Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Belediye Gelirlerinin Yapısı ve Gelir Artırıcı Politikalar: Mali Sürdürülebilirlik Perspektifinden Bir İnceleme – Hamza SAYAN

Hamza SAYAN
Mali Hizmetler Uzmanı
hamza.sayann@gmail.com

1. Giriş

Belediyeler, yerel düzeyde kamu hizmetlerinin sunulmasında en temel yönetim birimleridir. Kentleşmenin artması, nüfusun yoğunlaşması ve vatandaş beklentilerinin çeşitlenmesi, belediyelerin görev alanlarını her geçen gün genişletmektedir. Bu genişleyen hizmet yelpazesi, belediyelerin mali açıdan güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya sahip olmasını zorunlu kılmaktadır. Ancak birçok belediye, artan hizmet taleplerini karşılamakta ve altyapı yatırımlarını finanse etmekte ciddi zorluklar yaşamaktadır.

Bu noktada, belediyelerin gelir yapısı ve bu gelirlerin artırılmasına yönelik politikalar kritik bir önem kazanmaktadır. Mali yeterlilik yalnızca hizmet sunum kapasitesini değil, aynı zamanda kurumsal bağımsızlığı ve yönetsel etkinliği de doğrudan etkilemektedir. Belediyelerin merkezi idareye olan mali bağımlılık oranlarının yüksek olması, yerel demokrasinin güçlenmesini de engellemektedir.

Bu çalışmada, belediyelerin gelir kaynakları detaylı biçimde incelenmekte; gelirlerin artırılmasına yönelik mevcut durum, sorun alanları ve çözüm önerileri değerlendirilmektedir. Özellikle öz gelirlerin artırılması, tahsilat oranlarının iyileştirilmesi ve alternatif kaynak yaratma stratejileri üzerinde durulacaktır. Böylece belediyelerde mali sürdürülebilirliğe katkı sunacak bir çerçeve ortaya konulması amaçlanmaktadır.

2. Belediye Gelirlerinin Yasal ve Kurumsal Çerçevesi

Türkiye’de belediye gelirleri, büyük ölçüde yasal düzenlemelerle belirlenmiş bir yapıya sahiptir. Belediyelerin gelir kaynakları, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ve çeşitli vergi kanunları ile düzenlenmiştir. Ayrıca merkezi yönetim tarafından belirlenen bazı gelir payları da belediyelere aktarılmaktadır.

2.1. Belediye Kanunu (5393 sayılı)

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 59. maddesi, belediyelerin gelir kaynaklarını genel hatlarıyla belirlemiştir. Buna göre belediyelerin başlıca gelirleri şunlardır:

Bu gelir kalemleri, belediyelerin büyüklüğüne, sosyoekonomik yapısına ve coğrafi özelliklerine göre büyük farklılıklar göstermektedir.

2.2. Belediye Gelirleri Kanunu (2464 sayılı)

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ise belediyelere özel bazı vergi, harç ve ücret türlerini düzenlemektedir. Bu kanun kapsamında belediyelerin tahsil edebileceği başlıca vergiler şunlardır:

Bu vergilerin yanı sıra işgal harcı, bina inşaat harcı, imar harcı gibi çok sayıda harç ve ücret uygulaması da belediyelerin gelir kaynakları arasında yer almaktadır. Ancak bu gelir kalemlerinin tahakkuk ve tahsilat oranları genellikle düşük düzeydedir. Ayrıca kanunun yürürlüğe girdiği 1981 yılından bu yana kapsamlı bir revizyona uğramamış olması, çağın ihtiyaçlarına cevap vermekte yetersiz kalmasına yol açmaktadır.

2.3. Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay

Belediyelerin en önemli gelir kaynaklarından biri de, genel bütçe vergi gelirlerinden aldıkları paylardır. Bu paylar, 5779 sayılı Kanun kapsamında belirlenmekte ve her ay İller Bankası aracılığıyla belediyelere aktarılmaktadır. Nüfus büyüklüğüne ve bazı kriterlere göre dağıtılan bu paylar, birçok belediye için temel finansman kaynağı haline gelmiştir. Ancak bu durum, belediyelerin merkezi idareye olan mali bağımlılığını artırmakta ve öz gelir artırıcı mekanizmaların geliştirilmesini ikinci plana itmektedir.

