşen ve sorumlu olunan olay ile meslek mensubunun eylemi arasında bir illiyet bağının kesin olarak ortaya konulmasını öngörmektedir.
Bu konuda dikkate alınması gereken bir diğer hususta 213 sayılı Vergi Usul Kanunu Mükerrer Madde 227 yer alan “uygun olmaması” ifadesinin meslek mensubunun imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelerle uyumlu olmaması ve farklılık göstermesi şeklinde anlaşılması gerekir.
3568 sayılı Kanunun 12’nci maddesinde yer alan “Tasdik ve tasdikten doğan sorumluluk” gerekçesinde “…Mali müşavirlerin tasdiğin doğru olduğunu ve kendilerine ibraz edilen belgelere göre tasdik ettiğini…” dikkate aldığımızda meslek mensupları, düzenledikleri beyanname ve raporların doğru olmasından sorumludurlar.
Yargıya intikal etmiş olaylara ilişkin verilen kararlarda bu yöndedir.
İstanbul BİM, 4. VDD, E. 2017/2326 K. 2017/5278 sayılı kararında meslek mensubunun sorumluluğunu, biçimsel bir inceleme ve denetim sorumluluğu olduğu, olduğunun altını çizmiştir.
Danıştay 4. D., E. 2013/813 K. 2016/1536, T. 7.4.2016 sayılı kararı
….serbest muhasebeci mali müşavirlerin inceleme yapma yetkilerinin ancak vergilendirmeye esas alınan belge, kayıt düzeni ve matrah tespitinde dikkate alınması gerekli işlemlerin muhasebe usul ve esasları ile kanunlarda belirtilen düzenlemelere uygunluğu konusunda biçimsel inceleme yapmaktan ibaret olduğu için sahip olmadıkları yetkinin kullanılmamasından dolayı sorumlu tutulmaları hukuken mümkün olmaması ve beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından kaynaklanmaması nedeniyle davacı adına müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
1 Ekim’e kadar gerçek olan belge! Bu tarihten sonra sahte belge mı olacak?
Örnek; 01.05.2024 tarihinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre kurulmuş ve kuruluş işlemlerine istinaden vergi mükellefiyet kayıtları ve SGK işyeri tescil edilmiş bir şirket, kurulduğu günden beri ticari faaliyetine devam ediyor ve ticari işlemler başta olmak üzere mevzuattan kaynaklanan tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getiriyor. Firma 01.08.2025 tarihinden itibaren yapmış olduğu ticari işlemlere ait düzenlemiş olduğu belgelerde usulüne uygun olmayan işlemler gerçekleştiriyor. VDK yapmış olduğunu veri analizleri sonucunda bu şirketi incelemeye alıyor ve inceleme sonucu 20.03.2026 tarihinde hakkında sahte belge düzenleme raporu düzenleniyor ve firma 31.05.2026 tarihinde KOD’a alınıyor.
Yukarıda yer alan bu olayda gerçekten alım yapan mükellefler ve bu mükelleflere hizmet veren meslek mensuplarının durumu ne olacak?
Bugüne kadar yapılan vergi incelemelerinde sahte belge kullanımlarında “bilmeden” değerlendirmesi kapsamında sadece katma değer vergisi yönüyle işlem tesis edilirken gider veya maliyet yönüyle bir işlem yapılmıyordu. Bu tarihten sonra sahte belge kullanımında mükellefler hakkında düzenlenecek “Bilerek kullanmış” şeklinde bir işlem yapılacak olması halinde olaya konu sahte belge muhteviyatı itibariyle gider veya maliyet dikkate alınmayacak olması meslek mensubu tarafından düzenlenen beyannamelerin matrahları hatalı ve raporlarının doğruluğunu tartışmaya açacaktır.
Bu olayda görevi vergi yasalarından kaynaklanan işlemlerin zamanında ve kurallara uygun olarak yerine getirmek olan idare kamusal görevini eksiksiz ve gereği gibi yerine getirmiş midir?
Sonuç; Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından 1 Ekim 2025 tarifinden itibaren vergi incelemelerinde sahte belge kullanımı konusunda uygulanması düşünülen sistem mükellef, meslek mensubu ve idare arasında üç boyutlu önemli bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır.
3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensuplarına başta vergi mevzuatı olmak üzere çeşitli kanunlarla yüklenen sorumluluğunun kapsamı oldukça tartışmalıdır. Bu nedenle sorumluluğun söz konusu olması için gerekli koşullar kanunlarda açıkça belirlenmelidir. Meslek mensuplarının sorumluluğu ancak ve ancak kendilerine ibraz edilen mükellefin bilgi ve belgelerin beyannameler ile düzenledikleri raporlar ile uyumlu olmamasından kaynaklı hataların olması halinde söz konusu olmalıdır.
Çünkü vergi müfettişleri tarafından sorumluluk raporu düzenlenmesinde uyulacak usul ve esaslara ilişkin yönergede olaya konu işlemle ilgili meslek mensubun illiyet bağının ortaya konulmadan, meslek mensubunun bilgisi alınmadan genel ibareler kullanılarak kanaat üzerine rapor tanzim edilerek inceleme konusu işlemle ilgili yargı sonucu tamamlanmadan işlem yapılması hatalıdır. Mevcut uygulamada yer alan mevzuata göre bu tür bir işlem yapılması yasal olmadığı gibi meslek mensubu açısından büyük haksızlık ve hukuksuzluk olacaktır.
1 Ekim’den sonra yapılacak vergi incelemelerinde meslek mensubunu haksız bir şekilde sorumlu tutan uygulamaları ve bu durumu bir disiplin suçu ve vergi suçu olarak değerlendirilmesini kabul etmemiz mümkün değildir.
[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”success”] Sorumluluk Beyanı ve Hukuki Haklarımız [/vc_message][vc_column_text]