T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2024/14119
Karar No. 2025/70
Tarihi: 07.01.2025
⇒ İş Yasasına Aykırılık Nedeniyle Verilen İdari Para Cezalarına İtirazda Sulh Ceza Mahkemelerinin Görevli Olduğu
[vc_row][vc_column][vc_message style=”round” message_box_color=”success” icon_fontawesome=”fa fa-exclamation-circle”] ÖZET: Öncelikle ifade etmek gerekir ki 4857 sayılı Kanun’dan kaynaklanan idari para cezalarına ilişkin uyuşmazlıklarda 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesi ve 27/1 hükmü uyarınca sulh ceza hâkimlikleri görevlidir. [/vc_message][vc_column_text]
Mahkeme kararı davalı Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; Hatay Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 19.02.2016 tarihli ve 11962833-667-1627 sayılı yazısı ile tebliğ edilen İş Teftiş Kurulunun 29.12.2015 tarihli ve 10057 PRG 33 sayılı raporunda ödenmesi istenen 2013-2014 / 2014-2015 yılı öğretim yılına hazırlık ödeneği adı altındaki işçi haklarının iptaline ve buna bağlı olarak düzenlenen Hatay Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 18.02.2016 tarihli ve 11962833-858-1597 sayılı idari para cezasının (12.628,00 TL) kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
2. Davacı vekili 17.05.2016 tarihli dilekçe ile; açılan davanın idari para cezasının iptali davası olmadığını, idari para cezasının iptaline ilişkin olarak süresi içinde Hatay 2. Sulh Ceza Hâkimliğine müracaat edildiğini, eldeki davanın 4857 sayılı Kanun’un 92/son hükmüne göre açılan dava olduğunu açıklamıştır.
II. CEVAP
1. Davalı İŞKUR vekili cevap dilekçesinde; davanın görevsiz Mahkemede açıldığını, idari para cezasının iptali istemine ilişkin davalarda görevin sulh ceza hakimliğine ait olduğunu, davacı Kurumun 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 32. maddesine aykırı davrandığını, bu nedenle 4857 sayılı Kanun’un 102/a hükmü gereğince idari para cezası uygulandığını, müvekkili Kurum işleminde hata bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı asıl Mukaddes Emiler cevap dilekçesinde; tarafına husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28.06.2016 tarihli kararı ile; iş müfettişi raporlarının işçilerin alacaklarına yönelik kısımlarına karşı işçi ya da işveren tarafından açılacak davaların yerine göre eda davası yerine göre ise menfi tespit davası özelliği göstermekte olup bu davaların taraflarının işçi ve işveren olduğu, davanın raporda sözü edilen alacaklı işçiye karşı açılması gerektiği gerekçesiyle davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin 28.06.2016 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince; davalı ile beraber Hatay Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 19.02.2016 tarihli ve 11962833-667-1627 sayılı yazısı ile tebliğ edilen İş Teftiş Kurulunun 29.12.2015 tarihli ve 10057 PRG 33 sayılı raporunda 2013-2014/2014-2015 yılı öğretim yılına hazırlık ödeneği ödenmesi gerektiği belirtilen öğretim elemanları davaya dâhil edilerek işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde husumet yokluğu sebebi ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olup gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı Şirketin teftiş raporunun iptaline dair talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davalı Kurumun çalışanlara ödenmeyen öğretim yılına hazırlık ödeneğini prime esas kazanca tâbi tutup davalı Şirkete prim borcu tahakkuk ettiren işleminin yasa ve usule uygun olmadığından iptali gerektiği gerekçesiyle davacının idari para cezasının iptaline ilişkin davasının kabulü ile Kurum tarafından resen tahakkuk ettirilen 12.628,00 TL miktarındaki prim ve gecikme cezasına ilişkin işleminin iptaline, İş Teftiş Kurulunun 29.12.2015 tarihli ve 10057 PRG 33 sayılı raporun iptaline yönelik davasının ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı İŞKUR vekili temyiz dilekçesinde;
1. Davanın husumet yokluğundan reddi gerekirken esasa girilmesinin hatalı olduğunu,
2. Davalı müvekkili Kurumun; davacı Şirkete uyguladığı davaya konu 18.02.2016 tarihli ve 1597 sayılı idari para cezasının konusunun prim ve gecikme zammı değil davacı Şirketin 4857 sayılı Kanun‘un 32. maddesine muhalefet etmesi nedeniyle ilgili Kanun hükümleri uyarınca tahakkuk ettirilmiş olan bir idari para cezası olduğunu,
3. İdari para cezasının iptalin isteminin sulh ceza hâkimliği nezdinde tartışılması gereken bir husus olup görevli mercinin iş mahkemeleri değil sulh ceza hâkimlikleri olduğunu, bu nedenle Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, idari para cezasının iptaline ilişkindir.
Dava dilekçesinde talep sonucu olarak; Hatay Çalışma ve İş kurumu İl Müdürlüğünün 19.02.2016 tarihli ve 11962833-667-1627 sayılı yazısı ile tebliğ edilen İş Teftiş Kurulunun 29.12.2015 tarihli ve 10057 PRG 33 sayılı raporunda ödenmesi istenen 2013-2014/2014-2015 yılı öğretim yılına hazırlık ödeneği adı altındaki işçi haklarının iptaline ve buna bağlı olarak düzenlenen Hatay Çalışma ve İş kurumu İl Müdürlüğünün 18.02.2016 tarihli ve 11962833-858-1597 sayılı idari para cezasının (12.628,00 TL) kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiş ve Mahkemece de talebin kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Ne var ki varılan sonuç hatalıdır.
Öncelikle ifade etmek gerekir ki 4857 sayılı Kanun’dan kaynaklanan idari para cezalarına ilişkin uyuşmazlıklarda 5326 sayılı Kabahatler Kanunu‘nun 3. maddesi ve 27/1 hükmü uyarınca sulh ceza hâkimlikleri görevlidir. Diğer yandan davacı, dava dilekçesinin sonuç kısmında idari para cezasının iptali istemine yer vermiş ise de dilekçenin açıklama kısmında Hatay Sulh Ceza Hâkimliğine idari para cezasının iptali için itirazda bulunduğunu belirtmiş olup yargılama aşamasında da 17.05.2016 tarihli dilekçe ile açılan davanın idari para cezasının iptali davası olmadığını, idari para cezasının iptaline ilişkin olarak süresi içinde Hatay 2. Sulh Ceza Hâkimliğine müracaat edildiğini, eldeki davanın 4857 sayılı Kanun’un 92/son hükmüne göre açılan dava olduğunu belirtmek suretiyle dava dilekçesindeki çelişkiyi gidermiştir.
Şu hâlde somut olayda davacının idari para cezasının iptaline yönelik bir talebi bulunmamaktadır. Davacının idari para cezasının iptaline karar verilmesine ilişkin bir talebi olmadığından Mahkemece bu konuda hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
07.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.