3. Belediye Gelirlerinin Mevcut Durumu ve Sorunlar

Belediyelerin mali yapısının sürdürülebilirliği, yalnızca gelir kaynaklarının varlığıyla değil, bu kaynakların etkin şekilde kullanılabilirliğiyle doğrudan ilişkilidir. Türkiye’deki belediyelerin gelir yapısı incelendiğinde, öz gelirlerin sınırlı kaldığı, merkezi bütçeden gelen payların ise büyük bir ağırlık taşıdığı görülmektedir. Bu durum, yerel yönetimlerin mali bağımsızlığını zayıflatmakta ve kendi kaynaklarını artırmaya yönelik girişimleri sınırlandırmaktadır.

3.1. Gelir Kompozisyonu

Birçok belediyede gelirlerin önemli bir kısmı merkezi idareden aktarılan paylara dayanmaktadır. Özellikle nüfusu düşük olan ilçe belediyelerinde, genel bütçeden gelen paylar toplam gelirin %70-80’ine kadar çıkabilmektedir. Buna karşılık, öz gelirler (emlak vergisi, harçlar, kira gelirleri vb.) birçok belediyede sınırlı düzeydedir. Büyükşehir belediyeleri ise daha geniş bir vergi tabanına ve kira, hizmet satış gelirlerine sahip olmalarına rağmen, yine de birçok kalemde tahsilat sorunu yaşamaktadır.

3.2. Tahakkuk-Tahsilat Oranları

Belediye gelirlerinin en kritik sorunlarından biri, tahakkuk eden gelirlerin tahsil edilememesidir. Emlak vergisi, çevre temizlik vergisi ve ilan-reklam vergisi gibi kalemlerde tahsilat oranları, birçok belediyede %50’nin altındadır. Bu durumun başlıca nedenleri şunlardır:

3.3. Mevzuat ve Uygulama Sorunları

Belediye Gelirleri Kanunu’nun güncel ihtiyaçlara cevap verememesi, uygulamada önemli sorunlara yol açmaktadır. Kanunda yer alan bazı vergi ve harç türleri, günümüzün ekonomik yapısı ve hizmet beklentileriyle uyumsuz hale gelmiştir. Örneğin, eğlence vergisi gibi bazı kalemlerin uygulama alanı daralmış; buna karşın dijital hizmetler, e-ticaret ve reklam gelirleri gibi yeni alanlar mevzuat kapsamında değerlendirilmemiştir.

3.4. Kurumsal Kapasite ve Personel Eksiklikleri

Birçok belediyede gelirlerin artırılması için gerekli olan denetim, envanter yönetimi ve tahsilat takip mekanizmaları yetersizdir. Tahakkuk ve tahsilat işlemlerinden sorumlu birimlerde personel sayısının az olması, bilgi sistemlerinin yetersizliği ve süreçlerin manuel işlemlere dayanması, tahsilat performansını doğrudan etkilemektedir. Ayrıca, mükellef bilgilerinin güncel olmaması ya da yapılandırılmış bir gelir envanterinin bulunmaması, vergi ve harçların doğru tahakkuk ettirilmesini engellemektedir.

3.5. Sosyoekonomik ve Coğrafi Farklılıklar

Belediyelerin gelir düzeyi, yalnızca kurumsal performansla değil; aynı zamanda coğrafi konum, sanayi ve ticaret hacmi, nüfus yapısı gibi dışsal faktörlerle de yakından ilişkilidir. Gelişmiş sanayi bölgelerinde yer alan belediyeler, daha geniş bir vergi tabanına sahipken; kırsal bölgelerdeki belediyeler sınırlı kaynaklarla hizmet üretmeye çalışmaktadır. Bu durum, tüm belediyeler için standart bir gelir artırma politikasının uygulanmasını güçleştirmektedir.

4. Gelir Artırıcı Politikalar ve Uygulamalar

Belediyelerin mali sürdürülebilirliklerini sağlamaları, yalnızca merkezi hükümetten gelen paylara bel bağlamadan kendi kaynaklarını artırmalarıyla mümkündür. Gelir artırıcı politikalar; mevcut kaynakların etkin kullanımı, teknolojik altyapının güçlendirilmesi, mükellef ilişkilerinin yönetimi ve mevzuatın uygulanabilirliği üzerine inşa edilmelidir.

