Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

e-Defter Mükellefiyetleri: Cezalar, Riskler – Muzaffer EMEKCİ, YMM

Muzaffer EMEKCİ
Yeminli Mali Müşavir
E.Vergi Başmüfettişi
muzafferemekci@hotmail.com

1. Yasal Çerçeve

e-Defter uygulaması, Vergi Usul Kanunu (VUK) ve Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümleri uyarınca, ticari defterlerin dijital ortamda tutulması, muhafazası ve ibraz edilmesini düzenleyen yasal bir zorunluluktur. Bu sistemde, defterlerin yasal geçerliliği ‘berat’ adı verilen elektronik dosyalar aracılığıyla sağlanır. Berat, defter muhteviyatının değişmezliğini ve Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) sistemlerine ibraz edildiği tarihi teyit eden bir nevi dijital tasdik belgesidir.

Bu süreçte iki kritik aşama bulunmaktadır:

Bu tasdiklerin yasal süreler içinde alınmaması, sadece basit bir gecikme olarak değil, defter tasdik mükellefiyetinin esastan ihlali olarak kabul edilir ve ciddi yaptırımlara yol açar.

2. Yasal Müeyyideler

e-Defter beratlarının yasal sürelerinde GİB sistemlerine yüklenmemesi, mükellefleri doğrudan mali ve hukuki yaptırımlarla karşı karşıya bırakır:

En temel ve yaygın yaptırım, VUK’un Mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasıdır. Bu ceza, elektronik ortamda bilgi verme yükümlülüğünün ihlali kapsamında değerlendirilir.

Ayrıca;

3. Finansal ve Operasyonel Riskler

Doğrudan kesilen para cezalarından başka e-defter uyumsuzlukları çok daha büyük dolaylı riskler barındırmaktadır:

4. Mücbir Sebep Halleri

Vergi Usul Kanununun 13. maddesi, vergi ödevlerinin yerine getirilmesini engelleyen bazı durumları ‘mücbir sebep’ olarak tanımlamıştır. e-Defter uygulaması özelinde siber saldırılar, virüs kaynaklı veri kayıpları, doğal afetler veya GİB sistemlerindeki genel arızalar gibi durumlar mücbir sebep olarak değerlendirilebilir.

Mücbir sebep iddiasında ispat külfeti mükellefe aittir. Özellikle e-defter kayıtlarının zayi olması durumunda, mükellefin durumu öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde yetkili ticaret mahkemesine başvurarak ‘zayi belgesi’ alması kritik öneme sahiptir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, kaçırılması halinde mücbir sebep savunması geçerliliğini yitirebilir.

5. Ceza İhbarnamesi Sonrası Başvuru Yolları

Mükellef, adına kesilen ceza ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 30 gün içinde aşağıdaki yollardan birini tercih edebilir:

1. Uzlaşma: Belirli tutarı aşan özel usulsüzlük cezaları için vergi dairesi ile uzlaşarak  yargıya taşımadan çözme yoludur.

2. Cezalarda İndirim (VUK Madde 376): Dava açma hakkından feragat edilmesi şartıyla, özel usulsüzlük cezalarında üçte bir (1/3) oranında indirim uygulanır. Belirli bir tutarın altındaki cezalar için bu indirim oranı %50 artırımlı olarak uygulanabilir.

3. İptal Davası Açma: Cezanın hukuka aykırı olduğu düşünülüyorsa, tebliğden itibaren 30 gün içinde vergi mahkemesinde iptal davası açılabilir. Dava açılması, cezanın tahsilatını yargılama sonuna kadar durdurur.

6. Vergi Mahkemesinde İleri Sürülebilecek Temel Argümanlar

Özel usulsüzlük cezasına karşı vergi mahkemesinde iptal davası açılması durumunda, mükelleflerin savunmalarını dayandırabileceği çeşitli hukuki argümanlar bulunmaktadır. Bu argümanların başarısı, somut olayın özelliklerine ve sunulan delillerin gücüne bağlıdır.

a) Mücbir Sebep Halinin Varlığı ve İspatı

Mükellefin en temel ve güçlü savunma mekanizmalarından biri, yükümlülüğün yerine getirilememesinin mücbir bir sebepten kaynaklandığını ispatlamaktır. Bu argüman, VUK’un 13. maddesinde tanımlanan ağır kaza, hastalık, tutukluluk, doğal afetler, siber saldırılar gibi irade dışı ve öngörülemez olaylara dayanır.

b) e-Tebligat Usulsüzlüğü

Vergilendirme sürecinin hukuki geçerliliği, işlemlerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine bağlıdır. Kurumlar vergisi ile ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefleri için tebligatlar artık VUK 107/A maddesi uyarınca elektronik ortamda (e-Tebligat) yapılmaktadır.

c) Zamanaşımı İddiası

Vergi hukukunda, idarenin ceza kesme yetkisi belirli sürelerle sınırlıdır. Bu sürenin aşılması, cezanın iptali için kesin bir gerekçedir.

d) Ölçülülük ve Orantılılık İlkesine Aykırılık

Bu argüman, kesilen cezanın işlenen fiilin ağırlığıyla orantısız olduğu ve Anayasa ile korunan mülkiyet hakkına aşırı bir müdahale teşkil ettiği iddiasına dayanır.

7. Sonuç ve Değerlendirme

e-Defter süreçlerindeki bir gecikme, on binlerce liralık cezalardan reddedilen KDV indirimlerine ve hatta hapis cezası riskine varan büyük bir maliyete dönüşebilir. Bu riskleri yönetmek için; muhasebe ve IT departmanları arasında etkin koordinasyon sağlanmalı, siber saldırı, veri kaybı gibi mücbir sebep potansiyeli taşıyan durumlara karşı sürekli teyakkuz halinde olmalı, ceza ihbarnamesi tebligatı halinde mali müşavir ve hukuk danışmanları ile durum değerlendirmesi yapılarak uzlaşma, indirim veya dava yollarından hangisinin tercih edileceğine karar verilmelidir.

Netice itibariyle olarak, e-Defter uyumu, bir idari angarya olarak değil, şirketin finansal ve hukuki istikrarını doğrudan etkileyen önemli bir yönetim önceliği olarak ele alınmalıdır. Muhtemel bir müeyyide halinde ise yukarıda detaylandırılan hukuki argümanlar çerçevesinde yasal hakların etkin bir şekilde kullanılması gerekmektedir.

Dipnotlar:

[1] Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurul Kararı, E. 2013/3 K. 2019/1 T. 8.2.2019.

[2] Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, 21.HD, E. 2023/1855, K. 2024/22

[3] Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, Danıştay, erişim tarihi 02/09/2025, https://www.danistay.gov.tr/assets/pdf/KararBultenleri/vddk/yirmidort-sayili-karar-bulteni/2024-352.pdf

[4]   Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, Danıştay, erişim tarihi 02/09/2025, https://www.danistay.gov.tr/assets/pdf/KararBultenleri/vddk/yirmidort-sayili-karar-bulteni/2024-352.pdf

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink”] Sorumluluk Beyanı ve Hukuki Haklarımız [/vc_message][vc_column_text]

Exit mobile version