T.C.
Trabzon
Bölge Adliye Mahkemesi
5. Hukuk DairesiEsas No. 2025/425
Karar No. 2025/544
Tarihi: 12/03/2025
⇒ İkale Teklifinin İşçiden Gelmiş Olması
⇒ İşçinin İrade Fesadı İddiasını Kanıtlayamaması
⇒ İkale Teklifi İşçiden Geldiğinde Ek Menfaat Sağlanması Koşulunun Aranmayacağı
⇒ İkale Nedeni İle Sona Eren İş Sözleşmesinin Geçersizliği İstemi ile Dava Açılamayacağı
[vc_row][vc_column][vc_message style=”round” message_box_color=”blue” icon_fontawesome=”fa fa-exclamation-circle”] ÖZET: İkale teklifi içeren istifa dilekçesinin irade fesadı ile düzenlendiği davacı tarafça ispat edilemediğinden istifa dilekçesine değer vermek gerekmiştir.
İstifa dilekçesinin içeriğine göre iş sözleşmesinin ikale ile sona erip ermediğinin değerlendirilmesi gerekir. Davacının imzasını içeren 26.10.2023 tarihli dilekçe ile davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi koşuluyla işten ayrılmak istediğini belirtmiş, aynı tarihte davacının bu talebi davalı işveren tarafından kabul edilerek iş sözleşmesi sonlandırılmış ve davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapılmıştır. Bu hali ile iş akdinin ikale ile sona erdiği, ikale talebinin işçiden gelmesi halinde yerleşik yargısal kararlar gereğince, ikalenin geçerli kabul edilmesi için ek menfaat sağlanmasına gerek olmadığı, ikale ile iş akdini sonlandıran davacının işe iade talebinde bulunamayacağı anlaşılmaktadır. Mahkemece, işe iade davasının reddine karar verilmesi gerekirken, davanın farklı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup davalının istinafı yerindedir. [/vc_message][vc_column_text]
Hüküm yasal süresi içerisinde istinaf edildi, dosya incelendi. Gereği görüşüldü.
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin 22.01.2020 tarihinden itibaren davalı işyerinde ücret+yemek+yol+prim ücreti ile çalıştığını, 26/10/2023 tarihinde müvekkiline birtakım belgeler imzalatılarak performans nedenleri ile kod:4 bildirilerek çıkışının yapıldığını, feshin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin uzun yıllardır iş yerinde çalıştığını, tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, işverenin yaptığı feshin usul ve yasaya aykırı olduğunu feshin son çare olması ilkesine uyulmadığını belirterek davacının işe iadesini, boşta geçen süreye ilişkin ücret alacağının yanı sıra işe başlatmama halinde işe başlatmama tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının iş akdinin davacının talebi doğrultusunda sonlandırıldığını, bu kapsamda hak etmiş olduğu tüm alacakların ödendiğini, davacının 22/01/2020 tarihinde işe başladığını, 26/10/2023 tarihinde ise iş akdinin rızası doğrultusunda feshedildiğini, taleplerinin kötü niyetli olduğunu, davacının 25/10/2023 tarihinde gönderdiği ekte sunulan mail yazışması ile müvekkili firmaya müracaat ederek görevinden psikolojik ve fizyolojik sebeplerle ayrılmak istediğini bildirdiğini, 26/10/2023 tarihinde kendi el yazısı ile istifa dilekçesi verdiğini, kıdem ve ihbar tazminatının ödendiğini, davanın haksız olduğunu, bu hususta iş sözleşmesinin tarafların anlaşması ile sona ermesi protokolünün düzenlendiğini, davacının hak kazanmamasına rağmen kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, kararda belirtildiği şekilde davanın kabulü ile davacının işe iadesine ve işe iadenin yasal sonuçlarına karar verilmiştir.