4.1. Tahsilat Oranlarının Artırılması

Tahsilat performansı, belediyelerin öz gelirlerini artırmalarında en hızlı ve maliyetsiz kazanım sağlayabilecekleri alandır. Emlak vergisi, çevre temizlik vergisi (ÇTV), ilan-reklam vergisi gibi düzenli tahakkuk eden gelirlerde, birçok belediyede %40-60 arasında değişen tahsilat oranları mevcuttur. Bu oranları artırmak için aşağıdaki yöntemler etkili olmuştur:

Uygulama Örneği:

Bir büyükşehir ilçe belediyesi, e-belediye sistemini geliştirerek mükelleflerine her ay SMS ve e-posta ile borç hatırlatmaları göndermeye başladı. Ayrıca whatsapp üzerinden dijital ödeme bağlantısı paylaşarak mobil tahsilat yapmayı mümkün kıldı. Bu yöntemle ÇTV tahsilat oranı bir yılda %42’den %71’e yükseldi.

Önerilen Uygulamalar:

4.2. Gelir Envanteri ve Varlık Yönetimi

Birçok belediye, sahip olduğu taşınmaz, tesis ve gelir getirici unsurların envanterine tam anlamıyla hâkim değildir. Bu durum hem kira kayıplarına hem de tahakkuk dışı kalmış potansiyel gelirlerin gözden kaçmasına yol açmaktadır.

Uygulama Örneği:

Bir kıyı ilçe belediyesi, sahil şeridinde bulunan 85 büfe, çay bahçesi ve otoparkın kira sözleşmelerini dijital platforma taşıdı. Rayiç bedelleri dikkate alarak yeniden ihale yöntemiyle sözleşmeleri güncelledi. Sadece bu müdahaleyle yıllık kira gelirinde %120 artış sağlandı.

Önerilen Uygulamalar:

4.3. Denetim ve Uygulama Gücünün Artırılması

Vergi ve harçların tahsil edilebilmesi, etkin bir saha denetimi ve mükellef takibi ile mümkündür. Ancak belediyelerde denetim birimleri genellikle sınırlı sayıda personelle çalışmakta, teknolojiden yeterince faydalanılamamaktadır.

Uygulama Örneği:

Bir iç Anadolu belediyesi, işgal harcı ve ilan-reklam vergisi kayıplarını azaltmak amacıyla Google Street View görüntüleriyle şehirdeki tüm tabela ve reklam panolarını eşleştirdi. Sonuçta kayıt dışı 600’den fazla işletme tespit edildi ve vergiye tabi hale getirildi.

Önerilen Uygulamalar:

4.4. Paydaş Katılımı ve Gönüllü Uyum Teşviki

Gelir artırma süreci, yalnızca cezai önlemlerle değil; mükelleflerle kurulan sağlıklı ilişkilerle de desteklenmelidir. Belediyeler, vatandaşların ödeme davranışlarını anlayarak onları vergiye gönüllü olarak yönlendirecek iletişim stratejileri geliştirmelidir.

Önerilen Stratejiler:

5. Stratejik Yaklaşımlar: Gelir Yönetiminde Kurumsal Dönüşüm

Belediyelerde gelir artırımı yalnızca teknik bir maliye konusu değil; aynı zamanda kurumsal kültür, stratejik yönetim ve vatandaşla iletişim biçimiyle de ilgilidir. Kalıcı çözümler için gelir yönetimi, klasik muhasebe mantığından çıkarılarak, stratejik bir yönetim fonksiyonu olarak ele alınmalıdır.

5.1. Gelir Yönetiminde Stratejik Planlama

Belediyelerin 5 yıllık stratejik planlarında gelir artırımı çoğu zaman genel ifadelerle geçiştirilmektedir. Oysa stratejik planlar, gelir türü bazında hedef ve performans göstergeleri içermeli; tahsilat oranı, mükellef memnuniyeti ve denetim etkinliği gibi somut kriterlerle desteklenmelidir.

Öneriler:

5.2. Kurumsal Gelir Birimi Kurulması

Birçok belediyede gelir yönetimi birimleri parçalı şekilde çalışmakta, tahakkuk, tahsilat, denetim ve icra-takip gibi işlevler farklı birimlerde yürütülmektedir. Bu durum bütünlük ve koordinasyon sorununa yol açar.

Uygulama Örneği:

Bir büyükşehir ilçe belediyesi, “Gelir Yönetimi Koordinasyon Şefliği” kurarak tüm gelir türlerinin izlenmesini ve raporlanmasını tek elde topladı. Bu yapının kurulmasından sonra tahsilat oranlarında iki yıl içinde %30 artış elde edildi.

5.3. Dijitalleşme ve Veri Tabanlı Yönetim

Modern belediyecilikte dijital sistemler, gelir yönetimi açısından vazgeçilmez hale gelmiştir. Tahakkuk ve tahsilat süreçlerinin otomasyonu, veri doğruluğunu artırdığı gibi personel maliyetlerini de düşürür.

Uygulama Örneği:

Bir sahil belediyesi, taşınmaz kira sözleşmelerini yapay zekâ destekli yazılım ile analiz ederek, düşük rayiçle kiraya verilen mülkleri tespit etti. Güncellenen sözleşmeler sayesinde yıllık kira gelirinde %85 oranında artış sağlandı.

Dijital Yaklaşımlar:

5.4. İnsan Kaynağı ve Eğitim

Gelir yönetimi, mevzuat bilgisi, teknolojik yetkinlik ve saha tecrübesi gerektiren çok disiplinli bir alandır. Ancak belediyelerde bu alanda çalışan personel sayısı ve yetkinliği çoğu zaman yetersizdir.

Öneriler:

5.5. Vatandaş Katılımı ve Şeffaflık

Vatandaşların vergiye gönüllü uyumu, ödeme sistemlerinin kolaylığı kadar, şeffaflık ve güven ilişkisiyle de şekillenir. Gelirlerin nasıl harcandığı konusunda kamuoyunun bilgilendirilmesi, mükelleflerin sisteme olan güvenini artırır.

Uygulama Örneği:

Bir Karadeniz belediyesi, topladığı vergi gelirlerinin hangi projelerde kullanıldığını “Verginizle Ne Yaptık?” başlığıyla her ay afiş ve sosyal medya üzerinden kamuoyuna duyurdu. Mükelleflerle etkileşim oranı %300 arttı; belediyeye yönelik memnuniyet oranı yapılan anketlerde %60’tan %84’e yükseldi.

6. Sonuç ve Politika Önerileri

Belediyelerin mali bağımsızlığı ve hizmet üretim kapasitesini artırmaları, öz gelirlerini sürdürülebilir şekilde artırmalarına bağlıdır. Bu bağlamda sadece gelir kaynaklarını çeşitlendirmek değil; aynı zamanda mevcut kaynakları etkili ve verimli kullanmak, tahsilat oranlarını artırmak, kayıt dışılığı azaltmak ve mükellef ilişkilerini güçlendirmek temel stratejiler olmalıdır.

Temel Politika Önerileri:

1. Gelir Envanteri ve Varlık Yönetimi: Tüm gelir getirici unsurlar dijital ortamda izlenmeli; atıl durumda bırakılmış kaynaklar ekonomiye kazandırılmalıdır.

2. Tahsilat Performansının Artırılması: E-belediye uygulamaları, sahada mobil tahsilat araçları ve otomatik ödeme sistemleri yaygınlaştırılmalıdır.

3. Stratejik Yönetim ve Performans Takibi: Gelir türü bazında hedefler belirlenmeli, bu hedefler performans yönetim sistemine entegre edilmelidir.

4. Denetim Gücünün Artırılması: Teknoloji destekli saha denetimleri ve kayıt dışılığın önlenmesine yönelik veri tabanlı yaklaşımlar uygulanmalıdır.

5. Personel Eğitimi ve Kurumsal Kapasite: Gelir yönetimi personeline yönelik uzmanlık eğitimi verilerek kurumsal kapasite güçlendirilmelidir.

6. Katılımcılık ve Şeffaflık: Mükelleflere yönelik şeffaf bilgilendirme ve iletişim stratejileri geliştirilerek gönüllü uyum teşvik edilmelidir.

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”success”] Sorumluluk Beyanı ve Hukuki Haklarımız [/vc_message][vc_column_text]

Exit mobile version