İstinaf:
Hüküm, davalı tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekili; davacının iş akdinin davacının talebi doğrultusunda ikale yolu ile sonlandırıldığını, iş akdinin taraflar arasında imzalanan protokol gereğince davacının tazminatları ödenmek suretiyle sona erdiğini, dava konusu olay hakkında bilgisi olmayıp üstüne müvekkili ile husumetli tanıkların anlatımlarına dayanılarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, dava konusu olay hakkında doğrudan görgü sahibi olan tanık anlatımları göz önüne alınmadan karar verildiğini, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğunu, davacının işe iade ile herhangi bir tazminata hak kazanmadığı itirazı baki olmak kaydıyla, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde dahi mahkeme tarafından yapılan brüt ücret hesabının yanlış olduğunu ayrıca bu ek ödemeler kabul edilse dahi söz konusu ödemelerin yalnızca iş günleri baz alınarak hesaplanması gerektiğini, yemek ve prim ödemesi sabit bir ödeme olmadığından bu değişken ödemelerin brüt ücrete dahil edilmesinin doğru olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte brüt ücrete bunlar da dahil edilecek olsa dahi mahkeme tarafından toplam bulunan ek ödeme miktarı ücret bordrolarıyla uyumlu olmadığından hatalı işlemin tekrar değerlendirilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.
Gerekçe:
Dava, davalı işverence yapılan feshin geçersizliğinin tespiti ile davacı işçinin işe iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nun 355/1 maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf edenin sıfatı ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının, davalı işyerinde belirsiz süreli hizmet akdi ile çalıştığı, kıdeminin 6 aydan fazla olduğu, işveren vekilliği sıfatının bulunmadığı, davalı şirkette çalışan işçi sayısının 30’dan fazla olduğu, davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla, davanın 4857 sayılı İş Kanununun 18 ve 20. maddelerinde öngörülen dava şartlarını taşıdığı
tespit edilmiştir.
Davacı, iş akdinin iş veren tarafından haksız olarak sona erdirildiği iddia etmiş, davalı ise iş akdinin davacının istifası ile sona erdiğini, ikale sözleşmesi yapıldığını savunmuştur.
Davacı istifa dilekçesinin irade fesadı ile alındığını beyan etmiş olup, bu hususta ispat yükü davacıya aittir. Dinlenen davacı tanıklarının işverene karşı davası olduğu anlaşılmaktadır. Husumetli olan ve irade fesadına ilişkin net anlatım içermeyen tanığın beyanına itibar edilemez. Davalı tanıkları da davacının işten ayrılmak istediğini beyan etmiştir. Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde ikale teklifi içeren istifa dilekçesinin irade fesadı ile düzenlendiği davacı tarafça ispat edilemediğinden istifa dilekçesine değer vermek gerekmiştir.
İstifa dilekçesinin içeriğine göre iş sözleşmesinin ikale ile sona erip ermediğinin değerlendirilmesi gerekir. Davacının imzasını içeren 26.10.2023 tarihli dilekçe ile davacı ,kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi koşuluyla işten ayrılmak istediğini belirtmiş, aynı tarihte davacının bu talebi davalı işveren tarafından kabul edilerek iş sözleşmesi sonlandırılmış ve davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapılmıştır. Bu hali ile iş akdinin ikale ile sona erdiği, ikale talebinin işçiden gelmesi halinde yerleşik yargısal kararlar gereğince, ikalenin geçerli kabul edilmesi için ek menfaat sağlanmasına gerek olmadığı, ikale ile iş akdini sonlandıran davacının işe iade talebinde bulunamayacağı anlaşılmaktadır. Mahkemece, işe iade davasının reddine karar verilmesi gerekirken, davanın farklı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup davalının istinafı yerindedir. Bununla birlikte bu hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılması gerekli olmadığından yerel mahkeme kararı kaldırılarak, HMK.nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
Yerel mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ORTADAN KALDIRILMASINA, ESAS HAKKINDA YENİDEN KARAR VERİLMESİNE,
Davanın REDDİNE,
1-Davacı adli yardımlı olduğundan başlangıçta alınmayan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 615,40 TL başvurma harcı ile 615,40 TL peşin harcın toplamı olan 1.230,80 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 30.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan 850,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalının istinaf talebi kabul edildiğinden yatırılan istinaf karar ve ilam harcının davalıya iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme ile harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 7036 sayılı Kanun‘un 8/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 12/03/2025 gününde oy birliği ile karar verildi.